23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Eşit haklar istiyoruz ? Şule TÜZÜL sule.tuzul@isbank.net.tr I Eşit hak ve sorumluluklara sahip olmak istiyorum. I Demokatik, laik ve insan haklarına saygılı bir toplumda yaşamak istiyorum, çünkü ancak böyle bir toplumda engellilerin de eşit hak ve sorumluluklara sahip olacağına inanıyorum. I Bana engelli kimliğimle değil, eğitimim, sosyal ve iş yaşamımdaki deneyimlerim ve üretiklerimle bakılmasını istiyorum. I Acıma ve sempati değil, herkes için empati istiyorum. I Bana ayrıcalıklı davranılmasını istemiyorum, ancak herhangi bir konuda engelli olmayan biri ile eşit koşullara sahip değilsem eşit koşullara sahip olacak kadar pozitif ayrımcılık istiyorum. I Engellilik kavramını ve görselliğini kullanarak, maddi ve manevi kazanç sağlayan kurum ve kuruluşları reddediyorum. I Kişiyi engelli duruma düşüren her türlü nedene karşı önlem alınmasını istiyorum. I Kaldırımların yüksek olmasını iste miyorum. I Engelli otoparklarına, engelli olmayan kişilerin araçlarının park etmesini, park edenlerle neden oraya park etmemesi konusunda gereksiz tartışmalara girmek istemiyorum. I Her yerde en azından bir adet engelli otoparkı ve engelli tuvaleti olmasını istiyorum. I Her yerde tekerlekli sandalyenin çıkabileceği eğim derecesinde bir rampa olmasını istiyorum. I Çok katlı mekânlarda asansör olmasını istiyorum. I Engelli mekânlar nedeni ile hareket güçlüğü çektiğimde, beni karga tulumba taşımalarını istemiyorum. I Engellilerin de bir cinsel kimliği vardır ve kendi bedensel yapılarına uygun biçimde cinsel ilişki yaşayabilirler. Engellilerin cinsel yaşamı olamaz düşüncesindeki insanları kınıyorum. I Engelli bir birey, engeli olmayan bir bireyle flört edebilir, evlenebilir ya da birlikte yaşayabilir. Buradaki birlikte olma kriteri, iki kişinin birbirlerinin bedensel eksiklerini tamamlaması değil, sevgi, saygı ve aşk temelli bir paylaşımın tarafları olabilme özelliklerine sahip olmalarıdır. Engellilerin ancak engellilerle birlikte olabileceği düşüncesindeki insanları kınıyorum. I Engelli bireyler, herkes gibi tıbbi bir sakınca bulunmadığı durumda, çocuk sahibi olabilirler ve her annebaba gibi çocuk yetiştirebilirler. Engellilerin çocuk sahibi olamayacağı düşüncesindeki insanları kınıyorum. I İster bedensel, ister zihinsel, ister bunların dışında herhangi bir engeli olsun, engellileri “gerizekâlı” sınıfına koyan zihniyeti kınıyorum. I Aciz ve yardıma muhtaç kategorisinde algılanmak istemiyorum. Çünkü bunu yaratan ben değilim, bu durumu yaratan koşullardır. Bu koşulları yaratanın ise engellileri bu kategoriye sokan engelli düşünce sistemi olduğuna inanıyorum. I Engelliler için özel eğitim veren okullarda değil, yaşıtım olan diğer çocuklarla birlikte eşit hak ve sorumluluklara sahip olarak okumak istiyorum. Devlet ve toplum tarafından tecrit edilmek istemiyorum. Engelli olduğum için beni kabul etmeyen okul yönetimlerini kınıyorum. Fotoğraf: Tamer Kunduracıoğlu Bu sayfa Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmaktadır. ODTÜormanına15binfidan A ? Mahmut LICALI FidanlarıdaODTÜüretiyor Yerleşke içindeki bitkisel düzenlemelerde ihtiyaç duyulan dış mekan süs bitkilerinin, orman ağaçlarının ve mevsimlik çiçeklerlerin çok büyük bir kısmının üretiminin eymir Gölü Fidanlığı ve ODTÜ Merkez Fidanlığı’nda gerçekleştirildiğini kaydeden Torunoğlu,“İç Anadolu bölgesiekolojik koşullarında yetişebilen çeşitli cins ve türdeki bitkiler öncellikle kendi kullanımımız için üretilmekte, aynı zamanda da satışı yapılmaktadır”diye konuştu. nkara’nın akciğeri olan milyonlarca ağaçtan oluşan ODTÜ Ormanı’na, 2007 yılında yaşanan yangında kül olan 12 bin ağaç yerine 6 bini geçen haftalarda olmak üzere iki yıl içinde toplam 15 bin ağaç dikildi. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, yangının yaralarını saran ODTÜ Ormanı’na bütün başkentlilerin sahip çıkması gerektiğini söyledi. Eski ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Kurdaş’ın ODTÜ’yü 1961 yılında TBMM bahçesindeki barakalardan bugünkü yerleşkesine taşımasının ardından oluşturduğu ODTÜ Ormanı, bugün 2 bin 875 hektar genişliğinde ve bünyesindeki milyonlarca ağaçla başkentin akciğeri olma özelliğini koruyor. ODTÜ’lülerin yanı sıra başkentlilerin de üniversite tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Ağaçlandırma Şenliği ile sahip çıktığı ODTÜ Ormanı 2007 yılında çıkan yangının yaralarını iki yıl içinde sardı. 2007 yılında yaşanan yangının ardından 12 bin ağacın kül olduğu ormana geçen yıl 9 bin, 16 Mayıs’taki şenlikte de 6 bin olmak üzere toplam 15 bin ağaç dikildi. “Ankara İçin Ağaç Dikiyoruz” sloganı ile düzenlenen Ağaç landırma Şenliği’nde konuşan ODTÜ Rektörü Prof. Acar, 1961 yılından bu yana yapılan ağaçlandırma çalışmalarıyla yaklaşık 3 bin hektarlık bir alana yayılan ODTÜ Ormanı’na tüm Ankaralıların ve Oran sakinlerinin sahip çıkmasını dilediğini kaydetti. Prof. Acar, “Bu ormanın tüm Ankaralıların, hepimizin olduğunu hatırlamanız ve burayı korumak ve desteklemek için özel bir çaba göstermenizi diliyorum” diye konuştu. ODTÜ Ormanı ve yerleşkenin yeşil dokusu hakkında bilgi veren ODTÜ Ağaçlandırma ve Çevre Düzenleme Müdürü Erhan Torunoğlu, ODTÜ Yerleşkesi yeşil alanlarında yer alan milyonlarca ağaçta, mevsimine göre yeşilin, kırmızının, bordonun, eflatunun ya da sarının tonlarını görmenin mümkün olduğunu kaydetti. Torunoğlu, her mevsim farklı bir güzelliği olan yerleşkede Doğu Çınarları, Dişbudaklar, Toros Sedirleri, Karaçamlar, Mahlepler, Akçaağaçlar, Akkavaklar, Kırmızı Yapraklı Süs Erikleri ve bunun gibi birçok ağaç türünün bulunduğunu dile getirdi. ODTÜ Ormanı’nın nasıl oluştuğunu anlatan Torunoğlu, 1960’lı yılların başından itibaren 45 bin dekarlık alanın, ODTÜ’ye yerleşke alanı olarak tahsis edilmesinden sonra bölgenin yıllık yağış ve nem ortamaları, hakim rüzgârlar ve yönlerinin, arazinin topografik yapısının incelemeye alınarak arazinin kullanımının projelendirildiğini kaydetti. Torunoğlu, bu yıllarda hem ODTÜ Ormanı’nın kuruluşuna yönelik çalışmalar hem de yerleşke içindeki yeşil alanlara yönelik çalışmaların başlatıldığını belirtti. Yıllar içinde bölgeye “Ağaçlandırma Şenlikleri”yle milyonlarca ağaç dikildiğini kaydeden Torunoğlu, yerleşkenin genelindeki yeşil alanlarda zaman içerisinde doğal olarak ortaya çıkan bozulmaların ve bitkilerin kurumasıyla nedeniyle 1995 yılından itibaren etaplar halinde onarım ve yeniden düzenleme çalışmaları yapıldığını kaydetti. Torunoğlu, şunları kaydetti: “ODTÜ Ormanı bakım çalışmaları neticesinde ortaya çıkan ve herhangi bir ekonomik değeri olmayan 8 santimetre çapın altındaki dallar geri dönüşüm amacıyla dal öğütücü makinelerden geçirilerek talaş haline getirilmekte, hem estetik açıdan hem de topraktaki organik madde düzeyini arttırmak amacıyla toprak yüzeyine serilmektedir. Bu tip düzenlenmiş alanlara serilen talaş ve dere çakılı, neredeyse son on yıldır etkisini fazlasıyla hissettiren kuraklık nedeniyle çim alanların yerine de sıklıkla kullanılmaktadır.” 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle