Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 Cumhuriyet ENERJİ 4 Aralık 2012 32 Pamir,Türkiye’nin enerji politikasının olası sonuçlarını değerlendirdi: ‘Bağımlılık büyük tehdit’ İKLİM ÖNGEL ANKARA CHP Enerji Komisyonu Başkanı Necdet Pamir, Türkiye’nin Rusya ve İran’a petrolde yüzde 63, gazda ise yüzde 76 bağımlı olduğunu kaydetti. Bu bağımlılığa karşın Kürecik’teki radar üssünü ve Türkiye’nin NATO’dan patriot talebini anımsatan Pamir, “Radar kurulması, bu iki ülke için stratejik önemi olan Suriye’ye karşı izlediğimiz ‘kraldan fazla kralcı’ politika ve patriot talebi yaman bir çelişki ve tehdit oluşturmaktadır” dedi. Bağımlılığın bir günde değiştirilmesinin söz konusu olamayacağına dikkat çeken Pamir, “Ya bu denli bağımlılık yaratmamak ya da camdan köşkte otururken, komşuların evine taş atmamakta yarar vardır” uyarısında bulundu. Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye’yi ziyaret etti. Pamir, Rusya ile yakından bağlantılı Türkiye’nin enerji politikasına ilişkin Cumhuriyet Enerji’nin sorularını şöyle yanıtladı: ¦ Rusya’ya olan enerji bağımlılığımız gözönüne alındığında Akkuyu’ya yapılması planlanan nükleer santralin bu anlamda etkisi ne olacak? N. P: Türkiye yıllardır uygulanan ve aksine söyleme karşın, ısrarla sürdürülen yanlış politikalar nedeniyle tüketilen enerjinin yüzde 62’sini petrol ve doğal gazla karşılayan ve bu kaynakları da neredeyse tamamen ithalatla elde eden bir ülke. 2011 rakamlarıyla; petrol, petrol ürünleri, doğalgaz ve LPG dış alım faturamız 54 milyar dolar ve bu durum sürdürülebilir değil. Tüm bu genel resim içinde ve 2011 verileriyle; Rusya’ya doğalgaz dış alımlarındaki bağımlılık oranımız yüzde 58, petrolde yüzde 12. Dış ticaret hacmimiz açısından baktığımızda ise bizim dış alımımız 24 milyar dolar, dış satımımız 6 milyar dolardır. Yani burada da 4 katı aleyhimize bir dengesizlik söz konusu. Buna bir de Türkiye’deki doğalgaz dağıtımında Rusya’nın ortaklıklarla hisse sahibi olması ve özellikle Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralin yapımından işletmesine, yakıt tedarikinden yönetimine yüzde 100 Ruslar’ın egemenliğindeki bir anlaşma söz konusu olduğu için mevcut yüksek bağımlılığın daha da artması söz konusu. ¦ Putin’in ziyaretiyle enerji stratejilerinde bir farklılaşma bekliyor musunuz? N. P: Bu bağımlılığın, enerji ve dolayısıyla ekonomide yarattığı risklerin de ötesinde, dış politikamız ve güvenliğimiz açısından da ciddi sakıncaları olduğu açıktır. Söz konusu sakınca, Rusya’nın yanı sıra enerji kaynakları ithalatımızda İran’a da mevcut yüksek oranlı bağımlılığımız dikkate alındığında, artan risk potansiyeli taşımaktadır. 2011 yılında yaptığımız petrol ithalatımızın yüzde 51’i, doğalgaz ithalatımızın yüzde 18’i İran’dandır. Dış politikada bu iki ülkeyle de ciddi sorun yaratan adımlar atılırken, bu risk kaçınılmaz olarak artmaktadır. Bu iki ülkeye petrolde (toplam) yüzde 63, gazda yüzde 76 bağımlıyken, bir yandan Malatya Kürecik’e “radar” üssü kurulması, diğer yandan bu iki ülke için de ayrı ayrı stratejik önemi olan Suriye’ye karşı izlediğimiz “kraldan fazla kralcı” politika ve nihayet NATO’dan gene bu ülkeleri karşımıza alarak patriot talebimiz pek yaman bir çelişki ve tehdit oluşturmaktadır. Ya bu denli bağımlılık yaratmamak ya da “camdan köşkte Vladimir Putin otururken, komşuların evine taş atmamakta” yarar vardır… ¦ Türkiye önce Nabucco’yu öne çıkardı, şimdi de TANAP. Bir yandan da Güney Akım’a destek var. Bütün bunlar birbiri ile çelişen siyasi tutumlar değil mi? N. P: “İş bilmezlik” olarak tanımlanabileceği gibi, bu uygulamaların sahiplerinin ise tam da “iş bilirlik” olarak tanım yaptıklarına hiç kuşkum yok… Ülke çıkarı yerine, “yandaşcandaş” çıkarı sizin ekseniniz olmuşsa, her konuya olduğu gibi stratejik bir alan olan enerjiye de sırf ticari çıkar (ülke için değil, bazı şirketler için) penceresinden bakarsanız, bu uygulamalar şaşırtıcı sayılmaz. Nabucco, genel hatları ve felsefesi itibarı ile Türkiye’nin ve AB’nin kaynak çeşitlendirme ve enerji arz güvenliği gereksinimine yanıt verecek önemli bir projeydi. Ancak, gazın yeterli olup olmadığından, jeopolitik koşullara kadar birçok sorunu vardı. Ancak daha da önemlisi, BOTAŞ’ın transit boru hatlarından haklı olarak beklediği 3 temel koşulun hiçbirine ya nıt vermeyen bir hükümetlerarası anlaşma, bir fiyat indirimi alındığı öne sürülüp, ka“Asrın Anlaşması” ve “AKP’nin zaferi” muoyu tepkisi yatıştırılmaya çalışılmıştır. Bu olarak sunuldu. Oysa bu anlaşma, ne daha da bir diğer aldatmacadır. Zira aynı tarihlerde ucuza gaz alma talebimize, ne daha fazla uluslararası gaz piyasalarındaki fiyat dügaza erişim isteğimiz ne de “hub” olma he şüşleri nedeniyle Rusya Avrupa’daki tüm defimize yanıt vermişti. Medyada ortam müşterilerine yüzde 20 ve üzerinde indiboş diyerek, muazzam bir halkla ilişkiler rimler vermek zorunda kalmıştır. Sonuçta, kampanyası yapıldı. Şimdi Nabucco gö AKP’nin bizim anladığımız manâdaki iş bilmüldü; soran var mı? “Madem Asrın An mezliği bir gerçeklik ise de, onlar konuya laşması”ydı, neden gömüldü, neden izin “ticari olarak” bakmaktadırlar. Gazpverildi? Şimdi TANAP zamanı! TANAP, rom’a Karadeniz’den geçiş izninin karşılıbazı özellikleri itibarı ile Nabucco’nun hü ğında, bir yandan yandaş şirketin üstlendikümetlerarası anlaşmasıyla alamadıkları ği (eskiden BOTAŞ’a aitti) SamsunCeyhan mızın en azından bazılarını kısmen sağla projesine petrol alma umudu, diğer yandan dığı için daha olumlu. Azerbaycan ile Rusya’dan Batı Hattı üzerinden alınan gaAKP’nin bozduğu ilişkilerimizi kısmen zın, yandaş şirketlere devrinin sağlanması onarması, Şahdeniz sahasından yapılan üre gibi “karşılıklı beklentiler” söz konusu. Yatimde TPAO’nun yüzde 9 payının olma ni bir “alışveriş” var. sı, henüz kesinleşmese de Rus ya da İran gazına göre daha düşük bir gaz fiyatı ¦ Güney Akım yaşama geçerse, bu beklentisi ve Nabucco anlaşmasıyla çok da Türkiye’nin enerji stratejisini yeniden ha az miktarda alınabilecek gazın bu an gözden geçirmesine neden olur mu? laşmayla yılda 6 milyar metreküpe erişmesi N.P: Güney Akım’da 7 Aralık’ta ilk kaydaha olumlu yanlar. Ancak, mevcut du nakla birlikte inşaata başlanıyor. Bu hatrumda, büyük kısmı topraklarımızdan ge tın yapımı ile “Türkiye’nin enerji straçecek TANAP’ta TPAO + BOTAŞ’ın tejisi” kavramları hayli farklı boyutlarda. toplamda yüzde 20 hissesi olması büyük Ancak mevcut strateji, enerji alanını salt eksiklik. TBMM’de onay bekleyen anlaş ticari bir alan olarak gören çok sığ bir anmanın ayrıntılarına henüz tam giremedim layışa karşılık geliyor. Bizim dışa baama, Türkiye’nin çıkarları açısından daha ğımlılığımızı kademeli olarak azaltacak, fazla hisse, transit koşullarıyla ilgili en uy atıl yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı gun talepler, gazın 6 milyar metreküpün üs devreye alacak, enerjiyi daha verimli kultünde olan kısmının Avrupa piyasalarına lanacak stratejilere ulaştırılmasında alıp satma hakkı, en uyyönelmemiz gegun fiyatla gaz alımı gibi beklentilerimirekli. zin karşılanması temel hususlardır. Güney Akım ise, Rusya açısından son derece stratejik bir projedir. Maliyeti çok yüksektir ve bu nedenle ekonomik krizin sürdüğü bu ortamda yapımı zor görünebilir. Ancak önümüzdeki günlerde (7 Aralık 2012) Rusya’da ilk kaynak töreni yapılacaktır. Güney Akım, Azerbaycan, Irak, İran ve Türkmenistan gibi ülkelerin gaz ihracatlarında temel piyasalardan biri olan Avrupa piyasasına odaklandığı için bir yönüyle rakip projedir. Türkiye’nin bir yandan TANAP’a ortak olup, diğer yandan Güney Akım’a Karadeniz’in ülkemize ait olan münhasır ekonomik bölgesinden geçme ve bu hattın işletilmesi haklarını Rus tarafına tanıması, Rusya’ya Ukrayna üzeNecdet Pamir rinde büyük üstünlük sağlamıştır. Bu izin Güney Akım için bir “hayat öpücüğü” olmuştur. Bunun karşılığında yüzde 12 civarında