Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Karbon ekonomisi D ünya karbon merkezli yeni bir ekonomi modeli ile karşı karşıya. Çevresel tehditlerin ciddi bir noktaya gelmesi ile ortaya çıkan bu model karbon yoğunluğu düşük enerjilerin kullanılmasına dayanıyor.Uzmanlar "Dünya karbon salımının önüne geçmez ise 2020 yılına kadar büyük felaketler yaşanabilir” diyor. Bunun önlenebilmesi için yapılması gerekenler var. Örneğin uluslararası şirketlerin, kazandıklarının en az yüzde 10’unu karbon karşıtı teknolojilere yatırmaları…Avrupa Birliği, ABD ve Çin’e göre,Karbon salımını azaltmada daha kararlı görünüyor..Birlik 2020 yılına kadar Karbon’u 1990 yılı seviyesine göre yüzde 20 azaltacak..Almanya daha ileri gitti yüzde 40 azaltmayı vaat etti.Ama Polonya ve Finlandiya bu karara muhalif… Son iki yıl içinde yaşanan kriz nedeniyle bazı ülkeler, ekonomik canlandırma paketlerini devreye sokarken,düşük karbon yöntemlerini hayata geçirmeye karar verdiler... Başta Güney Kore ve Meksika olmak üzere 13 ülkede başarılı sonuçlar alındı.. Düşük karbon ekonomisinin 2008 yılı içindeki küresel Pazar büyüklüğü 3.650 milyar Euro’ya ulaşdı. Karbon ekonomisi yarattığı yeşil mali ve finansal programlar ile birlikte milyonlarca kişiye istihdam da sağlıyor. Karbon ticareti nasıl yapılıyor? Karbon ticareti" hızla büyüyen multi milyar dolarlık uluslararası bir pazar olarak ortaya çıktı ve şu an “karbon” olarak adlandırılan sera gazlarını kontrol altında tutmanın, azaltmanın ve sürdürülebilir kalkınmayı finanse etmenin en etkin yolu olarak görülüyor. Karbona havayı kirletmesi sebebiyle ekonomik/parasal bir değer veriliyor ve insanlar, şirketler ve/veya hükümetler bunun ticaretini yapıyor. Bir başka deyişle, karbon satın alan ülkeler onu yakma hakkını almış oluyor ve karbonu satan ülkeler ise onu yakma hakkından vazgeçmiş oluyor. Bu sebeple, karbon pazarı karbonun alım ve satımını kolaylaştırmak için oluşturulmuş bir ortam. Böylece, sera gazı salım kotalarını aşmak üzere olan işletmeler ve hükümetler, karbon kredileri satın alabiliyor. Bu krediler daha sonra küresel ısınmayla mücadele etmeyi amaçlayan projelerde kullanılabiliyor. Karbon pazarı menkul kıymetler ve diğer mallarda olduğu gibi yeni bir tür sermaye piyasası ancak bu pazarda ticareti yapılan mal alışılagelmiş mallar yerine ton başına karbondiyoksit (veya tekabülü) değerinde ölçülen “sera gazı salımlarının azaltılması” (karbon kredileri). Aslında tek bir pazar ama değişik sistemler var; zorunlu ve gönüllü. AB Salım Ticareti Programı gibi zorunlu sistemler daha aktif ve salım azaltımları (karbon kredileri) fiyatları daha yüksek ancak bu sistem aynı zamanda daha düzenli ve ormancılık gibi bazı sektörlerdeki projeler dahil edilmiyor. Gönüllü pazar sistemi, ticareti yapılabilen karbon kredilerinde daha fazla esneklik sunuyor ancak fiyatlar genelde daha düşük. Gönüllü pazar sistemi ayrıca daha az organize ve alıcı ve satıcıları bulmak daha uzun zaman alıyor. Herhangi bir karbon emisyon yayıcısının kendi denklemini gerekli seviyeye getirmesi için yapabileceği 4 temel alternatif bulunmaktadır. Emisyon kredisi satın almak Enerji verimliliği kredisi satın almak Mevcut üretim ya da tüketim araçları ile daha az üretmek ya da tüketmek Mevcut üretim ve tüketim araçlarını daha az emisyon üretenleri ile değiştirmek. Geleceğin modeli: Bunları Biliyor musunuz ? ? ? ? Enerji tasarruflu ampullerin diğerlerine kıyasla yüzde 80 daha az elektrik harcadığını ve evi bunlarla aydınlatmanın yıllık 330 kg CO2 tasarrufu sağlayacağını... Isıtmada 1 derece daha düşük oda sıcaklığının masraflarda yaklaşık yüzde 6’lık bir azalma sağlayacağını ve kalorifer sıcaklığındaki 1 derecelik azalmanın yılda 300 kilogram daha az CO2 üretimine sebep olacağını... Klima cihazının günde 4 saat daha az çalıştırılmasının yılda 300 kg’lık CO2 salınımını engelleyeceğini... Enerji tasarruflu bir buzdolabının (A++) yılda 100 Kg CO2 tasarrufu sağlayacağını... Yerel ürünler satın alarak yılda 300 kg daha az CO2 emisyonuna sebep olacağınızı.. Kurutma Makinesi kullanılmayan 4 nüfuslu bir ailede yılda 90 Avro ve 300 Kg CO2 salımından tasarruf edildiğini... Dış cephede, çaatıda ve bodrum katlarda uygulanacak yi bir ısı yalıtımı sayesinde ısınma masraflarının yüzde 50 oranında azaltılabileceğini... Televizyon ya da müzik setinizi stand by konumunda bırakmak yerine tamamen kapatarak yılda 100 kg daha az CO2 salınımına sebep olacağınızı.... ? ? ? 20 ? ? E Türkiye sera gazı salımı artışında birinci Türkiye'nin, 19902007 yılları arasında sera gazı salımı artışı yüzde 119 gibi dünyadaki en yüksek orana ulaştı. 19902004 yılları içerisinde OECD ülkelerinde enerji kullanımında karbon yoğunluğu yüzde 4,2 azalırken aynı Türkiye'de yüzde 6,5 oranında yükseldi. Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Ofisi ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) işbirliği ile kurulan İklim Platformu, Kopenhag İklim Değişikliği Zirvesi öncesi "21. Yüzyıl Karbon Uygarlığını Yakalamak; Düşük Karbon Ekonomisine Geçişte Teknoloji, Finans ve Tedarik Zinciri" adlı bir raporun ortaya koyduğu tespit ve öneriler şöyle: 19902004 yılları içerisinde OECD ülkelerinde enerji kullanımında karbon yoğunluğu yüzde 4,2 azalırken aynı değerin Türkiye'de yüzde 6,5 oranında artmış olması düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde Türkiye'nin rekabet gücünü zayıflatıyor. Türkiye'nin, 19902007 yılları arasında sera gazı salım artışı yüzde 119 olarak gerçekleşti. Bu dünyanın en hızlı artış oranıdır. Bu artış hızının devam etmesi düşük karbon merkezli yeni ekonomiye geçiş sürecinde Türkiye için önemli bir engel oluşturuyor. 2008 verilerine göre, küresel düşük karbon ekonomisi 3,65 trilyon avro gibi önemli bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Türkiye'nin gelişen bu pazardan pay alması ekonominin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyor. 2012 2030 yılları arasında düşük karbon ekonomisine geçiş için her yıl 530 milyon dolar yatırım yapılması gerekiyor. Bugün sera gazı salımlarının azaltımı için yapılacak olan yatırımların yüzde 70'i mevcut teknolojilerle karşılanabiliyor. Diğer yüzde 30'u oluşturan yatırımların "kabon tutma ve depolama" gibi yeni geliştirilen teknolojiler ile gerçekleşmesi bekleniyor. Türkiye mevcut teknoloji imkanlarını kullanarak özellikle enerji verimliliği ve enerji tasarrufu projelerinden faydalanabilir. İlaçları sakın çöpe atmayın! vlerde kullanılmayan ilaçların çöpe atılmasını engellemek için yeni bir sistem geliyor. Bu sayede kullandığımız ilaçları eczanelere götürüp uygun koşullarda imha edilmesini sağlayabileceğiz. Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, son kullanma tarihi geçmiş ya da kullanılmayan ilaçların ülke genelinde toplanması ve bertarafını sağlayacak bir sistem kuracak. Çalışma kapsamında bir ay içinde sistemin işleyişini belirleyecek bir yönetmelik taslağı hazırlanacak. Uygulamaya 2010 yılı içinde geçilecek. Düzenleme ile evlerde kullanılan, son kullanma tarihi geçmiş ya da kullanılmayan ilaçlar eczanelere verilecek. Eczanelerde toplanan atık ilaçlar, kayda alındıktan sonra bertaraf tesisine gönderilecek. Böylece hem Türkiye’de hangi ilaçlardan ne kadar kullanıldığı kesin olarak ortaya çıkacak hem de atık ilaçların insan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri ortadan kaldırılacak. 11