17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sihirli Değnek Hazırlayan: Nilay Yılmaz leri birbirini” (s.24). “Yoktur türkün / türkten başka dostu” / dedi öğretmen derste / parmak kaldırdı sevgi: öğretmenim, / bir çitmik isterse / vermeyecek miyim üzümümden / yunanlı kardeşe?” (s.10) diyen Berberoğlu şiirlerinde, çalıştırılan, sokakta yaşamaya mecbur bırakılan ve okutulamayan çocukların dünyasından sesleniyor bütün çocuklara... Elbet yetişkinlere de sesleniyor. Kim bilir belki de en çok onlara sesini duyurmak istiyor... Abdullah Budak'ın “Bir Gül Çocuk” isimli şiir kitabı 1982'de Türk Dil Kurumu Çocuk Edebiyatı Ödülü almış. Kitap, Kök Yayınları tarafından yeniden yayımlandı. Budak'ın şiirlerinde de çocuklar düşünüyor, sorguluyor, eleştiriyor... “Hele ki akşam olunca / Üst üste sigara içer / Ne de çok düşünür babam / Oysa türküler söylerdi / Şakalaşırdı bizimle / İşten çıkarılmadan önce” (s.9). Yaşamın zorluklarından uzak tutulmaya çalışılsalar da imkânsızlıkları en çok hissedenler yine çocuklar değil mi? Bayramlarda bile... “Çok merak ediyorum / Gömleğimin yakasını / Tersine mi çevirecek / Bu yıl da bayram gelince / Benim annem gözlerinden / Yaş dökerken ince ince” (s.18). Kendi yaşamında zorluklar olmasa bile herkesin aynı şartlara sahip olmadığını bilmek ve başkaları için üzülmek, kişinin kendisi, içinde yaşadığı toplum ve dünya için bir şeyler yapabilmesinin ilk adımı değil midir? “Karşı evin damına / Yuva yapmış bir leylek / Uçar bazen göklerde / Kanatlarını gererek / Keşke Fatmaların da / Leylek yuvası kadar / Küçücük evleri olsa / Onlara da gelse bahar” (s.11). “Ağlamak gelir içimden / Ne zaman aklıma gelse / Çocuk yurtlarındaki / Yalnız kardeşlerime / Onlar da gökyüzünü / Severler mi kuşlar kadar / Doyasıya uyurlar mı / Saçlarını kim tarar / Kim örter üstlerini / Yorganları kayınca / Gözlerini kim siler / Düşüp de ağlayınca / Yüreğim burkulur / Hep aklıma yurtlar gelir / Oysa çocuklar evinde / Çiçek dalında güzeldir” (s.39). İçinde bulunduğumuz şartları, kendimizi ve toplumu değiştirebilmek... Öfke uyandırmadan ve umutsuzluğa kapılmadan düşünebilmek, sorgulayabilmek... İnsan olabilmek... Çocuklara yaşamı sevdirmenin ve onları yaşamla ilgili düşündürmenin yolu şiirden geçmezse nereden geçer ki! ? Dizelerden gelenler geçenler Gökyüzü Kuşlara Kalsaydı Arif Berberoğlu, Evrensel Çocuk Kitaplığı, 2007, 55 sayfa (10+ yaş) Pembe Pamukşekeri Aydın Hatiboğlu, Evrensel Çocuk Kitaplığı, 47 sayfa (10+ yaş) Resimleyen Mustafa Delioğlu Bir Gül Çocuk Abdülkadir Budak, Kök Yayınları, 2007, 55 sayfa (10+ yaş) Resimleyen Ayşe İnan Baktım: / Kardan adamın ne şapkası var, ne kaşkolu!.. / Havuç burnu da yok olmuş ortadan. / Ama kömür gözlerinden / Mutluluğu okunuyor. / Bir aç doyurmuş, / Bir çıplak giydirmiş gibi... / Zaten kardan adamlar üşümez ki.” (s.39) Yetişkinler çocuklardan yakınırlar, biraraya gelince onları çekiştirip dururlar. Peki ya çocuklar? Onların da yetişkinler hakkında söyleyecek çok şeyi olmalı. Hele de artık oyun oynayacak alanları kalmıyorsa, büyüklerin yaptıklarından ve yapamadıklarından hep onlar mağdur duruma düşüyorlarsa! “Top oynadığımız arsanın, / Sahipleri varmış meğer! / Çıkageldiler bir gün, / kazmaları, kürekleri, / Dozerleriyle. / Kazdılar delik deşik, / Taşıdılar kamyon kamyon... / Gitti bizim top sahası! / Biz nerde oynayacağız şimdi? Bizim sahibimiz yok mu?” (s.32) Çocukları yaşamla ilgili düşündürmenin, onlara içinde bulundukları durumlarla ilgili sorular sordurmanın yolunu dizelerden geçiren Hatiboğlu'nun şiirlerini Mustafa Delioğlu resimlemiş. Evrensel Çocuk Kitaplığı'ndan başka bir şiir kitabı da Arif Berberoğlu'nun. “Gökyüzü Kuşlara Kalsaydı” isimli kitabında Berberoğlu çocukların, çevreleri ve onlara dayatılan yaşam biçimleri üzerinde düşünmelerini istiyor: “Evimizin tacıdır / hep ona verilir en güzel köşe / çeker renkli bir mıknatıs gibi / bütün güzel gözleri kendine: / canlı yayın savaş / canlı yayın maç / canlı yayın yalan / Kalbimiz sanki o büyülü kutunun içinde / odur dünyaya baktığımız tek pencere / hiç kapanmaz gece gündüz / ne bir şey okuyan var evde / ne masal anlatan bir dede / bekliyor uzanacak elleri raflarda kitaplar / unutulmuş kederli ihtiyarlar gibi / beyinler güneşini yitirmiş / görmüyor evin göz Erhan Bener aramızdan ayrıldı... (19292007) Erhan Bener edebiyat yaşamına 1945 yılında çeşitli dergilerde yayımlanan şiir ve öyküleriyle başladı. Bener, otuzun üzerinde kitaba imza attı. Çocuk kitapları, çevirileri ve radyo oyunları da bulunan Bener'in “Yalnızlar”, “Ölü Bir Deniz”, “Böcek”, “Aşkı Muhabbet” ve “Sevda” adlı yapıtları sinemaya ve televizyona uyarlandı. “Hızır Doktor”, “Bürokratlar” ve “Şahmeran” adlı oyunları, İstanbul Şehir Tiyatrosu, Ankara Halk Tiyatrosu ve Ankara, Konya, Diyarbakır Devlet Tiyatroları'nca sahneye konuldu. FransızTürk Kültür Cemiyeti, Yunus Nadi ve Orhan Kemal roman ödüllerine, Haldun Taner, Yunus Nadi ve Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Öykü ödüllerine, Muhsin Ertuğrul Oyun Ödülü’ne değer görülen Bener'in, Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü altın madalyası da var. Fransa'nın uluslararası L'Officier de Lordre des arts et des Lettres (Sanat ve edebiyat ustası) ve Uluslararası Film Festivalleri Kurumu'nun “Sanat Çınarı” unvanına da sahip olan Bener bir süredir Gazi Üniversitesi'nde tedavi görmekteydi. Aramızdan ayrılsa da hep bizimle olacak... “Burcu Öğretmenin Öyküleri”, Erhan Bener, Gendaş Yayınları, 1988 Öğrencilerini seven, koruyan ama öncelikle onlara saygı duyan bir öğretmen, Burcu Öğretmen. Öğrencilerinin bazen kavgaya dönüşen tartışmalarında bile sinirlenmeden onlara doğruyu öğretmeyi amaçlıyor. Bunun için bazen masallara, bazen tarihten örneklere, bazen de oyunlara başvuruyor. Böylece onun dersleri asla sıkıcı olmadan zevkle geçiyor. Kavga ya da kıskançlık, yerini hep sevgi ve arkadaşlığa bırakırken tembelliğin yerini de hep çalışkanlık alıyor. Kimi zaman eğlendiren, kimi zaman da düşündüren olaylar, çocukları hem bilgilendirecek hem de hoşça vakit geçirtecek nitelikte. Ama öncelikle saygı ve sevgi aşılamaya yönelik. Ç ocuklar şiirden her yaşta hoşlanırlar. Okulöncesi dönemde şiir dinlemekten, daha sonraki dönemlerde de okumaktan zevk duyarlar. Anlamını tam olarak kavramasalar bile şiir çocukların yaşamının bir parçasıdır. Şiir keyfinin tekerlemelerle başladığını biliriz. Estetik arayışlar daha sonraki dönemlerin kaygısıdır, arayışıdır. Ancak biliyoruz ki iyi bir şiir her yaştan okurun ilgisini çeker, çok katmanlı yapısıyla okura her yaş döneminde farklı tatlar yaşatır... Söz ustası Dağlarca, “Çocuk şiirleri nasıl olmalı” sorusunu, “Çocuk şiirinde yapıyı, nesnelliği, konuları, onun açısına göre daha ince seçmek, ilk duyarlılıklar, ilk özgürlükler, ilk ölçüler içinde yazmak gereklidir” diye cevaplandırır. Şiir okumaya erken yaşta başlamak, şiirle yaşamak, şiirde düşünmek, edebi ve estetik değerlere erken yaşta ulaşmanın en keyifli yolu değil midir? Çocuk şiirleri deyince pek çok kişinin aklına belirli günler ve haftalar için yazılmış şiirler gelir. Çabası “öğretmek” olmayan çocuk şiirleri yazmak, çocukları düşündürmek, hüzünlendirmek ve eğlendirmek neden bu kadar zor gelir biz yetişkinlere?.. Çocuklara yaşamı sevdirmenin ve onları yaşamla ilgili düşündürmenin yolu şiirden geçmezse nereden geçer ki!.. Sihirli Değnek, bu hafta ilk duyarlılıkları, ilk özgürlükleri oluşturma çabasına yönelik yazılmış dizelere dokunuyor... Aydın Hatiboğlu, “Eskimo” isimli şirinde: “Kutuplarda / Eskimo çocuklar, / Kardan adam yapar mı?” (s.18) diyerek çocuklara onların sözleriyle sesleniyor... Şiir içinde bilmece olur mu? Hatiboğlu, “Bilmece” isimli şiirinde, “Dağdan gelir, / Taştan gelir / Mor şalvarlı / Eniştem gelir? / Benim ablam yok ki...” (s.19) diyerek bilmece ve şiiri buluşturuyor... Pamukşekerini sevmeyen çocuk var mıdır? Kitaba ismini veren “Pembe Pamukşekeri” şiirinde çocukların pamukşekeri sevgisi bakın nasıl anlatılıyor: “Bizim okulun önünde,/ Şeker satan bir adam var. / Bir kaşıkçık toz şekerden, / Kocaman bir yumak yapar. / Bir kaşık toz şekeri, / Değil ki asıl sevdiğim. / O güzelim pembe var ya, / Ben en çok onu severim” (s.35). Hatiboğlu, “Tanıdığım bir çocuk var, / Adı: Barış. / Her gün savaşçılık oynuyor” (s.12) diyerek çelişkileri; “Kuşlar, / özgürlüğün simgesiymiş! / Hep öyle söylüyorlar... / Öyleyse neden, / En güzel kuşları, / Kafeslerde tutsak ediyorlar?” (s.38) diyerek yetişkinleri sorguluyor... “Kardan Adamın Mutluluğu” şiirinde Hatiboğlu bakın hangi konularda çocukları düşündürmek istiyor: “Bir kardan adam yaptım dün akşam. / Başına eski bir şapka, / Boynuna bir eski kaşkol uydurdum. / Gözlerine iki kömür parçası, / Burnuna da, bir kocaman havuç kondurdum. / Gece oldu yattım. / Sabah oldu kalktım. / KİTAP SAYI Sihirli Yarışma! Gülten Dayıoğlu, çocuk ve gençlik edebiyatı kültürünün gelişmesine katkıda bulunmak ve seçkin eserlerin ortaya çıkmasına destek vermek amacıyla Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı'nı kurmuştu. İlk ödülü çocuk romanı dalında vereceğini açıklayan Vakıf, 9 yaş üstü çocuklar için yazılmış ve yayımlanmamış dosyaları 31 Aralık 2007'ye kadar bekliyor (Bilgi için Bkz: www.gultendayioglu.com) ? Nilay Yılmaz, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Eski Silahtarağa Elektrik Santralı. Silahtarağa Mah. Kazım Karabekir Cad. No:1 Eyüp / İstanbul [email protected]; Tel: 0212 236 78 42 www.nilayyilmaz.com/www.sihirlidegnek.org 931 Yaptıklarınızı bizimle paylaşır mısınız? ? Kitaplarla ilgili projeler yapan okullar, sivil toplum kuruluşları, kulüpler! Yaptığınız çalışmaları yazıp paylaşır mısınız? Sihirli Değnek sihirli mektuplarınızı bekliyooor! SAYFA 7 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle