Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 220 /19 Eylül 2008 Ahıskal’ın İstifası, UGSO’nın Başarısı, Altınel’in Ödülü... Ahıskal ve öğrencileri Kaş’ta... azı gerçekleri insan Ankara dışında olduğu zaman daha iyi gözlemliyor. Eski Anadolu uygarlıklarından Likya’nın Antiphellos kasabasındayım. Yani, 1970 öncesi doğumlularının nüfus cüzdanlarında hâlâ Andifli yazan Antalya’nın Kaş ilçesinde... İnternetten gazete okumak beni kesmiyor, yılların alışkanlığı, mutlaka “kâğıt” olarak gazeteyi elime almalı, sayfalarını çevirmeli, ülkeden kesitler yansıtan ilanlarına dek bakmalıyım. Her sabah Cumhuriyet’in yanında günlük Akdeniz Eki’yle birlikte Hürriyet geliyor. Buradan bakınca, gazetelerin “yerel ek” ya da “bölge eki” denilen ikinci parçaları yüzünden, tüm Türkiye’nin bilip okumayı isteyebileceği nice haberin bu “yerel haber hapishanelerine” tıkıldığına tanık oluyorum. Örnek mi? İşte Akdeniz Hürriyet’in 1. sayfasında “Konservatuvar Müdürü gitti” başlıklı haber... Akdeniz Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın müdürlüğünü yapan, yetkin kemancı Doç. Dr. Orhan Ahıskal’ı 12. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün en çok oy alanın yerine atadığı yeni rektör çağırıp istifasını istemiş, o da tutmuş istifasını vermiş. Uygun olmayan bir binada, yeterince öğretim üyesi ve yönetsel personeli bulunmayan konservatuvarda Orhan Ahıskal’ın kitaplık ve arşivi bile nasıl kendi elleriyle ve eşinin yardımıyla düzenlemeye çalıştığını biliyordum. Büyük özveri gösteriyorlardı. Demek ki, yeni rektör işe bakmak yerine, önceden planlanmış bir kadrolaşmayı yerine getiriyor! Bunu nereden mi çıkardım? Birkaç gün sonra gazetelerin bu kez ana sayfalarında AA’nın haberine göre Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Rende, “Şüpheli rektörün hukuka aykırı ve suç teşkil eden tehdit ve baskıları sonucu, 8 Ağustos tarihine kadar istifa eden bazı dekan ve müdürlerin isimleri”ni açıklamış, rektör hakkında da suç duyurusunda bulunmuş. Ama haberde Rende’nin açıkladığı 4 dekan, 16’sı müdür 20 yöneticinin isimleri yoktu! Kendi kendime “Demek ki, Orhan Ahıskal yalnız deUGSO Berlin Konzerthaus'da B Yansımalar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com ğil, istifası istenip alınmış 16 müdürden biri” diye düşündüm. Orhan Ahıskal, öğrencilerden üniversite için bir de oda orkestası kurmuştu, şefliğini yapıyor, onlarla bölgedeki antik tiyatrolarda halka ücretsiz konserler veriyordu. Hatta, Kaş’taki, yerlilerin “Kırkmerdiven” dedikleri antik tiyatroda da konser yapmışlardı. Kaş’taki insanlar, “Adam hem kemancı, hem orkestra şefi, hem hoca, kamyonetin şöförlüğünü de kendi yapıyordu, demek Türkiye’de böyleleri de varmış” diye anlattılar. Hem iyi bir keman solisti, hem de oda müzikçisi olan Ahıskal için, “Belki de olanaksızlıklar içinde yöneticilikten vazgeçmesinin istenmesi canına minnettir. Şimdi hem öğrenci orkestrasına, hem kendi keman çalışmalarına daha çok vakit ayırır, geceleri uykuları kaçmaz” diye düşündüm. Konservatuvar müdürlüğüne, 9 Eylül’den piyano dalında doçentlik almış, rektörün seçim kampanyasında da görev yaptığı söylenen Ömür Bütev Dolğun getirilmiş. Kendisine kolaylıklar dilerim, çünkü yeni rektör İsrafil Kurtcephe’nin kişisel web sitesindeki seçim bildirgesi niteliğindeki metinlerin hiçbirinde ne konservatuvarın, ne de müzik bölümünün adı geçiyor! Üstelik önceden planlanarak, siyasal bağlantılarla gelinen görevlerin ödenecek diyetleri de olabilir! Yeteneksiz çocukları konservatuvara almak, not yükseltmek gibi veli baskısından kaynak lanan isteklere boyun eğilir, çalgılarda yetkin hocalar yerine daha kendileri öğrenci düzeyinde olanlar getirilirse, orada düzgün bir müzik eğitiminden söz edilemez. Umarım böyle olmaz. Gene Akdeniz Hürriyet’e dönüyorum. Birkaç gün sonra “Bizim çocuklar birinci seçildi” başlıklı bir başka haber. Antalya Devlet Konservatuvarı’ndan beş öğrencinin yer aldığı Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası’nın, Almanya’daki başarısı anlatılıyor. 60 kişilik orkestradaki beş Antalyalı öğrenci nedeniyle haber Antalya’ya maledilerek yapılmış ve yerel ölçüde kalıvermiş! Aslında bu bir yarışma değil ve “sizin çocuklar” birinci seçilmedi. Ama büyük takdir gördüler. Birinci seçilen ise “en iyi beste” yarışmasında İstanbul’dan viyola solisti ve MSÜ’nde kompozisyon dersleri veren, bir yandan MİAM’da doktora çalışması yapan genç besteci Ahmet Altınel’in bestesidir. İşin aslı şudur: Bursa’da Yelda Nihan Özmutlu’nun başkanlığını yaptığı Ulusal Gençlik Orkestrası Derneği tarafından oluşturulan UGSO, Cem Mansur’un genel müzik direktörlüğünde giderek kurumsallaşıyor. Dernek Avrupa’daki birliğe kabul edildi ve bu yıl, çeşitli kentlerden gelen öğrenci müzisyenlerden oluşan UGSO, temmuzdaki Türkiye konserlerinden sonra Almanya’daki “Young Euro Classic”in Avrupa Müzik Yazı etkinliğine katıldı. UGSO’nın 2008 çalışmalarında öğrencileri konserlere ve şef Cem Mansur’un son çalışmalarına ADOB başkemancısı Tayfun Bozok, Borusan çello solisti Çağ Erçağ ve ADOB klarinet grubu üyesi Gültekin Ulutaş hazırladılar. Üç bin kişilik Berlin Konzerthous’da gerçekleşen konserde tüm koltuklar doluymuş. Konser o denli görkemli olmuş, Almanlardan o denli kutlama alınmış ki, Berlin Büyükelçimiz Ahmet Acet’in Ankara’ya durumu çok parlak bir raporla bildirdiği kulağıma geldi. UGSO, Almanya’da Kassel Gençlik Orkestraları Festivali’nde ve “Avrupa Kültür Başkenti Ruhr 2010” projesinde yer alan Dortmund Belediyesi etkinliklerinde birer konser daha vererek 2008 çalışmalarını tamamladı. Konserlerdeki program, Brahms Akademik Uvertür, Poulenc “Les Biches” bale süiti, Rachmaninoff 3. senfoni, “bis” parçası ise Ulvi Cemal Erkin’in “Köçekçesi”ydi. Bakalım, önümüzdeki hafta da ulusal gazetelerin yerel ekleri, aslında tüm Türkiye’nin bilmesi gereken başka hangi ilginç haberlerle dikkatimizi çekecekler... 18