Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİRSERGİ,BİRSES ? Şule TÜZÜL sule.tuzul@isbank.net.tr Nihat Tekin… 1968 yılında Erzurum Hınıs’ta, beş çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Önce her şey yolundaydı ama Nihat 2 yaşında geçirdiği menenjit sonucu işitme yetisini kaybetti. Malatya’ya taşınan aile Nihat’ı okuması için Malatya İşitme Engelliler İlköğretim Okulu’na gönderdi. Ailesi Nihat’ı okutmak istiyordu ama ilkokuldan sonra işitme engelliler için bir okul yoktu o zamanlar, diğer okullar ise Nihat’ı kabul etmediler. Eğer Nihat zamanında yeterli eğitim alabilseydi, duymamasına rağmen konuşabilecekti ama yeterli eğitimi zamanında alamadığından ancak işaret diliyle ya da yazarak anlaşabiliyor çevresi ile. Oysa onunla ya da başka bir engel grubu ile anlaşmak için hiçbir engel yok ki, engel onlarda değil, onları anlamak ve dinlemek istemeyenlerde. Ben Nihat’la, 212 Mart tarihleri arasında Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde açmış olduğu seramik sergisinde tanıştım. Bu sergi Nihat’ın altıncı kişisel sergisi. Daha önce Malatya, Samsun ve Mersin’de de kişisel sergiler açmış, pek çok karma sergide eserleri yer almış. 1990’da karakalem kursuna başlıyor. Ardından yağlıboya, linol baskı, heykel, seramik dersleri alıyor. O sıralar Malatya İnönü Üniversitesi’nde bulunan Cebrail Ötgün ve Atilla İlkyaz’dan aldığı derslerle tekniğini ve üslubunu geliştiriyor. Resim, heykel ve seramik çalışmayı öyle seviyor ki, sürekli çalışıyor, sürekli üretiyor. Çalışmalarının sonuçlarını gören herkes hayran oluyor. Bir hayranı da Gülten. Gencecik yaşlarda Nihat ve Gülten evleniyorlar. İki çocukları oluyor. Sergide Gülten’le de tanışıyorum. Eşinden bahsederken gözleri ışıl ışıl Gülten’in. Diyor ki; “Evliliğimizin ilk yıllarında bize tepki gösteren insanlarla karşılaştığımda üzülürdüm, kızardım. ‘Senin neyin var? Engelli değilsen neden işitme engelli biri ile evlendin?’ derlerdi. Bir türlü birbirimizi sevdiğimize inanmazlardı. Şimdi umursamıyorum böyle şeyleri.” İşçileri eğitiyor Nihat’ın geçimini sağlamak için işe girmesi gerek. Malatya’da bulunan seramik fabrikasına işçi olarak giriyor. İlkokul mezunu ve işitme engelli olduğu için önce Nihat’ı pek ciddiye almıyorlar. Ama ürettiklerini görünce fabrikadakiler de Nihat’a hayran oluyor. Kalıp ustası Serdar Usta onu sağ kolu yapıyor. Öyle ki, fabrikaya yeni gelen işçileri Nihat eğitmeye başlıyor. 1999 yılında İnönü Üniversitesi Seramik Atölyesi’ne kalıp ustası olarak işe giriyor. İnonu Üniversitesi’ne işe başlarken, akademisyenlerden Fazıl Ercan ve Serdar Mutlu’nun katkılarıyla seramik sanatını icra etmeye başlıyor. Nihat işini çok seviyor. Çalışmayı da. Diyor ki; “Eğer okuyabilseydim, daha iyi koşullarda çalışabilecektim, ama şimdi benim suçummuş gibi üniversite mezunu değilim diye daha düşük ücretli bir kadroda çalışıyorum.” En büyük destek aileden Nihat’ın en büyük desteği ailesi. Nihat daha çocukken fark ediyorlar ki, resime büyük bir ilgisi ve yeteneği var. Sürekli resim yapıyor. Ailenin de desteği ile Nihat kendini yetiştiriyor. Hele bir ablası var, Ayten, en büyük destekçisi. Nihat, 1982’de, “Atatürk Karakalem Yarışması”nda birinci olmasıyla, bu konuda daha istekle çalışmaya devam ediyor. Gün geliyor Nihat kendi kendine yetmediğini fark ediyor. EnGEllİlERİ EvE hapSEdİyoRuz Engellilerimiziokullaraalmıyoruz,eğitimvermiyoruz,sonradaeğitimseviyesi düşükdiyedahaazücretveriyoruz.“yapamaz”diyerekişealmıyoruz,ekonomik bağımlıbireylerolarakevlerehapsediyoruz.İşealsak,onlaragüvenmiyoruz.Sahi asılengelliolankim?nihat,tümeserlerinde,sevgiyi,saygıyıveeşitliğianlatmayıhedeşediğinisöylüyor.ankara’danbirsergi geçti.Birisibizekendidilindeseslendi.Kimimizduydu,kimimizduymadı…Birgün herkesinduymasıdileğiile… Bu sayfa Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmıştır. 9