05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ö NCE S AĞLIK Cumhuriyet Ankara 219 /12 Eylül 2008 Sahte Sorumluluk R İç Hastalıkları Profesörü Nefrolog ? Dr. Cem SUNGUR andevunuza gittiğiniz zaman doktorunuz, kalem kağıt kullanarak veya bilgisayar aracılığıyla sizin anlattıklarınızı, size yönelttiği soruların yanıtlarını ve muayene bulgularını not eder. Laboratuvar analizleri için örnek verdiyseniz veya herhangi bir radyolojik tetkik yaptırdıysanız, sonuçlar birer rapor olarak dosyanıza eklenir. Ameliyat olmuşsanız, cerrahınız “kısa ameliyat notu” başlığı altında nasıl bir ameliyat yapıldığını, ayrıntılara dikkat ederek dosyanıza ekler. Vücudunuzdan çıkarılan hastalıklı dokuları inceleyen patolog da kendi raporunu yazar. Hangi sıklıkla, yolla ve miktarda ilaç uygulanacağı da önemli bir belge olarak kayda girer. Bütün bu bilgiler sizin tıbbi kaydınızı veya dosyanızı oluşturur. Bu kayıtlar birçok önemli özellik taşır. Herşeyden önce mahremdir ve size özeldir. Hiç kimse sağlık durumu, ailesel sağlık sorunları, geçirdiği ameliyatlar veya aldığı ilaçlar hakkında üçüncü şahısların bilgi sahibi olmasını istemez. Çünkü bu bilgiler kişilerin, özel hayatı, iş garantisi, özel sigorta hakkını yitirme riski, çocuklara aktarılan kalıtsal hastalıklar, aile içindeki sorunlar, yatkınlıklar, zayıflıklar, hukuksal yükümlülükler ve bazen de beklenen yaşam süresi anlamına gelir. ‘Kayıtlar aynı zamanda veri bankasıdır’ Kayıtlar aynı zamanda sağlık çalışanları için çok değerli bir veri bankasıdır. Yıllar önce çektirdiğiniz bir filme erişebilmek gereksiz birçok tetkiki, hatta riskli ameliyatları önleyebilir. İlaç alerjiniz ile ilgili bir uyarı notu hayatınızı kurtarabilir. Kimi zaman da yıllar içinde birbirine eklenen belirtiler ve bulgularla ilgili kayıtları gözden geçiren bir hekim, değişik zamanlara ait bilgi parçalarını bir araya getirerek teşhisinizi koyar ve en doğru tedaviyi başlatır. Kayıtlarda yer alan notlar, organ bağışı için onay verdiğinizi veya ölümcül bir hastalıkla mücadele ederken, hayatınızın son günlerinde yaşam desteği gerektiren tedaviler uygulanmaması konusundaki tercihinizi yansıtır. Aynı kayıtlar teşhis ve tedaviniz sırasında oluşmuş olan yanılgıları ve hataları da ortaya koyabilir. Tıbbi kayıtlar sağlık hizmetleri konusunda yapılan birçok araştırmada kullanılan verileri içerir. Alınan sağlık hizmeti ile ilgili bir sorun varsa, hukuksal çözümün oluşturulmasında en önemli katkıları tıbbi kayıtlar sağlar. Günümüzde ise “tıbbi kayıt”, geri ödemeler ve gelir kavramları ile adeta özdeşleşmiştir. Çünkü tıbbi kayıtlar ve ekindeki belgeler, sunulan sağlık hizmetinin mali kanıtı olarak da kullanılmaktadır. Tıp fakültelerinin dördüncü sınıfına başlamak, öğrenciler için çok önemlidir. Dördüncü sınıf demek, hastalarla karşılaşmak ve kendini yavaş yavaş dok tor gibi hissetmek demektir. Onlara ilk öğretilen meslek becerisi, düzgün ve tam bir tıbbi kayıt tutmaktır. Neredeyse bir yıl süreyle, bilgilerin hangi silsileyle not edileceği, hastaya nasıl hitap edileceği, önemli ipuçlarına nasıl ulaşılacağı ve tam bir muayenenin hangi yöntemlerle yapılacağı konusunda eğitim verilir. Meslek sırlarını öğrenmek için dikkat kesilmiş öğrencilere tıbbi kayıtlarla ilgili çok önemli bir bilgi verilir: “Her tıbbi kayıdın başında sizin adınız, soyadınız, tarih, saat ve bazı bölümlerde imzanız yer almalıdır.” Bu uygulamanın tıbbi nedenleri üzerinde saatlerce durulur ama asıl nedeni tek bir cümleyle geçiştirilir: “Aldığınız sorumluluğun kanıtıdır.” Toplumlar yüzyıllardır, hekimlerden kendi meslekleri ile ilgili düzenlemeleri geliştirmelerini ve uygulamaya sokmalarını beklemişlerdir. Hekimlerin bu konuda tümüyle başarılı oldukları söylenmez. Dr. Jerome Kasisser makalelerinde, toplumun, meslek çalışanlarından beklediği yüksek niteliklere ulaşmakta başarısız kaldıkları ama, güçsüz ve göstermelik düzenlemelerle ulaşıyor gibi yaptıkları durumu “sahte sorumluluk” olarak adlandırmaktadır. Dr. Kassiser mesleğin değişik etkilerle yeniden şekillendiği günümüzde, hesap verebilirlik ve etik değerlerin korunması konularında standartların oluşturulmasına büyük bir gereksinim duyulduğunu dile getirmektedir. Öte yandan verdiği örneklerde çoğu kez kestirme yola sapılıp “sahte sorumluluk” uy gulamalarına başvurulduğundan yakınmaktadır. Bu yetersiz ve göstermelik uygulamalar açığa çıkıp, toplum tarafından öğrenildiğinde de aşırı tepki gördüğünü, vatandaşların, basının ve hukukçuların hekimlik mesleğini ve tüm üyelerini karşılarına aldıklarını anımsatmaktadır. Hipokrat hekimlik mesleği için yazdığı notlarda “tıbbi kayıt, hekimin hastasına karşı üstlendiği sorumluluğun ve uyguladığı tedavi yöntemleri ile ilgili hesap verebilirliğinin belgelendirilmesidir” ifadesini kullanmıştır. Tıbbi kayıtlar hasta ve hekimi arasındaki etkileşimin sonucunda oluşan özel belgelerdir. Tıbbi, etik, hukuksal ve mali özellikleri vardır; bir özellik için diğerlerinden vazgeçilemez. İçerikleri belirli kurallar ve ilkeler doğrultusunda paylaşılabilir, ama üzerinde tahrifat yapılamaz ve başkasına mal edilemez. Kayıtlar uygulanan tıbbi ve cerrahi tedavilerin; ne için, nasıl, ne zaman uygulandığının ve nasıl sonuçlandığının belgesidir. Aynı zamanda bütün bu sürecin planlayıcısı ve uygulayıcısı olan hekimin aldığı sorumluluğun da bir kaydıdır. Her konuda olduğu gibi hastaların, toplumun ve meslek üyelerinin hekimlerden tıbbi kayıtlar konusundaki beklentileri haklı olarak çok yüksektir. Teknik gelişmeler ve yeni mali düzenlemeler gibi değişikliklerin etkisiyle, bu standartlardan ödün vermek Dr. Kassiser’in adlandırdığı gibi, yeni bir “sahte sorumluluk” uygulaması olarak algılanacak ve toplumun, tüm meslek üyelerine tepki göstermesine neden olacaktır. 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle