Katalog

Cumhuriyet Ankara 244/6 Mart 2009 KollyKocaay Piyanoİkilisi: Mülkiye’ye Adanan ParlakTınılar... G Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com enellikle iyi piyano ikilileri ya karıkocadır, ya ikiz, ya da kardeş. Çünkü iki piyano için yazılmış parçaları, konçertoları uyumlu biçimde çalmak için birlikte çok çalışmak gerekir. Nitekim bizim güncel piyano ikililerimiz GüherSüher Pekinel, UfukBahar Dördüncü, FerhanFerzan Önder kardeştirler. Peki, kardeşler dışında sürekli ve iyi ikiliye rastlanmıyor mu? Geçen hafta Eskişehir’de KarlAndreas Kolly Canan Kocaay Çamurtaş ikilisini, F. Poulenc ve M. Arnold konçertolarında dinledikten sonra, bu sorunun yanıtını gönül rahatlığıyla “evet” diye verebilirim. Genel Müzik Direktörlüğü’nü Moskova Çaykovski Konservatuvarı mezunu Burak Tüzün’ün yaptığı Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nı bu konserde İbrahim Yazıcı yönetiyordu. KarlAndreas Kolly (d.1965) yarışmalarda birincilikleri, 60’ın üzerinde CD kaydı bulunan, Zürih Sanat Akademisi Müzik Bölümü’nde profesör olarak çalışan bir piyanist. Canan Kocaay Çamurtaş (d. 1976) Ankara Devlet Konservatuvarı sonrası Moskova Çaykovski Konservatuvarı’nda doktora çalışması yapan, Paris ve Zürih’ten ayrıca solistlik diplomaları alan, dört yabancı dil konuşan, çalıcılığının yanı sıra müzik kültürü de kuvvetli bir piyanistimiz. Halen Zürih Sanat Akademisi Müzik Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Ayrıca Kolly ile birlikte piyano ikilisi olarak konserler veriyorlar. Eskişehir konserinde sahnede ayrı fabrikaların ürünü piyanolarda çaldılar. Kocaay Steinway, Kolly ise Bösendorfer piyanoda oturdular. Konser başlamadan dezavantaj olarak gördüğümüz bu durumu, hiç hissettirmediler. Müthiş bir uyum sergilediler ve iki farklı piyanodan aynı renkteki sesleri çıkarmayı başardılar. Öylesine uyumluydular ki, hangi partiyi hangisinin çaldığını fark edebilmek için ellerine bakmak gerekiyordu. KUTLANASI BİR SEÇİM Fransız besteci Francis Poulenc’in (18991963) bazen öfke saçan, saldırgan, bazen romantik ve gizemli, kimi zaman da şaşırtıcı sürpriz unsurlar taşıyan, 1932’de yazdığı olağanüstü güzellikteki iki piyano için konçertosunu KocaayKelly ikilisi, orkestranın temiz eşliğinde eserin güzelliğine yaraşır biçimde seslendirdiler. Ardından İngiliz besteci, Kwai Köprüsü film müziğiyle geniş kitlelerce tanınan Malcolm Arnold’un (19212006) iki piyano ve üç el için konçertosunda gene aynı uyumluluğu gösterdiler. Bu konçertonun özellikle son bölümünde yer alan çağımızın renk ve tınılarını kulak okşayıcı biçimde yansıttılar. Eğer yanılmıyorsam, bu güzel konçertonun Türkiye’de ilk seslendirilişini yapmış oldular. İki solisti, eşlikteki birliktelik nedeniyle şef Yazıcı ve ASO üyelerinin yanı sıra, Genel Müzik Direktörü Burak Tüzün’ü de, devlet orkestralarımız bilmezdengörmezden gelirken Canan Kocaay Çamurtaş gibi yurtdışında yaşayan bir piyanistimizi izleyip programa aldığı için kutlamak istiyorum. Bu konser Anadolu Üniversitesi RekMB Başkanı Ali Çolak Rektör Prof. Fevzi Sürmeli törü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli tarafından “Mülkiye’nin 150’nci yılı”na adanmıştı. 4 Aralık 2009’a kadar yayılacak 150. yıl kutlamalarının ilk adımı MB Şube Başkanı Necdet Bilgin’in de katkısıyla Eskişehir’de atılmış oldu. Yoğun kar yağışına karşın, dinleyiciler arasında Ankara’dan kalkıp gelen Aydın Esen, Vecdi Seviğ, Nazif Eksen, İhsan Feyzibeyoğlu, Tekin Çınar gibi Mülkiyeliler gördük. Gözlerim sevgili Dekan Celal Göle’yi de aradı doğrusu... Konser sonrası Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak’ın rektöre bir teşekkür ve anı plaketi sunuşuna tanık olduk. Aslında Ankara’da oturanlar arasında Eskişehir’e “turistik” amaçla gitmek de hayli revaçta. Büyükşehir Belediyesi tarafından betonlaştırılıp sorunları çapraşıklaştırılan Ankara’dan treneotobüse atlayıp, Prof. Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığında giderek daha çağdaş, Avrupai bir kent haline gelen Eskişehir’i görmek son zamanlarda moda... seroperatiyatro salonları, üniversite yerleşkesi içindeki çağdaş sanat müzesiyle ne kadar öğünse azdır. Üstelik Ankara’da Hacettepe Senfoni Orkestrası “ayda bir” konser verirken, Anadolu Senfoni Orkestrası her hafta konser yapıyor. Belediye Orkestrası, haftanın cuma ve cumartesi günleri konser veriyor, böylece cumartesileri küçük öğrencilerin de annebabaları tarafından müzikle tanışmasına olanak sağlıyor. Sanat etkinlikleri kervanına kentin Osmangazi Üniversitesi de “Bugünün Gençleri, Geleceğin Sanatçıları” projesiyle katıldı. Haber alınca sabah erkence gidip bu gün ortası dinletisine de yetiştim. Ayda bir düzenlenmesi planlanan dinletilerin ilk konuğu 16 yaşındaki TED öğrencisi Umut Vicdan’dı. Erken müzik eğitimcisi Nuran Barut’la başlayıp, rahmetli Kamuran Gündemir’le devam ettikten sonra piyano öğrenimini Mehmet Okonşar’la sürdüren Umut Vicdan’ın programı Bach İtalyan Konçertosu, Brahms’tan iki rapsodi ve Chopin’in birinci baladından oluşuyordu. Tuşları hayli ağır yarım kuyruk piyanoya karşın, Bach’ın yapıtını hayli forte ve gereğinden hızlı çalan genç piyanist, belli ki çalışmasının daha çok Chopin üzerinde yoğunlaştırmıştı. Vicdan’ın gerçekten çok yetenekli bir genç olduğunu gördük. Tabii hayli heyecanlıydı. Gerginliğini salondan kuvvetli alkış, Osmangazi’nin sevecen Rektörü Prof. Dr. Fazıl Tekin’in elinden de teşekkür plaketi alınca hafiflemiş göründü. Umut Vicdan’ın özgeçmişi, bu yeteneğinin iyi işlenmesi için çeşitli ustalık sınıflarına katıldığını gösteriyor. Nitekim ben de geçen yaz Datça Müzik Akademisi’nde Kamerhan Turhan ve Özgür Aydın’la çalıştığını anımsıyorum. TED Lisesi’ndeki klasik eğitiminin yanı sıra, piyano öğrenimini de daha sistematik ve zenginleştirilmiş biçimde sürdürürse, Osmangazi Üniversitesi’nin “bugünün genci, yarının sanatçısı” deyişinin gerçekleşmesi işten bile değil. Müzik alanında sanatçıların ne büyük özveriyle yetiştiğini herkes bilebilse keşke... OGÜ Rektörü Prof. Dr. Fazıl Tekin Umut Vicdan OSMANGAZİ’DEN VİCDAN’LI KATKI Eskişehir biri belediye, diğeri Anadolu Üniversitesi’ne ait iki orkestrası, kon 18