17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 29 Ocak 2014 Çarşamba Doğru yalıtımla yüzde 50 enerji tasarrufu sağlayın... o TUTKU TALINLI T ürkiye’de yalıtım bilinci son 10 yılda kademe kademe yükselerek, istenilen oranlarda olmasa da, iyi bir noktaya geldi. Ancak hâlâ ısı yalıtımı veya mantolama denildiğinde aklımıza öncelikle kış ve soğuk hava geliyor. Oysa bu sistem sadece kış aylarında soğuktan korunmak için değil, yaz aylarında sıcaktan etkilenmemek için de önemli. Büyükşehir Belediyesi’nin deprem lÇBS sonrası raporlarına göre binaların olarak çoğunun yıkılma nedeni rutubet, sektörü nasıl nem ve demir kaybı. Bu da değerlendiriyorsunuz? gösteriyor ki donatıları Biz öncelikle eğitime çok önem veriyoruz. korumak, depremden Bilinç artırmaya özellikle. Sektörün büyümesi korunmak için de önemli. Hakan Yılmaz ve bilinçlenmesi bize muhakkak geri dönüyor. Tabii bu uygulamayı Bu yüzden düzenli olarak tüketicilerin katılımıyla en doğru şekilde varmı? Tüketiciye uygun eğitim seminerleri düzenliyoruz. Hem sohbet edip yaptırmamız gerekiyor. kredi gibi mesela? hem de teknik bilgi anlamında çok olumlu geçiyor Çünkü yanlış yalıtım Devletin doğrudan bu seminerler. Fiyat konusunda da elimizden tüketicinin 45 yıl sonra sağladığı bir şey yok. geldiğince tüketiciye yardımcı olmaya çalıyoruz. tekrar yalıtım yaptırmasına İZODER’in devlet ile bu Gerek uygulamacı firmalarımız, gerekse sebep oluyor. konuda görüşmeleri var, anlaşmalı olduğumuz çeşitli bankalar Biz de bu işin en azından %18 olan KDV sayesinde tüketiciye çeşitli taksit uzmanlarından ÇBS Satış oranının biraz daha düşürülerek seçenekleri sunuyoruz. ve Pazarlama Müdürü Hakan ulaşılabilir bir durumuna gelmesini Yılmaz ile bir araya gelip sektörün istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız inceliklerini konuştuk. sürüyor. Ayrıca bankalarında “Yalıtım Kredileri” adı altında tüketicilere sunduğu krediler var. l Isı yalıtımı ülkemizde ne kadar yaygın ve Devletin 2017 yılından itibaren enerji kimlik insanlar bu konuda ne kadar bilinçli? belgesini zorunlu kılması sektöre oldukça büyük Türkiye’de özellikle son 10 yıldır ısı yalıtım bir katkı sağlayacaktır. Çünkü bu zorunluluk kavramı insanların günlük yaşamında yer almaya insanları yavaş yavaş harekete geçiriyor. başladı. Şu an Türkiye’de konut stoğu yaklaşık 19 milyon civarında ve bu rakamın sadece %15’i ısı yalıtımı yapılmış konutlar. Hâlâ yolun çok başındayız, yalıtım bilinci açısından tüketiciye anlatacak çok şeyimiz var. l Bir de bu işin ekonomik kısmı var tabii. Yalıtımı yapılan binalar kendini ne kadar zamanda finanse ediyor? Yalıtımın geri dönüşü ortalama 2 ile 6 yıl arasında. Türkiye’de daire başına ortalama yalıtım maliyeti ise 2 bin ile 4 bin TL arasında değişiyor. Binanızın mimarisine ve kullanacağınız malzemeye göre bu rakam değişiklik gösteriyor. Ancak yalıtım yapılması halinde %50’ye yakın çok net bir enerji tasarrufu sağlayabiliyorsunuz. Bunun yanında tek kar enerji tasarrufu değil. Evin içindeki nem ve rutubetten kaynaklanan tadilatlarınızda da yarı yarıya bir azalma söz konusu oluyor. l Piyasada bu konuyla ilgili birçok firma ve malzeme var. Doğru yalıtım nasıl olmalı? Aslında doğru yalıtım tamamen bir matematik formülü ve mutlaka uzman bir ekip tarafından yapılması gerekiyor. Bu alanda kullanılacak malzeme ve uygulama oldukça önemli. Çünkü yalıtım uygulaması her binaya göre hatta aynı binada cepheden cepheye bile farklılık gösterebiliyor. Bunun için mutlaka uzman bir ekip tarafından yapılması gerekir. Uygulama için en uygun zaman ise bahar aylarıdır. Su savaşları yakın mı? K uraklık her geçen gün artıyor. Suya ihtiyaç her zamankinden çok daha önemli bir gündem maddesi artık. Bu anlamda gerçekleştirilen projelerin sürdürülebilirliği ve yaygınlaştırılması önemli. 3. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi için İstanbul’a gelecek Prof. David Turnbull, bu konuya dikkat çekecek ve yaratıcılarından biri olduğu Pitch Afrika projesini anlatacak. 1.8 milyon litre yağmur suyunu toplayıp filtreleyerek yıl boyunca her gün 1000 Afrikalı için temiz içme suyu sağlayabilecek futbol sahası projesinin (Pitch Afrika) devamı da var. Turnbull’dan dinleyelim... l Afrika’ya her yıl yeterince yağmur suyu düşüyor. Ancak içecek su bulmak çok zor. Buradaki sorun nedir? Yapılan araştırmalar Afrika’ya düşen yağmurun, nüfusun tamamının ihtiyacı olan suyun tam 13 katı olduğunu gösteriyor. Ancak 320 milyon kişi Afrika kıtasında temiz içme suyuna ulaşamadan yaşıyor. Son 10 yıldan uzun süredir yeraltı su rezervlerini geliştirmeye odaklanılıyor ama yer altı su rezervlerinin çoğunun yenilenemediği ve hatta bazılarının da toksik olduğu gerçeğine yeterince önem verilmiyor. İster kanallarda olduğu gibi sabit olsun, ister araç taşımacılığında olduğu gibi mobil olsun, suyu A noktasından B noktasına taşıyan altyapılara daha az bel bağlanması, mali kaynaklardan ciddi anlamda tasarruf edilmesini sağlayacaktır. Yağmur en önemli yenilenebilir kaynak. l Peki Pitch Afrika projesinin temel prensibi nedir? Binalar, hava koşullarını dışarıda tutmak yerine içeri almalı. Bunu yapmak için; yağmur suyunu biriktirecek alanı maksimize etmek, uygun boyutlarda bir tank ya da sarnıç inşa etmek, buğulaşmayla ortaya çıkan kaybı azaltmak, maliyeti azaltırken hacmi artırmak ve yer açmak gerekiyor. Depolama kapasitesiyle, nüfusun kurak mevsimlerde bile yeterince suya sahip olması sağlanmalı. l Ne kadar su sağlanıyor bu projeyle? 2010 yılında Los Angeles’ta kurduğumuz Pitch Afrika sokak futbolu stadyumu prototipi, 1 milyon litre suyu sahanın altında tanklarda biriktirip tutabiliyor. Şuan inşa ettiğimiz PitchKenya, lokal ismiyle The Samuel Eto’o Laikipia Unity Stadium, 1 milyon 500 bin litre su sağlayabiliyor. Geçen yıl inşa edilen The Waterbank School, 600 m2 su toplama alanında 150 bin litre toplayabiliyor. Yağmurlu mevsimlerde biriken tüm su, içilebilir standartta filtreleniyor. l Su, ilerleyen yıllarda en büyük sorun haline gelecek. Hatta su savaşlarının dahi çıkacağı konuşuluyor? Peki ülkeler bu konuda nasıl bir konum alıyor sizce? Bir yıl önce yağmur suyu toplama okulumuzla ilgili bir basın bülteni yazmıştık, başlığı da: “Su Savaşlarına Son Verecek Okul Tasarımı”ydı. Başlığından dolayı hem çok ilgi gördü hem de bazı çevrelerde eleştirildi. Bazı partnerlerimiz fazla ağır buldu. Bu yıl aynı bölgede suya ulaşmak için çok ciddi anlaşmazlıklar yaşanıyor, insanlar ölüyor, susuzluktan değil bir kuyuyla ya da boruyla ilgili kontrolü ele geçirmek için çıkan kavgalardan. Bu küçük çatışmalar, çok büyük bir sorunun semptomları. Okyanuslarda su seviyeleri yükseliyor, akuferler yeraltına batıyor, yağışlar çok daha düzensizleşti; seller, kuraklık, çok az ya da çok fazla ama her zaman yanlış yerde! Bu nedenle suyu lokal olarak biriktirebilmek için sarnıçlar, suyu dışarı atmak yerine toplayacak binalar ve yüzeyde su toplama sistemleri günlük hayatımızın bir parçası olmalı. l Peki eski ve yalıtımı olmayan binalar için yapılan bir çalışma var mı? 20082009 yıllarında yasallaşan kanunla birlikte artık mevcut binalar için de “enerji kimlik belgesi” alma zorunluluğu getirildi. 2017 yılı ise bu durum için son tarih. Aksi takdirde devletin konuyla ilgili ciddi yaptırımları olacak. Enerji kimlik belgesi ile yalıtım nasıl yan yana geliyor? Enerji kimlik belgesi tıpkı beyaz eşyalarda olduğu gibi A’dan G’ye kadar bir sınıflama. A, B, C sınıfı az enerji tüketen ve enerjiyi daha verimli kılan sınıflar. Eğer bu sınıfların birinde yer almak istiyorsanız yalıtım yaptırmak zorundasınız. Fakat önümüzde 2017’ye kadar kısa bir süre kalmasına rağmen açığımız oldukça fazla. Bu da tüketicinin bilinçli olmamasından kaynaklanıyor. l Devletin bu konuyla ilgili bir çalışması Her eve enerji kimlik belgesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle