Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 Ekim 2014 Pazar 5 Su tasarrufu deyince aklınıza ne geliyor? u GROHE’nin araştırmasına göre su ve elektrik tasarrufu sağlayan ürünler tercih edildiğinde dört kişilik bir ailede yıllık su tüketimi yarı yarıya azalabiliyor Sürdürülebilirlik perspektifiyle Dünya Yaşlılar Günü (DYG) Tüm yaşlılarımızın 1 Ekim DYG kutlu olsun. Peki yaşlı kim, yaşlanma ne? Yaşlanma kronolojik, biyolojikfizyolojik ve hem de sosyoekonomik bir süreçtir. Kronolojik olarak nüfusbilimsel bağlamda bakıldığında, Dünya Sağlık Örgütü 65 yaşı, BM ise 60 yaşı sınır olarak alıyor. Yaşam 40’ında mı başlar, yoksa Victor Hugo mu haklı?: ‘Kırk yaş, gençliğin yaşlılığı; elli yaş, yaşlılığın gençliğidir’. BM Nüfus Fonu (UNFPA) ’21.Yüzyılda Yaşlanma’ raporuna göre, Türkiye’de 60 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2012’de %9,6 iken, 2050’de % 26 olacakmış. Kişi sayısı olarak 7,1 milyondan 23,8 milyona çıkacakmış. Doğumda yaşam süresi beklentisi, kadınlarda 77, erkeklerde 72. 60 yaşına gelindikte, yaşam süresi beklentisi ise kadınlarda 21, erkeklerde 18. Yaşlılığa sürdürülebilirlik perspektifiyle bakmaya koyulalım: Geriatri bilim dalında yaşlılığın tıbbi sorunlarıyla ilgilenilmektedir. Yaşlılığın sosyoekonomik bir perspektifle kültürel olarak ele alındığı çalışmalara gerontoloji denilmektedir. Yaşlılıkla ilgili birçok kuramdan biri de eleştirel gerontoloji olup, bu akım ekonomipolitik ve feminist kuramlardan da etkilenmiştir. (Bkz. N. Korkmaz ve S. Yazıcı, Küreselleşme ve Yaşlılık Eleştirel Gerontolojiye Giriş, Ütopya Yay.). Yaşlılık evresinde iktisadî açıdan emeklilik dönemine girildiğinde kişinin sınıfsal yapısına göre, özellikle ortanın altı sınıflarda gelir azalabilmekte, alışılmış toplumsal konum giderek yitirilmektedir. Bu durum, yaşlıların sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ekonomik kayıplarla biyolojik kayıpların kesişmesi ise olumsuz bir sinerji Doç. Dr. doğurmaktadır. Yaşlılığı ayrı bir alt kültür olarak ele MELİH alan çok sayıda sosyolojik çalışma mevcuttur. (Bkz. İ.Tufan, Yaşlılık Sosyolojik Yaşlanma, Aykırı Yay.) BAŞ Özellikle 1980’lerde egemen düşünce haline gelen küreselleşme ve yeniliberalizmde yaşlılık millî ekonomiler için yük görülmeye başlanmıştır. Kimi küresel emperyalist kuruluşlar, ‘emeklilik’ veya ‘ileri yaş’ gibi ön adlarla kriz raporları yayınlamışlardır. Neoliberalizmde emeklilik, yaşlı sağlığı gibi konular özelleştirilerek, yaşlılığa ilişkin önlem ve çözümlerin bireylerin kendi sorumluluğunda olduğu düşüncesi egemen olmuştur. Uzayan yaşam beklentisi ve tüketim ekonomisinin getirdiği olanaklara yetişebilme ve ulaşabilme baskısı hem yaşlılar için, hem iktisadî hem de sosyal bir risk unsuru oluştururken, yaşlılar ve gençler arasında bu olanakların paylaşılmasında da bir çatışma riski oluşmaktadır. Özel emeklilik uygulamalarında da yaşlılar kendi birikimlerini, riskgetiri ikileminde yönetme sorunuyla baş başa kalmaktadırlar. Maddî gücü yetenler malî danışman kullanabilirler! Gerek doğal çevre, gerek insan yapısı yapay çevreler açısından yaşlılık sorunlarla dolu bir evredir. Çevre kirliliği bağlamında özellikle kış mevsiminde hasta ve yaşlıların zorunlu kalmadıkça dışarı çıkmamaları anonslarını anımsıyorsunuz değil mi? Yaşlılar için özel donatılmış konut konusunda performansın pek parlak olmadığı bir ülkede yaşamıyor muyuz? Konut çevreleri (yollar, merdivenler vb.) açısından yani yaşlılar açısından erişilebilirlik bağlamında da oldukça acınası bir durumdayız! Eşitsizliklere ise ne demeli? Varsıl yaşlı azınlıklar yaşlılar için küresel göç, turizm gibi olanaklardan yararlanırken, yoksul yaşlılar ise temel gereksinimlerini bile karşılayamamaktadırlar. Sonsöz Yaşlıların yaşam kalitesi sorunları sürdürülebilirliğin bütünselliği bağlamında kamu (merkezi ve yerel), özel işbirliğiyle çözülmelidir. Kapitalist yaşam tazının getirdiği ikincil yaşlanma etkenleri de ortadan kaldırılmalıdır. Bütünsel risk yönetimi, bireyselden küresel düzeye dek toplumcuekolojist bir perspektifle yerleştirilmelidir. Böyle yapmazsak ne mi olur? T. Özcan’dan okuyun: ‘Yıl 2040 Yaşlılara Ölüm’ (Öteki Yay.). Yazıyı Worldwatch Enstitüsü’nün Dünyanın Durumu 2010 Raporu’ndan bir bölüm başlığıyla bitirelim: Yaşlılar Sürdürülebilir Gelişimi Destekleyebilecek Kültürel Bir Kaynak! G ROHE’nin Türkiye’deki su kullanım alışkanlıklarını ve su ve enerji kullanımındaki suyu boşa akıtmamak tasarruf eğilimlerini Araştırma sonuçlarına göre, hanelerde içme gibi önlemler geliyor. belirlemek üzere suyu, şişe su gibi ürünlerin dahil olduğu su Suyu boşa akıtmamak TNS işbirliğiyle faturası miktarı ortalama aylık 50 TL. kuşkusuz çok gerçekleştirdiği önemli ancak daha araştırmaya göre; 4 Yüzde 62’si içme suyu olarak ilk sırada “musluk suyu” fazlasını da yapmak Türkiye’de kullanıyor. için teknoloji ürün satın alma 4 Yüzde 89’u su filtreleme sistemine sahip değil. bize birçok konusunda fırsat sunuyor. sırasında elektrik 4 İstanbul, Ankara, İzmir’de içme suyu olarak ilk sırada tercih Yeni teknoloji ve su tasarrufu edilen su tipi “damacana su” kullanılarak sağlıyor olması 4 Katılımcıların yüzde 78’i içtiği suya güven duyuyor. geliştirilen ürünler katılımcıların 4 Dünyada evlerde kullanılan suyun yüzde 32’si tuvaletlerdeki su ve enerji yüzde 85’i rezervuarlarda sarfediliyor. Buna göre evlerde insanların tasarrufuna çok tarafından kullandıkları suyun yüzde 33’ü duş ve banyo yapmak için, ciddi katkı sağlıyor” “önemli” yüzde 32’si tuvalet rezervuarlarında, yüzde 12’si çamaşır diyor. Evlerin sıhhi görülürken, evinde yıkamak için, yüzde 9’u kişisel bakım sırasında yüzde su ve elektrik tesisatlarında kullanılan 6’sı bulaşık yıkarken, yüzde 2’si içme ve yemek ürünlerin su tasarrufu tasarrufu sağlayan bir pişirme amaçlı ve yüzde 6’sı da diğer amaçlar sağlayan ürünlerden ürüne sahip olanların için sarfediliyor. Bir de “evde dikkatli dışarıda seçilmesi durumunda dört oranı yüzde 45. Grohe umursamaz” bir davranış biçimi söz kişilik bir ailede toplamda Doğu Akdeniz Ülkeleri konusu. Otellerde kişi başına üç kat 189 bin 800 litre olan yıllık Başkan Yardımcısı Serhat daha fazla su harcandığı su tüketimini 84 bin 480 litreye Sabaz “Tasarruf deyince belirtiliyor. düşürmek mümkün. aklımıza el yıkarken diş fırçalaken Suyu nasıl kullanıyoruz? Hayatı Ertelememeli M eme kanseri en kolay taranabilen ve erken teşhisi durumunda hayatınızın kurtulabileceği bir kanser türü aslında. Fakat buna karşın dünyada ve ülkemizde bu kanser türü sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Urban Care de buradan yola çıkarak Ekim ayı boyunca Meme Kanseri Bilinçlendirme kampanyasında işbirlikçileri, kişisel bakım marketleri ve parfümerilerle birlikte konuya dikkat etmek çekmek amacıyla pembe noktalar oluşturuyor. Bu noktalarda tüketicilere elle ve gözle muayene, mamografi, erken teşhisin önemi ve meme kanseri riskini artıran unsurlar gibi konularda bilgiler veriyor. Selen Kozmetik Marka Müdürü Selen Yorgun projeyi ‘Meme Kanseri kontrollerinden ziyade bunu konuşmaktan bile çekinen bölgelere ve insanlara ulaşarak o ufacık broşürü alıp okumalarını sağlamamız bizim için çok büyük bir kazanç’ olarak yorumlarken şunları ekledi; Bir kozmetik markası olarak kadın hedef kitlesine sahibiz. Kurumsal sosyal sorumluluk ! 4 35 yaşını geçtiyseniz 1 kez mamografi çektirin. Her yıl uzman hekime muayene olun. 4 40 yaşını geçtiyseniz her yıl veya iki yılda bir mamografi çektirin ve her yıl uzman bir hekime meme muayenesi olun. 4 50 yaşını geçtiyseniz her yıl mamografi çektirin ve hekime muayene olun. projemizde şüphesiz kitlemize hitap eden onlara fayda sağlayacağımız bir alan olmalıydı. 9 yıl önce ufak adımlarla başlattığımız projelerimizle her yıl daha fazla noktada daha fazla insana ulaşarak ilerledik ve bu yıl işbirlikçi markalarımızla daha da güçlüyüz’ dedi. Erken teşhis önemli!