Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ünüşen çiniler kit geldiginde," her biri 1618 akçeden satın alınınış 21 bin 43 plaka çini kullanılmıştı. tznik'teki atölyelerin günde 810 plaka çını işlediği düşünülürse karşılaşılan yoğunluk kendilığinden ortaya çıkar. Sonunda, kapalı dcvre çalıştnanın verdiği zarar iç ve dış piyasayı, tüccarlan etkiler. tznikliler beklerler; aına eski müşteriler yoktur artik... Kazandığı 23 bin akçcyle Istanbul'a yerlcşenler vardır o dönemde. Sultanahmet Camii'nin yapımı sırasinda I. Ahmet'in tznik'e sert bir dille kaleme alınmış fermanlar gönderdiği biliniyor. I. Ahmet'in, kendi çinilennın tamamlanmadan tznik'teki atölyelerin başka bir yerc çıni yapmasıni yasakladığını belgelerden öğreniyoruz. Saray'ın bu tutumunun Izmkliler üstündc ctkisini, Dr. Ara Altun'dan dinleyelim: "Biz tznik'te yaptığımız kazılarda, surdışında, Ö7ellikle yamaçlarda çok az kullanıtmış fırın kalıntılarına rastladık. Şeklen de teşkilatlı atölye değil, kaçak fırın imajı uyandınyor. Bizim KUtahyalı çinici Faruk Şahin'in söylediklerı akla yatkın görünüyor. O dönemde Saray'ın Çınicibaşısı, tznik'te oturuyor. Her şey onun denctımındc. Saray ferman gönderiyor, benim çinılerımı yapacaksınız dıye. Bu arada iç ve dış pıyasa var, tüccarlar var. Izniklinin geçımi de 'evani' dediğimiı kapkacaktan. Ne yapıyor adam, mal/enıesiııi koyuyor heybesıne, orada kaçak bir fırını var, kaçak rakı yapar gibi, kaçak çini yapıyor. Bunlar bir fikır tabii, ama akla yatkın görünUyor" Dr. Ara Altun, tznik'te sunhşında, Elbeyli kasabasının girişinde Dereköy'de, Orhan Imaretl kalıntısının yanında, çok yakın çevrede, gidip gelinebilecek yerlerde, çok az kullamlmış fırın kalıntılanna rastladıklannı belirtiyor. Elbette tznik çiniciliğinin çöküşünün birçok nedeni var. Osmanlı lmparatorluğu'nun duraklama devrinc girmcsi, Uzakdoğu ticareti yollarının gelışmesi, Avrupa seramik sanayiinin temellerimn atılması, Çin porselcnlerinin Galata ve Bedesten'de çokça bulunup, satılmaya başlanması, bunlardan sadece bırkaçı. Ncdcnlcrı nc ya da neler olursa olsun, tznık çınıcihğının çöküşü yurekler acısı bir şekılde cereyan edıyor. Sultanahmet Camii'nin bıtışmden sonrakı yıllarda, 1640'larda bir çını atağı başlar. IV. Murat Bağdat'ı aldıktan sonra buranın hatırasına Topkapı Sarayı'nda bir köşk yaptırır. Köşk çınilerle kaplanacaktır. Artık bunu IV. Murat'ın kendisi mi, yoksa Saray'ın yetkilisi mi ister, bilinmcz; ama lzhik'ten talep edilen, mavibeya? çinilerdir. Iznik'tekı ustalar Bağdat Köşkü'nün çinilcrini Ehli Hlref çinilerine benzeterek yaparlar. Uaha sonra Uavutpaşa Sarayı, Yeni Cami gibi yapılar mavibeyaz çinilerle süslenecektir. Lacivert, kırmızı, yeşil, fıruzeli dönem bitmeştir artık. 1648 yılında Şanı'a giderken Iznik'e uğrayan F.vliya Çelebi, burada artık kale muhafızları ol madığını, sadece Celâlller'e karşı korunmak için kapıların kapatıldığını bildirir. Surdışındaki hendek, artık kuru vc içi toprak doludur. Sur ıçınde yerleşrne güney tarafta yoğundur. Buna karşılık doğu tarafı boş, bağlık ve bahçeliktir. Evliya Çelebi, buradaki başlıca cami, mescit, medrese, sübyan mektebı, tekke, imaret, hamam ve çeşmeleri saydıktan sonra büyük bir çarşısı olduğuna ve çini fırınlarına işaret eder. Onun ıaviler firuze idi 16. yüzyılda İznik ustalarının elinde... Fotoğnf: ERDAL YAZICI Istanbul'daki Rustempasa Camıı'nden bir kuşe "Bir çini hazınesi" olan Rustempaşa Camıı,1550'lerde zırveye tırmanan Iznık çınıcılıuının en guzel mımarı örneklennı barındırır. Son cemaat yennın duvarlarından baş'ayan çını kaplama, ana kapının her Ikl yanında devam eder Camının ıçındeki (il ayaklarının usrJeri de çinilerle kaplanmıştır Kıble kapısının ıkı yanı, mıhrabın etrafı, mınberın arkasına rastlayan duvar kısımları, tamamen çınıdır 1561 yılında yapılan Rustempaşa Camıi'nde, yalnızca lale ışlerınde, 100 civannda çesıt bulunmaktadır yaşamıştı... Yeşiller zümrüte, kırmızılar mercana, maviler nmiş gibiydi. Ustalar, sır altına mücevher yerleştirmekteydi... ifadesine göre, Sultan I. Ahmct (16031617) yıllarında 300 imalathane varken bu sayı o sıralarda 9'a düşmüştür. (Prof. Dı. Semavi Eyice, "tznik Tarihçesi ve Eski Eserleri). Düşüş tznik'in düşüşüdür. 18. yüzyılda bu düşüs devam eder. Kurtuluş Savaşı sırasında yakılıp yıkılır. tlk defa kente 1947 yılında giden tarihçi Semavi Eyice lznik'i, "perişan bir köy" olarak tanımlar. Boylesinc evrensel bir kültürü yaratan tznik'in acı sonu, 6O'lı yıllarda farkedilir. tmar faaliyetleri başlar. Prof. OkUy Aslanapa ve Dr. Ara Altun da o yıllarda lınik Çini Fınnları Kazılanna başlarlar. Bundan sonrasını Dr. Ara Altundan dinleyelim: "tlk kazılar, 1963 yılında surdışındaki Orhan Imareti'nde başladı. Ondan sonra da 64 yılında, şehir içinde çini konusundaki kazılar başladı. 1969 yılına kadar sürdü. O yıl ara verildi. tlk yoğunluk tespit edildi ve literatürde 'Milet iyi', 'Kodos Isl' diye geçmiş çini tipleri teknikleri saptandı. TUm bunların esas Uretim merkezinin İznik olduğu saptandı. Bu bizim için, o zaman yeterli gibi gOründli; yani bir tespit ve orada bitti. Sonra, 1980 yılında lznık'te altyapı çalışmaları nedeniyle inıar faaliyetlerı başladı. O arada kepçeler birtakım fırın kalıntılan ortaya çıkardı. Bu sefer, tekrar bir ekip kurup, daha çok teknolojisine yönelik bir kazı çalışması planladık. 1981 yılının ağustos ayında başlayan çalışmalara biz, "ikinci dönem kazıları" diyoruz. Tabıi tekrar eski yönctimimi/le işe başladık, sondajlara başvurduk eldeki ıpuçlarına görc ve artık o sondajlar, 1983 yılından sonra dılzcnli bir kazı alanı gelıştırmcmızc yol açtı. Yani özellikle bir alanda du/cıılı ka/ıya başladık. Orası bı/e bir Osmanlı Çini Fırınları Alolyfsi verdi. Zamanla ikı tane bulduk. Bunlar fırınların ateşhanelerıydi. Çünkü fırınların tepe bölümleri top rak üstünde olduğu için zamanla yıkılıyor. Ama ateşhaneler aşağı yukarı bir metre toprağın içinc gömülüyor. Biz orada iki farklı tipte ateşhane bulduk. Bunları bilımscl yöntemlerle sertleştirdik, restorasyonuna başladık. Şimdi bunlar birer sundurma altına alındı ve dünyada tek. tlk dönem kazılarından çıkanlar maalesef korunamadı, tahrip edildi. Bugün üstlerinden yol geçiyor, bir kısmının Uzerinde kamu yapılan var. Daha başka fırınlar da çıkıyor. Mesela belediyenin yaptırdığı işhanınm altında da çini fırınları vardı. Biz ona müdahale etmek istedik, ama başanlı olamadık. Orada 8 tane fırın kör kepçeye gittü' Dr. Ara Altun'un kazılarla ilgili anlattıkları bu kadarla kalmıyor. İznik çiniciliği tarihine önemli katkıları olduğunu ve olacağını söyleyebileceğimiz çalışmalar halen sürdürülüyor. Prof. Oklay Aslanapa, Prof. Şerare Yelkin ve Dr. Ara Allun'un birlikte ha/.ırladıkları "II. Dönem İznik Kazılan" kitabı, bugünlerde yayımianacak. 1989 "İznik Yılı" nedeniyle bazı görüşmeler yapmak için mayıs ayında gittiğimiz tznik'te daha birkaç gün önccsindc define arayıcılarının Ayasofya'da kazdığı çukuru görmüş bir insan olarak bu yazımızı, tarihçi Semavi Eyice'nin "İznik" kıtabındaki "Sonsoz"Uyle noktalamak istiyoruz: "...Tarlh içinde uzun ve hareketli bir geçmişe sahip, gerek ilkçag ve gerekse ortaçagın onemli anılannı hâlâ içinde saklayan ve Osmanlı donemi Tiirk sanalının bir bakıma dogdugu >cr olan bu ka.saba, anıtları ve tabialın ona »agladıgı göl ve yeşilliklerle kaplı çevresi ile, >imdiyv kadar oldugundan daha anlayışlı bir koruına ve duıenlcmı bcklemektedir." "İznik Yılı"ııın bunun kıvılcımı olması dılcğiyle... D 13