Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HBASKEIMTGİİNLERİ M Ü Ş E R R E F H E K İ M O Ğ L U Hayat negüzel D oğumunıın 90. yılını kutlamak için yolladığı karllarda "nonstop" bir parliyc çağırıyor dostlarını. "Dıırmadan" kutlamak istiyor yaşama scviııcinı. Hayat nc gü/cl diyor. Bu sö/ler yas,amınm 'leilmotiv'i aslında. Konusıırken "hayat ne güzcl" diyor birden, meküıplarını, kartlarını "hayat nc güzcl" sözleriyle bitiriyor. Ailcsi, dosllurı, hayranlan da onu bu sö/lerlc anacak bugiin. Yii/yılımızın gii/el bir kadınmı, bir Tiirk ressamını, yaşamı da resimleri kadar büyük çi/gilerle gü/elleşen Fahrülnisa Zeid'i lanınıanın ımıllııluğımu duyacaklar. Başkenttcki sanatsever dostlarım bu yıldönünıünde bir anına sergisi bcklcdiler ama beklenti gerçeklcijmedi. Anıman Büyükelçimi/ Mehınct Ali İrtcnıcclik dc Amman'da bir scrgiylc türk rcssaınlarının Fahriilnisa Zeid'e ortak bir sclam veımesini istedı, ama bu da gerçekles^nedi. Gelecek yıldöniimlcrindc gcrçcklc^mcsini dilcrinı. Oglıı Raad bin Zeid'in Ürdün sarayıııdaki görc\i nedenıyle scrgilerle uğrasjmaya vakti olmayabilir, ama kı/ı Şirin Devriın bu görcvi çok gü/cl yerınc gctırir. Baskentliler dc ıı/un yıllardır onun tablolarmı görnıeyı ö/lüyor vc bu ö/l'1ıııin dinmcsini umut ediyorlar. Ünlii ressam Chagal'ı resim diinya>ı na (anılan Katia (îranofT, "ruh hırsı/ı" diyor Fahriilnisa Zcid'c. "Yıldız tozu" diyenlcr dc var. Portrelcrinde o hırsızlıktan i/lcr var. Porlresıni yaptığı kişileri parlalan tozlar... "RCMTIİ öncc diis,üncenıde çi/erim, tuvale aklarnıak u/ıın sürmc/," dıyor. Amman'daki clçiliğımi/c geliyor bir gün, elçiliğin asçısı Halil'c taktlıyor gözleri. Portrcsini yapınak istiyor. Scfırcmizden asçıyı birkaç saat akademiyc yollamasını rica cdiyor. Bırkaç saat sonra kocaınan bir portrc. Amman'a ycrleştiktcn sonra cvini bir akademiyc dönüştürdü, orada çalıştı ölümünc dek. Öğrencileri Ürdün'ün ünlii rcssamları oldu. Paris'tc. C'enevrc'dc scrgilcr açtılar. Halil Üveyni'yı bcıı de tanıdım. Ünivcrste diplomalı bir aşçı.. Kudüs'te doğmuş, Amman'a gelmiş sonra, Arap edebiyatı okumus ünivcrsitede. O gü/cl dolmaları, su börcklcrini şiir söylcycrck yapıyor bclkı dc... Bu dogınn guııundc lahrülnisa Zeid'i anarkcn neler caıılanıyor gö/ümde. Islanbııl'da, Ankara'da, Paris'tc, Amman'da söylcşilcr vınlıyor kulağımda. Irak'ın ı'lk Ankara clçisiylc bir aşk, Atina'da evleniyorlar. Bcrlin'e gidiyorlar. C U M H U R I Y E T DEflOl 6 A R A L I K Hitler ile çay saatini yazdırn daha önce. Bcrlin'dc Na/i/min tırmandığı yıllar. Ciündcmdc Ansclıhluss var. Hitler Türk asıllı Irak scfircsini çaya çağırıyor. üstclik doğıım gününde. Bcrlin Operası'nda bu güzcl sefireye lakılmış gözleri, yakından tanımak istiyor anlaşılan. Çay içcrken soruyor, Anschlıluss ivin ne düşünüyorsun? Güzcl scllre diplomatça yanıllıyor soruyu. Ama sonra fngili/ büyükelcisinin yorıımıından sö/ cdiyor. "Yakında bir dünya sava^ı bcklcncbilir, " diyor. Hitler bıyıklarmı oynalıyor ve "Ingiliz büyükclçisi akıllı hir diplomat," diyor! Dcrkcn soruyor F:ahrülnisa Zeid'e. Ne Tl işlc uğraşıyorsımu/.'Yanıt çok ' n sindc duygusal cı/gıler ağır basıyor. Doktorhasta ilişkilerindc bir giz var galiba. Filbet hatırlamak istemediklcri de var. O /uman tcybi kapamamı ister, bıınu senin içın anlatıyorum, dcrdi. Bcnim ivin anlattıklarmı hatırlamıyorum artık! Fahriilnisa Zcid için çok ya/ı yazdım yıllar boyunca. Ama onu anlatabildim mi acaba? O koeaman bir dağ. Nerdcn tırmansam ba^ka bir dorıığa varır gibı. Paris'tcki son scrgisini gc/cn bir papa/. Cchcnncm adlı tahlosunıın önünde duraklıyor. C'ehennemi böyle renkli olan bir ressam cenncti nasıl anlalır kimbilir, diyor. Oysa karanlık tabloları da var. Sayın bir bakanımı/ "Bu karatahlayı ııedtn astını/ duvara" diyc sordu bakarkcn. Ben dc anlattım saygıyla. Karatahtaya ben/ettiği tablodaki im/ayı göstcrdim. Andre Malraux Paris Sanat Mü/csi'ne almak istiyor o tabloyu. Kahrülnisa Zcid vermiyor. F'ransız dostuna vermediği tabloyu bana nasıl verdi, diye merak ederseniz, o veren bir kadın... Bana tablo portrenin çi/gileri dc devleşiyor. Kcxasından sevgiyle, teşekkürlc söz eder her /uman. Onu çok dcsteklediğini söyler. Haluk Kura anlattı geçcn gün, Emir Zcid esini yanlı/ bırakıp bir ycrc gitti^i /aman boyalar, kalcmlcrlc dolduııırmuş tKİasını. Onlarla çalısarak yulnı/lığmı ıınutacağını söylcrmiş. Boyalar, kalcmlcr tükenıyor bir anda. Tııtkusu, coijkusu sınır tanımıyor, dıırmadan resim yapıyor... Bir yanardağ gıbi. alev saçıvor dıırmadan, sevgiyle, dostlııkla kucaklıyor dünyayı. Ressam olsaydım ben dc onun porlresini yapardıın. Kadifcler. danteller, ipekler icindc görkcmli bir kadın. Kulaklarmda kiipclcr. parmaklarında yü/ükler, boynunda üstüste inciler, boncııklarla. Bir masal kadını gibi, gö/lcrı pırıl pırıl, giilüşü sıcacık, İslaııbul'dan dünyaya u/anıyor. Yü/yılımı/a coşkıı vc rcnk katıyor. Doğıım gününü kutlarken bi/ de kutlanıyor, mutlanıyoru/. Diinyamı/ı güzellcştircn bir sanatçımı/la onurlanıyor, hayat ne gü/cl Fah Fahrülnisa Zeid'in son portrelerinden birl, Acntnan •Içillğlmizin ahçısı Halll Uvoyni (solda). Fahriilnisa Z*id vm o<|lu Raad Bln Z«ld, saray naıırı, Ürdün Kralı HUsayin'in yakın dostu (aa§da). TüPk asıllı Irak sef iresl ressamını. Hitler gülüyor, "Ben dc ressamım" diyor. Fahriilnisa Zeid Hitlcr'in boyacılığını kan dökcrek kanıtladığını söylcrdi... Son doğum gününü tüm dostlar çok dcğişjk armağanlaria kııtluyorlar. Amman Sanat Mii/esi Miidürü Süheyl Bişarat bir çift beyaz güvcrcinle. (,'ocııklar gibi scviniyor bu armağana. Sonra da kafcsi açıyor kuşları uçuruyor. Bir başka armağan Baudlairc'in şiirlcri. Rasgcle açıp okumaya başlıyor. I'ahrülnisa Zeid dc tüm şiiri okuyor l'ransızca. Bellcğine şaşıyor dostlan. Amman'daki buluşmalarımı/da ben dc şaşardım bclleğine. Büyükada'da yaşadığı bir olayı, Karlsbad'da ünlü bir doktoru, Londra'da Kraliçe'yle bir konuşmayı, Büyükada'daki köşkte bir olayı küçiik ayrıntılarıyla hatırlardı. tngili/ Kraliçesi onııruna vcrdiği bir yemeği anlatırkcn gö/lcri parlayarak yaslanır koltuğuna, sofrayı fırçasıyla çi/erdi nerdeysc. Orkidclcrlc kaplı bir masa, orkidc gibi /arif ycmcklcr. Karlsbad'taki doktorun porlre3 5 0 yu nasıl bulduğumu sordu bir gün. "Karanlık ama aydınlık çizgiler var," dedim. Scvinçle parladı gö/leri. O ı^ığı sen gördün, tabloyu sana vcriyorum, dedi. Amman'dan geldi o tablo. Şimdi Birınci Orlu Kunnay Başkam olan Tümgcneral Cihan Faydah'nın eşyasıyla. O zaman askeri ataşemiz Amman'da. Çok sevdiğim asker dostlardan biri. Üzgünüm Fahriilnisa Zeid'in karsısında oturup bir portremi yapınasına vakıl bıılamadım Amman'da. İkirni/ de çok istedik, ama gerçekleş,tıremedik. Ruh hırsı/ı sö/ii portrelerinc çok yakışıyor bence. Kar^ıdakinin ö/ünden bir şeyler çalıyor bir bakışta, portreye o yansıyor. Şimdi Pekin Sefiremi/ olan Filiz Anm'ın porlresi böyle bir yapıt. Aksoy ailesinin portrcleri de... Dcv boyutlıı porllercnin en gü/el kocası Emir Zeid'in portrcsı bence. Bclki dc öyküsii ncdcnıylc. KiK'asının ölümündcn sonra u/ıın gccelcrin yalnı/lığını portresini yaparak unuttuğunıı anlattı bir gün. Flindc fırça kocasıyla konuşııyor, şöyleşiler ıı/arkcn rülnisa Zeid diyoru/. Yeniden doğdu sahnede Ya/ımı Amman dağlarından Allındağ'a dönerek sona crdiriyorum. Geçmiijten gcleceğc u/anıyor, tiyatromu/da genç bir kadını kutluyorum. Yıllarca sahncyi özledikten sonra seyırcilcrinc kavusarak yeniden doğdu Meral (Jlkü. Canavar Sofrası'nda değişik kisilikler canlandırdı. Canavar Sofrası köyden kentc, Istanbul'a göçü anlatan bir oyun. Bir yozlaşma öyküsü. Gençler sevgiyle oynuyor, danscdiyor, şarkı söyliiyorlar. Kimi sahnelcr bıra/ u/ıın, kinıi sahneler bira/ gcreksı/ geldi bana. örneğin me/arlık sahnesinı hayli yadırgadım, ama gençlcrin coşkıısu çok elkiliyor insanı. Oyuncıılar gibi seyireiler dc genç, tcpkilcrini gü/el bcliıtiyorlar. Salon alküjlarla çmlıyor. Allındağ Tiyatrosıı için çok scvindiıicı bir olay. Altındağ'ı da köyden bas,kenle goçenler olusturııyor vaktiylc. Hepsinin ne öyküler var kimbilir... ^ 1 9 9 2 S A Y I 9