27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 27 Nisan 2010 Salı Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu: Karbon devrimi başladı bile Bir gün elektrik faturanızda şöyle bir bilgi notu görecek olursanız ne yaparsınız? “Sizinle aynı şartlarda bir daire şu kadar enerji tüketiyor, siz ortalamanın şu kadar üzerindesiniz. Dikkat edin!” Ardından bir cümle daha “şunları şunları yaparsanız faturanızı şu kadar azaltabilirsiniz…” Avrupa’da bu uygulama başladı. Çünkü amaç enerji verimliliğini artırmak ve karbon salınımını belli ölçüde Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu azaltmak… kısmını devredebilecekler ama önemli olan şu: satın almak için ödedikleri para yine şirketlere geri döndürülüyor. Enerji verimliliği performansını arttıran şirket havuzda toplanan paradan daha çok alıyor. İyi performans göstermeyen ya geri alamıyor ya da düşük alıyor. B oğaziçi Üniversitesi Çevre Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu aynı zamanda Enerji Ekonomisi Derneği`nin de başkanlığını yürütüyor. Kumbaroğlu ile Kopenhag sonrası dönemi, ülkelerin karbon salımlarını azaltmada koydukları hedefleri ve özellikle de Türkiye’deki politikaları konuştuk. Her ne kadar Kopenhag İklim Değişikliği Zirvesi’nde somut bir sonuç çıkmasa da birçok ülke kendince hedefler koyuyor ve eylem planları hazırlıyor. Son olarak Kopenhag zirvesi öncesinde Hindistan ve Çin 2020 yılı için hedeflerini açıkladılar. Nasıl bir hazırlık söz konusu? Örneğin AB ne yapıyor? Çin, 2020 yılına kadar gayrisafi milli hasılada birim başına düşen karbondioksit salım yoğunluğunu 2005 seviyesine göre yüzde 4050 oranında azaltacağını ilan etti. Hindistan’in koyduğu hedef ise yanı zaman diliminde yüzde 2025 düzeyinde. 2005 yılı salınım hedefleri bilindiği için Çin ve Hindistan’ın bu hedefleri ölçülebilir durumda. Avrupa Birliği’nin 2020 hedefi biliyorsunuz yüzde 20 salınım azaltımı, yüzde 20 yenilenebilir enerji payını artırmak, yüzde 20’de enerji verimliliğini artırmak. Bu hedeflere ulaşmak için stratejik ve detaylı eylem planları açıklandı. Enerji verimliliğinden örnek verelim: Bütün üye ülkeler 2007 yılında eylem planlarını Avrupa Komisyonu’na sundular. Örneğin İngiltere’nin yeni açıkladığı eylem planına göre büyük şirketler zorunlu olarak CO2 salım hakkı satın alacaklar. Bir yılın sonunda gerçekleştirdiklerini salınıma bakılacak. Satın aldıkları hakların kullanmadıkları Türkiye’nin bu konudaki çalışmaları neler? Bir kaç hafta önce enerji verimliliği strateji belgesi taslağı kamuoyuna açıklandı. Enerji İşleri Etüd İdaresi’nin web sitesinde var. Bunda en azından sayısal hedef var. 2004 yılındaki taslakta sayısal hedef bile yoktu. Burada olması güzel ama baktığımız zaman hedefin kendisi çok yetersiz. Türkiye’de 2008 yılında ekonomiye 1000 dolarlık katma değer sağlamak için gerekli enerji 280 litre petrol eşdeğeri, elektrikte ise 530 kilowatt saat. OECD ortalamasında ise bu rakam petrolde (birincil enerjide ) 200 litre, elektrikte 400 kilovat saat. Türkiye’nin 2023 hedefi ise şöyle: Birincil enerjide 225 litre, elektrikte 450 Kilowatt saat. Bu ne demek? 2023’de biz halen OECD’ni bugünkü değerlerinin üzerinde olacağız. OECD ülkeleri ise hızla aşağıya çekecek, aradaki açık daha da büyüyecek. Sürdürülebilir kalkınma temelinde düşünürsek Türkiye’nin enerji politikalarında ciddi sorunlar var. 2 temel ayağı var bunların: yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği. 2 alanı da zayıf görüyorum ben. Türkiye katma değer başına salım yoğunluğu Avrupa ülkeleri karşılaştırmasında 0.68 t CO2/ Euro değeri ile 8. Sırada. Bir de işin özel sektör ayağı var. Şirketlerin karbon salınımlarının hesaplanmasının Türkiye’deki ilk geniş çaplı uygulaması Sabancı Üniversitesi tarafından ocak ayında başlatılan Karbon Saydamlık Projesi. Biraz bilgi verebilir misiniz? Türkiye’de ilk etapta İMKB50 endeksine dahil olan şirketler buna katılacak. Şirketlerin karbon ayak izleri, karbon künyeleri soruluyor . Karbon emisyonlarını azatıcı stratejilerinin neler olduğu soruluyor. Bu Türkiye’de çok yaygın bir şey değil. Bu yüzden ilk iki yıl katılım düşük olur ancak belli bir farkındalık yaratıldıktan sonra yaygınlaşır diye düşünüyorum. Ama son derece önemli bir konu. Bir karbon devrimi aslında bu. Düşünsenize şirketler saydam bir şekilde ‘benim karbon salınımım şu’ diye projelerini herkese açıyor, Kurumsal yatırımcılara açarken karbon salınım stratejisi olmayan şirketlere olan ilgiyi aşağı çekmek. Diğer şirketleri teşvik etmek. Bosch Ev Aletleri'nin Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Projesi: Hedef çocuklara çevre bilinci aşılamak eşil Kutu Çevre Eğitimi Projesi, Bölgesel Çevre Merkezi (REC) tarafından geliştirilen, MEB ile Çevre Bakanlığı’nın işbirliğinde ve 2008 yılından bu yana Bosch Ev Aletleri'nin desteğiyle yürütülüyor. Proje kapsamında gelecek nesillere çevre bilinci aşılamak için Türkiye il il dolaşılıyor. 2008 – 2009 yılları arasında 5.600 öğretmene ve 600 bin çocuğa ulaşıldı. Aslında projenin ana ekseninde çok yönlü Y bir çevre eğitim seti bulunuyor. İçinde, ders planlarının yer aldığı öğretmen el kitabı, animasyon ve kısa filmlerin yer aldığı bir DVD, çevre konularında kapsamlı bilgilerin yer aldığı etkileşimli bir CD ve ikilem oyunları yer alıyor. Yeşil Kutu’yu nasıl kullanacakları konusunda eğitilen öğretmenler, daha sonra 1014 yaş grubuna eğitim veriyor. Eğitim setleri, 2 yıldır yüzde 100 geri dönüşümlü kağıda basılarak öğretmenlere ulaştırılıyordu. Ancak 2010 itibariyle setler basılmayarak, tüm eğitimler "http://www.yesilkutu.net/" web sitesi üzerinden veriliyor. Yeşil Kutu’nun 81 ilde kullanımının daha da yaygın hale gelmesi, 2010 yılı sonuna kadar ise toplamda 3.000 öğretmen ve 300 bin daha öğrenciye ulaşılması hedefleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle