Katalog

M 0 Z İ M la hirlikte, bundan sonra da günün koşııllarıııa duyarlı, ama halk kiiltürünün öziinii kaybotmedcn, ınii/.ii>iıııi/.iıı, ülkcmi/in öz^ün küllürüııiin olıışmasıııa yönulik, dolayısı\la, ıılusallayna yolunda ii1 retilmesini amaçlıyoru/..' lck bayna bu paragrat', Yorum'un mü/ik anlayış.ını tanımlamakta yetersi/ ku!)kusu/. Ama daha kaseti dinlcmcden, bu cümlelcri okuduğunu/da, cn a/ından tavırlannın Anadolu Iblkundan yana olduğunu ve kentli olmaklan çok, kırsal kökenlı bir mü/ik çizgisini yeğlediklerini anlıyorsıınu/. "Sıyrılıp Gelen"dekı parcalar da bunu. somutlayan bir nitelik ta^ıyor. İki anoniın türkü ve yine unlar gibi Anadolu esinlerinı ta^ıyan besteleri buluyorsunuz kasette. Ama bunu yaparkcn Yorum, gitarla bağlamayı, kavalla mandolini ve orgu yan yana kullanıyor. Bu ilk kaseti olııs.turan seki/ kis,ılık kadro ise, zaman içınde yayımlanan sekiz kasette süreklı olarak değişikliklere uğruyor. "Sıyrılıp Cjolen"i, bir yıl kadar sonra "Berivan" i/liyor. Bu kasette, bir öncekine oranla önemli bir yenilik var: Anadolu folkunun yanı sıra dünya folkundan örneklcri de buluyorsunuz. Şili'nın iinlii ö/gürlük türküsü "Vcnceremos" ve İtalyan Parti/an şarkısı "Bclla Ciao" kasete biruz daha evrensel bir hava getiriyor. Özellikle, altmışlı yıllarda ünlü ttalyan şarkıcı Milva'nın sesindcn dinlediğimiz (o yıllarda bizde her nedense "aşk şarkısı" olarak Türkçelcştirilen) "Bella Ciao" çeviri/uyarlaması gerçekten çok başanlı. "İşte bir sabah uyandığımda / Ellcri bağlanmış buldum yurduınıı / Her yanı işgal aldnda" di/elcriyle başlayan bu romantik baladı dinlcrken, dağlarda özgürlük mücadelesi veren İtalyan partizanlannın coşku ve umudunu hissediyorsunuz. Grup Yorum, aşağı yukan her yıl bir, bazı yıllar iki kaset yayımlayarak çalışmalarını sürdürüyor. "'rürkülcrlc" (Nisan 1989), folklorik bir çalışma. Aynı yılın sonbaharında yayımlanan "Cema/Gün Gclir", Thedorakis bestesi ünlü "Oğula Ağıf'ı ve Danimarkalı topluluk Savage Rosc'un "Sticn I Bjcrget" adlı parçasını da içeriyor. Ardından, "Ger Ki Şafaklar lurııssun" (Eylül 1990), "Yürek Çağrısı" (Mayıs 1991) ve "Dünden Yarına (Eylül 199I) yayımlanıyor. Grup Yorum'un son kaseti, geçen yaz yayımlanan •'Cesaret'1. Bu çizdiğimiz süreç içinde Yorum, daha çok bir "konser topluluğu" olarak çıkıyor karşımıza. Kasetlerinden çok, konserleriyle olay yaratıyor; dinlcyiciyle kurduğu iletişim özellikle sahnede daha da çarpıcı biçimde ortaya çıkı1992 SAYI 350 Yorum, yapısı, nitellği vo ' ıçısmd.ın bugüne dek benzerlnl g&rmedlğimiz, oldukça ilglnç blr topluluk. BU 'YORUM' HIÇ BITMEYECEK Süren davaları ve inadıyla konserlere, şarkılara devcım ediyor Grup Yorum. Kasetleri kapış kapış gidiyor. aklaşık beş yıklır oldukça tehlikcli bir "terörist çetçsi" dolaşıyor ülkcnin hcr yanında. Adları, "Grup Yorum'"; silahlurı gitar, bağlama. tlüt, org, synthesizcr ve vokal; suç mckânlanysa konscr alanlan v» kayıt slüdyoları. imal ettiktcri "parça Jcsirli" bombalar, plastik bir muhata/amiı içinc yerleştirilmis, manyctik band rulolarından oluşuyor ve halk arasıııda genelliklc "kasef olarak adlandırılıyor. Tam olarak bilemiyoruz, aına hcrhaldc öylc büyük suçlar işlemisjer ki "adaletiıı pençcsi" peşlcrini bıraknııyor bir tiirlü. Konserlcri yasaklanıyor, kasetleri toplatılıyor, elemanlar ba/en birer birer bazen de loplıı halde tutuklanıp haklarında hapis istenıiylc davalar açılıyor. Bitmeyen davalan ve Y polis gölgesini takmışlar peşlerine, soğukkanlı bir inatla konserler vermeye, şarkılar söylemcye devam cdiyorlar, Kasetleriyse adeta kapış kapış satılıyor. Kültür Bakanımız sayın Fikri Sağlar'ın kulakları çınlasın: Ciddi ve köklü bir "demokratikles,me pakeli" vaatleriyle gelen koalisyon hükümetinin birinci yılı dolarken, Türkiye'de müzik gruplan lutuklanma, coplanma, hapse atılma risklerini gö/x alarak işlerini sürdürmek durumundalar . Hâlâ kasetler toplatılıyor; hâlâ şarkılar suçlu bulunuyor; hâlâ "seslerden ve sözlerden" korkuluyor. Güney Ai'rika Cumhuriyeti'nin "mbaqan^a" nıü/isyenlerine; Pinochet rejimmin "Nuova CancionMculara yaptığını, biz de Grup Yo rum, Grup Ekin ve onların temsil ettiği çi/gideki mü/isyenlere yapıyoruz. Kültür diinyamı/dan "yasak" kavramını tümüyle çıkarma ar/usunda samimi olduğuna inandığımız Bakan, acaba bu genç müzisyenlerin başlanna gelenlerle de ilgilcniyor mu? Yorum, yapısı niteliği ve "serüveni" açısından bugüne dek ben/erini görmediğimiz, oldukça ilginç bir topluluk. 1985'te aynı fakültede okuyan dört arkadaş tarafından kuruldu ve iki yıl kadar sonra da ilk kaseti "Sıyrılıp Gelen"i yayımladı. Kuruluş gerekçelerini, mü/ik anlayışlannı ve çizgilerini, şöyle anlattılar kasetlerinin içine düştüklerı notta: "Halk müziğimi/de Ruhi Su ile başlayıp Zülfii l.ivancli ilc sürdüğünü kabul ettiğimiz 'ulusallaşma'' çabalarıy 14 C U M H U R İ Y E T DEROİ 6 A R A L I K