Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 266/7 Ağustos 2009 Büyükelçi Emie, Can, Kadir, E. Günay, Sesim, Berfin, R. Gökmen Genç Yetenekler Nasıl Desteklenmeli? O Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com lumlu “sürpriz”ler pek hoşuma gider. Geçen hafta 7. Bodrum Uluslararası Bale Festivali’nin tanıtımı için düzenlenen toplantıya katılmak üzere Opera’nın fuayesine girdiğimde tatlı sürprizlerle karşılaştım. Avrupa’da bizden daha fazla tanınan tenorumuz Bülent Bezdüz’le sarılıp hasret giderdik. Ama orada ne işi vardı acaba? Kalabalık arasında bıcır bıcır konuşan 11 yaşındaki küçük kemancılarımız Sesim Bezdüz ile Berfin Aksu’yu, ardından genç baletlerimiz Kadir Okurer ve Can Bezirganoğlu’nu siyah takım giysileri içinde bekleşirken görünce durumu kavradım. Demek ki, DOB Genel Müdürü Rengim Gökmen, Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Bernard Emie ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın hazır bulunacağı festival tanıtım toplantısına, başarılı çocuk ve gençlerimizi de eklemişti. Berfin’i neredeyse eline kemanı ilk aldığından bu yana, Sesim’i de son üç yıldır izliyorum. Berfin, Bilkent’te Muhammedcan Turdiev’le, Sesim de Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Lili Çumburidze’yle çalışıyor. İkisi de hızla ilerliyorlar. Berfin İtalya’da, Sesim de İngiltere’de önemli ortamlardan birincilikle döndüler. Babası, Sesim’in Llangollen Uluslararası Müzik Festivali’nde 16 yaş altı karışık solo enstrüman yarışmasında 300 yarışmacıyı geride bırakarak birinci olduğunu heyecanla anlattı. Sesim, dünyaca ünlü Ye hudi Menuhin Okulu’na da yarım burslu olarak kabul edilmiş. Artık elinde babasının Almanya’dan kiraladığı iyice bir enstrümanı var. Ama kalan okul ücreti ve öteki masraflar nasıl karşılanacak? Üstelik annesi müzik öğretmeni Reyhan Bezdüz’ün de işinden ayrılıp kızıyla birlikte gitmesi gerekeceğinden ailenin bir maaşı da eksilecek! İstanbul’da büyük ödülü alan, New York’ta da ikinci olan Kadir Okurer’i, Bakan Günay bu başarıları nedeniyle daha önce kutlamıştı. Kadir son olarak Roma’daki uluslararası yarışmada, hem de bu kez “büyükler” kategorisinde gene ikinciliği elde etmişti. Aynı yarışmada İÜ Kadıköy Devlet Konservatuvarı öğrencisi Can Bezirganoğlu da gençlerde ikinci olmuştu. Kadir sınıf atladı, 2010’da HÜ Ankara Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölümü Bale Ana Sanat Dalı’nı bitirecek. Yarışmalara, bu konuda deneyimli isim Serhat Güdül’le hazırlandı. Dans ederek öğrenimini sürdürmesi için ABD’den önemli bir teklif var. Tabii kazandığı yarışmalar sayesinde... GERÇEKÇİ DESTEK GEREKSİNİMİ Dünyanın önemli bale okullarının öğrencileriyle, yetişkin baletlerin katıldığı böyle yarışmalarda alınan dereceler fevkalade önemlidir. Bana sorarsanız, bir sporcumuzun olimpiyatlarda ilk üç dereceye girebilmesi kadar önemlidir. Olimpiyatta derece alan sporcular baş tâcı edilip âdeta küçük birer servet veriliyor. Bizde ise sanat dallarındakilerin desteklenmesi hükümettekilerin meşrebine bağlı... Neyse ki, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, genç yetenekler konusuna dikkatle eğilmeye başladı. “Oğlum” diye sevdiği Kadir Okurer ve diğerlerini övücü konuşmaları, onlara armağanlar vermesi işin “yüzeysel gösteri” tarafıdır. Nitekim bu gençlere, bakanlığın son yayını, Zeynep Oral’ın editörlüğünde hazırlanan, içinde benim de yazımın yer aldığı Leyla Gencer kitabını kameralar önünde armağan etti. Önemli olan, Bakan’ın genç yeteneklerin desteklenmesi için bir “mekanizma” arayışı içine girmesi ve bu konuda bir öneri hazırlanması için Rengim Gökmen ve ekibini görevlendirmesidir. Çocuklarla birlikte genel sohbet sırasında “Hârika Çocuklar Yasası”nın durumunu sordu, verilen bilgi ve Gökmen’in yeni bir yol gerektiği görüşü üzerine de, bir çalışma başlatılmasını istedi. Eğer bu çalışma hızla yapılıp sonuçlandırabilir, gerekli yasal altyapısı da hazırlanıp, sürekli finans kaynağı oluşturulabilirse, bu çok önemli bir “hizmet” olacaktır. Hârika Çocuklar Yasası olarak bilinen 6660 sayılı yasa hâlen yürürlükte ama yıllardır uygulanmıyor, daha doğrusu uygulanamıyor. İsmet İnönü ve Hasan Âli Yücel’in emekleriyle 1948’de İdil BiretSuna Kan için çıkarılan, daha sonra DP döneminde kapsamı genişletilen bu yasa, ülkemizde müzik eğitimi olanaklarının kısıtlı olduğu bir dönemin ürünüydü. Günümüzde ise çok sayıda müzik eğitim kurumu, iyi hocalar ve hâddinden fazla da “hârika çocuk adayı” bulunuyor! Seçkin hocalar yaz aylarında yurtdışından müzik kamplarına, çocukların ayağına geliyor. Tabii ki, öğrenim süresi boyunca desteklenmesi gereken “üstün yetenekli” çocuklarımız var. Ama, küçük desteklere gereksinimi olan geniş bir “genç yetenek” kitlesi bulunuyor. Tanıtımı, hep “geleneksel” ve “folklor”u öne sürmekle, Paris’te davulzurna konseriyle savuşturmanın bir yararı yok. Türkiye’nin “uygar” bir ülke olduğunu evrensel sanatlarda yetiştirdikleriyle sergilemek gerekiyor. Özellikle de yarışmalar, festivaller, hem bu gençlerin deneyim kazanması, hem de Türkiye’nin tanıtımı açısından değerlendirilmesi gereken fırsatlar. ÇALGI BANKASI KURULMALI Nedir bu gereksinimler? Aileler ellerinden geleni yapıyor ama uçak biletini alamadıkları için gidilemeyen yarışmaları, çocukların ellerindeki “portakal kasası” misali kötü çalgılar nedeniyle hakları olanın altında derecelerde kaldıklarını da biliyorum. Gelişimleri için çok önem taşıyan kimi yurtdışı ve yurtiçi çalıştaylara maddî olanaksızlık nedeniyle katılamadıklarını da biliyorum. Oluşturulacak “destek mekanizması”nın, öncelikle halen müzik ve sahne sanatları eğitimi görmekte olan çocuk ve gençlerimizin, bu tür gereksinimlerinin karşılanması gerekiyor. Bir yaylı çalgı öğrencisinin, katılacağı yarışmadan bir ay kadar önce, kaliteli bir sazla çalışmasını sürdürüp yarışmaya da bu sazla katılması, uçak biletlerinin ve oradaki masrafının ödenmesi, kurulacak “destek mekanizması” ile sağlanabilir. Kaliteli sazlar satın alınarak ya da kiralanarak oluşturulacak bir küçük enstrüman bankası ile destek mekanizmasına sağlanacak sürekli bir gelir bu mekanizmanın can damarıdır. Objektif inceleme ve onay kurulları ile bu destek, nepotizm ve politik kayırmacılıklardan uzak tutularak işletilebilir. Günay, böyle bir sistemi yasal dayanaklarıyla oluşturursa, adını müzikçilerin gönlüne ve müzik tarihimize yazdırır. Sesim Bezdüz Berfin Aksu 18