Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Aylar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Çarşamba 30 Eylül 2015 Mavi altın Kalsedon... Bir dönem çiftçinin demir yerine sabanına taktığı bir taştı, önemi ve farklı kullanım alanları keşfedilince dünyaya ihraç edilmeye başlandı. Şimdi kadınların süs eşyası... ert ve dayanıklı olduğu için Türk çiftçisi tarafından yıllarca demir yerine kullanılmış ve sabanlara takılan kalsedon taşı, şimdi kadınların süs eşyası oldu. Uğur getirildiğine inanılan kalsedon, şimdi Eskişehir’den dünyaya ihraç ediliyor. Birbirinden şık takılarda hayat buluyor, dünya sosyetesinin el ve boyunlarını süslüyor. Kalsedon, dünyada sadece Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesine bağlı Mayıslar köyündeki Mayıslar Dağı’ndan çıkarılıyor. Dozer yardımı ile kazılan ocaktan çıkarılan kalsedon, işçiler tarafından toprağın içinden toplanıp, kalitesine göre ambarlanıyor. ‘Mavi altın’ olarak tanınan kalsedonun işçiliği ağır ve maliyeti yüksek olduğu için Türkiye’de işleme teknolojisi ile bunu işleyecek ustası bulunmuyor. Eskişehir’de 10 milyon ton rezervin olduğu tahmin edilen kalsedon taşının en büyük sıkıntısı tanıtım ve ülkemizde işlenememesi olarak gösteriliyor. Bu yüzden kalsedonun yüzde 95’lik kısmı Çin’e, geriye kalanı ise Hindistan ve ABD gibi ülkelere işlenmeden ihraç ediliyor. Çin’de işlenen kalsedon, daha sonra Amerika, Kanada, İsviçre, İngiltere, Hindistan, Almanya, İtalya ve Fransa gibi ülkeler başta olmak üzere dünyanın dört bir yanı S KRAL MİDAS’IN ANITI Türkiye’de kalsedonu işleyecek teknolojinin bulunmaması ne yazık ki önemli bir katma değerin heba edilmesine yol açıyor. na ihraç ediliyor. Hatta ham olarak Türkiye’den giden bu maden, işlendikten sonra yeniden Türkiye’ye de geliyor. Kalitesine göre, kalsedonun işlenmemiş halindeki kilosu 40 ila 60 dolar arasında değişiyor. Kalsedon 2007 yılında 30 ton ihraç edilirken, gelecek yıllarda bu rakamın artırılması planlanıyor. Birçok uygarlığın ticaret ürünlerinden olan kalsedon taşını Eskişehir’de Sırrı Gerçin Kalsedon Maden İşletmeleri Şirketi çıkarıyor. Şirketin sahibi Avukat Birsen Gerçin, taşın tanınması için ülke ülke geziyor ve dünyaya Türk kalsedonunu anlatıyor. 34 yıllık avukat olan Gerçin, “Eşim 20 yıl boyunca tanıtımı için uğraştı. Bir türlü sesini duyuramadı. Bu sırada benim taşa olan merakım arttı. Kendimi taşın tanıtımına adadım. Eşim vefat edince taşa ben el attım” dedi. Amacının kalsedonun “Türk taşı” olarak dünyada tanınmasını sağlamak olduğunu dile getiren Gerçin, 13 yıldır bu taşın bilinirliğinin artması için uğraş verdiğini ve bunda da başarılı olduğunu söyledi. azılıkaya Vadisi’nde,Yazılıkaya köyünün hemen yanında vadiye bakan yolları kontrol altında tutan daha yüksekte konumlanmış Akpara Kale, Pişmiş Kale, Gökgöz Kale ve Kocabaş Kale tarafından koruma altına alınmış bir yerleşim yerinde bulunan Midas Anıtı görünmeye değer bir yerdir. Yöre halkı üzerinde Frig yazıları bulnduğu için anıta Yazılıkaya adını vermiştir. Anıt hem Kral Midas Anıtı hem de Yazılıkaya Anıtı olarak bilinir. Anıtın merkezinde kapıyı simgeleyen büyük bir niş alır. Burası dini törenler sırasında içine tanrıça Matar’ın heykelinin yerleştirildiği en kutsal bölümdür. Anıtın üzerinde Frigce yazıtlar vardır. Bunlar oldukça kaba ve yüzeysel olarak kazınmıştır. Y 5 bin yıllık doğa harikası: Lületaşı ünya rezervinin yüzde ‘70’i Türkiye’de ve Eskişehir’de bulunan 5000 yıllık bir doğa harikası mineral lületaşı... Lületaşı yüzyıllardır yurtdışına ihraç edilmesine rağmen, kıymeti bilmediğimiz bir cevher. Demirci Höyükte yapılan kazılar lületaşının yaklaşık 5000 yıldan beri bilinip işlendiğini kanıtlıyor. Yapıt halen Eskişehir arkeoloji müzesinde. Bazı kayıtlarda ise 1600–1700 yıllarında lületaşını Macar bir seyyahın bulduğu ileri sürülüyor. D Eskişehir’den başlayan bir yol tam 300 yıl süresince Viyana’ya lületaşını taşıdı. Tıpkı İpek Yolu gibi bir lületaşı yolu oluştu. Eskişehir’le İznik arasındaki bu yola A.Reinhardt “Lületaşı yolu” adını vermiştir. Avusturya bu taşlardan yapılan pipo ve benzeri eşyaları, tek satıcı olarak dış pazarlara sürmüştür. Böylece, lületaşının Avusturya’da çıktığı ve işlendiği kanısı yaratılmıştır. Dünyada en kaliteli lületaşı Eskişehir’de. Kururken nem ve gazın içindeki artıkları bünyesinde tutma özelliği ile çok uygun bir pipo malzemesi olduğu gibi, pek çok sanayi dalında kullanılan iyi bir absorban, filtre, yalıtım ve dolgu malzemesidir. Yıllardır sanayide, vazgeçilmez bir madde haline gelmiştir. Ağızlık, pipo, süs eşyası ve otomobil boya sanayiinde kullanılır. Porselen hamuruna, böcek ilaçlarına, pudra ve leke çıkartma ilaçlarına katılır. Halen 100 yıl önceki iptidai yöntemle çıkarılan lületaşı ocaklarında hiçbir teknolojik yenilik yapılamadığı gibi alıcısı da gittikçe azalıyor. Eskişehir’de bulunan Be yazaltın köyünden çıkarılan lületaşının ocak sayısı 5’e kadar düştü. Kuyu ve tünel kazma yoluyla çıkarılan madenin ocaklarına bir insan çömelerek girebiliyor. 860 metre arasındaki derinliklerdeki ocaklara zaman zaman yeraltı suyu da doluyor.