Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 Mart 2013 Salı 13 ŞEHİR... Yeni Alanya 43 ülkede 700 milyon insan suya erişemiyor. 6 kişiden 1’i güvenilir içme suyuna sahip değil Su 'insan hakkı' olmadığında... akamlar hala ürkütücü. Dünyada 6 insandan 1’i güvenilir içme suyuna sahip değil. BM 43 ülkede 700 milyon kişinin su kıtlığı çektiğini, önlem alınmazsa 2025 yılında bu rakamın 3 milyarı geçebileceği uyarısında bulunuyor. Hayatın kaynağı olan su, sadece küresel ısınmanın değil, bilinçsiz tüketimin de etkisiyle hızla azalıyor. 2012 tarihli Birleşmiş Milletler’in Dünya Su Kalkınma Raporu’na göre dört milyona yakın insanın güvenli şebeke suya erişimi yok. Dünyada her sekiz saniyede bir çocuk kirli su içtiği için ölüyor. Salgın hastalıkların %80’i kirli su kullanımına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Görünen o ki Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler, 2015 Milenyum Hedefleri olarak belirledikleri açlık ve susuzlukla mücadelede başarıya ulaşamadılar. Doğa ve emek sömürüsü üzerine inşa edilen sistem, herkese ve her canlıya yetecek miktarda su ve gıdayı adaletsiz bir paylaşım nesnesi haline getiriyor. Tüm dünyada su varlıkları zengin azınlığın elinde ihtiyaçtan fazla kullanılıp kirletiliyor. Azalan temiz suya erişim pahalanırken, mevcut adaletsizlik suya da bulaşıyor. İşte su krizinin esas aktörleri bu krizden ve adaletsizlikten beslenenler. Dolayısıyla su krizine çözüm üretecekler de krizin yaratıcıları değil, mağdurları... Türkiye de su sorunu yaşayan ülkelerin dışında değil. Türkiye’nin kullanılabilir su Alanya 17. Yüzyıldan 20. yüzyıla pek değişmemiş ama son 30 yıl içinde tanınmayacak hale gelmiş. Bugünlerde Alanya’da en yaygın iş kolu müteahitlik ve gayrimenkülcülük. En kalabalık yerler gayrimenkül dükkanları. En çok konuşulan konu alım, satım ve kiralama işleri. Muz bahçelerini gözleriniz arıyor ama bulmanız zor. Meşhur Alanya muzunu satan bir tek seyyar satıcı kalmış. “Sarnıçlar Şehri” “Apartmanlar Kenti”ne dönüşmüş. Alanyalılar yüzyıllardır süregelmiş geleneklerini bir tarafa itip, Turizm adına sulak ayaklarına kadar gelen alanlar kurutulmuş, yağmur suyunu hasat ederek, biriktirip kumsallara, tarla ve kullanmak yerine, enerji bahçelere yol, bina ve para harcayarak ve tesisler yapılmış. kurdukları sistemler ile Kentin doğallığı yok dağlardan, derelerden getiriyorlar. Turizm olmuş. Kendi adına sulak alanlar kendini besleyebilen kurutulmuş, ve hatta ürettiklerini kumsallara, tarla ve bahçelere yol, bina ve satan bir şehirken tesisler yapılmış. beton yığınına Kentin doğallığı yok dönmüş. olmuş. Kendi kendini besleyebilen ve hatta ürettiklerini satan bir şehirken beton yığınına dönmüş. Bağ ve bahçelerde özgür geçen yaşam döngüleri, dörtduvar arasına sıkışmış kalmış. Sıcak para gözlerini öyle kamaştırmış ki, geçici körlük yaşıyorlar. Alanya’nın 30 yıl önceki ve bugünkü fotoğrafları karşılaştırıldığında insanın aklına Midas’ın efsanesi geliyor. Tanrı Dionisos, Kral Mikas’ı yaptığı iyilikten dolayı mükafatlandırmak ister ve bir dileğini gerçekleştireceğini söyler. Zaten çok zengin olan Kral Midas daha da zengin olmayı ister ve her dokunduğunun altına dönüşmesini diler. Fakat yemek için dokunduğu yiyecekler, içeceği su altına dönüşünce onca zenginliğin içinde aç ve susuz kalır. Bunun üzerine tanrı Dionisos’tan bu uğursuz gücü ondan geri almasını ister. Bugün, Alanya’lı Midas’ların ellerini dokundukları her kum tanesi, her ağaç, her toprak parçası betona, taşa ve paraya dönüşüyor. Bunun uğursuzluğunu bakalım nasıl ve ne zaman anlayacaklar? R potansiyeli 112 kilometreküp, bunun yaklaşık 40 kilometreküpü içme suyu, sanayi ve sulama amaçlı kullanılıyor. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı, son nüfus rakamlarına göre 1481 metreküp ancak bu rakamın 2023 yılında 1329 metreküpe ineceği belirtiliyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kıt olan suları verimli bir şekilde kullanmak ve kuraklık riskini azaltmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: ? “Tarımda suyun ekonomik kullanımı için, tarla içi hizmetlerin geliştirilmesi paralelinde arazi ve bitkinin çeşidine göre damlama sulama veya yağmurlama sulama sistemleri hızla devreye sokulmalı ve bu sistemleri yaygınlaştırmak için gerekli çalışmalara ağırlık verilmeli, ? Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca damlama ve yağmurlama gibi basınçlı sulama projelerine verilmekte olan sıfır faizli krediler artırılarak devam etmeli, ? Bazı suiistimalleri önlemek için projelerin uygulanması en az beş yıl takip edilmeli, ? Toprakta nem takipleri yapılmalı ve çiftçinin ihtiyacı olan sulama programı hazırlanmalı, ? Erozyon kontrolü, ormanların korunması ve ağaçlandırma çalışmalarına gereken önem verilmelidir.” Unilever, OMO ve WWF Türkiye işbirliği Türkiye'nin “su ayak izi”çıkarılacak 009 yılında gerçekleştirdikleri Sudaki Ayak İzim Projesi'ni bir adım öteye taşıyan OMO ve WWFTürkiye, Orman ve Su işleri Bakanlığı'nın desteği ile Türkiye'nin Su Ayak İzi'ni çıkarmak üzere yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında hazırlanacak raporla, Türkiye'nin toplam su ayak izinin yanı sıra, doğrudan ve dolaylı su kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki rolü de ortaya konacak. Böylece Türkiye, bunüne kadar ulusal su ayak izini çıkarak İngiltere, İspanya, İsveç, Finlandiya. Meksika gibi ülkelerin arasına katılarak su ayak izi kavramını su yönetimine entegre etme yolunda önemli verilere sahip olacak. 2