26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 Temmuz 2011 Cuma 367 07 Keçiören’deOsmanlımutfağı TADIMLIK ELİF EROL Ankara Evi mimarisinde yapılmış Çeşni Konağı, 12 dönümlük bahçesiyle hizmet veriyor A nkara’nın en değerli zenginliklerinden biri olan tarihi Ankara evlerini günümüze dek yaşatmayı başarmış bir örnek Çeşni Konağı. Burası, tarihsel özelliklerine sadık kalınarak Keçiören Belediyesi’nce inşa edilmiş, etkileyici bir mekân. Konağın iç dekorasyonuna geleneksel Türk motifleri hâkim. ‘Cumhuriyet’ odası Bahçe içindeki iki katlı mekânda bahçe Tac Mahal, konağın kapısı ise Konya Mevlana turbesi kapısı ile aynı mimariye sahip. Kastamonudan özel sipariş ile yapılmış her bir oda için ayrı tasarlanmış çam tavanlar birer sanat eseri. 700 kişiyi ağırlayabilecek mekânda üst katta bulunan 7 özel odadan en büyük ve özel odanın adı “Cumhuriyet.” Hem tarihi bir mirasa sahip çıkılması hem de Ankara Evi’ni yeniden gündeme getirmesiyle Çeşni Konağı’nın kenti güzelleştiren bir yönü var. Geleneksel motiflerle bezeli ahşap bir restoran olan Çeşni Konağı nostaljik ortamıyla yaz ayları için iyi bir alternatif. Mönü geleneksel TürkOsmanlı mutfağından oluşturuluyor. Konağın 12 dönüm bahçe içinde ki iki katlı mekânında mevsim sebzelerinden oluşan taze salata ve ızgara et çeşitleri sunuluyor. Osmanlı Şerbeti Türk mutfağından lezzetler bulabileceğiniz restoranın spesiyalleri arasında kuzu tandır ve kuru fasulye var. Kebap, pide ve ızgaralar da mönüdeki diğer seçenekler. Başlangıç olarak öncelikle masamıza sıcak pide eşliğinde bal, kaymak, tahin pekmez, tulum pey niri ve tereyağı geliyor. Yanında Osmanlı şerbeti. Mutlaka şerbeti denemenizi tavsiye ediyorum. Ardından salata, beğendi, humus, ızgarada hafif pişirilmiş nar ekşili arpacık soğan ve sarımsak geliyor. Ana yemekte tercihimi Adana kebabından yana kullandım. Adana kebabını sevmeyenimiz yoktur. Ama genelde fazla yağlı oluyor ve benim için etin tadını bile gölgeliyor. Çeşni Konağı’nda klasik Adana kebabının lezzetini alırken yağdan içiniz bayılmıyor. Eti yumuşacık ve leziz. Tatlı mönüleri de oldukça zengin. Kadayıf, in cir tatlısı, ayva tatlısı, kabak tatlısı, künefe ve asla vazgeçemediğim içinde keçi sütünden yapılmış dondurma bulunan irmik helvası. Üçpınarcaddesi.4.sokak No:2Keçiörenmerkez Tel:3169316 Mutlaka tadın I Mönüden I I I I Kuru fasulye ve irmik helvası Kuru fasülye 7TL Kuzu tandır 16TL Adana kebap 12TL İrmik helvası 8TL Tadım Notları Prof. Dr. Ertan ANLI eçen hafta, 610 Temmuz tarihleri arasında Kapadokya’da, benim de konuşmacı olarak yer aldığım, “Kapadokya Şarap Günleri” başlığı altında önemli bir şarap etkinliği düzenlendi. Kıymetli dostum Murat Yankı’nın moderatörlüğünde düzenlenen aktiviteye yurtiçinden ve yurtdışından seçkin bilim adamları, gastronomi yazarları ve gazetecilerden oluşan bir grup katıldı. Amaç; tarihin en eski şarap kültürü merkezlerinden birisi olan “Kapadokya”nın tarih sürecinde gastronomi ve şarap yönünden potansiyelini ortaya çıkarmaktı. Kapadokya bilindiği gibi, sizi rüya alemine götüren jeolojik yapısıyla, Türkiye’nin önemli turistik bölgelerinden biri. Zengin bir tarih, kültür ve gastronomi merkezi... Volkanik toprak yapısıyla biz şarap bilimcileri için ilgi odağı. Aynı zamanda, Türkiye’nin en değerli beyaz şaraplık üzüm çeşitlerinden “Emir”in ana vatanı. Aktivite boyunca süren tadımlarda Kapadokya Toprakları Beyaz Şarap İçin mi Yaratılmış? Kapadokya’nın önemli üreticileri olan “Turasan”, “Kocabağ” ve “KavaklıdereKapadokya” şaraplarından ilginç şaraplar tattık. Bu arada, Kayseri’de Türkiye’nin gerçeklerini tersine çevirerek, organik ürünler üreten çiftliğinde “Vinolus” adıyla butik bir şarap işletmesi kuran ve kısa sürede uluslararası ödül alan arkadaşım Oluş Molu’nun şaraplarını denedik. İki gün süren şarap seminerlerinde yapılan konuşmalardan en ilgincini, Fransa’nın önemli toprak uzmanları olan Lydia & Claude Bourguignon çifti yaptı. Kapadokya topraklarının beyaz şarap için yaratıldığını ve bu topraklarda büyük beyaz şarapların üretilebileceğini belirttiler. Doğrusu, önemli bir açıklama... Son yıllarda, “Kavaklıdere Şarapları”nın bu bölgedeki bağlarından gelen “Emir” ve “Sauvignon Blanc” harmanı ile ürettiği “Cote d’Avanos” şarabının uluslararası düzeydeki başarısı bu görüşü doğruluyor. Claude Bourguignon’la sohbetimiz toprak ve şarap üzerine sürdü. Bana, “kırmızı şarap ve beyaz şarap topraklarının farklı olduğunu, büyük kırmızı şarap topraklarından iyi beyaz şaraplar üretilebileceğini, ancak, aksinin mümkün olmadığını, Kapadokya’da bağcılık işlemlerinin yetersizliğine karşın, bu kadar güzel şarap çıkıyorsa, daha fazlasının mutlaka geleceğini” söyledi. Ben de büyük ölçüde katılmakla birlikte, şarap üretim teknolojisini doğru kullanmanın da kalitedeki önemini vurguladım. Tattığımız şaraplara gelince, her zaman beğendiğim 2010 yılı “Kavaklıdere Cote d’Avanos” dışında, “2010 Vinolus Chardonnay” ve “2009 Kocabağ Emir” şarapları sadece bölgenin değil, Türkiye’nin en iyi beyazları... Emir, üzerine yaptığımız çalışmalar bu üzümün Türkiye’nin en zarif beyaz şaraplık üzüm çeşidi olduğunu gösteriyor. Ancak, seçici bir çeşit, her iklimde istenileni vermiyor. Kaprisli bir kadın gibi... Kaliteli, genç bir Emir şarabı ön burunda yeşil elma, narenciye ve bahar çiçeklerinden oluşan zengin bir aroma yelpazesi sunuyor. Bu güzellik damakta elma, armut ve bazen nane aromalarının katıldığı diri, canlı bir yapıyla bütünleşiyor. Soğuk deniz ürünleri ve yağlı peynirlerle uyumu mükemmel. Şarapsever dostlara, Ankara’ya çok uzak olmayan Kapadokya’yı ve şaraplarını keşfetmelerini öneriyorum. G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle