Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mevlâna CelâleddlnI Rumî. termese yandık gilti. Tanrı ise sadece "ona başvııranların" ışinı görüyor... Eski eağlarda insanlara lopluca seslenen Tanrı şimdi onlarlu "tek tck" konuşuyor... Topluluğa dargın... Şansımı/ var kı bi/ yine de "Tanrı'mıı" deni/indeyiz... Bu yü/den " O " yanımı/dadır... İstcsck dc istemcsek dc "O"nun deni/ındc yü/.medeyi/.... Bi/.i kuıtaracaktır... Başla tiirlü yapamuz. Çünkü " O " Tann'dır. Tanrılığa yakışan da bu değil mi?.. * • * Din aşk olur. Aşk din. * * * Aşk ncdir? Işte bütün "sır" burada. Aşkın tarifınde yanılmak olma/. Yeter ki kişı "Aşktan ıı/ak olmaya" "Aşk O'dur ki halkı ncş'elendirir. Aşk O'dur ki neş'e müjdeleri verir Bi/i ana doğurmadı... İştc o aşk doğurdu, yüzlerce rahmct. Yü/lerce aferin. O anaya." Aşktan doğduk biz. Her şey birbirine aşkla yaklaştı. Aşk dünyanın yaradanı. Tann'nm ta kendisi. islam öncesi bir Orta Asya Türk şiiri: "Aşktan doğan Tanrı bin yaşa" diyc başlıyor. Bakını/ töre nasıl yansıyor... Mevlâna da Orta Asyalı bir Türk değil mi? Aşkın larifindc en güzcl dizelcr Mevlâna'da ve onıın yolundan gidcnlerde. Mevlevi ocağının yetiştırdiği en kııtlu ınsanlardan, bugün İstanbul'da Cîalata Mevlevihancsi'nde ebedi öyküsünü uyuyan, 19. yy. divan şairi Galib'e görc aşk: "Mumdan gcnıiye binip ateş deni/ini gccmek." * • • Yeryü/.ündc nc çok insan var. Nc cok mahluk. Her birinin yiizü ayrı. Hcr hirinin bcn/i solıık. Kimiıı kimdcn habcri var, kim kiındcn hoşnııt. Gel gör ki bazıları öyle mi? Alnında "Tanrı Nııru" purlayan da görünüyor gc/ıncnler arasında... "İnsanın bir solıığu, bir cana değer, Ondan diişen bir kıl bir madonc değer l'akal bir insan da vardır ki... Oıuınla koınışmak şöyle dursun, Onu görmemek dünya mülküne değer..." Bir solıığu "bir cana değen" ınsanla. "gö/den ırak olması" icjn dünya miilkiiniin teda cdilcceği insan... İşte "hayal tu/ağından" paçasını kurlarnıış "Mevlâna" hümani/ması. "İşte insanı bütün çıplaklığı" ile gören ö/gün "tasavvuf". İnsanın ayağını yeryü/ünden kesmeden onu şeytanın şerrinden koruyan düşünce. Insanla "melek" farkını unutmayan derin iç heyecanı, ruh arındırmanın keyfine varacak sonsu/ zcnginlikler... "C'anın dertten feryada gelince Dünyanın Tannsı aklına gelir C U M H U R İ Y E T O I R S İ 13 A R A L I K Mevlevlllk, esas anlamıyla açk wo cezba yoludur. MUzlk ve sema da bu yolun t»m*l özelllklerlndan biri. Scma'da Insana hlzmet erprisi ballrgin olarak görülür. Vallahi insaf edersen... İnsafederler Fakat yalana dol»na yüz tuttun mıı... Yeldir o... Eline de yel geeecck ancak..." Tann'yı hatırlamanın yolu "derde düşmek..." Yaradana sığinmunın gcrekçesi "çaresi/ kalmak..." Cümle âlenıin "âdcti bu". Ama bazıları da vardır ki "insaflıdırlar". Sıradan kul sıkışınca "elbettc Dünyanın Tanrısı'nı anar". Ama öyle has kullar vardır ki "Onlar her /aman Tann'yı" anarlar... Hiç. kimseye belli elmezler. Sır vermezler. tçten içe alışveriijtedirler. Derinden dcrine gözyaşı dökerlcr. Pa/iirlıklun içtendir. Kimsc anlamuz. Kimsenin aklı ermez. Onlar için sır vermek "yalana dolana yü/ tutmaktır" o zaman "ellerinde avuçlannda hiçbir şey kalmaz." Sır dcdiğin uçar gi der... "Bu gece saki şarabı kırbayla doldurup sunmada Gönlü yağmaladı... Şimdi de imana el attı. O kadar şarap sundu ki... Tufan kopardı. Kopardı da hırden aklın evini barkını yıktı gitti..." Bilgi gönüldür. Ruh coştu mu akıl sc/giye yenilir. Saki şarabı sundu mu'.' tşte O'dur "Ruh"... "Tasavvufta" şarap ruhun dalgalannın köpüğüdür. Yanlış anlaşılmasın. Şarap "Kırbalar" dolusu gelir. Ruhla fırtınalar kopar. Tann kalbi coşturunca akıl maneviyat yollannda yaya kalır. Din baştanbaşa ruhtur. Coşan gönül "dini" de alır götürür, imanı da. İnsan nasihat dinlemez olur. O zaman, ortada sadece "Aşk" kalır. "Tann Aşkı." Aklın Taaa ötesindedir aşk. Hayatın taa kendisidir aşk. Her şeydir aşk. Hcr canlının canı. Her ruhun ruhudur aşk. Aşksız ne baş olur, ne beden. C'eset bile âşıktır. Toprakla oynaşır. "Seni görüp de deli divane olınayan kâfırdir, Scnin yüzünden candan olmayan cansı/dır. Senin yüzünden büsbütün deli divane... Rc/ü rüsvay olmayan akla. Aklı kul bile olsa, akıl demem ben." Aşkın diyalektiğinde sondan başa dönen, baştan işi bitirmiş demektir... Ancak onlar anlamıştır aşkı. Şu yaşadığımız dünyanın gidişatı da böyle. Her şey baştan sona değil sondan başa dü/.enlenmiş. * • • Dünya çok kalabalık... Toplumlar, insanlar, kurumlar, cemiyetler, adamlar vesaire. Ama yine de hepimiz biriz. Hem bir, hem çokuA "Ben bir canım, ama yüz bin bedenim var. Madem ki hepsi de bcnim. Başkasından söz etmemeliyim. Dalga gibi bedenimden bir baş göstereyim de, tyicc bir bak O baş gösteren de tıpk> benim." < (*) Terrüme: AhJülhaki Gölpınarlı. 1992SAYI 351