27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 285/18 Aralık 2009 ANKARA ANKARA Talât HALMAN TP kapatıldı. Maşallah! Hay Allah! Eyvah! Kapatma kararı, milletimiz, memleketimiz için hayırlı mı olacak, zararlı mı? Bunu elbette zaman gösterecek. Ben bu yazıyı “Cumhuriyet”in Ankara Eki’nde cuma günü yayımlanmak üzere salı gününden baskıya gireceği için 14 Aralık Pazartesi günü yazıyorum. Okurlar, yazıldığından en az dört gün sonra okumuş oluyorlar yazıyı. Olayların çok yoğun ve hızlı yaşandığı bu dönemde, neler neler cereyan edebilir dört gün içinde. Dolayısıyla, bu yazımı DTP’nin kapatılmasına ilişkin bazı gerçeklerin bugün kesin olduğu gibi yarın da, uzun sürede de kesin olduğu açısından okuyup öyle yorumlamanızı rica ederim. Kapatma kararını haklı haksız destekleyenler de var, kınayanlar da... Hukuk ve/veya siyaset yönünden kararın ne dereceye kadar doğru olduğu sittin sene tartışılacak (ve hiçbir berrak sonuca ulaşılamayacak) gibi gözüküyor. Kim ne derse desin, kim haklı ya da haksız çıkarsa çıksın, DTP’nin kapatılması, bazı bakımlardan zararlı oldu ve bu zararlar uzun süreli olacağa benzer: Demokrasimiz zedelenmiş, uluslararası imajımız bozulmuş, AB üyeliği şansımız zayıflamıştır. Kürt kökenli vatandaşlar arasında hiç değilse bir kesiminde karara karşı öfke doğmuştur; bu öfke, ayrımcılığı, bölücülüğü, sabotajları, terörist eylemlerini körükleyebilir. TBMM’de Kürt sorununa ilişkin siyasal uzlaşma arayışları bakımından, bir AKKARA Kapatma’dan Kazananlar? D meşru ve elverişli temas boşluğu yaratılmıştır. DTP’nin kapatılmasından kazanç sağladıkları (ve bu kazançları sürdürebilecekleri) için sevinenler var. Bunların dökümü şöyle yapılabilir: AVRUPA BİRLİĞİ: AB’de TC üyeliğine karşı çıkanlar Anayasa Mahkememizin parti kapatma kararını kendileri için bir nimet gibi görüyor olsalar gerektir. Türkiye muhalifi devletler, bunu, AB üyeliğimizi uzun zaman geciktirmek üzere bir bahane olarak kullanacaklar. PKK: Türklerle Kürtler arasında uzlaşma olanağı ne zaman zorlaşırsa, çatışma olasılıkları ne kadar artarsa PKK sevinir. DTP kapatıldığı için PKK’nin ideolojisi güçlenmiş, stratejisi yeni fırsatlar kazanmıştır. A. ÖCALAN : “TBMM’de DTP boşluğu” dolayısıyla Öcalan’ın cezaevi hücresinden Kürt yandaşlarına yön ve komut verme gücü artmıştır. Öcalan, hem öcünü almış, hem uzaktan yönetme gücünü yükseltmiş olarak seviniyor olsa ge rek. BAZI KOMŞULARIMIZ: Bir zamanlar düşmanlarla çevrili olan coğrafyamızda, bugün birkaç komşumuz açıktan açığa ya da potansiyel olarak düşmandır bize. DTP’nin kapatılmasından bizim için yurtiçinde ve dışında doğacak sorun ve sıkıntılar, onlar için kazanç olacaktır. AKP: Ara seçim / erken seçim ihtimali, AKP’nin çoğunluğunu sürdürmesi (hatta çoğaltması) ve iktidarının ömrünü uzatması bakımından, azımsanmayacak bir kazanç. AKP için yeni siyasal kârlar belirdi. AÇILIM KARŞITLARI: “Kürt Açılımı” adıyla başlayıp “Demokratik Açılım” sanıyla süren ne idüğü belirsiz bu girişim, yaman bir darbe yemiştir. İyi belirlenseydi, doğru dürüst bir uygulaması olsaydı, belki Kürt sorunlarının çözülmesi yolunda birtakım yararlar sağlardı kimbilir... Yakın gelecekte açılım, belini doğrultamayacağa benzer. 11 Aralık DTP kararıyla, sadece parti değil, açılım da kapandı herhalde. Ve hangi nedenlerle olursa olsun, açılıma karşı çıkanlar şimdi memnun. YENİ EMPERYALİZM: Sağlamlaşan demokrasiyle güçlenen Türkiye Cumhuriyeti’ni zayıflatıp yıpratmak, neoemperyalist devletlerin emelleri arasındadır. Kürt sorunumuzun çözümü zorlaşınca, ülkemizdeki büyümeden ve güçlenmeden endişe eden emperyalistler bayram ediyor. İşte DTP’nin kapatılmasından kazanç sağlayan ve başlayacak bazı sancılarımıza sevinen 7 odak. Kayıplar nedir, ne olacak, bunu belirlemek mümkün değil. Kimlerin neler kazandığının listesini şimdiden yapmak kolay. Olaylarda kabahatli olanları saptamak çok zor, hatta bazı bakımlardan anlamsız. Dev sorunların çözümü hakkında karamsarlık, anlaşılabilir olsa da, yanlış bir tutum. Karamsarlık yapmak doğru olmaz. Yine de, yakın bir gelecekte Kürt sorununun sona ereceğine inanmak, gaflet değil de nedir? BirLezizEser rof. Leziz Onaran, on yıllarını insanları iyileştirmek ve toplumu ilerletmek için geçirmiş olan bir hekim... Yaşama güzellikler katmak uğrunda çaba vermiş olan bir bilge... Atatürkçü bir çağdaş insan... Kişilikli bir eş, sevgi dolu bir anne, sevecen bir dost. Bu saygın ve renkli şahsiyet, örnek ömrünün öyküsünü yaşamak sorumluluktur başlıklı yeni bir kitapla aktarıyor. Elinize alınca bırakamayacağınız bir anlatı berrak, sürükleyici, şirin, öğretici, aydınlatıcı. Leziz Hanım, tadına doyum olmaz diyebileceğim akıcı bir üslupla anlatıyor yaşamöyküsünü. Türk hekimliğinin cana yakın bir çağdaş destanı gibi. Özenli ve yürekli bir doktor nasıl olur, onu gösteriyor. Anlattığı her tıbbî olayda hoş ibretler de var, gülücükler getiren sürprizler de, toplumumuzu aydınlatan zeki yorumlar da... Dr. Onaran, mükemmel tıbbî hizmetler verirken, dört başı mamur bir aile hayatı da yaratmış. Ünlü cerrah, üstad edebiyatçı Dr. Mustafa Şerif Onaran’ın eşi, ülkemizin en yetkin antropologlarından Emine İncirlioğlu ve başarılı işadamı Şerif Onaran’ın annesi. Torunları da Onaran ailesinin yüz akı öğrenciler. Yaşamak Sorumluluktur, aynı zamanda, insan hakları (özellikle kadın hakları), özgürlük ve sosyal adalet alanında cesaretle, yetkinlikle çaba vermiş bir toplum gönüllüsünün heyecan verici anılar kitabı. Leziz Onaran, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre için Sağlıkçılar Derneği’nde en üst düzeyde görev almış, Kadın Dayanışma Vakfı’nın sığınmaevinin kurulmasına önayak olmuş, bu uğurda vizyon yoksulu politikacılara karşı mücadele vermiş. Aklın üstünlüğünü baş tacı ederek yücelten müstesna vatandaş Leziz Onaran, kitabını bana armağan olarak gönderirken şöyle yazmış: “Aklın Yolu Bindir ama, başta ‘Birinci’si bulunuyor.” Gerçekten, Prof. Dr. Leziz Onaran, bu güzelim yaşamöyküsünde aklın bin yolunun birinci ve en üstün olan yolunu okurlarına sunuyor. Kitabın ön sözünü yazmış olan mücadele arkadaşı avukat Şenal Sarıhan ne güzel anlatıyor: “Cumhuriyet Kadınları, bu değerli insanın yol göstericiliği, sorun çözümü, açıklığı ve uyumundan çok şey öğrendi. Ancak asıl öğrenciliğimiz, direngen ve kararlı kimliğinden oldu. Açık olmak. Lafı kıvırtmamak. Dosdoğru davranmak ve ısrar etmek. Ama bütün bunları güngörmüş bir bilgenin yumuşak ve sıcak sesi ile iletmek. Ve güzel Türkçemizle aktarmak...” Böyle güçlü ve güzel bir kitabı çıkardığı için, ulusumuzun bir övüncü olan Bilgi Yayınevi’ni de kutluyorum. Leziz Onaran’ın yaşamöyküsü, bir leziz eser... P 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle