28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 321/27 AĞUSTOS 2010 ortamda tanıştık Ömer’le. Ben o zaman konservatuvar öğrencisiydim, o da Opera’da solistti. Ben Ordulu bir halk ozanının, TRT repertuvarında ve Ordu yöresinde çalınan, söylenkara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) sanatçıla nen birçok türkünün sahibi Muhsin Tercan’ın oğlu olarak, halk rından biriydi Ömer Yılmaz. 2006 yılında, geçir müziğine çok ilgi duyuyordum. Ömer de öyleydi. Ziganalıydiği rahatsızlık sonucu yaşama veda etti. Ancak dı. Dedesi Zigana’nın unutulmaz tulumcularındandı. Ömer’le Yılmaz’ın sanat yaşamı boyunca yaptıkları hiç unu tanışmamızın ardından Anadolu’nun çeşitli yerlerinde türkütulmadı. Yılmaz, 20 küsur yıldır yine kendisi gibi ler seslendirmeye başladık. Birlikteliğimiz süresince, ki 20 yılı ADOB sanatçılarından Tuncer Tercan ile Anadolu’yu do geçen bir süre, Mardin’den New York’a değin geniş bir coğlaşmış, konserler vermişti. Tuncer Tercan ve Ömer Yılmaz’ın rafyada dolaştık. Arada evrensel müzik repertuvarından örnekler en büyük hayali de türküleri bir albümde toplamaktı. Bu ha içeren dinletiler de gerçekleştirdik. Tabii sonuçta, 20 yılda cidyal şimdi gerçek ama buruk. Tercan, Yılmaz’ın sağlığında di bir birikim ortaya çıktı. Biz türkü söylerken, süreç içinde, birlikte kayıt yaptıkları türküleri bir albümde topladı: “Ezgi önümüzde büyük örnekler de vardı. Ruhi Su gibi. Ruhi Su’yu li Yürekler.” Ömer Yılmaz’ın anısına çıkan albümde, “Atas ustamız olarak kabul ettik, onun açtığı yolda ilerlemeye çaözü”, “Sabah Oldu” “Deniz Üstü Köpürür”, “Gel Benim lıştık. Bu çabalarımızın bir hedefi de ulusal opera reDerdime”, “Bican”, “Dözerem”, “Huma Kuşu”, “Dereler pertuvarına katkıda bulunmaktı. Opera repertuvarının Buz Bağladı”, “Odam Kireçtir Benim”, “Bir Fındığın İçi bir ayağını oluşturmak... Çünkü, maalesef, günümüze ni”, “Sözüm Var Benim”, “Feraye” ve “Yeni Biteyi” tür kadarki operacılar kuşağı türkülerimize hep mesafeli küleri yer alıyor. durmuştur. Bu çok acı bir şeydir. Oysa, dünyanın hiçTuncer Tercan ile “Ezgili Yürekler” üzerine konuştuk: bir yerinde opera sanatçısı olup da kendi halk şarkı006 yılında yaşama veda eden ADOB sanatçılarından, larını söylemeyen bir operacı yoktur. Bunun en çartenor Ömer Yılmaz ile Türkiye’nin her bir köşesinde sa pıcı örnekleri de Napolitenlerdir. Napolitenler, NaSon dönemde türkülere karşı bir ilgi var. Türküleyısız konserler gerçekleştirdiniz... Yılmaz ile nasıl bir ara poli yöresine ait halk şarkılarıdır. Dünya Napolitenleri rin yeniden yorumlanması ilgiyi artırdı mı? ya geldiniz? “gondolculardan” dinlemez, Luciano Pavarotti’den I Türküler üzerine denemeler yapmak yeni değil. I 1980’li yılların başında, türkülerimizin seslendirildiği bir dinler. Cazcılar, pop müzik sanatçıları türkü seslendirdi. Bir ara“Anadolu Rock”diye bir şey çıktı. En acıklısı da bir dönem türküler piyasa kültürüne malzeme oldu. Düşük bir eğlence anlayışına... Oysa o kadar değerli bir mirastır ki türkülerimiz. Ruhi Su’nun diliyle anlatmak gerekirse,“Türküler Anadolu insanının kitabı, gazetesi, arzuhalidir.”Yani, kitabıdır çünkü insanınyapıpettiğiherşeydir,gazetesidirçünküinsanıngünBütün bu çalışmalar sonucunda da ortaya böylük yaşamıdır, arzuhalidir çünkü insanların beklentileri, duale bir albüm çıktı... ları ve kendisidir. Bu anlamda çok değerlidir, korunmalıdır. I Ömer’le benim, türkü geleneğinden geliyor olAkademik çatılarda, evrensel müzik gelişimi paralel alınamamız çok önemli bir şanstı. Türkü dilini yakından birak, o gelişimle ilişki kurularak türküler korunmalıdır. Ululiyorduk çünkü. Bu durum bize ciddi bir kolaylık sağsal müziğimiz kurgulanmadır. Ancak maalesef öyle olmaladı. Hep şunu düşündük: Müzik eğitimi almış operadı. Dünyada hiçbir yerde örneği olmayan tuhaf bir uygucılar da ulusal değerlerimiz ürezine çalışmalı. Bunu yalamaya imza atıldı.Türk Halk Müziği konservatuvarları,Türk parken de türküyü türkü yapan ögeleri korumalı. ÇünSanat Müziği konservatuvarları ve Batı Müziği konservakü İtalyan aryası söyler gibi türkü seslendiremezsiniz. tuvarları diye üç ayrı kurum kuruldu. Oysa konservatuvarlar O türkü olmaz o zaman. Biz Ömer’le bu nokta için çok tek bir kurumdur. Geleneksel ne varsa o çatı altında topçalıştık. Ne mutlu bize ki övünmekte haklıyız. Bunun lanır. Yeniden bir üretim yapılacaksa geleneksel çatı altınüzerine de “Ezgili Yürekler” adlı albüme imza atmak da yapılır. SizTürk Halk Müziği konservatuvarı diye bir kuistedik. Ancak belirtmek gerekir ki bu albüm Ömer’le rum kurarsanız, geleneği kendi kalıplarına hapsedersiniz. benim hayal ettiğim bir albüm değildir. Neden? I Şöyle ki, Ömer’le benim bir albüm çıkarma hayalimiz vardı. Bu, bizim hayal ettiğimiz albümün taslak kaydıdır. Birkaç gün içinde, bir arkadaşımızın stüdyosunda yapılmış bir kayıt bu. Ne yazık ki kayıttan kısa bir süre sonra Ömer hastalandı ve kaybettik. O nedenle yeni bir kayıt yapamadık. İstediğimiz, hayal ettiğimiz albüm olmadı. Kayıtlar duruyordu. Sağ olsun Yavuz Plak kayıtları değerlendirdi ve kayıtlara hiç dokunmadan albümü dinleyiciye ulaştırdılar. ? Selda GÜNEYSU Türkülerimiz‘Ezgili Yürekler’de dile geldi A ‘Geleneğihapsedersiniz’ ‘İtalyanaryasısöylergibitürküseslendirilmez’ Albümünadı“EzgiliYürekler”deRuhiSuustamızdangeliyor.Ruhi Su’nun“EzgiliYürek”adlıbirkitabıvar.AlbümçıkmadanönceoğluIlgın’ı arayıp,izinaldık.AlbümünilkşarkısıdaRuhiSu’nun“Atasözü”dür. 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle