Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 239/30 Ocak 2009 Ankaralılar bu ay yeni bir edebiyat, kültür, sanat ve düşün dergisi ile tanıştı Eylülce’ninilksayısıbayilerde debiyat, kültür, sanat ve düşün dergisi Eylülce’nin ilk sayısı çıktı. İki ayda bir tüm Türkiye’de yayımlanacak olan Eylülce’de, edebiyat, sinema, tiyatro, müzik, hukuk ile plastik sanatlarla ilgili yazılar ve söyleşiler yer alacak. Eylülce’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ceren Alptürkan Erdil, “Edebiyat, kültür, sanat ve düşün dergi yayımcılığında bugün çok ciddi sorunlar olduğunu gördük. Bu tür dergilerin günümüzde bir bir kapandığına tanık olduk. Biz bugün bu durumu kırmak istiyoruz” dedi. Eylüce’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ceren Alptürkan Erdil’le, okuyucuyla bu ay buluşan Eylülce dergisini konuştuk: Yeni bir edebiyat, kültür, sanat ve düşün dergisi çıkarma fikri nasıl gelişti? I Eylülce’nin çekirdek kadrosunu oluşturan kişiler zaten daha önce belli bir edebiyat grubu içinde yer alıyordu. Birçok edebiyat dergisiyle iç içeydik. Bu süre içinde dergicilikte, özellikle de edebiyat, kültür, sanat ve düşün dergi yayımcılığında çok ciddi sorunlar olduğunu gördük. Bu tür dergilerin günümüzde bir bir kapandığına tanık olduk. Biz de “yeni bir dergi çıkarır, bu dergide kökten bir kadro kurabilirsek var olan dergicilik anlayışını değiştirebilir ve ortaya daha iyi bir şeyler çıkarabiliriz” diye düşündük. Eylülce bu fikir doğrultusunda çıkmış bir dergidir. Asla diğer dergilere rakip olsun diye tasarlanmadı. Aksine, var olan dergilerle birlikte neler yapabiliriz düşüncesinden hareketle tasarlandı. Biliyorsunuz, edebiyat gençleşmiyor. Sürekli aynı insanların ekseninde dönüyor. Biz biraz bu durumu kırmak istedik. Diğer edebiyat dergileriyle olan ilişkilerimiz de devam edecek. Ekonomik krizin ortasında bir dergi çı E ? Selda GÜNEYSU karmak sizi korkutmadı mı? I Biz bu derginin çıkması için gerekli çalışmalara başladığımızda ekonomik kriz gibi bir durum söz konusu değildi. Biz deyim yerindeyse, ekonomik krize tosladık. Çünkü krizle birlikte kağıt fiyatları arttı ve bu artış dolara endeksli bir biçimde gelişti. Ülkemizde artık kağıt fabrikası kalmamış çünkü. Hepsi satılmış. Bu nedenle bizler dolar üzerinden kağıt satın almak zorunda kalıyoruz. İçler acısı bir durum. Bu durumu göz önünde bulundurduk tabii ki. Ancak bu ülkede dergi okuyan insanlar var. Bu da bir mücadele ve bu mücadeleyi göze almak gerekiyor. Kendimize güveniyoruz. Basın ve yayıncılığın kalbinin İstanbul’da attığı söylenir hep. Siz ise Ankara’da bir edebiyat, kültür, sanat ve düşün dergisi çıkarmanın daha önemli olduğu kanısındasınız... I İstanbul çok canlı bir kent. Sosyal yaşam da Ankara’ya göre daha gelişmiş. Bu kabul edilmesi gereken bir gerçek. Bu açıdan düşünüldüğünde İstanbul’da çok fazla şey yapılabilir. Ancak Ankara da bizim için en az İstanbul kadar önemli. Üniversiteler kenti Ankara her şeyden önce. Ama ne yazık ki bu kentin gücü çok fazla kullanılmıyor bugün. Bugün ne yazık ki kentte, edebiyat alanında çok fazla bir şey yapılmıyor. Oysa geçmişte durum böyle değildi. 1960’lı, 1970’li yıllarda bu kentte çok sayıda edebiyat ve düşün dergilerinin çıktı ğını ve bu dergilerin edebiyat alanında itici bir güce sahip olduğunu biliyoruz. Bir dönem çok iyi yazarların yetişmesine aracı olduğunu da biliyoruz bu dergilerin. Eylülce, Ankara’daki potansiyel gücü yeniden harekete geçirmek için kuruldu bir anlamda ve ben inanıyorum ki Ankara eski günlerine dönecek. Bunu da gençlik yapacak. Eylülce’de ne tür yazılar yer alacak? I Eylülce ulusal bir dergi ancak derginin etkin dağıtımı Ankara, İstanbul ve İzmir’de gerçekleştirilecek. Bunun dışında tüm üniversitelerde de konumlanmaya çalışıyoruz. Eylülce’de yayımlanacak yazılar öncelikle edebiyat türlerinde olacak. Şiir, öykü gibi. Ama bunun dışında, sinema, tiyatro, müzik, hukuk ve plastik sanatlarla ilgili yazıları da okuyabilecek okurlarımız. Geniş bir kadro ile, 30 kişilik bir ekiple, çalışıyoruz. Elimizden geldiği ölçüde çeşitli yazarlarla, şairlerle ve görsel sanatların ustalarıyla da söyleşiler gerçekleştirmek ve bu söyleşileri okuyucularımızla paylaşmayı hedefliyoruz. ‘Okulolmayı amaçlıyoruz’ İsteyen herkes derginize yayımlanması için yazı gönderebilecek mi? I Elbette. Eylülce herkese açık bir dergi. Biz Eylülce’nin aynı zamanda bir okul olmasını amaçlıyoruz. Şöyle ki, bir okuyucumuz “Benim de yazılarımı değerlendirin” diyerek bize bir yazı gönderdiğinde, bir arkadaşımızı bu okurla buluşturmayı ve onun gönderdiği yazı üzerine konuşmalarını sağlamak istiyoruz. Ama bizim aslında en büyük düşümüz şu: Eylülce’ye yazı gönderen okurlarımızın, yazıyla birlikte bir eleştiri yazısı da göndermeleri. Örneğin, bir okurumuz dergide yayımlanması için bir şiirini gönderiyor. Şiirle birlikte başka bir şiirin de eleştirisini gönderiyor. Bu durum hem okurumuzu, hem edebiyatımızı hem de bizim dergimizi geliştirir. Bu fikir aslında 1960’lı yıllarda yayımlanan eski Yordam dergisine ait. Umarım bu düşü gerçekleştirebiliriz. ‘Herkes eleştiriyi göze almalı’ Günümüzde aydınla halk arasında bir iletişim kopukluğu yaşanıyor türünden eleştiriler yapılıyor? Siz bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? I Evet günümüzün belki de en önemli sorunu bu. Halkla aydınlar arasında bir uçurum varsa bu uçurumun kesinlikle kapatılması gerekiyor. Bu bizim hedeflerimiz arasında da yer alıyor. Eylülce’de yazı yazacak olan arkadaşlarımızın öncelikle eleştiriyi göze alması gerekiyor. Herkesin dergimizde çıkan yazıları eleştirme hakkı var, bunun altını çizmek isterim. Biz ayrıca Ankara’da var olan diğer kültür sanat dergileriyle de çalışıyoruz. Bize verilen destekler günden güne artıyor. Bunun dışında aydınlarla halkı daha fazla iç içe getirebilmek için çeşitli söyleşiler, paneller ve şiir dinletileri düzenlemeyi amaçlıyoruz. Bu yöndeki ilk etkinliğimizi de geçen haftalarda gerçekleştirdik. Dünyaca ünlü Nâzım Hikmet’in doğum gününü kutlayan bir etkinliğin altına imza attık. 2