Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Haziran 2011 Cuma 362 07 CambazlarınİmtihanYeri:Zir(Yenikent) Timur ÖZKAN ozkantimur@yahoo.com Ü nlü gezgin ve gezi yazarı Evliya Çelebi 10 cilt halinde ve 6 bin sayfadan oluşan Seyahatname’nin 2. cildinde Ankara gözlemlerini anlatır. Anadolu’yu, Kafkasya’yı, Orta Asya’yı ve Balkanlar’ı gezen Evliya’nın; günlük konuşma dili ve akıcı bir üslupla yazdığı bu eserin her sayfasında dikkat çekici gözlem ve öyküler yer alır. Bunları okurken zaman zaman anlatılanların ne kadarının doğru, ne kadarının abartı olduğuna karar veremezsiniz. Evliya Çelebi’nin Ankara notları arasında yer alan ip cambazlarının öyküsü bunlardan biri olarak 300 yıl sonra bugün bile okuyanları şaşırtmakta, acaba doğru mu, abartı mı diye düşündürtmektedir. Kırk senede bir cümle resenbazlar (ip cambazları) sözbirliği ederek toplanıp birbirlerini yola çekip imtihan etmek için İstanoz Deresi’nde ve Anadolu’da Gedüz Kalesi kıyısında panayır kurup, ip cambazlığı ederler. Bizler dahi işsiz güçsüz adamlar bu dere içinde seyirlerine gidip gördük, mavi bulutlarda nihayet bulmuş yalçın kayalı dar boğazda kayaların yüksek tepesinde, bir kayadan bir kayaya sağlam frenk ipleri bağlayıp kayalar kesmesin diye iplerin başına postlar bağlayıp, güvenilir adamları silahlarıyla koymuşlar, üstatlar marifetini yaparken bir düşman ipi kesmeye diye gözcü tayin etmişler. Böyle başlayan öykü daha sonra sıray Fotomontaj:TimurTuğanoğlu la Osmanlı coğrafyasının çeşitli bölgelerinden gelen ip cambazlarının hünerlerini nasıl gösterdiklerini anlatarak devam eder. İp cambazlarının raksı Ankara’ya 30 kilometre İp cambazlarının panayır kurduğu İstanoz Deresi’nin bulunduğu eski adı Büyük İstanoz olan Yenikent, Ankara’ya 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve Ankaralı piknikseverlerin iyi bildiği bir yerdir. AyaşBeypazarı yolu üzerindeki Yenikent’e geldiğinizde Gökler köyü istikametinde içeri doğru giderseniz, birkaç kilometre sonra karşınıza tarihi Zagar Köprüsü çıkar. İşte burası ip cambazlarının toplandığı eski Zir köyünün girişidir, köprüden sonra Zir Deresi boyunca devam ederseniz, o dönemde ip bağlanarak gösteri yapılan ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde anlatılan yalçın kayalara ulaşırsınız. Zir, Büyük İstanoz’un daha sonraki adıdır. 1950’li yıllarda bir toprak kayması sonucu yeri değiştirilen Zir köyü (Bucuk köyüyle birlikte) Yenikent adını almış. Zir Deresi’ni haritalarda ararsanız bulamazsınız çünkü adı artık Ova Çayı’dır ama halk arasında hâlâ Zir olarak anılmaktadır. Büyük İstanoz döneminde, kasabanın giriş ve çıkışında yer aldığı yazılan iki kapı bugün yoktur. Zir döneminden ise girişteki köprüden başka bir de cami kalıntısı bulunmaktadır. Piknikte kültür gezisi Hafta sonlarında buraya piknik yapmaya gelen Ankaralılar, yol boyunca yer alan ve içlerindeki mağaralarıyla dikkat çeken bu kayalıkların 300 yıl öncesini bilmiyorlar. Turizmden pay kapmak için her yerde birbirleriyle yarışan yerel yöneticiler neden bu bölgeyi tanıtmak için bir girişimde bulunmaz? Bir ölçüde de olsa korunmaya çalışılan piknik alanı Evliya Çelebi’nin adı verilerek çağdaş şekilde düzenlenemez mi? Tepeler arasına sembolik ipler gerilerek “ip cambazlarının imtihanı” canlandırılamaz mı? Evliya Çelebi’nin isimlerini vererek hünerlerini tek tek anlattığı pehlivanlar temsili resimlerle yaşatılamaz mı? Hatta her yıl bir festival düzenlenerek giderek unutulmaya başlayan ip cambazlığı sanatı yeniden canlandırılabilir, yine böyle bir festival kapsamında her yıl gezi yazıları yarışması düzenlenerek en büyük gezi yazarı Evliya Çelebi’ye sahip çıkılabilir. Kısacası Büyük İstanoz’dan ve Zir’den devraldığı tarihi nedeniyle Yenikent Anadolu’da kültür turizminin keşfedilmeyi bekleyen yerleri arasında bulunuyor ve hem yöneticilerinden hem de biz Ankaralılardan daha çok ilgiyi hak ediyor.