30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

S A 6 L I K Erdal Atabek Yüksek tansiyon yalnızca diyetle düzelir mi? Yeni bir araştırma, uygun bir diyetle, hiç ilaç kullanmadan, ya da ilaç kullanım miktarını azaltarak yüksek tansiyon hastalannın büyük bir bölümünün "normal tansiyon" sınırında yaşayabileceğini ortaya koydu Sebzeler rehberi Et yemeklerinde, sindirim için bayır turpu • Neden "bayır turpu" dendiğini bilmiyorum. Belki de, bayırlarda yetişmiştir. Biz "turp"u manavlarda, gezgin satıcı tezgâhlarında görürüz. Yuvarlak biçimli gövdeleriyle demet yapılmış dururlar. özel baharlı tadıyla sofralann aranan bir salata sebzesidir. Rendesi yapılır ya da dilim dilim kesilerek yenir. Dışı ister beyaz, Ister siyah olsun, içi kar beyazıdır. Rendelenmiş turpun yanına rendelenmiş havuç da konursa renkli, kokulu güzel bir salata olur. (Limon, biraz salata yağı, istendiği kadar tuzla.) Kalorisi düşüktür. 100 gramında 20. Protein 1.1 gm., yağ 0.1 gm., karbonhidrat 3.5 gm. T ansiyon yüksekliği, çağımızın önemli, yaygın bir hastalığı. Sözünü ettiğimiz, "esansiyel hlperlansiyon" adını verdiğimiz, toplumlarda en çok görulen yüksek tansiyon tipi. Işin bir önemli yanı da, hafif hatta orta derccede tansiyon yüksekliği hastalannın bile çoğu kez hastahklannın farkında olmaması, böylece de yıllarca süren bu hastalığın zararlı etkilerinden kurtulamayışlan. Diyet çalışmasının önemi neair? Çalışmanın önemi şudur: Toplumda en çok gorulen yüksek tansiyon tıpi olan "esansiyel hipertansiyon" hastalarının, gene en büyük bölümü olan hafif ve orta derecede olanları, uygun bir diyetle, hiç ilaç kullanmadan ya da ilaç kullanım miktarını azaltarak, "normal tansiyon" sınırında yaşayabilirler. Düşünelim ki, loplumdaki birçok kişi bugün de, "tansiyonlarının yüksek oldugunu bilmeden" yaşamaktadır. Bu "gizli hipertansiyon" olguları, sanıldığından daha çoktur. özellikle bizim gibi, kendi sağlığına kayıtsız toplumlarda bu oranın daha yüksek olma olasılığı vardır. Pek çok "esansiyel hipertansiyon" hastası beslenmenin önemini bilmeden tansiyon düşürücü ilaç kullaıımakta, bu ilaçların alımı da çok düzenli olmadığından "ara sıra" gibi, "başım ağrıyınca" gibi, "kendimi iyi hissetmeyince" gibi rastgelelik içinde olmaktadır. Tansiyon düşürücü ilaçlann, bütün ilaçlar gibi, çeşitli yan etkileri vardır. Bütun bunlara bir arada bakınca, yüksek tansiyon hastalannın yapacaklan diyetin önemi ortaya çıkmaktadır. Aşırı kiloyu azaltma, alınan günlük tuz (sodyum) miktarını azaltma, alınan alkol miktarını azaltma ile belirlenen bir diyet, biryok yüksek tansiyon hastasında ilaç işlevini görmektedir. Bütün bunların ancak bir hekimin gözetiminde yapılması gereği unutulmamahdır. Hastalık ortaya çıkmca da, sağaltım yolları aranmakta, bu kez de karşımı/a, yıllar boyu alınması gereken önlemler sorunu çıkmaktadır. Yüksek tansiyon hastalığına karşı kullanılan ilaçlar, sürekli kullanıldıkları için istenmeyen yan ctkilerini de birlikte getirmektedirler. Ya7irrnzın konusu bu yan etkiler değil. Ancak, bu yan etkiler, akla başka biı soruyıı getirmiştir: "acaba esansiyel hipertansiyonlu hastaların ilaçla normale dönen tan>ı>onları. hıı, ılaı; kullanmadan, >alnıy diyet yaparak normala doner mi, normal sınırlarda kalır mı?" Bu konuda yapılan yeni bir araştırma GELtŞtMJAMA'nın şubat 1988 sayısında yayımlanmıştır. Konunun önemi nedeniyle, özetle açıklamak istiyorum. Araştnrna için bir grup "yüksek tansiyon" hastası seçilmiştir. Bu hastalar, yüksek tansıyonları ilaçlarla normale döndürülen hastalardır. Araştırma için hastaların da iznl alınarak, iki gruba ayrılmışlardır: Birinci gruptaki hastaların aldıkları tansiyon ilaçları kesilınis, sadece diyet programı uygulanmıştır. Diyetin temeli "aşırı kiloları azaltma, alınan tuzu azaltma, aşırı alkol kullanımını azaltma" olarak belirlenmiştir. lkinci gruptaki hastaların aldıkları ilaçlar da kesilmiş, bu gruptaki hastalara özel bir diyet programı uygulanmamıştır. Araştırma dört yıl sürmüştür. Bu dört yıl içindc, hastaların hepsi dikkatle izlenmiş, gerek tansiyon ölçümleri, gerekse laboratuvar incelemeleri sistemli olarak yapılmıştır. Uygulanan diyet çok sıkı olmamıştır. Hastaların günlük gereksinmeleri karşılanmış, sadece aşırı kilolarını vermeleri, bir gün içinde aldıkları tuz miktarını (sodyum olarak) azaltmaları, aldıkları alkolü azaltmaları (iki kadeh şarap, bir şişe bira, bir kadeh likör gibi) sağlanmıştır. Kuşkusuz, araştırmada "biraz", "daha az" gibi belirsiz ölçüler değil, saptanan ölçülerde miktarlar kullanılmıştır. Gerek besin türleri ve miktarları, gerekse tuz ve alkollü içki miktarları belirlidir. Beden ağırlığımn yüzde S azaltılması, günlük sodyum miktarının 1800 mg!ın altına indirilmesi, alkol tüketiminin günde en fazla 26 gm. olması hedeflenmiştir. Dört yıllık çalışmanın her yıl değerlendirilmesi şu sonuçları vermiştir: Birinci yılın sonunda 1. gruptaki hastalarda bu oran yüzde 50'dir. tkinci yılın sonunda, 1. grup hastalannın yarısından fazlasının tansiyonu gene normal kalmıştır. 2. grup hastalarında bu oran üçte bire inmiştir. Uçünciı yıl sonunda, birinci grup hastalannın yüzde 42'sinin tansiyonlan normal kalmış, ikinci grup hastalannın sadece yüzde 16'sının tansiyonu normal kalabilmiştir. Dördüncü yıl sonunda ise, hiç ilaç kullanmadan sadece diyet yapan 1. gruptaki hastalardan yüzde 39'unun tansiyonlan normal kalmış, hiç ilaç kullanmayan, özel bir diyet de yapmayan 2. grup hastalarından sadece yüzde 5'inin tansiyonlan normal kalmıştır. Bu araştırmada, temelleri yukarıda belirtilen diyeti yapan hastaların sadece tansiyonlan normal kalmak gibi bir kazançlan olrnamış, serum kolesterol düzeyleri ve serum trigliserid duzeyleri de düşmüş, böylece çok yönlu bir kazanç sağlanmıştır. Haftaya: Yüksek tanslyonun sonuçları nedlr? D Yaşlılığı anlatan kitap var mı? Şöyle bir düşünürsek, yaşlılığı anlatan bir Kitap adı akhmıza bile gelmez. Italo Svevo'nun "Senilita"sı, Salâh Blrsel'in "Yaşlılık Günlüğü" yaşlılık felsefesıni özel tatlanyla bıze duyurur, ama Insanla ilglli diğer sağlık konularına göre "yaşlılık" konusundan sanki kaçınılır gibidir. Oysa "yaşlılık" doğal gelişimin çizgisinde bir aşamadır, kendıliğinden gelir ve kimse ondan kaçamaz Sanki, "yaşlılık" konusu yazılmazsa yaşlılık da olmazmış gibi düşünülür gibi geliyor insana. Slmone de Beauvoıre, bu tabuyu yıkmış. Oturmuş, bir güzel "Yaşlılık" kitabı yazmış. Milliyet Yayınlan'ndan çıkan kitap, şimdilerde ancak sahaflarda bulunuyor. Düşünüyorum da, ya bu kitap yeniden basılmalı ya da "yaşlılığı" gerçekten her şeyiyle, mutlulukları, mutsuzlukları, kazançlan, kayıplan, yeri, duyguları, düşünceleriyle yazan bir kitap yayımlanmalı. Belki de doğrusu, ikisının birden yapılmasıdır. Yaşlanmak, genel düşüncenin terslna, heyecanları öldüren değil, heyecan veren bir olgu. Ama insanlar, yaşlılığın ölüme giden bir yol olduğuna inandırıldıkları İçin yaşlılıklarını yaşamayı bilmiyorlar. Oysa ögrenecek kadar zamanları da var. Geride kalmış yıllarda yaşanmış bunca yaşam deneyimini, acısıyla, tatlısıyla, doğrusuyla, yanlışıyla yaşama katmak kadar heyecan veren şey azdır. Oysa yaşlılık nasıi yaşanır? Katılaşmıs eklemlerden yakınmayla, artık ilgi görmemekten yakınmayla, geçmış günlerin yararsız özlemlerlnl dinletmeye çalışmakla. İnsanlar, en üreticı, en verımli olabilecek çaglarını boyle yakınmayla, sızlanmayla geçirmeyi nasıl ögrenirler billnmez. Belki de yaşlanmayı yeniden öğrenmek gereklyor. Sağlıgıyla, hastalıgıyla. duygularıyla düşünceleriyle yaşlılığı yeniden öğrenmek. Ne çok gerekeinmes! var toplumumuzun. Kimbilir, belki böylece neden "erken yaşlandığımızı" da anlardık n özel bahariı tadıyla, "tmdık turpu" da "bayır turpu" glbı ıştah açıcıdır Minarallvrl, çeşıtçe zengin, miktarca alçakgönüllüdür: Sodyum 12 mg., potasyum 242 mg., kalsiyum 35 mg., fosfor 28 mg., magnezyum 12 mg., demir 1.2 mg. Vltamlnlerl de öyle: A vitamini 4 mikrogm., Bi vitamini 0.04 mg., B2 vitamini 0.04 mg., Niacin 0.2 mg. C vitamini 27 mg. özel baharh tadı iştah açıcıdır. Fazla yendiğinde gaz yapıcı olarak bilinir. Turp salatasının iştah açıcı özelliklerinden yararlanmak doğrudur. Kuşkusuz, iştahı olmayanlar için. Et yemeklerinde sindirimi kolaylaştırıcı yanı da unutulmamalıdır. Salata tabağında yeşil salatayla, havucun yanında yer verilirse iyi bir kompozisyon oluşturur. Doğanın verdiklerini almanın başka yolu yok ki... D 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle