02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 271/11 Eylül 2009 İstediğimizmesleğiseçemezmiyiz? isedeyken karar verdim psikolog olmaya. Etrafımdaki herkes “Ne de güzel avukat olur senden” diye düşünürken... İtiraf etmek gerekirse tercihlerim arasında hukuk da vardı ama iyi ki olmamış. İlk tercihimdi ODTÜ Psikoloji. Toplumun genelinden farklı özellikleriniz varsa ve bu durum onları rahatsız ediyorsa yaşamak pek kolay olmuyor. Aslında asalak yaşamak çok da zor değil ama hayatınızı topluma göre “anormal” bir birey olarak “normal” bir şekilde yaşamak istiyorsanız, dirençle karşılaşıyorsunuz. Tabii bu, üniversitede de böyle oluyor. Bölümünüz psikolojiyken bile bazı psikolog hocalarınızın önyargılı tutum sergilemeyeceğini kimse garanti edemez. “Sen bu dersi alamazsın”, “Sen bu okulda okuyamazsın”, “Yüksek lisans yapamazsın” gibi başka bir sürü söz geliyor, dikiliyor karşınıza. Tabii hep olumsuz değil tutumlar; herkese haksızlık etmeyelim. Yine de hal böyleyken bölümümü yüksek şeref öğrencisi olarak bitirdim. Sonra yine aynı okulda psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünde yüksek lisansa başladım. Bir buçuk ay önce bitirdim yüksek lisansı. Hani derler ya; yapamazsın diyenlere inat... L [email protected] ? Deniz AYDEMİR gelere ek psikolog olarak çalışabileceğime dair heyet raporu istendi. İnsan elinde diploması olduğu halde, üstelik o diploma için 4 sene en az arkadaşları kadar çalışmışken böyle bir tavırla karşılaşınca, kendini aşağılanmış hissediyor. Hem doktorlar benim psikolog olup olmama neye göre karar verecek? Tabii el mahkum gittik bir hastaneye; aldık raporu. Döndüm başladım çalışmaya. 5 aydır çalışıyorum. Şimdiye kadar benimle ilgili bir şikâyet gelmedi hastaneye. Her etik sahibi uzman gibi uzmanlığımı aşan vakaları yetkili uzmanlara yönlendiriyorum. İnsanlara yardımcı oldukça motivasyonum artıyor. Doğru mesleği seçmişim kendim için. Her psikoloğun uzman olduğu alanlar vardır ve tabii olmadığı da. Benim engelim bana bazı sınırlılıklar getiriyor. Örneğin küçük çocuklar benim görmediğimi, hele bir de kendilerine baktığım halde nasıl olup da görmediğimi anlayamıyorlar. Onun dışında insanların gerginliği, üzgünlüğü gibi şeyler seslerinden de anlaşılıyor. Benim görmemem işimi yapmamı engellemiyor, tabii kısıtlıyor olabilir ama ben görsem çocuklarla çalışacağım diye de bir şey yoktu. Vazgeçmeye niyetim yok Kısacası 2001’den beri uğraştım durdum psikolog olmak için, sonunda uzman psikolog oldum. Ve kendi işimi yapıyorum. Şimdi yeni hedeflerim var. Yine “yapamazsın”lar var karşımda. Ben “yapamazsın”ları aştıkça güçleniyorum, hedeflerim büyüyor, tabii bu arada “yapamazsın”lar boş durmuyor, onlar da güçleniyor. Ama benim vazgeçmeye hiç niyetim yok. Sizden önce yerleşmişler! Bu arada “yapamazsın”ların asla sonu gelmiyor. Her yere sizden önce gidip yer leşmiş onlar. Okulu bitirmişken yüksek lisansın da sonu görünmüşken çalışmak lazım oldu artık. Başvurdum KPSS atamalarına; derken atanıverdim Türkiye’nin güneyinde küçük bir ilçeye. Hastanemdekiler beni çok olumlu karşıladı önce ama sonra benden bel Bu sayfa Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmaktadır. AvrupalıöğrencilerYenimahalle’yiziyaretetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelerek Türk kültürünü tanıyan öğrenciler Yenimahalle Belediyesi’ni ziyaret etti. Yenemahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ile bir araya gelen öğrenciler, Yaşar’a Yenimahalle ile ilgili sorular sordu. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Yaşar, ziyaretten son derece memnun kaldığını dile getirdi. Avrupa Birliği Gençlik Programları Başkanlığı Ulusal Ajansı ile İncesu Lions Kulübü’nün düzenlediği “Birleşmiş Avrupa Patikası” projesi kapsamında altı ülkeden 25 öğrenci Ankara’ya geldi. İtalya, Romanya, Sırbistan, Azerbaycan, Ukrayna ve Makedonya’dan gelen öğrenciler Ankara’dan ayrılırken son derece mutlu olduklarını kaydettiler. Öğrencileri Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’da görmekten mutlu olduğunu belirten Yaşar; “Eminim ki mutlu olarak ayrılıyorsunuz Türkiye’den. Maalesef Türkiye’nin imajı bazı ülkelerde yanlış anlatılıyor. Hatta çok katı bir din devleti olarak anıldığımız bile oluyor. Ama hepiniz gezip gördünüz. Atatürk’ün kurduğu bu ülke laik ve çağdaş bir ülkedir, Avrupa ülkesidir. Kendi ülkelerinizde nasıl geziyorsanız aynı rahatlığı Ankara’da da hissetmişsinizdir. Biz ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ diyen bir liderin ülkesiyiz. Din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın insanlığın kardeşçe yaşamasından yanayız. Gençler olarak sizlere çok görev düşüyor. Kavgayı değil barışı, uzlaşmayı istemelisiniz” diye konuştu. 2009 yılının, “Avrupa Ülkeleri Arası Diyalog ve Kültür Paylaşımı Yılı” olduğunu belirten Proje Yasal Temsilcisi Perihan Hoşer ise amaçlarının Türkiye’nin AB’ye adaylığı sürecini nasıl yaşadığını, sıkıntılarını ve yaklaşımlarını görmek olduğunu ifade etti. Çeşitli konularda Başkan Yaşar’ın yanlarında olduğunu belirten Hoşer; “O güzel yüreğinizle bize destek oldunuz, ‘Ben buradayım’ dediniz. Bize verdiğiniz bütün desteklerden dolayı sonsuz teşekkürlerimizi sunarız” dedi. ‘Anıtkabir büyüledi’ Türkiye’ye ilk kez geldiğini belirten Makedonyalı Alexandra Nedeva isimli öğrenci ise, şöyle konuştu: “Türkiye’ye gelirken birçok önyargım vardı. Fakat gördüm kiTürk insanı son derece modern, çağdaş, sıcakkanlı ve misafirperver. Seyahatimiz sırasında Anıtkabir’i gezme fırsatımız da oldu. Türk halkının Atatürk’e bağlılığı ve Anıtkabir beni büyüledi.” 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle