02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 284/11 Aralık 2009 BeşKadın,BeşÖykü,BeşFırça... A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Beş kadın ressam, Ayşe Yetiş, Emel Gülsoy, Hülya Semerci, Kamer Kurdoğlu ve Sibel Sancar’ın resimlerinden oluşan “Beş Kadın Beş Öykü Beş Fırça” konulu sergi, gazetemiz Ankara Temsilciliği’nde yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) açıldı. Bu sergide yer alan resimlerin büyük çoğunluğunun konusunu doğa oluşturuyor. Ressamların ortak özelliği ise resimlerinde en çok mavi rengini kullanmayı tercih etmeleri. Çünkü ressamlar mavi renginin “özgürlüğü ve sonsuzluğu” temsil ettiğine inanıyor. Serginin açılışı geçen hafta gerçekleşti. Açılışa 6 Ekim 1990’da bombalı saldırı sonucu yitirdiğimiz gazetemiz yazarı, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahriye Üçok’un kızı Kumru Üçok ve tiyatro oyuncusu Gülseren Gürtunca da katıldı. Sanat Yazarı ve Eleştirmeni Nazlı Pektaş, sergiye ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi: “Yaşamda, karşılaşmalar çoğu kez güzel başlangıçlar yaratır. Yolu sanata bağlanmış pek çok kişinin birbiri arasında kurduğu bağ güzel tesadüflerle başlar. Bazen sadece bir kenti paylaşmak bile farklı öykülerin sahiplerini bir araya getirir. Ayşe Yetiş, Emel Gülsoy, Hülya Semerci, Kamer Kurdoğlu ve Sibel Sancar Anakara’yı farklı öykülerle paylaşan beş kadın ressam. 418 Aralık tarihleri arasında Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde birbirleriyle paylaştıkları öyküleri, Ankaralı sanatseverlerle de paylaşmak için bir araya geliyorlar. Ayşe Yetiş’in suda dağılmış boya izlenimi veren; ebru geleneğine dokunan tuvalleri, Emel Gülsoy’un anlatım dilini belirleyen; farklı yüzeylerde, farklı malzemelerle kurguladığı duygusal manzaraları ve natürmortları, Hülya Semerci’nin doğayı lirikpastoral bir anlatım diliyle soyutladığı, suluboya şeffaflığında şiirsel mekânları, Kamer Kurdoğlu’nun düş ile gerçek arasındaki sınırda dolaşan, fotoğrafa yaklaşan resim diliyle düşsel bir anlatım sunan tuvalleri ve Sibel Sancar’ın denge aradığı geometrik gerçeklikteki soyut resimleri… Her biri kendi atölyesinde resim çalışmalarına devam eden beş kadın sanatçı; beş ayrı öyküyle izleyiciyle buluşmayı bekliyor.” sarely’in tablolarından etkileniyorum. İki sene öncesine değin salt geometrik şekillerle resim yapıyordum. Bu yurttaşlar tarafından itici ve soğuk bulundu. Bu nedenle çalışmalarıma, geometrik şekillerin içine insan figürleri ekledim. Çizgilerle figür bir araya geldi. Bu sergide de yurttaşlar bu tür resimleri görecek.” CKM’deki sergi 18 Aralık’a kadar açık kalacak ‘Deniz ve özgürlük...’ Ressam Ayşe Yetiş ise, “Resimlerimde en çok mavi tonlarını kullanmayı seviyorum. Bir resmi yapmaya başlarken, ‘Bu kez maviyi kullanmayayım’ diyorum ama elim yine maviye gidiyor. Sergide yer alan resimlerimde daha çok denizin içini ve balıkları görecek sanatseverler. Çünkü bana göre deniz sonsuzluk ve özgürlük... Mavi rengi de öyle. Ayrıca belirtmek isterim ki kadınların resim sanatına ilgi duyması beni son derece mutlu ediyor. Lütfen kimse yeteneksiz olduğuna inanmasın. Çalışsın ve resim sanatına yönelsin. İnsanı çok geliştiren bir sanat çünkü” diyor. Ressam Kamer Kurdoğlu’nun resimlerinin büyük bir bölümünü çiçekler oluşturuyor. Kurdoğlu, “Çiçeklere bakarak, içimdeki duyguları aktardım tuvale... Ben de diğer arkadaşlarım gibi mavi rengini çok seviyor ve o rengin özgürlük, sonsuzluk olduğuna inanıyorum. Portakal rengini de resimlerimde kullanmayı çok seviyorum. Çünkü bana göre portakal rengi, mavi renginin özgürlüğünü dengeleyen sıcak ve munis bir renk” görüşünü dile getiriyor. Ressamların ortak özelliği ise resimlerinde en çok mavi rengini kullanmayı tercih etmeleri. Çünkü ressamlar mavi renginin“özgürlüğü ve sonsuzluğu” temsil ettiğine inanıyor. ‘Doğa aşığı bir ressamım’ Ressam Emel Gülsoy, kendisini “doğa aşığı bir ressam” olarak tanımlıyor. Yalnızlığı çok sevdiğini, doğadaki yalnız ağaçları resmettiğini anlatan sanatçı, “Akşamın karanlığı, sonbahar renkleri beni çok etkiliyor. Yalnız ağaçlar, yalnız kayıklar, yalnız çiçekler... Sergide yer alan eserlerimin neredeyse tümü böyle. Ayrıca ben akasya ağaçlarını da çok severim. Belki bir gün akasya ağaçlarını da resmederim. Ankara’nın bozkırını görecekler benim resimlerimde sanatseverler. Gece boyu resim yapan biriyim ben. Gece kendimle baş başa olmaktan büyük haz duyuyorum. Bazen çalışırken yaptığım resimlerin bozulduğunu görüyorum. Bozulan resimlere seviniyorum çünkü ne zaman bir resim bozulsa ortaya daha güzel bir resim çıkıyor” diyor. Ressam Hülya Semerci ise sergide yer alan resimleriyle ilgili olarak, “Beş kadın ressam yola Beş Kadın Beş Öykü Beş Fırça diyerek çıktık. Benim resimlerimin büyük çoğunluğunu lirik soyut çalışmalar oluşturuyor. Ben de diğer arkadaşlarım gibi mavi rengini çok seviyorum. Resim yaparken paletime bütün renkleri sıkarım ama elim hep maviye ve onun tonlarına gider” görüşünü dile getiriyor. Sergi 18 Aralık’a dek görülebilir. ‘Geometrik soyut resimleri seviyorum’ Sergide ressam Sibel Sancar’ın geometrik şekillerin üzerine çizilen insan figürlü resimleri yer alıyor. “Geometrik soyut resimleri seviyorum” diyen Sancar, sergide yer alan eserlerini şu sözlerle anlatıyor: “Bu sergi için beş kadın ressam bir araya geldik. Önceden de birbirimizi tanıyorduk. Benim resim tarzım biraz farklı. Geometrik soyut olarak adlandırabiliriz. Tabii geometrik şekillerle yapılan resim denilince akıllara hemen dünyaca ünlü ressam Pablo Picasso gelir ancak son zamanlarda ülkemizde de geometrik şekilleri kullanarak resim yapan pek çok sanatçı var. Ben en çok dünyaca ünlü ressam Va 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle