02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 28 Mayıs 2011 Cumartesi stanbul’u “kanal ve iki yeni kentle yok etme ” önerisi “Kanal İstanbul” ve “İstanbul’un iki yakasına iki yeni kent” projeleri, hükümet ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından büyük kamu kaynakları harcanarak, 300’ün üzerinde bilim insanı ve uzmana hazırlatılan ve kamuoyuna “İstanbul’un Anayasası” olarak sunulan “1/100.000 ölçekli planın çöpe atılması” anlamına gelir. J EYÜP MUHCU Mimarlar Odası Genel Başkanı D ünyada ilk kent plancısı olarak bilinen Hippodamos tarafından kent planının uygulandığı yaşadığımız bu coğrafyada, şehircilik ve mimarlık adına pek çok ilkler yaratılmıştır. Aynı zamanda kültürlerin beşiği olan bu topraklarda Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde eşsiz ve özgün nitelikte tarihi kent merkezleri, mahalleler ve mimari yapıtlar kazandırılmış ve bu değerler pek çok tahribat ve kayıplara karşın günümüze kadar ulaşabilmeyi başarabilmişlerdir. Cumhuriyetle birlikte “modernleşme” anlayışına bağlı olarak planlı kentleşme ve modern mimarlık anlayışı ülkemizde önemli bir mesafe almış ve birçok Yıllardır kent ve çevreyi “rant” aracı olarak eser kazandırmış olmakla birlikte, oldukça kısa sürmüştür. 1950 yağmalayan, planı ve hukuku yok sayan “bilinç sonrası “plan” yerini “plansızlığa” düzeyi” ve “anlayışlar” bu sorunların oluşmasının ve mimarlık ise kaosa bırakmıştır. Giderek yaşanılır olmaktan uzak, en önemli kaynağıdır. Bugün sağlıksız afetlere davetiye çıkaran, niteliksiz kentleşmeye neden olan bilinç düzeyi, ve kimliksiz kentleşme ile yüzleşmeye başlanmıştır. sistemleşmiş bir siyasal politika olarak AKP 1980 sonrası ise ülkemizde, iktidarı tarafından toplumun içinde bulunduğu küresel kapitalizmin krizini aşmak zorluklar istismar edilerek kuralsız bir şekilde için öngördüğü neoliberal politikalar gündeme gelmiş ve bu uygulanmaktadır. politikalar en kuralsız uygulama olanağını 2002’den sonra merkezde ve yerelde egemen olan 2007’de yürürlüğe giren, 2009’da revize edilen AKP iktidarları döneminde bulmuştur. “İstanbul’un Anayasası” olarak kamuoyuna Son yıllarda başını TOKİ’nin çektiği, kentsel sunulan 1/100.000 Ölçekli İstanbul İli Çevre gelişim ve planlama süreçleri yerine, “kentsel Düzeni Planı bu anlayış doğrultusunda yapılması dönüşüm” adı altında çağdaş ve bilimsel bir planlamayı yok sayan, sosyal, kültürel girdisi olmayan, insana ve doğaya yabancılaşmanın örnekleri niteliğindeki “projeler” ikame edilmeye başlamıştır. gündemde olan “projeler” toplamından oluşuyordu. Planın bütün yanlışlarına rağmen, bugün fiilen yapılmakta olan Boğaziçi’ne 3.Köprü, içinden otoyol geçen Tüp Geçiş vb. projeler bilimsel verilere dayanılarak reddedilmesi en önemli ve doğru karardı. 12 Haziran Genel seçim sürecinde ise; önce işgal edilen orman alanlarının imara açılması, iskan alanlarında sınırsız imar hakkı ve imar affı niteliğinde kaçak yapılara iskan verilmesi gibi şehircilik ilkeleri, planla ve hukukla bağdaşmayan taahhütler gündeme getirilmiştir.Daha sonra, bütün bu “çılgınlıklar” yetmezmiş gibi; AKP seçim beyannamesi bağlamında “Kanal İstanbul” ve “İstanbul’un iki yakasına iki yeni kent” adında yeni çılgınlıklar “Fatih’in İstanbul’u fethi” ile özdeşleştirilerek ulusal yayın yapan hemen hemen bütünTV kanallarından canlı olarak duyurulmuştur. Çok profesyonel bir organizasyonla reklamı yapılan projeler hakkında kısa bir değerlendirme yaptığımızda; öncelikle, bunların birer seçim vaadi ve bütçesi dahi olmayan, içi boş, gayriciddi “siyasal ve rant” niteliğinde kararlar olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Söz konusu kararların uygulamaya geçirilmesi halinde telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşacağız. İstanbul’un zaten yetersiz olan alt yapı, ortak donatı ve yeşil alanları daha da yetersiz hale gelecektir. Yapılmasına karar verilen 3.köprü otoyolu ve bağlantı yolları ile yapılaşma baskısı artan kuzeydeki orman, tarım alanlarının ve İçme Suyu Havzalarının elden çıkarılması ve Karadeniz kıyıları betonlaşması söz konusu olacaktır. Ayrıca bu kararlar hükümet ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından büyük kamu kaynakları harcanarak, 300’ün üzerinde bilim insanı ve uzmana hazırlatılan ve kamuoyuna “İstanbul’un Anayasası” olarak sunulan “1/100.000 ölçekli planın çöpe atılması” anlamına gelmektedir. Kent, bölge ve ülke bütünselliğini göz ardı ederek önerilen projelerle, planda öngörülen bütün eşikler aşılmaktadır. Bu kapsamda; İstanbul için öngörülen azami 17milyon nüfusun üzerine 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle