Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 27 Nisan 2010 Salı GDO’ya HAYIR Sokak Eylemi J AYŞE EREN Endüstri Yüksek Müh. Sürdürülebilir Yaşam Danışmanı ayseeren@yahoo.com Mart’ta kabul edildi. GDO gibi kamuoyunun hassas olduğu bir konuda, kamuoyunu bilgilendirmeden, halkın görüşü alınmadan, hiç tartışılmadan, bilimsel olarak iyice araştırılmadan yasalaştırıldı. İnsan ister ikkat! Bundan sonra sokakta, istemez, ‘Bu acele niye?’ diye soruyor. Cevabın lokantada yediğiniz her gıdaya dikkat! “kamusal yarar” olmadığı kesin. GDO Yönetmeliği Simitçinin simidine, fırınların ve Biyogüvenlik Yasası ile vatandaş olarak bilgimiz ekmeğine, pastanelerin pastalarına, ve onayımız olmadan, GDO’lar besinlerimize tatlıcıların muhallebilerine, katılıyor, sofralarımıza geliyor. GDO’lu ürünlerin börekçilerin böreklerine dikkat! Satın aldığınız etiketlenmesi biz vatandaşları GDO’ları karşı şeker, bisküvi, un, pirinç, buğday, mısır gibi korumayacak. Sokakta satılan simiti, fırındaki gıdalara dikkat! Bebeğinize yedirdiğiniz mamalara ekmeği, büfelerde satılan döner dürümleri etiketlemek mümkün mü? GDO’lar alerji yaratırlar, vücuda zarar verirler, bağışıklık sistemini bozarlar, antibiyotiğe direnç oluştururlar, insan genetiğini etkileyebilirler, kanser ve kısırlığa neden olabilirler. Bebekler, çocuklar, hamile kadınlar, yaşlısından gencine herkes GDO’ların yarattığı sağlık risklerine maruz kalabilirler. GDO’lar sadece sağlık riski taşımıyor, tarımsal ve ekolojik yıkıma da yol açıyorlar. Çiftçilerin tohum saklama haklarını ellerinden alıp uluslararası şirketlerin tohum tekeline mecbur bırakıyor, doğayı genetik olarak kirletiyor, kısır tohumlar ile Çevreci liderler Hayrettin Karaca ve Muazzez İlmiye Çığ’da sokak eyleminde. doğanın hasadını çalıyorlar. Kimyasal ilaç ve suni gübre kullanımını arttırıyor, dikkat! Pizza, hamburger, çizburger, ekmek arası toprağı fakirleştiriyor, daha fazla su tüketip, suyu köfte, pizza, döner, lahmacun gibi hazır gıdalara kirletiyorlar. Biyogüvenlik Yasası şimdilik GDO’lu dikkat! ürün yetiştirilmesine izin vermiyor. Devlet bunu Günlük beslenmemizin bir parçası olan tüm bu kontrol edebilecek mi? İlerde yasaya yeni maddeler gıdalar GDO’lu olabilir. Çünkü 26 Ekim 2009’da eklenerek, bu yasakların gevşetilmeyeceği ne GDO’lu ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, malum? vs.ye dair yönetmelik yürürlüğe girdi. Ülke açısından da Kamuoyunda çıkan büyük tartışmalar üzerine riskliler. Çünkü, yönetmelik kısa süre sonra değiştirildi. biyogüvenliği yok Yönetmeliğin iptali için iki dava açıldı. ediyor; biyolojik Davalar kazanıldı ve Danıştay yönetmeliğin silah olarak bazı maddelerini iptal etti. Ardından Tarım kullanılıyor; Bakanı Mehdi Eker, GDO lobisinin biyoçeşitliliğe baskılarına dayanamadı, yönetmeliği üç aydan zarar veriyor, gıda kısa bir zamanda ikinci defa değiştirdi. Bu en güvenliğini ortadan son değişiklik ile daha önce yasaklanan, kaldırıyor, ülke tarımını GDO’lu ürünlerin bebek mamaları ve formülleri ile uluslararası tohum bebek ve küçük çocuk besinlerinde kullanılması şirketlerinin avuçlarının serbest hale geldi. Antibiyotiklere karşı direnç içine bırakıyorlar. Çiftçi genleri içeren GDO’lu ürünlerin ithalatı da serbest haklarını çiğneyip, bırakıldı. Yani bakanlık, bebekleri, çocukları, canlıların bizleri korumaktan vazgeçti. Devlet, GDO’lu patentleşmesine sebep ürünleri ithal eden, işleyen, ihraç eden şirketleri olurlar. Kısacası, koruması altına aldı ve böylece 75 milyon GDO’ların serbest vatandaş, topraklarımız, ülkemizin biyoçeşitliliği bırakılması ile halkın korumasız kaldı. beslenmesi, ülkenin 2009 yılı sonunda apar topar bir şekilde doğası, çiftçinin hasadı, Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Türkiye Büyük uluslararası şirketlerin insafına Meclisi’ne geldi. Komisyonlardan hızlı bir bırakılıyor! şekilde geçen yasa tasarısı iki gün gibi kısa bir GDO ülkemizde yasal sürede TBMM’de kısaca tartışıldı ve 18 ! D olarak serbest olması, basit bir ticari mesele değil ve sadece günümüz insanını ilgilendirmiyor. Para uğruna, değeri para ile ölçülemeyecek olan varlıklar kaybedilecek. Bir daha da geri gelmeyecekler. Gelecek nesiller ayni risklere ve belki bugün bilinmeyen başka risklere maruz kalacaklar. GDO Yönetmeliği ve Biyogüvenlik Yasası, hükümetin GDO politikasının sınırlarını çizdi. Ülkemizin kapıları GDO’lara açıldı. Unutmayalım ki sadece yaptıklarımızdan değil yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Sade iki vatandaş olarak arkadaşım Tülay Ararat ile 14 Aralık 2009’da GDO’lara HAYIR Sokak Eylemini başlattık. Türkiye’nin heryerinden, fikri hür, vicdanı hür herkesin rahatlıkla katılabileceği bu eylemin amacı, GDO’ların ülkemizde tümüyle yasaklanmasını sağlamak. Biyogüvenlik Yasa Tasarısı görüşülürken, milletvekillerinden tasarının yeniden düzenlenmesini, ilgili bakanlıktan yönetmeliğin iptalini talep ettik. Tasarısı kanunlaştı. Şimdi talebimiz yasanın ve ilgili yönetmeliğin değiştirilerek GDO’ların ülkemizde tümüyle yasaklanması. Seçtiğimiz yöntem, eylemin aynı anda Türkiye’nin her köşesinde yapılabilmesini, görünür olmasını, sürekli yapılmasını, konudan habersiz vatandaşların dikkatini çekmeyi, günlük hayatın bir parçası olarak kolaylıkla içselleştirilmesini sağlıyor. İki söylemimiz var. Soframda, Tarlamda, Ülkemde GDO İstemiyorum. GDO’ya HAYIR! GDO’suz Beslenmek Hakkımız. GDO Ülkemden DEFOL! Bunların yazılı olduğu tişörtleri giyiyor ve günlük hayatımıza devam ediyoruz. Biz yürürken, tişörtlerimiz konuşuyor. Sade vatandaşın, çekinmeden rahatlıkla katılabileceği barışçıl bir eylem yapıyoruz. Eylemimiz gönüllü çabalarla yaygınlaşıyor. Genç ruhlu aktivist çift Muazzez İlmiye Çığ, Hayrettin Karaca ve Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek eyleme ilk katılanlardan. HYPERLINK "http://www.gdoyahayirsokakeylemi.blogspot.com /"www.gdoyahayirsokakeylemi.blogspot.com adresine eylemin manifestosunu ve eylemcilerin fotoğraflarını koyduk. Facebook’ta ayni isimli etkinliğimiz ve grubumuz var. Sayımız ne kadar artarsa, sesimiz o kadar gür çıkacak ve eylemimiz bir çığ gibi büyüyecek. Konu hepimizin konusu. Kendi sağlığımızı, ülkemizin topraklarını ve biyoçeşitliliğini tehdit eden GDO’lar konusunda yaptıklarımızın da yapmadıklarımızın da sorumlusu biz olacağız. Bu konuda kendini sorumlu hisseden her vatandaşı eylemimizde katılmaya, GDO’ya HAYIR Sokak Eylemcisi olmaya davet ediyoruz.