22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Ocak 2011 Cuma 341 21 SOKAK PANOSU Ali ABALI ali.abali@cumhuriyet.com.tr Doktorlar ‘el altındaki’ olanağa dikkat çekiyor Başkentlikadınlarakaplıcaönerisi Protokol yolu mu? B NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diva Kadın Sağlık Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan, Ankara’nın kaplıca sularının kadın hastalıklarında tedavi aracı olarak kullanıldığını söyledi. Erdoğan, “Termal suyu romatizmal hastalıklar başta olmak üzere kireçlenmeler, kadın hastalıkları, kısırlık ve iltihabi hastalıklara çok iyi geliyor. Ankaralı kadınlar ellerinin altındaki bu madeni iyi değerlendirmeli” dedi. Ayaş, Kızılcahamam, Haymana, Beypazarı ve Nallıhan’daki kaplıcaların şifalı sulara sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, Ankara’da kadın hastalıkları nedeniyle kendilerine müracaat eden hastalara tedavinin yanı sıra bu şifalı suları önerdiklerini söyledi. Erdoğan, “Ankara tüm dünyada gözde A bir sağlık merkezi olabilecek nitelikte ender şifalı sulara sahip bir cazibe merkezi. Kadın hastalıkları şikâyetiyle bize gelen hastalarımıza eğer tedavisine uygunsa bu şifalı suları tavsiye ediyoruz. Birbirlerine yakın mesafelerde 4 farklı türde suyun yeryüzüne çıktığı Kızılcahamam, ortalama 80 derece sıcaklıkta çıkan termal suyuyla cilt, eklem, romatizmal hastalıkların yanı sıra kadın hastalıkları, kısırlık ve iltihabik hastalıkların giderilmesinde de büyük rol oynuyor. Şifalı sular içerdikleri minerallerle kadın hastalıklarına iyi gelmesinin yanı sıra çağın hastalığı olarak bilinen fibromialjiye de deva oluyor. Özellikle çalışan kadınlarda görülen kendini yorgun hissetme, uykusuzluk, ağrı gibi sorunlardan şikâyetçi olan çalışan kadınlar için termal sular kasları gevşetiyor, stresi yok ediyor ve huzur veriyor. Mineralli sıcak suya giren kadınların üreme kanalları açılıyor. Şifalı sular kadınların hamile kalma olasılıklarını da artırıyor” dedi. Erdoğan, Ankara’daki kaplıcaların tüm dünyada ender görülen sağlık merkezleri olduğuna da dikkat çekti. aşkent Çankaya’da Cinnah Caddesi protokol yolu olarak bilinir. Cinnah Caddesi ile ilgili olarak yakınmalar son günlerde yoğunlaşmış bulunuyor. Bu yakınmalar özetle şöyle: Cinnah Caddesi tek yönlü olup yalnız çıkış için trafiğe açıktır. Kuğulu parktan Atakule’ye kadar otobusler için sadece iki durak vardır. Bu duraklar sanki taksi veya özel arabalar için açık duraktır. Aslında caddenin tamamı sağlı sollu arabaların park yeridir. Üçüncü otobüs durağı ise Atakule’ye yakın olup kapalıdır. Kapalı olması hemen karşısında bulunan bir yabancı banka için sanki özel otoparktır. Dahası var, kapalı durağın hemen yanında taksi durağı vardır. Cinnah Caddesi’nde göze çarpan diğer husus, Kuğulu parktan Atakuleye kadar yayalar için karşıdan karşıya geçiş için canbazlık yapmak gerekir. Çünkü yaklaşık 3 kilomtrelik bu yolda arabalar ralliye çıkmış gibi yarış yaparlar. Bir diğer önemli husus, bir süre önce kar yağdı ve sonra eridi. Kar eridikten sonra kaldırım taşları sanki ayaklandı, yerlerinden çıktı, yayalar için yürümek daha da güçleşti. Açıkcası protokol yolu sefalet yoluna benzedi. Uygur’uneserleriHelikon’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ressam Burhan Uygur’un gündelik yaşamını yansıttığı eserlerinden oluşan resim sergisi, Helikon Sanat Galerisi’nde açıldı. Sergi, 5 Şubat’a değin görülebilir. Helikon Sanat Galerisi 20102011 sergi mevsimine, modern Türk resminin sıra dışı ressamlarından Burhan Uygur’un yapıtlarından oluşan bir sergiyle devam ediyor. Uygur’un çalışmaları, gündelik hayatı yansıtıyor. Resimlerini oluşturan ögeler, sanatçının deneyimlerinden kesitler barındırıyor ve samimi bir dil üzerine kurulan mısralarla harmanlanıyor. Resimlerinin kıyısına not ettikleri ise Uygur’un iç dünyasını tüm açıklığıyla ortaya koymasına yardımcı oluyor. Konu seçiminde ayırım yapmayan sanatçı; yaşamı boyunca eserleri hakkında, “Bir masanın üzerinde bir bardak, yanında bir çiçek bile içinde insan figürü olan bir resim kadar beni cezbeder, alıp başka taraflara uçurur. Hepsinde aynı tatlı acıyı çekerim, aynı tatlı zevki tadarım. Yeter ki seveyim. Günlük yaşamdaki her şeyi resimlerime konu olarak alırım” şeklinde görüşlerini dile getiriyordu. Farklı tekniklere ve materyallere olan ilgisi, günlük hayattan sıradan objelere çalışmalarında yer vermesi Uygur’un sanatının özellikleri arasında görülüyor. Soğukta kaloriferimizi yakamıyoruz Etrafımızda çok sayıda inşaat sürüyor. İnşaatlardaki dikkatsizliklerden dolayı sık sık sitelerimize ulaşmakta olan elektrik kabloları koparılıyor. 56 saate varan elektrik kesintileri nedeniyle soğuk havalarda kaloriferlerimizi dahi yakamıyoruz. Bu konuya ilgililerin yakın zamanda bir çözüm bulacağına inanıyoruz. (Yeşil Barış ve Yıldız 88 Siteleri Alacaatlı muhtarlığı, Çayyolu) Otobüs işkencesi Sabah işe gidiş ve akşam dönüş otobüs ile tam bir işkence halini aldı. Acaba Çayyolu, Konutkent’ten Çankaya’ya daha çok servis konulmasını düşünen var mıdır? (TOKİ Prestij konutları sakinleri) Burhan Uygur kimdir? Burhan Uygur 1940 yılında Tirebolu’da doğdu. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Nurullah Berk ve Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde sanat eğitimi alarak, 1969 yılında mezun oldu. 1970’te Avusturya hükümetinin bursuyla Salzburg Yaz Akademisi’nde ressam Corneille ile çalıştı. 1978 yılında Sedat Simavi Vakfı ödülünü aldı. Türk resim sanatı tarihinde önemli izler bırakan sanatçı, 1992 yılında yaşamını yitirdi. Sanatçının eserleri 5 Şubat’a değin görülebilecek. (Sergi ile ilgili detaylı bilgi, galerinin 441 78 01 numaralı telefonundan edinilebilir.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle