17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 266/7 Ağustos 2009 GençbaletOkureryurtdışından adir Okurer henüz 18 yaşında ama tüm dünya ondan “Uçan Türk” diye söz ediyor. Çünkü Okurer bugüne değin katıldığı tüm uluslararası bale yarışmalarından ödülle döndü. En son geçen ay İtalya’da düzenlenen “Uluslararası Roma Premio Bale Yarışması”nda seniorlarda ikincilik ödülüne değer görüldü. Okurer’in yurtdışında kazandığı başarılar saymakla da bitmiyor. Tüm dünyanın “öncü” kabul ettiği Amerikan Uluslararası ABT Bale Okulu’ndan da burs kazandı Okurer. Halen öğrencisi olduğu Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olur olmaz, bu okula kaydını yaptıracak. Tüm dünyanın adından “Uçan Türk” diye söz ettiği genç balet Kadir Okurer ile yurtdışındaki başarılarını ve hedeflerini konuştuk: Bale sanatına olan ilginiz nasıl başladı? I Bale ile iç içe büyümüş biriyim dersem, sanıyorum abartmış olmam. Çünkü halam da balerin. Ancak profesyonel anlamda bale sanatıyla, 2001 yılında babamın teşvikiyle başladım. O ödülsüzdönmüyor K ? Selda GÜNEYSU A J kültür sanat A N D A S yıl Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nın sınavlarına katıldım. 20012002 eğitim öğretim yılında 100 kişi başvurdu konservatuvarın bale bölümüne. Bu 100 kişiden 14’ü kazandı sınavı. Bunlardan biri de benim. O günden bugüne de çalışmalarımı sürdürüyorum. Bugüne dek katıldığınız bütün uluslararası yarışmalardan derece ile döndünüz... I Ülkem ve kendim adına inanılmaz mutluluk duyuyorum bu derecelerden. Umuyorum bu derecelerin devamı da gelir. Çalışmaya devam ediyorum çünkü. Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından Serhat Güdül ile sürekli çalışıyor, birlikte yarışmalara katılıyoruz. Yarışmaların insanları geliştirdiğine inanıyorum. Geçen yıl ABD’de düzenlenen Uluslarası Bale Yarışması’nda, “Grand Prix” ve ikincilik ödülünü kazandım. Ardından Devlet Opera Balesi Genel Müdürlüğü’nün organizasyonuyla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi olarak gerçekleştirilen 1. İstanbul Uluslararası Bale Yarışması’nda da yine “Grand Prix” ödülüne değer görüldüm. 2006 yılında da Varna’da düzenlenen “Uluslararası Varna Bale Yarışması”na katıl mıştım, orada da üçüncü oldum. En son İtalya’da düzenlenen “Uluslararası Roma Premio Bale Yarışması”nda seniorlarda ikincilik ödülünü aldım ve ülkeme büyük bir gururla döndüm. Bugünlerde de Küba’da düzenlenecek olan Uluslararası Bale Yarışması’na katılmak için teklif aldık. Bu yarışmaya da katılacağım. Daha sonra elde ettiğim başarılardan ötürü Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da ödüllendirdi beni. Tüm dünya sizden “Uçan Türk” diye söz ediyor. Ancak ülkemizde biz sizi yeteri kadar tanımıyoruz. Biz bale sanatına gereken değeri galiba vermiyoruz. Siz ne düşünüyorsunuz ? I Çünkü balenin nasıl bir sanat olduğunun insanlara yeteri kadar anlatılmadığını düşünüyorum. Ancak ülkedeki sanatseverlere de çok fazla haksızlık etmek istemiyorum. Çünkü bale sanatını yakından takip eden ve temsilleri izleyen çok sayıda sanatsever de var. Onları da yadsıyamayız. Balenin daha fazla anlatılması gerekiyor belki de. Ayrıca “Uçan Türk” unvanı hocam Serhat Güdül’e aitti önceden. Onun da yurtdışındaki yarışmalardan elde ettiği çok sayıda ödül var. Sonra bu unvanı bana uygun gördüler. I ‘Önceburadabirdiplomaalmalıyım’ İleriye dönük projeleriniz nelerdir? I Bu yıl konservatuvarda son sınıfı okuyacağım. Eylülde sınıf atlama gibi bir durum söz konusu. Belki sınıf da atlayabilirim. Ama her durumda bir yıl daha Ankara’dayım gibi görünüyor. Ondan sonra da mümkün olursa eğitimime Amerika’da devam edeceğim. Dünyanın gelmiş geçmiş en saygın bale okulu ABT’den burs kazandım. Biliyorsunuz bu okulda okumak herkesin hayalini süsler. Daha önce kazanmıştım bu bursu ancak okulumu yarım bırakıp gidemedim. Sonuçta burada almış olduğum bir 8 yıllık eğitim var ve bu eğitimimi de tamamlamak istiyorum. Buradan da bir diploma almalıyım diye düşünüyorum. Başka arkadaşlarınız var mı, uluslararası düzeyde Türkiye’nin adını duyuran? Genç sanatçılar bizi yurtdışında nasıl temsil ediyor? I Elbette. Çok başarılı arkadaşlarım var. Onlar da eğitimlerini yurtdışındaki çeşitli okullarda sürdüyorlar. Örneğin Gözde Özgür, Can Arslan, Kürşat Kılıç ve diğerleri... Elimizden geldiğince ülkemizin adını yurtdışında en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Peki sizce neden bizim yetiştirdiğimiz değerler, yurtdışında sanat yaşamlarını sürdürmek istiyorlar? Ben hak ettiğim değeri ülkemde görüyorum, yani gördüğüme inanıyorum. Ancak herkes için durum böyle olmayabiliyor. Sonuçta hep en iyisini istemek herkesin hayalidir diye düşünüyorum. Daha iyi olmak, bildiklerinden daha fazlasını öğrenmek, tüm bu gerekçelerle yurtdışına gidiyor gençler, özellikle sanat söz konusu olunca. Üstelik bildiklerinizi, kendi ülkenizde dönüp anlatma şansınız da var. I Mustafa Ayaz resim 30 Ağustos’a dek Mustafa Ayaz Müzesi ve Plastik Sanatlar Merkezi Vakfı’nda. (285 89 98) I Yaz karma resim 10 Eylül’e dek Atlas Sanat Galerisi’nde. (468 59 04) I Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Ankara’da, “Altına Hücum” adlı filmin gösterimi bugün saat 20.45’te, “Sirk” adlı filmin gösterimi yarın saat 20.45’te, “Şehir Işıkları” adlı filmin gösterimi 12 Ağustos Çarşamba günü saat 20.45’te, “Modern Zamanlar” adlı filmin gösterimi 14 Ağustos Cuma günü saat 20.45’te, “Büyük Diktatör” adlı filmin gösterimi 15 Ağustos Cumartesi günü saat 20.45’te. (417 56 59) SERGİ FİLM GÖSTERİMİ 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle