17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 24 Haziran 2014 Salı A vrupa Komisyonu tarafından fonlanan, Batı Balkanlar ve Türkiye’de dört yılı aşkın süredir uygulanan TACSO’nun (Sivil Toplum Kuruluşları Teknik Destek Projesi), Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) işbirliği ile hayata geçirdiği “Sosyal Girişimcilik: Sosyal İçerme ve Sürdürülebilir Toplumsal Gelişme Olanakları Konferansı” 26 Haziran’da İstanbul, Salt Galata’da düzenleniyor. AB, Batı Balkanlar ve Türkiye’deki sivil toplum aktörlerini buluşturmayı, ortaklık firsatı oluşturmayı ve tecrübe paylaşımını sağlamayı hedefleyen, TACSO’nun İnsandan İnsana programı çerçevesinde düzenlenen konferans, Türkiye’de Sosyal Girişimciliği sosyal değişim için etkili bir araç olarak tanıtmayı ve yaygınlaştırmayı amaçlıyor. Konferansta, sosyal girişimciliğin toplumsal dönüşüm, hassas grupların toplumsal katılımı ve sürdürülebilir toplumsal gelişmedeki rolü ilham verici örneklerle tartışılacak. Konferans, AB ve aday ülkelerden, başarılı sosyal girişim modellerinin paylaşımının yanı sıra, Türkiye’den sosyal girişimler ve STK’ların diyaloğuna da ev sahipliği yapacak. Ortak atölyelerin de gerçekleştirileceği konferansa İtalya, Bosna Hersek, Romanya, Hırvatistan, İspanya dan toplumsal dışlanmışlıkla mücadele eden STK’ların ve sosyal girişimciler katılıyor. Etkinlik alanları son derece ilginç ve yöntemleri bir o kadar sıradışı. Örneğin ikinci el giysilerin yeniden dolaşıma sokulması fikri ile sosyal içerme hedefini yaratıcı bir işletme anlayışı ile hayata geçiren İspanya’dan Roba Amiga SL... Veya misyonu girişimci genç liderleri belirlemek ve bu gençlerin gelişimi hızlandırmak olan Bosna Hersek’ten Mozaik Vakfı... Ya da görme engelli bireylerle engelsiz bireyler arasında önyargısız ilişki kurulmasına hizmet etmek amacını güden Türkiye’den Karanlıkta Diyalog. T Ders kitapları demokratik vatandaşlığı güçlendirme hedefinden uzak... ve toplumsal gelişmelerin gerisinde. Örneğin; okullara seçmeli Kürtçe, Abazaca, Ders kitapları yeni bir “Biz bilinci” oluşturma, çoğulcu Lazca gibi muhayyileyi ve barışı tesis etme yolunda önemli araçlar olabilir ve bu dersler konulmasına açıdan yeniden yazılmaları gerekir. Kitaplarda etnokültürel kimliği temel rağmen, ders kitapları alan bir milliyetçilik yerine vatandaşlık bağını temel alan çoğulcu bir “Biz hala bu grupları görmezden gelen tekdilli ve kurgusu” geliştirilmeli. Ders kitaplarında Türkiye’yi sürekli çağın gerisinde ve tekkültürlü bir anlayışla yazılıyor. Ayrıca bazı tehdit altında olan bir ülke olarak sunulmaktan vazgeçilmeli. Türkiye çağın içine iyi örneklere rağmen kitaplarda insan hakları, oturtularak sunulmalı, modernleşme sürecinin doğurduğu farklı yapılar eleştirel bir demokrasi ve laiklik gibi kavramlar tarihsel düşünme perspektifiyle ele alınmalı. Ders kitaplarında ateistlere, engellilere, gençlere, ve sosyolojik bir bağlama oturtulmak yerine, çocuklara karşı önyargı oluşturacak genellemeler ve ifadeler çıkarılmalı. Farklı anakronik ve özcü bir biçimde aktarılıyor. grupları hak temelli ve çoğulcu bir perspektifle ele alan örneklere yer verilmeli. Ders Peki ders kitaplarında günümüz Türkiyesi kitaplarında cinsiyetçi kalıpyargıları ve işbölümünü destekleyen ifadeleri çıkarılması nasıl? Türkiye Batı ülkelerinden geride kalmış, ve toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen örneklerin sayısının artırılması gerekli. Bu çağdaşlaşması gereken bir ülkedir; “dilimiz” çerçevede militarist değerleri açıkça aşılamaya çalışması, misyonerler gibi ifadelerle yozlaşma tehlikesiyle yüz yüzedir; ülke iç ve farklı grupları hedef göstermesi, Türklüğü “sarı ırk, beyaz ırk” gibi arkaik dış tehdit altındadır. Özcü kimlik kurgusu kavramlarla tartışması bakımından diğer kitaplardan ayrı bir yerde duran T.C. doğrultusunda kitaplarda “muhteşem bir geçmiş” İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi kaldırılmalı, kapsadığı dönem çağdaş vardır ama Türkiye’nin bugününe dair olumlu bir Tarih dersinin içeriğine yedirilmeli. Türkiye’de bir yandan Türkiye’de içerikler yoktur. Bazı iyi örneklere rağmen ders Barış Süreci yürütülüyor, “artık ölümler olmuyor” deniliyor kitaplarındaki temel örüntünün kadınları ev içi ama kitaplar savaşı normalleştiren, ölümü yücelten, çocuk rollerle temsil eden, eşitsiz rol dağılımını destekleyen askerleri rol modeli olarak gösteren ifade ve görsellerle örneklerle şekillendiğini söylemek mümkün. Bu dolu. Siyasal alanı daraltan, eleştirel düşünceyi çerçevede mimarlar, doktorlar erkek varsayılıyor, kapatan bu militarist içeriğin ivedilikle Fen Bilgisi ve Matematik kitaplarında dahi cinsiyetçi temizlenmesi gerekir. işbölümünü destekleyen örneklere rastlanmıyor. arih Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi SEÇBİR tarafından Aralık 2012 tarihinden bu yana yürütülen Ders Kitaplarında İnsan Hakları III projesi kapsamında toplam 245 ders kitabı, 38 maddeden oluşan Niteliksel Tarama Ölçütleri’ne göre incelendi. İnsan hakları ve yurttaşlık değerleri bağlamında ilk ve orta öğretim ders kitaplarının biçim, içerik ve pedagojik yeterliliğinin gözden geçirilmesi ve ders kitaplarından insan haklarını ihlal eden kısımların kaldırılması hedefiyle yola çıkan proje, ders kitapları aracılığıyla Türkiye’deki resmi bilginin sınırlarını ortaya koyuyor. Eğitim ile demokratikleşme ya da toplumsal çatışma arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açan çalışma, yakın zamanda Milli Eğitim Bakanlığı ve ders kitabı yazarlarının dikkatine sunulacak. Ders kitaplarında “biz ve ötekiler,” “doğrudan insan haklarına aykırı öğeler,” “devlet, demokrasi ve laiklik kavramları,” “toplumsal cinsiyet eşitliği” ve “eğitim felsefesi” gibi ölçütleri inceleyen proje yürütücüleri, aynı zamanda raporda, ders kitaplarında “Türk kültürü” ile “militarizm ve süregiden tehdit algısı” gibi başlıklara da yer verdi. Projede bu başlıklar altında kitaplardaki insan hakları sözleşmelerine aykırı ifadeler yanında iyi örnekler de incelendi. Araştırmanın sonuçlarına göre, ders kitaplarının güncel hali Türkiye’deki entelektüel seviyenin, siyasal Çözüm önerileri neler? Denizden çıkan atıklar sergiye dönüştürüldü Sosyal Girişimcilik için farklı bir konferans B u yıl dördüncüsü gerçekleştirilen sualtı atık sergisi bir müze anlayışıyla dört kategoride düzenlendi. Denize çöp diye attıklarımızı bir eğitim materyaline dönüştüren TURMEPA, “Mutfak Gereçleri”, “Metal Atıklar”, “Balık ve Balıkçılık” ve “Kişisel Eşyalar” başlığı altında denizlere atılanları gözler önüne seriyor. “TURMEPA Yaz Okulu”nun zili dördüncü kez Mitsui & Co Ltd.’nin desteğiyle “Mavi Kuşak Hareketi İstanbul Boğazı Projesi” çerçevesinde çaldı. Sualtı Atık Sergisi ve Eğitim Atölyesi’nde bu yaz sezonunda da yine yüzlerce çocuk, denize attıklarımızdan ders çıkararak denizlere sahip çıkmayı öğrenerek, İstanbul Boğazı’nın tarihçe ve kronolojisi hakkında bilgi sahibi oldu. DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, geliştirdiği eğitim modeliyle Türkiye’de tek olan Sualtı Atık Sergisi ve Eğitim Atölyesi’ne katılan öğrencilere, nesli hızla tükenen deniz canlılarına sahip çıkmayı ve su varlıklarınızı kirletmemeyi öğretiyor. Deniz kirliliği ile mücadele eden TURMEPA, bu kez sergi ve eğitim atölyesini şu başlık altında oluşturdu: Zaman Tüneli – İstanbul Boğazı. Çocuklar illüstrasyonla anlatılan Sualtı Atık Sergisi’ni 15’er kişilik gruplar halinde gezdi. TURMEPA Deniz Elçileri eşliğinde seslendirme sanatçısı Ayşe Berna Konur’un gönüllü destekleri ve sesiyle zaman tünelinde kaybolan olan çocuklar ve İstanbul’un karada ve denizde başından geçen hikayeler ile tanıştı, sualtından çıkan atıklarla karşılaştı. Sergi sonrasında öğrendiklerini geri dönüşümlü Uskumru balığı kartonlarına resmeden ve çocuklara vedalaşmadan önce TURMEPA Deniz Elçileri tarafından Denizi Yaşatma Kılavuzu görevi verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle