Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 323/10 EYLÜL 2010 İşyerleri Tepebaşı’ndaki kaldırımlar ‘Amele durağı’nda işlerazalıyor A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentin pek çok noktasında bulunan amele durakları yıllardır, gündelik işlerde çalışabilmek için bekleyenlerle dolup taşıyor. Keçiören Tepebaşı’nda bulunan işçi durağı da bunlardan biri. Sayıları 70’i bulan işsizler günü kurtarabilecekleri, yevmiye usulü işler için sabahın çok erken saatlerinde gelip, yaya kaldırımında toplanıyorlar. Yaşları 1465 arasında değişen gündelikçiler, çoğu zaman günü yevmiyesiz kapatıyor. Sabahın erken saatlerinde, Keçiören’in Tepebaşı bölgesinde ana caddenin kaldırımlarına geliyorlar. Kimisi Ankara’ya iş bulma umuduyla gelip yerleşip kalmış, kimi ise mevsimlik gelmiş 45 kişi bir gecekondu kiralayarak gündelik yevmiye için iş arıyor. Kendi deyimleriyle sabah 06.00’da evden çıkıyorlar, saat 07.30 hatta 08.00’e kadar iş çıkarsa çıkıyor. İnşaat, eşya taşıma ve diğer ağır işler için erken saatlerde taşeronlar kamyonetle geliyor ve gerektiği kadar işçi alıyor. Yoksa gün boş geçiyor. Trafik yoğunlaşıp da kavşakta araçlar ağır ilerleyince Keçiörenliler onları izliyor. Saatler 09.00’u gösterince iş bulan gitmiş oluyor, bulamayanların ise zaten yapacak hiçbir işi yok. Kaldırıma çöküyor, sohbet ediyor, şakalaşıyorlar... Benzer şeyler Keçiören’in Gazino durağında da her sabah yaşanıyor. Teknolojinin gelişmesi, inşaatlarda ve diğer gündelik işlerde işleri azaltmış. Ancak tek sorunları bu da değil. Gündelik yevmiyeciler, çevredeki apartmanlarda oturanların şikâyetleri nedeniyle sık sık zabıta ve polisle de karşı karşıya geliyorlar. Apartman sakinleri kendilerinin gürültü yapmasından yakınıyor. Gündelik yevmiyeciler ise kalabildikleri kadar kaldırımları kullanmakta kararlılar. Belediyenin durağı taşımak istediği yerin kentin dışında olması ve bulundukları noktanın işverenler tarafından uzun yıllardır işçi durağı olarak bilinmesi nedeniyle kaldırımdan ayrılmak istemiyorlar. Mustafa Ceyhan 28 yaşında. Kaldırımdaki yaşamını şöyle özetliyor: “Aylık ortalama 600700 TL. kazanıyorum. 300 TL. kira ödüyorum. Geri kalanıyla ev geçindirmeye çalışıyorum. Hergün iş bulmak mümkün olmuyor. 10 gün boyunca işe gidemediğim zamanlar oluyor. Yazın güneşe, kışın soğuğa maruz kalıyoruz. Nakliye, inşaat, boyabadana gibi işlere gidiyorum. Çevredeki apartman sakinleri bizi polise, zabıtaya şikâyet ediyorlar. Polis ya da zabıta geldiğinde 5 dakika buradan uzaklaşıp sonra geri geliyoruz. Başka çaremiz yok ki.” ‘Üç çocuk büyüttüm’ Yevmiye usulüyle 40 yıldır çalıştığını söyleyen Yusuf Özboyacı 56 yaşında. Sosyal güvencesi yok. “Bu şekilde çalışarak 3 çocuk büyüttüm” diyor ve durumunu şöyle anlatıyor: “Bazı aylar gelirim asgari ücreti bile bulmuyor. Zaten kışın pek iş olmuyor. Makineleşme işleri iyice azalttı. En çok iş bulabildiğimiz alanlardan biri inşaattı. Ama şimdi o alanda da her şey makineyle yapılıyor. Sabah 6.3007.00 gibi burada bulunmak zorundayız. Genellikle nakliye, bazen de inşaat işlerine gidiyoruz. Yevmiyem ortamala 40 TL’ye geliyor. İyi para gibi görünebilir ama 1 gün çalışıp 10 gün iş bulamadığımız zamanlar oluyor.” Arif Kaplan da 56 yaşında ve 1969’dan beri bu durakta iş bekliyor. İşlerin her geçen gün kötüye gittiğinden yakınan Kaplan, “17 gündür işe gidemiyorum. Teknoloji bizi olumsuz etkiliyor. Eskiden kömür taşıma işleri olurdu. Doğalgazın yaygınlaşmasından sonra o da bitti” diyor. Serdar Çakmak 24 yaşında. 6 yıl önce Hakkari Yüksekova’dan 9 kardeşi, 6 kuzeniyle birlikte Ankara’ya gelmiş. Topluca bir mermer fabrikasında çalışmaya başlamışlar ancak firma batmış. Kardeşleri ile kuzenleri memlekete dönmüş ama kendisi dönmemiş. Çakmak, sözlerini şöyle tamamlıyor:“İş bulamayacağımı bildiğim için dönmedim. Mermerciyim ama dükkân açacak param yok. Onun için 6 yıldır bu durakta günlük işlere gidiyorum. Geçen yıl işler daha iyiydi. Makineleşme işleri her geçen yıl azaltıyor.” İlkokul mezunu Yılmaz Yaşar, mesleği olmadığı için genellikle nakliye işlerine gittiğini söylüyor. Aylık ortalama kazancı 600700 TL. Kazandığı paranın yarısıyla kirayı ödediğini, geri kalanıyla da 3 çocuk 5 kişilik ailesini geçindirmeye çalıştığını anlatan Yaşar, apartman sakinlerinden de yakınıyor: “Çevre apartmanda yaşayanlar bizi şikayet ediyorlar. Zabıtayla aramızda sık sık itişkakış yaşanıyor. Yine de geçimimizi sağlamak için burada kalmak zorundayız. Hırsızlık mı yapalım?” 6