22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com 14 Ocak 2011 Cuma 341 Çocukluk Arkadaşları Bilkent’te Buluştu... ardeşlik düzeyine ulaşmış bir çocukluk arkadaşlığı ne kadar değerlidir. Hele araya yıllar girdikten sonra yeniden buluşulduğunda... Geçen hafta Ankara’da böyle bir buluşma, iki “hârika çocuk”, anıtsal piyanist İdil Biret’le çağdaş besteci Ateş Pars arasında yaşandı. Yıllardır ülkeyle bağını koparmadan İngiltere’de yaşayan viyola solisti Ruşen Güneş’in 70. yaşı nedeniyle, Biret’in Ateş Pars’tan yazmasını istediği sonat, iki çocukluk arkadaşını bir araya getirdi. Üstelik Ruşen Güneş de, Pars’ın Ankara Devlet Konservatuvarı’nda okuduğu bir yıllık sürede sınıf arkadaşı olmuştu. Ateş Pars 38 yıldır yurtdışında. 6660 sayılı yasa kapsamında Paris’teki eğitiminin ardından, bir süre Ankara Operası’nda korepetitörlük yapmış, soprano Neşe Demirdeş’le evlendikten sonra şanslarını yurtdışında denemeye karar vermiş, İnsbruck, Viyana, Bern derken Almanya’nın Coburg kentine yerleşmişlerdi. Neşe Pars Coburg Bölge Operası’nda beş yıl başroller oynamış, Ateş Pars da hem korepetitörlük ve öğretmenlik yapmış, bir yandan da Paris’ten kompozisyon hocası Nadia BoulanPars, Güneş, Biret ger’in anısına ihanet etmemek için, öteden beri ağır tempoda sürdürdüğü beste çalışmalarına tutkuyla hız vermişti. Oda müzikleri ilgi çekiyordu, Bamberg Kuartet’in seslendirdiği yaylı dörtlüsü çok beğenilmişti. Ama Türkiye’de hiç tanınmıyordu. Kendisine ulaşma çabasıyla İdil Biret’e sorduğumda “Ateş çok yeteneklidir, müthiş prelüdleri vardır, ama yıllardır görüşemedik, nerede olduğunu bilmiyorum şimdi” yanıtını almış, sıkı bir araştırma sonucu izini saptamış ve temas kurmuştum. 3. Senfonisi’ni şef Burak Tüzün Eskişehir’de Anadolu Senfoni Orkestrası’yla dünya prömiyeri yaptı. Piyanist Yeşim Gökalp, envansiyonlarını repertuvarına alıp çalmaya başladı. Böylece Pars yıllar sonra ülkesinde ilk kez seslendiriliyordu. Bestecinin telefonunu Biret’in eşi Değerli adaşım Şefik Büyükyüksel’e bildirdikten sonra, Coburg’dan aldığım telefonda Pars parlak bir sesle “İdil için bir piyanoviyola sonatı yazıyorum. Ruşen’le seslendirecekler” haberini veriyordu. Bilkent Konser Salonu’nda gerçekleşen resitale dinleyici ilgisi üst düzeydeydi. BiretGüneş ikilisi Brahms’ın 2 numaralı sonatının ardından Pars’ın Op. 57 sonatının Ankara prömiyerini yaptılar. Ezgisellik içermekle birlikte atonal yaklaşımın oda müziği uygulamasına önemli bir örnek oluşturan sonat büyük alkışla karşılanırken, Pars yıllar sonra ülkesinde dinleyiciyi selamlamanın heyecanını yaşıyordu. İşin özetini dinleyicilerden Sedat Metin konser sonrası “Çağdaş müziğe hasret kalmıştık, büyük keyif aldık” değerlendirmesiyle verdi. Besteci şu sıralar 6. senfonisini tamamlamak üzere. BSO şef Işın Metin yönetiminde 30 Nisan’da Pars’ın 4. Senfonisi’ni seslendirecek. PiyanoViyola için ikinci bir sonat da, yola çıktı bile... Biret, Pars, Güneş: K Yer yer çatlaklar oluşmuş, kabartmalar tahrip edilmiş ‘Havuzundafıskıyesivar, anıtıumursayanyok’ A ALİCAN ULUDAĞ NKARA Cumhuriyet dönemi yapılarından Kızılay’daki tarihi Güvenlik Anıtı, son yıllarda bakımsızlıktan iyice harap duruma geldi. Güvenpark’ın içinde yer alan anıt taşları arasından ot ve yosunlar çıkmaya başladı. Etrafını çevreleyen bazı taşların yerinden çıktığı da gözleniyor. Anıtta yer yer çatlama ve yarıklar da oluştu. Anıt üstünde ve çevresinde yakılan ateş, duvarınların is içinde kalmasına neden oldu. Duvarlarda sprey boyayla yazılan yazılar ise aradan geçen zamana karşın hâlâ silinmedi. Kabartma heykellerin dış yüzeylerinin tahrip edildiği görülüyor. Anıtın park tarafına bakan kısmında yer alan heykellerin birinin kolundan bir parça taş kırılmış durumda. “Türk, Öğün, Çalış, Güven” yazısındaki harflerin bazı noktalarının da düştüğü gözleniyor. ATEŞ BİLE YAKMIŞLAR Etrafı pislik içinde Anıtın çevresinde iki tane havuz yer alması da, güvercinlerin buraya gelmesine neden oluyor. Özellikle anıtın ön tarafında güvercilenlerin beslenmesi nedeniyle yerler kuş dışkılarıyla kaplanmış. Anıtın önünden geçmek isteyenlerin ayakkabıları bu yüzden kirleniyor. Bu arada güvercinlerin pislemesi nedeniyle de anıtın üzeri ve heykeller beyaza bürünüyor. Ayrıca ön taraftaki bronz heykellerin rengi de bakımsızlıktan yeşile dönüyor. Özellikle heykelin üzerine çıkarak burada oturan gençler, yanlarında getirdikleri gıda maddelerini burada tüketiyor. Çöplerini ise anıtın üzerinde bırakıyor. Öte yandan anıtın arka duvarında geçmiş dönemde yapılan tamirat sırasında kullanılan dolgu malzemesi ise anıt ile aynı renkte değil. Bölge Anakent Belediyesi sorumluluğunda bulunurken, anıtın içinde bulunduğu duruma yönelik ilgisizlik sürüyor. 1935’teyapılanEmniyetAnıtı Güvenlik Anıtı, 1935 yılında Ankara taşından yapıldı. Anıtın projesinde Avusturyalı Prof. C. Holzmeister’in, kabartma ve heykellerde ise yine Avusturyalı olan J. Thorak ve A. Hanak’ın imzası bulunuyor. “Türk ulusunun polis ve jandarmaya bir armağanı” olduğundan nedeniyle ilk önce Emniyet Anıtı olarak adlandırılmıştı. Anıtın Kızılay’a bakan yönünde; güveni temsil eden bir sopayı eline alan kuvvetli genç erkek heykelleri yer alıyor. Bu heykellerin altında Atatürk’ün söylediği “Türk, Öğün, Çalış, Güven” sözleri tunç harflerle yazılı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle