01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 Nisan 2011 Cuma 354 17 VİZYONDA BU HAF TA BüyükÇaresizliğimiz Çığlık 4 Sucker Punch Londra Bulvarı Tür: Dram Yönetmen: SeyfiTeoman Oyuncular: İlker Aksum, Mehmet Ali Nuroğlu, Güneş Sayın Bizim Büyük Çaresizliğimiz, lise yıllarından beriyakınarkadaşolan,30’lu yaşlarınsonundakiikiadamın, EnderveÇetin’indostluğunu konu alıyor. Uzun yıllar hayatları farklı yönlere giden iki yakın arkadaş, Çetin’in yıllar sonraAnkara’yadönmesiyleçocuklukhayallerini gerçekleştirirve aynıevdeyaşamayabaşlarlar. Tambirlikte yenibirhayatkurmuşlarken, yurtdışında yaşayan arkadaşları Fikret Türkiye’de tatildeyken birtrafikkazasıgeçirir veannesiylebabasınıkaybeder.Almanya’yageridönmesi gerekenFikret,Enderve Çetin’den, Ankara’da üniversite öğrencisi olan kız kardeşi Nihal’in okulunubitirene kadar,yani ikiyıl boyunca,onlarla kalmasını ister. Birlikte yaşama hayalleri tam gerçekleşmişken üçüncü birinin eve gelmişolması ilkbaşlarda EnderveÇetin’i rahatsız eder. Ölümlerin travmasını atlatamayan Nihal deonlarlailetişim kurmakistemez,ama zamanla birbirlerine alışırlar. Tür: Gerilim Yönetmen: Wes Craven Oyuncular: Adam Brody, Kristen Bell, Emma Roberts Çığlık 4’te, kişisel gelişim kitapları yazarı olan Sidney Prescott, kitabının tanıtım turunun son durağı olarak Woodsboro’ya geri döner. Artık evli bir çift olan Şerif Dewey ve Gale ile tekrar iletişime geçen Sidney, kuzeni Jill ve teyzesi Kate’i de ziyaret eder. Ne yazık ki Sidney’in yeniden ortaya çıkışı Hayalet Maske’nin de geri dönmesine sebep olur. Sidney, Gale, Dewey, Jill ile arkadaşları ve nihayetinde tüm kasaba artık tehlike altındadır... Tür: Aksiyon Yönetmen: Zack Snyder Oyuncular: Vanessa Hudgens, Abbie Cornish, Emily Browning “Sucker Punch” genç bir kızın hayal dünyasında geçen destansı bir aksiyon filmi. Genç kızın karanlık gerçekliğinden kaçabileceği sonsuz hayal dünyası zaman ve mekanla sınırlı değildir. Zihninin onu götüreceği heryere gitme özgürlüğüne sahiptir. Ancak, yaşadığı inanılmaz maceralar, gerçekle hayal arasındaki çizginin silikleşmesine neden olur, ve bu da trajik sonuçlara gebedir. Tür: Romantik Yönetmen: William Monahan Oyuncular: Keira Knightley, Colin Farrell, Jamie Campbell Bower Hapisten yeni çıkmış olan Mitchel, acımasız bir adam olmakla beraber hayatını bir düzene sokmak istemekte, doğru kadınla tanışıp evlenmek gibi hayaller de kurmakta olan garip bir adamdır. Hapisten çıkar çıkmaz kendisine usulsüz tekli er gelmeye başlar fakat o bu tekli eri reddeder. Tüm bu tekli erin yerine ünlü bir oyuncunun çanta taşıyıcısı olmaya karar verir. Derken hayatının kadınıyla da tanışır Mitchel ama geçmişi onun peşini bırakmaz. O da hayatını geri kazanmak için içindeki canavarı uyandırmakta hiçbir beis görmez. ELEŞTİRİ Eren AYSAN oksanlı yıllarda Kent FM’de Kaan Çaydamlı ve Mete Avunduk’un sunduğu radyo programı çerçevesinde yaşanan olayları aktaran Kaybedenler Kulübü, geçtiğimiz haftalarda vizyona girdi. Çalınan şarkılarla, yapılan sohbetlerle, dinleyici bağlantılarında kurulan “Merhaba, sizinle yatmış mıydık?” sorusuyla fenomen haline gelen program, vakti zamanında Mehmet Ada Özdemir tarafından senaryolaştırılmış, Altıkırkbeş Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Uzun süre tozlu raflarda kalan senaryo, aradığı yönetmen Tolga Örnek’i yaklaşık yirmi yıl sonra bulmuş. Dinleyiciyle buluştuğu yıllarda programın tutmasının ardında, 80’lerin hemen ardından yaşanan sıkışma, içi boşaltılan kavramlar, mahremiyetin yitirilişi, yeni, özellikle “alt sını Nihilizmin Doruklarında: Kaybedenler Kulübü fın” kültürel patlamaları, dilin nedensizce savrulması, darbeden sonra baskının şekil değiştirmesi, Turgut Özal’ın köşe dönücü anlayışı yatıyordu. Tartışmalarda yakın tarihi sorgulamanın karmaşıklığı vardı. Oysa filmde insanların çaresizliğini anıştıran nedenler pas geçiliyor. Doksanlı yıllara özgü sıkışmışlığa rastlanmıyor.Üstün körü bir yorumlama bile yapılmıyor. Kaldı ki filmde, bu yoruma müsait planlar özellikle Serra Yılmaz’ın çözümleme yapmaya çalıştığı yerlermevcut. Ayrıca “kaybeden” kavramına dair bir cümle de kuramıyoruz. Oysa bir tanımlamaya ihtiyacımız var. Bununla birlikte yaşanmış olayları aktarmanın gölgesi duruyor yapımda. Dramatik yapıyı besleyen çatışma unsurunu göremiyoruz. Yalnızca durum olanca düzlüğüyle aktarılıyor. Anlatmak istediğim aşk örgüsüyle, aksiyonla beslenen şekilci senaryo anlayışı değil. Basit bir akışı anlatmanın tekinsizliği var filmde. Benzer durum, Ankara’da Siyah beyaz D Bar’daki bir grup insanın dostluk öyküsünü anlatan Siyah Beyaz filmi için de geçerli. Yalnızca kişilerin başından geçen maceralar öyküler halinde beyaz perdeye taşınıyor. Bu da film kişileri arasındaki bağı güçlendirmiyor, tersine gevşetiyor. Arka arkaya izlediğim iki filmde küçük hikayeleri birleştiren bir anlayış bütüne gölge düşürüyor. Sinematografik olarak Kaybedenler Kulübü, ironinin görsel alanda da yakalan mış olması nedeniyle “Siyah Beyaz”a göre çok daha başarılı... Filmde, Yiğit Özşener’in yine farklı bir tavır yakalayarak iyi bir yolda olduğunu gözlemledim. Nejat İşler ise, seyirci tarafından son derece tutan karakterizasyonuna yeni bir şey eklemiyor. Rıza Kocaoğlu dar bir mekanda sağlam bir üslup yakalamış. Kaybedenler Kulübü, seyirciyi düşündüren bir film.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle