23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ürkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından ilki geçen yıl düzenlenen “Küresel Isınma Kurultayı”nın ikincisi 7 Mayıs’ta gerçekleştirildi. Tesco Kipa’nın katkılarıyla düzenlenen Kurultay’da bu yıl “Küresel Isınma ve Ekonomi” konusu tartışıldı.TGC Başkanı Orhan Erinç ve Tesco İklim Değişikliği Direktörü Stephen Heal’in açılış konuşmalarıyla başlayan kurultayın sonuç bildirgesinde küresel iklim değişikliğinin insanlığın karşılaştığı en büyük ekolojik sorun olduğu ifade edildi. Hukuk, iş, sağlık, bilim, sosyoloji, politika, turizm, tarım, ormancılık ve inşaat gibi sektörlerin de bu değişimin olumsuz etkileriyle yüzleşmek zorunda kalacağı vurgulanan bildirgede, küresel ısınmanın temelinde ekonominin olduğu vurgulandı. Bildirgeden çıkan ana başlıklar şöyle: Küresel ısınma olgusu herkes tarafından kabul edildiği halde, ekonomik maliyetler öne sürülerek sera gazlarının azaltılması için yeterli önlem alınmamaktadır. Küresel iklim değişikliği ve ekonomi ilişkileri karşılıklıdır. Son 40 yıl içindeki ekonomik Türkiye Gazeteciler krizlerden sonra CO2 konsantrasyonlarında Cemiyeti (TGC) azalmalar olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır. tarafından bu yıl ikincisi Ekonomiyi ön planda tutan görüşlerde düzenlenen “Küresel “bekle ve gör” yaklaşımı hakimdir. Yani iklim değişimine hala şüpheli yaklaşılmakta ve buIsınma Kurultayı”nın günden önlem almaktansa öngörülen sorunsonuç bildirgesinde lar ortaya çıktıktan sonra önlemlerin alınmaküresel ısınmanın sı gerektiği düşünülmektedir. Küresel ekotemelinde ekonominin nomik krizde bankacılık sektörüne 2 trilyon doolduğu; hukuk, iş, sağlık, larlık uluslararası kurtarma paketi bir çırpıda bilim, sosyoloji, politika, hazırlanırken, konu diğer bir küresel sorun olan turizm, tarım, ormancılık iklim değişimine gelince pazarlıklar nedeniyve inşaat gibi sektörlerin le önlem alma süreci uzamaktadır. de bu değişimin olumsuz İklim değişikliğinin önlenmesi için atılabietkileriyle yüzleşmek lecek adımların başında aşırı tüketime dayazorunda kalacağı nan ekonomik anlayışın değiştirilmesi gelmektedir. vurgulandı. Bunun için doğanın insanlara sunduklarına zarar vermeden ve ekosistemlerin yapısını bozmadan gelişme sağlayabilmek için “sürdürülebilir kalkınmaya” önem verilmelidir. Gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada küresel iklim değişikliği ekonomiden hukuka, turizmden ormancılığa, tarımdan inşaata, enerjiden otomotive kadar tüm sektörlerdeki politikalarda dikkate alınmalıdır. Bireylerden şirket yöneticilerine ve politikacılara kadar herkes üzerine düşenleri yerine getirmelidir. Bireyler öncelikle alışkanlıklarını ve yaşam biçimlerini değiştirmelidir. Daha az tüketmek ve sosyal sorumluluk sahibi olmak küresel ısınma ve diğer çevresel sorunların azaltılmasına önemli katkı sağlayacaktır. Şirketler sadece kâr odaklı ekonomik anlayışlardan vazgeçmelidir. Verimlilik ve sürdürülebilir ekonomik gelişmeye önem verilmelidir. Medyaya özellikle eğitim ve bilinçlendirme ile kamuoyu oluşturma konusunda büyük görevler düşmektedir. Politikacıların da ellerinde küresel iklim değişikliğine önlem alabilmek için vergiler, teşvikler, cezalar, yeşil etiketleme gibi yöntemler ile yaptırım gücü mevcuttur. Bu yaşam biçimi ile sürmez.... T Bunları Biliyor musunuz ? Dünyada her yıl 50 milyon ton eatık oluşuyor Dünya üzerindeki elektronik atık pazarında her yıl yüzde 5 ila 8'lik bir artış gözleniyor. Birleşmiş Milletler çevre programına göre dünya genelinde tüm elektronik atık kaynakları hesaplandığında yıllık 20 ila 50 milyon ton arasında eatığın oluştuğu tahmin ediliyor. Tehlikeli ve toksik maddeler içerebildikleri için çevreye zarar veren eatıklar, diğer taraftan içerdikleri metal, cam, plastik ve yeniden kullanılabilinen diğer malzemelerden dolayı değer taşıyor. Dünya genelinde eatıklarla ilgili çalışmalar gün geçtikçe ilerliyor. Yeni üretilen elektronik ürünlerde toksik ve zararlı maddelerin kullanımı sınırlandırılıyor, yeni ürün tasarımında geri dönüşüm kriterleri göz önünde bulunduruluyor ve geri dönüşüm özendiriliyor. Diğer yandan atıklar ürüne dönüştüğünde bunların toplanması, işlenmesi, yeniden kullanımı, tehlikeli atıkların insan, çevre ve doğayı riske sokmadan bertarafı konularında da yeni hukuki ve yasal düzenlemeler yapılıyor. 1 kilo peynir ya da bir kilo elma için kaç litre su harcıyoruz? Üretilen ürünlerin başka ülkelere ihraç edilmesi ile o üretimde kullanılan su miktarı da dışarı gönderilmiş oluyor. Dünyanın Suları 20082009 dergisinde yer alan su kullanımı ile ilgili uluslararası bir araştırma ilginç gerçekleri de gözler önüne seriyor. Ülkeler açısından su politikaları giderek yaşamsal önem taşırken kuraklık yaşayan ülkelerin çok su gerektiren ürünleri yetiştirmek yerine ithal etmeye başladıkları belirtiliyor. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysen Müezzinoğlu tarafından yapılan araştırmada ise 5060 kalem ihracat malı tek tek incelendi. Bu ürünlerle dolaylı olarak ne kadar suyun dışarıya gittiğini ortaya koyan Müezzinoğlu, "Türkiye, ihraç ettiği ürünler yoluyla 22 milyar ton 'sanal su' ihraç ederken 11 milyar ton da ithal ediyor." dedi. Prof. Dr. Müezzinoğlu'nun verdiği bilgilere göre 'sanal su' kavramıyla kasaptan alınan 1 kilogram etin, o hayvanın yaşamı boyunca içtiği su miktarı kastediliyor. Mezbahada kesilen 600 kiloluk bir hayvandan yaklaşık 200 kilo et çıkıyor. Bu da içtiği toplam su miktarına bölündüğünde, ortalama 1 kg et için 14 ton su harcandığını ortaya koyuyor. Kaynak:Dünyanın Suları 20082009 dergisi 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle