Katalog

12 biraz daha uzun boylu, rengârenk bir ceket giymiş, kar gibi ak sakalı göbeğine kadar uzanan yaşlı bir cin oturuyormuş. İki yolcu bu tuhaf sahneyi görünce, büyülenmiş gibi oldukları yerde kalakalmışlar, dansı izlemeye başlamışlar. Az sonra yaşlı cin eliyle işaret ederek onları yanına çağırmış, cinler de iki yana açılarak yol vermişler. Kambur kuyumcu, oldukça girişken bir adammış, hemen yaklaşmış. Terzi önce biraz utanmış, geri çekilmiş, ama bakmış ki herkesin keyfi yerinde, o da cesaretlenip grubun ortasına girmiş. Çember tekrar kapanmış, cinler yine şarkılar söyleyerek ve vahşiler gibi hoplayıp sıçrayarak dans etmeye koyulmuşlar. O sırada yaşlı cin kemerinden geniş ağızlı bir bıçak çıkarıp bilemiş, bıçağın yeterince keskin olduğunu anladıktan sonra, yabancıları süzmeye başlamış. Yolcular önce korkmuşlar ama fazla düşünecek vakit bulamamışlar; yaşlı cin kuyumcuyu yakaladığı gibi, bir anda saçıyla sakalını cascavlak tıraş edivermiş. Aynı şey terzinin de başına gelmiş. Tıraş bittikten sonra, yaşlı cin dostça bir tavırla ikisinin de sırtını