Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 Aralık 2011 Cuma 391 17 Yazar Tüleylioğlu Maraş Katliamını anlattı Hepsinde benzeryöntem NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Araştırmacıyazar Orhan Tüleylioğlu Maraş katliamını anlattığı söyleşisinde Maraş, Sivas ve Gazi Mahallesi olaylarındaki benzerliklere dikkat çekerek “Binlerce insanı toplayanlar yalnızca 3040 kişilik bir ekipti. Türkiye’yi bu ekip 12 Eylül’e adım adım yaklaştırdı” dedi. Tüleylioğlu, Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) 2324 Aralık 1978’de meydana gelen Maraş katliamını anlattı. A Adım Adım gelindi Maraş katliamına adım adım, planlı bir şekilde gelindiğini söyleyen Türeylioğlu, 1977’de daha önceleri hiç yaşanmamış olan bir düşmanlığın baş gösterdiğini kaydetti. AleviSünni ayrımının bu tarihte ortaya çıktığını söyleyen Tüleylioğlu, 3 Nisan 1978’de Alevi dedesi Sabri Özkan’ın öldürülmesini anlatırken, bu olayın, yine bir Alevi dedesi olan Halil Kaya’nın öldürüymesiyle benzerliğine dikkat çekerek “Kaya’nın öldürülmesinin ardından da Gazi olayları başlamıştı” dedi. Alevi dedesinin öldürülmesinin ilk aşama olduğunu dile getiren Tüleylioğlu, katliamdan kısa süre önce Alevi mahallelerinde nüfus sayımı gerekçesiyle tüm solcu ve Alevi vatandaşların evlerinin kırmızı boyayla işaretlendiğini söyledi. Daha önce kimsenin görmediği ve tanımadığı seyyar piyangocuların 2021 Aralık 1978’de şehrin sokaklarında gezmeye başladıklarını belirten Tüleylioğlu, bir başka benzerliği “Sivas matliamından önce de belediyenin Hicret Koşusu düzenleyeceği söylenmişti. Farklı şehirlerden birçok insan koşuya katılma amacıyla geldi. Katliamın ardından hepsi döndü” sözleriyle anlattı. Katliam 3 gün sürdü Tüleylioğlu, TÖBDER’li iki öğretmenin öldürülmesinin ardından düzenlenen cenaze töreninde, ülkücülerin “Komünistlerin cenaze namazı kılınmaz” gerekçesiyle cenazeleri camiye sokmadığını söyledi. Burada kalabalığa ateş açıldığını ve 3 sağ görüşlü insanın öldüğünü belirten Tüleylioğlu, caminin ve belediyenin hoparlöründen “Müslüman din kardeşlerimizi komünistler öldürdü” şeklinde duyurular yapıldığını ifade ederek “Meydanda binlerce insan toplandı. Yörük Selim Mahallesi sarıldı. Evler yakılıp yıkıldı, kadın ve çocuklar işkence edilerek öldürüldü. 23 Aralık’ta başlayan bu katliam tam 3 gün sürdü. Resmi rakamlara göre 111 kişi ölmüştü. Ancak yalnızca morgda yatan 100 kişi vardı. Herhalde sırf onları saydılar” dedi. Bilsay Kuruç’a Armağan Mülkiyeliler Birliği’nden çıktı ‘Malmülk vaatedildi’ İnsanlara Alevilerin mallarının kendilerine verileceği vaadinde bulunulduğunu da söyleyen Tüleylioğlu, “Bu bir kara propagandaydı. Türkeş ne zaman demeç verse cinayetler olurdu. Bu aralarında bir işaretti” dedi. Tüleylioğlu, 26 Aralık’tan itibaren 13 ilde sıkı yönetim ilan edildiğini belirterek “12 Eylül için ilk girişimde bulunuldu” diye konuştu. Katliamının ardından 23 yıl süren dava sürecine de değinen Tüleylioğlu, “22 idam kararının hiçbiri gerçekleşmedi. Dava dosyasında adı geçen 68 kişiye de hiçbir zaman ulaşılamadı. Davanın 3 avukatı ise faili meçhule kurban gitti” dedi. NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mülkiyeliler Birliği’nin gelenekselleştirdiği armağan dizisinin 8.’si İktisat Profesörü Bilsay Kuruç için çıktı. Editörlüğünü Mülkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Şahirkaya ve İlter Ertuğrul’un yaptığı Bilsay Kuruç’a Armağan kitabı Mülkiyeliler Birliği Yayınları imzasını taşıyor. Kuruç’un bu yıl “Mustafa Kemal Dönemi’nde EkonomiBüyük Devletler ve Türkiye” adlı kitabının Sosyal Bilimler Ödülü aldığını anmsatan editörlerden Şahinkaya, “Bu yıl Bilsay Hoca’nın yılı oldu. Hocamız iki mutluluğu birden yaşadı. Umarım bu güzellikler hocamızın yakasını bırakmaz” dedi. Kitabın söz verdikleri gibi 1 senede tamamlandığını söyleyen Şahinkaya, yorulduklarını ama çok keyifli bir çalışma geçirdiklerini anlattı. Mülkiyeliler Birliği’nin YÖK’ün üniversite bütçelerinde değişiklik yaptıktan sonra armağan dizisini geleneksel bir hale getirdiğini söyleyen Şahinkaya, “Her hocamız armağanı hak ediyor ama bir de en çok hak edenler var. O yüzden Bilsay Hocamızı seçtik” dedi. Kuruç’u gerçek bir Cumhuriyet Beyfendisi olarak tanımlayan Şahinkaya, şöyle konuştu: “Bilsay Hoca sıcaktır, içtendir ve yakındır. Kendinizi güvende hissedersiniz. Onunla en büyük sorunlar küçülür. Her biri efsaneleşmiş başarıları, ondan dinlerken herkesin yapabileceği sıradan şeyler oluverir. Sanki, o tesadüfen oradan geçerken bir el atıvermiştir. İş, böyle bir insana armağan hazırlamak olunca, her şey hem çok kolay, hem çok zordur.” ‘2011Bilsay Hoca’nınyılı’ A