Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 TEMMUZ 2011 CUMA SAYFA 5 Tanıyan herkesin büyük bir sevgi ve saygı duyduğu Yaşar Bayboğan zamansız ölümüyle üzdü O çok özlenecek Bedestenci söz verdi Çağ Üniversitesi Rektörü Çetin Bedestenci, Bayboğan’ı şöyle anlattı: “Rüzgâr gibi gelip geçen hayatımızda, bize kalan sadece anılar ve üzüntülerdir. Yaşar Bayboğan Beyefendi, daha önceki hafta, bu saatlerde, çok sevdiği üniversitesinin çatısı altında yaşamını sürdürüyordu. Üniversitemizin dersliklerini geziyor, sevgili öğrencileri ile her zamanki gibi kaynaşıyor, onların konuşmalarından ve tavırlarından haz duyuyor, ardından da bu sevgili gençlere hayatla ilgili öğütler veriyordu.Yaşar Bey’in bitmez tükenmez bir yaşama heyecanı, iş yapma azmi vardı. Bu azmini hayata veda etmeden önce ve her zaman sergiliyor, üniversite yönetimine, yeni projeler konusunda yol haritası çiziyordu. Hiç unutmuyorum, bu açıklamaları yaparken, ‘Yasalar ve yönetmeliklere uygun olarak siz yolunuza bakın, böyle yaparsanız, hedefe kendiliğinden ulaşırsınız’ öğüdünde bulunuyordu. Evet, Yaşar Bey, hayatta iken yönünü sadece bir tarafa doğrultmuştu. O da, Eğitime katkıda bulunmak.. Sayın başkanımız, küçük mutluluklardan büyük mutluluklar çıkarıyor ve mutluluğunu öğrencileri ile paylaşıyordu. Değerli Başkanımız, merhum babasını ‘rol model’ olarak almış, O’nun yolundan gitmiş çalışmayı, başarmayı ve paylaşmayı prensip edinmişti. ‘Sadece çalışmak ve kazanmak yetmiyor; kazanmayı olduğu kadar, harcamayı ve paylaşmayı da bilmek gerekiyor. Çünkü insanoğlunun sadece kendisi için yaşamasının mümkün olmadığı, bir gerçektir. Doğup büyüdüğümüz topraklara, bize çalışma ve kazanma imkânı sağlayan ülkemize borçlu olduğumuz da, unutulmaması ve göz ardı edilmemesi gereken bir zorunluluktur’ diyordu. Huzurlu bir vatandaşın ülkesine yararlı hizmetler yapacağı inancını da taşıyordu. 2800 mezun veren üniversitemizde 1000’in üzerinde öğrenciyi de bursla okuttu ve okutmaya devam ediyor. Kendisini unutmayacağız ve eserlerini yaşatmaya devam edeceğiz” keyifli bir tecrübeydi. Sohbetlerimizin, tartışmalarımızın tümü üniversitenin akademik standartının yükselmesi, öğrencilerin yabancı dil ve çağdaş becerilerinin arttırılması konularına odaklanır, eğitime daha fazla neler katabilirize yönelirdi. Yaşar Bayboğan kadar eğitim kavramı ile iç içe yaşayan, aldığı her solukta eğitimi teneffüs eden çok az kişi tanıdım. Birlikte olduğumuz süre içerisindeki dinamizmi, gençleri eğitime yönlendirme ve heveslendirme konusundaki azmi, motivasyonu bana her zaman ilham vermiştir. İlkeli, tutarlı ve dürüst bir patron, eğitimli, saygılı bir beyefendi, yumuşak kalpli ve yardımsever büyük bir insandı. Bilindiği gibi herkes eşit doğar, insanı ancak yaptıkları büyük yapar. Onu tanıyan herkesin onun yaptıkları ile anılacağına, geride bıraktıkları ile yaşatılacağına ve daha da büyüyeceğine inandığına eminim.” ADANA (Cumhuriyet Bürosu)Mersin’in Silifke ilçesinde tatil yaparken denizde geçirdiği kalp krizi nedeniyle geçen hafta yaşamını yitiren Özel Çağ Koleji, Çağ Üniversitesi kurucusu ve Mütevelli Heyeti Başkanı Yaşar Bayboğan’ın arkasından ailesi, öğrencileri, öğretim üyeleri ve çalışanları büyük üzüntü yaşıyor. Eğitim gönüllüsü Bayboğan’ın yokluğuna alışmaya çalışan herkes, mirasını yaşatmak için mücadele edeceğini söyledi. ise çağımdan beri Çağ ailesinin bir üyesiyim. Eğitim ve öğretim açısından bölgemizin önde gelen eğitim kurucularından sayın Bayboğan’ın acıs ını bir Çağlı olarak yaşıyorum, yaşıyoruz. Hayatı boyunca eğitime inanan ve eğitim alanındaki ideallerini gerçekleştirmek için uğraşan kurucumuzun ailesine ve bütün Çağlılara baş sağlığı diliyorum. (Başak Öztürk Öğrenci Konsey Başkanı Yardımcısı) *** Hayatı boyunca yüzünden o sıcak gülüşü eksik olmayan ve eğitim alanında yapmış olduğu katkılardan dolayı bölgemizin önde gelen eğitim kurucula rı arasında yer alan sayın Bayboğan’ı kaybetmenin derin acısını yaşıyoru z. Kederli ailesine, tüm Çağ Üniversites i mensuplarına ve tüm Çağ’lı arkadaşl arıma başsağlığı dilerim.... (Cihat Çağdaş Taşkın Öğrenci Konsey Başkanı) L Ardından Ne Dediler? Törenle uğurlandı Ölümü büyük üzüntü yaratan Bayboğan’ın cenazesi ilk olarak Mersin’in Yenice Beldesi’ndeki Çağ Üniversitesi’ne getirildi. Adana Valisi İlhan Atış, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çetin Bedestenci, eşi Aysen Bayboğan ile yakınları, öğrenciler ve öğretim üyelerinin katıldığı törende, duygu dolu anlar yaşandı. Törende konuşan Rektör Bedestenci, eğitim gönüllüsü Yaşar Bayboğan’ın kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti. Mirasına sahip çıkacaklarını bildiren Bedestenci, “Kendisiyle çalışmaktan onur ve gurur duydum. Onun ilkeleri doğrultusunda öğrencilerimizi yetiştirerek onun anısını en iyi şekilde yaşatacağız” dedi. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu da, Bayboğan’ı kaybetmenin çok üzücü olduğunu anlattı. Törende sürekli gözyaşı döken eşi Aysen Bayboğan, sık sık tabuta sarılarak ağladı. Törene katılanlar da Bayboğan’ın tabutuna çiçek bıraktı. Bayboğan’ın cenazesi okuldaki törenin ardından Adana’da Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verildi. Gülmez duygularını anlattı Çağ Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanvekili. Prof.Dr.Yener GÜLMEZ, aramızdan zamansız ayrılan Bayboğan’ın ardından şunları söyledi: “Doğanın yarattığı değişik kategorilerdeki akıllı canlılar arasında iki tür insan tipi olduğunu görürüz. Bunlardan birincisi dünyadaki değişime ve gelişime ayak uydurmak için çabalayan, diğeri ise bu değişimi sağlayan ve gelişmeye katkı yapandır. Sayın Yaşar Bayboğan gelişmeye katkı yapan böyle bir insandı. Onunla yaşamak nefes almak, çalışmak, fikir, düşünce ve planlarını paylaşmak eğitici, öğretici ve aynı zamanda A bdurrahman Yaşar Bayboğan 1937 yılında Adana’da doğdu. Anadolu’daki ilk vakıf üniversitesinin kurucusu olan Bayboğan, çiftçi bir babanın oğludur. Dedesi İstiklal Savaşı’nda, babası İkinci Dünya Savaşı’nda çarpışan ve aynı zamanda bir mezranın her türlü ihtiyacını karşılayan bir ailenin çocuğu olup, bu nedenle kendisinde aileden gelme bir vakıf anlayışı bulunmaktadır. Adana’da lise eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’da akademiden mezun olmuştur. Master eğitiminin ardından ba A. YAŞAR BAYBOĞAN’IN ÖZGEÇMİŞİ basının işleri uygun olmasına karşın, yine babasının tavsiyesi üzerine para ve risk yönetimini öğrenmek üzere bankacılığı tercih etmiş ve ilk iş olarak banka müfettişliği sınavlarına katılmış olup, birincilikle kazandığı Emlak Bankası müfettişliğini tercih etmiştir. Daha sonra aynı bankanın Adana Merkez Müdürlüğünü ve Ege Bölge Müdürlüğünü yapmıştır. Ortadoğu’nun ve Balkanların en büyük tekstil kuruluşu olan Paktaş Fabrikalarının Genel Müdürlüğü görevini yürütmüştür. Banka Müdürlüğü yıllarında İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisinin Adana’ya getirilişinde yoğun çaba harcamış ve yer temininde aktif rol oynamıştır. Öğrencilik yıllarında Çukurova Öğrenci Cemiyeti Başkanlığı yapmış, henüz 22 ya şında iken o güne kadar halledilememiş olan öğrenci yurdu sorununu, sıfır bütçe ile devraldığı dernek çalışması kapsamında bir İstanbul’da, bir de Ankara’da öğrenci yurdu satın almakla gerçekleştirmiştir. Eğitime inanan bir kişi olarak Bayboğan, 1986 yılında Çağ Koleji’ni, 1997 yılında da Çağ Üniversitesi’ni kurarak eğitim alanındaki idealini gerçekleştirdiğini ispatlamıştır. Türkiye Özel Okullar Birliği Yüksek İstişare Konseyi Başkanıydı. Evli ve 2 çocuk babası olan Bayboğan İngilizce biliyordu. Oda ve demokratik kitle örgütleri ortak açıklama yaptı: “Suriye yalnız değil” ŞAH YE SAY SAMANDAĞ Samandağ’da Suriye’ye destek gösterisi düzenlendi. Yapılan eylemde, “Suriye Ortadoğu’da ABD’nin emperyalist üssünün bulunmadığı tek ülkedir” denildi. Eğitim Sen Samandağ Şubesi’nin Oytun Alanı’nda düzenlediği ve EğitimSen Genel Başkanı Ünsal Yıldız’ın da katıldığı eyleme SES, Ziraat Odası, Samandağ Eczacılar Odası, Samandağ Barosu ve Samandağ Mali Müşavirler Odası destek verdi. ABD ve emperyalizm karşıtı sloganlarının atıldığı eylemde konuşan EğitimSen Samandağ Şube Yönetim Kurulu Üyesi Esat Kudret, “Suriye, Ortadoğu’da emperyalizm ve İsrail siyonizminin karşısındaki en önemli barikattır” dedi. Suriye’nin Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin (GOP) Türkiye ile son bulacak olan sondan bir önceki halkası olduğunu belirten Kudret, şunları söyledi: “Suriye, ülke yönetiminde Baas’ın etkinliğine rağmen yaşayan nüfusun yönetimlerde kendini Alevi, Sünni ve Hıristiyan olarak ifade edebildiği, tek dil, kültür ve mezhep anlayışını dayatmayan, tüm eksikliğine rağmen diller, dinler, kültürler ve mezhepler açısından asgari ortak zemini yaratabilen tek Ortadoğu ülkesidir. İşte tüm emperyalist ve işbirlikçi dünyanın Suriye’ye yönelik uygulamakta olduğu sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel, askeri ve dini ablukanın nedeni budur.” Suriye engeli Suriye’nin, ABD emperyalizminin genişleyip gelişme listlerce modası geçmiş diye tarif edilen dillerin, dinlerin, kültürlerin ve mezheplerin kardeşçe bir arada olabileceğini tüm demokratik zaaf ve eksikliğine rağmen pratikte emperyalistlerin yüzüne tokat gibi indiren, yani emperyalistlerin parçala böl yönet ilkesine direnen bir ülkedir” açıklamasında bulundu. Suriye yönetimine karşı yapılan eylemlere katılımın sınırlı olduğunu ancak destek gösterilerine milyonlarca kişinin rüntüleri 24 saat patronların televizyonlarında servis etmesi de Suriye üzerinden Ortadoğu’da emperyalistlerin oynadığı oyunun ne kadar acımasız, insafsız ve ahlaksız olduğunun kanıtıdır” diye konuştu. Güzelyayla Belediyesi için otel tasarladılar Suriyeli muhaliflere çağrı Suriye’den Hatay’a gelen mültecilere de seslenen Kudret, şunları söyledi: “Mülteci olarak bu gün ilimizde bulunan değerli Suriye vatandaşları, ‘hoşgelmişsiniz, sefa gelmişsiniz’ ama şunu bilmeniz gerekir ki, asıl düşmanınız aranızda AleviSünniHıristiyanDürzi gibi ayrışmalar yaparak sizi bölmeyi, küçültmeyi, zayıflatmayı hedefleyen, böylece dünyadaki faşist diktatörlüğüne yeni uygulama alanları açmak isteyen ABD emperyalizmidir. Bu oyuna gelmeyin. Binlerce yıldır kardeşçe yaşayan halklar olarak düşmanınızı iyi belleyin. Ortak düşmanımızı iyi bellemezsek, yani Ortadoğu’da barış ve huzurun ancak emekçi ülke halklarının emeği ile inşa olabileceğini unutursak emperyalist ABD, siyonist İsrail ve işbirlikçilerinin işlerini kolaylaştıracağımızı bilmeliyiz.” Genç mimarlar ödüllendi MERSİN (Cumhuriyet)Güzelyayla Belediyesi (Kızılbağ), Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Mimarlar Odası Mersin Şubesi’nin, Mersin Üniversitesi Mimarlık Bölümü üçüncü sınıf öğrencileri arasında düzenlediği, “Güzelyayla’da Otel ve Rekreasyon Alanı Tasarımı” proje yarışmasında derece alan öğrencilere ödülleri verildi. Güzelyayla Belediyesi tarafından belirlenen arazide otel ve rekreasyon alanından oluşan, içinde yaz kış aktif kullanılabilecek, yerel halka, bölge halkına ve ziyaretçilere yönelik hizmet verecek, halka ekonomik ve sosyal anlamda yarar sağlayacak biçimde düzenlenmesi amacı güden 14 bin 500 metrekare kapalı alanı içerecek proje için yarışan öğrencilerin eserleri değerlendirildi. Bin 750 metrekarelik bölümünün öğrencilerin konseptleri çerçevesinde belirleyeceği birimlerden oluşması beklenen projeyi değerlendiren Tuba Akar (Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü), Sinan Burat (Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü), Tolga Levent (Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü), Ozan Tüzün (Mimar), Nida Naycı’dan (Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü)oluşan yarışma seçici kurulu ve Kaya Çıtak (Toroslar Kaymakamı), Yakup Yeni (Güzelyayla Belediye Başkanı), Tamer Gök (Mimarlık Fakültesi Dekanı), Sabri Konak (Mimarlar Odası Başkanı), Harun İçel’in (Mimar) bulunduğu Danışma kurulu, yapılan değerlendirmeler sonucu, en yüksek puanı alan Özlem YaparMerve Türk ikilisinin birinciliği, Sedat YılmazNur Sürbahanlı ikilisinin ikinciliği, Samet ArslanHüseyin Yavuz ve Fatih KaragözAykut Gökhan Uç ikililerinin ise üçüncülüğü paylaştığını açıkladı. Yarışmaya katılan projelerin de sergilendiği Mimarlar Odası Mersin Şubesi’nde düzenlenen törenle ödüller sahiplerine verildi. sinin önünde engel olduğuna dikkat çeken Kudret, “Suriye, emperyalizmin dışa bağımlılık politikalarına direnen ve kendi kendine yetmeye çalışan bir ülkedir. Suriye, emperya katıldığını anlatan Kudret, “Tam tersini gösterme çabası, yönetime destek eylemlerini bile karşı gibi gösterme gayreti, Suriye ile ilgisi olmayan ve farklı yer ve tarihlere ait gö C MY B C MY B