Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTANIN KO N U 6 U 'Hayatta yalnız orkestra yok' Güney sahillerinin ünlü Göcek koyunda inek ahırından 'tornistan' bir barakada atölye kurup, bir yandan keman ve viyola yapan, öte yandan 34 yıldır düşlediği 9 metrelik yatını gerçekleştiren Akşit Yücelen, mesleğini çok sevdiği halde, "monoton bir yaşantıdan kurtulmak için" bu yolu seçmiş... Tolan Arlıhan I GÖCEK umhurbaşkanlıgı Senfoni Orkeslrası'nın şef kemancılanndan Akşil Yücelen, iki yıldır Fethiye Körfezl'ndekı Göcek koyunda, kiraladığı küçük bir köy evinde, pek az kişiye nasip olacak bir "crken cmckli lik hayatı" yaşjyor. İki yıl önce, 50 yaşındayken emekliliğini isteyip Göcek'e yerleşen Akşit Yücelen, evinin bahçesindeki inek ahırından 'lornistan' barakada, bir yandan dünyada kullanılan son teknikleri uygulayarak 9 metrelik bir yelkenli, öte yandan da keman ve viyola yapımını sürdürüyor. inanmadılar, olamazsın dediler. Ama ben kararlıydım. Çünkıı mesleğimi çok sevdiğim halde, monoton bir yaşantıya girmiştim. Aslında 65 yaşına kadar da çalışabilirdim. Ama ondan sonra fizik olarak güç bulamayınca moral bakımından etkilenebilirdim... Düşündüklcrimi yapamam diye, ııe olursa olsun emekli olmaya 'karar verdim. Benim düşüncem şöyleydi: Hayatta, yalnız orkestra yok, başka yaşantılar da söz konusu; o bakımdan erken emekli olmak istedinı. Yapınak istediklerimden bir tanesi, orkestradaki yıllanmda başladığım keman yapımına ağırlık vermekti... Ayrıca denize meraklıydım.. Ama malum Ankara'da deniz yok. • Şimdi 9 metrelik bir yat yapıyorsunuz. Bu merak ne zaman ve nasıl başladı. şimdi hangi aşamada? • Bu merak, konservatuvar öncesinde, Pendik Ortaokulu'nda başladı. Denize çok duşkündüm. Aslında çok iyi bir yüzücüydüm. Yarışlara katılıyordum. Daha o zaman maddi olanaklarım oranında bir tckne yapmıştım: Portakal sandıklarından; üzerine evdeki eski perdeleri, bezir yağına batırıp gerdirmiştim. O zaman bununla yetinmiştim. Ardından Ankara'ya, denizi olmayan bir yere gittim. Ancak bu kadar uzun süre denizden ayrı kalacağımı düşünmemiştim. Ama biı gun emekli olacağım ve kendi tcknem olacak, onıınla denizlerde gezeceğim diye aklıma koymuştum... Başlangıçta bir tekne sipariş etmeyi duşunuyordum. Yapmak aklımda yoktu. Fakat baktım ki, Türkiye'de yapılan teknelerin çoğu, özellikle Karadeniz'de, hep babadan kalma usullerle yapılıyor. Bir kescr, bir tcsterc vc gözle hiza alıp, keser sapıyla ölçmek yöntemi sürdürülüyor hâlâ... Biraz araştırma yaptım, Avrupa'da yaşayan ağabeyimden birkaç dergi istediın. Sonra bir Hollanda firmasında karar kıldım. Oradaıı ön kitapçıklar geldi. Bunlarda, tekne yapımı ile ilgili bütün bilgiler en kuçuk detayına kadar verilmişti. Tekneyi yapabileceğime aklıın yattı. Bunların içinden 9 metrelik, 6 yataklı, mtıtfagı, tuvaleti olan bir yelkenli yatta karar kıldım. Projelerini istetlim, ucreti mukabilinde. Bu sırada daha emekli olmamıştım. önce Ankara'daki evimde, yapmayı istcdiğim teknenin 1/10 ölçeğinde, yani 90 santim boyunda bir maketini yaptım. Tekne dünyada kullanılan en son teknikle yapılan bir tekne. Su kontrplağını kat kat, "lamine" dedığımiz usullc, yani çaprazlamasına üç kat döşeyip ve her katı, " e p o x y " denilen ithal bir yapıştırıcı ılc yapıştırarak yapılan bir sistem. Buna "C'oldMolded Sistem" dıyorlar. Teknenin hiçbir yerınde tek bir çıvi dahi kullanılmıyor. Tekne bittıktcn sonra ıçi vc dışı da "epoxy" ile sıvanıyor; ağaç bunu emiyor, hava ve rutubetle teması kesiliyor. Böylece ömrü sonsuz oluyor. • Peki keman yapımına nasıl merak saldtnız? CSO'nun şef kemancılanndan Akşit Yücelen'in "erken emeklilik" yaşantısı C • Neden bir "erken emeklilik" size çekici geldi?.. • Evet, bu soruyu sormakta hakhsınız. Gerçekten mesleğim gereği, kendi paramızla hiçbir /amaıı gerçekleştiremeyeceğimiz seyahatlerin yanı sıra, TUrkiye'de en iyi ucreti alanlar arasındaydık. Yani Devlet Planlama'daki arkadaşlarla aynı statüdeydik. Emekli olduğum zaman, ücretimin.üçte birini alacağımı bildiğim halde, peynir ekmek yesem de emekli olmaya karar verdim. Yıl 1987... Arkadaşlarım bu kararıma /Kütahya'da 1937 yılında doğan Akflt Yücelen, 1961 yılında Ankara'da konservatuvarın yüksek bölümünden, yaylı sazlar kısmından mezun oluyor ve bir yıl sonra da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın keman sınavını kazanarak, 1. dereceden orkestraya glrlyor. 1967de de emeklillfilne kadar sürdürdüğu 2. grup şefliğlne getlrillyor. CSO'da 26 yıl çalışan Akşit Yücelen'in kızı Çağıl Yücelen de CSO'nun sollst kemancılarından.