Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Özel yetenek kursları Atılım Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi tarafından düzenlenen, özel yetenek sınavlarının hazırlık kursları başladı. Kayıtların sürdüğü hazırlık kursları 2 dönemden oluşuyor. Öğrenciler kurslarda, iç mimarlık ve çevre tasarımı, grafik tasarım, model ve tekstil tasarımı bölümlerinin sınavlarına hazırlanıyor. 30 Haziran’da başlayan 1. dönem kurs, 18 Temmuz’da sona erecek. 2. grubun eğitimleri ise 21 Temmuz 8 Ağustos günleri arasında yapılacak. Kurslar pazartesi cuma günleri 09.00 12.30 saatleri arasında gerçekleştiriliyor. Kurslardaki eğitimler, uzman öğretim elemanları tarafından veriliyor. Katılımcılar, kurslarda kullanılacak malzemeleri ücretsiz olarak temin edebiliyor. Her dönem için 450 YTL ödenen kurslarla ilgili ayrıntılı bilgi 586 84 71 numaralı telefondan alınabilir. Atilla İlhan Vakfı için toplantı Attila İlhan Bilim Sanat ve Kültür Vakfı, faaliyetlerini hızlandırmak ve tanıtımını yapmak için pazar günü bir toplanSaat gerçekleştirecek. tı 14.00’te Mülkiyeliler Birliği Lokali’nde yapılacak olan toplantıda, vakfın çalışmaları hakkında bilgi verilecek. Kapılarını Attila İlhan sevenlerine açan vakıf, şairin sanatını, eserlerini ve fikirlerini gelecek kuşaklara iletmek için çalışmalarını yürütüyor. Ankaralı akademisyenler ve vakfın kurucusu Mehmet Ferhat İlhan’ın da katılacağı toplantı ile ilgili ayrıntılı bilgi 0 505 408 78 45 numaralı telefondan alınabilir. Hacettepe mezunlarını uğurladı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, mezunlarını uğurladı. Bilimsel ve sosyal alanlarda aldığı başarılarla dikkat çeken tıp fakültesinin törenine, siyaset, bürokrasi ve sanat camiasından çok sayıda isim katıldı. Geçen hafta ayrıca Başkent Üniversitesi de mezunlarını uğurladı. Yayınlanmasını istediğiniz etkinlik, görüş ve istemleri 419 50 20 numaralı telefona ya da sevilarinan@mynet.com elektronik posta adresine iletebilirsiniz. TEMA Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Süleyman Çetin: ‘Yağmur yağmazsa, Ankara 2030’da çölleşecek’ A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) TEMA Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Süleyman Çetin, Ankara’nın tamamının çölleşme sorunu ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Ankara’nın küresel ısınmadan fazlasıyla etkilendiğini söyleyen Çetin, yağışların bu şekilde düzensiz ve az devam etmesi durumunda 2030 yılına gelindiğinde kuraklık ve çölleşme sorunu yaşanacağını belirtti. Geçen yıl, son yüzyılın en kurak mevsimini yaşayan Başkent Ankara, artık çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya. Konuyla ilgili Cumhuriyet Ankara’ya değerlendirmelerde bulunan Tema Vakfı Danışma Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Tema Vakfı Ankara Kurucusu Süleyman Çetin, Ankara’nın küresel ısınma nedeniyle kuraklık ve yağış düzensizliği sorunlarının olduğuna dikat çekti. Ülkemizin su zengini ülkelerden biri olmadığı anımsatmasında bulunan Çetin, “Ülke olarak suyumuzun fazla olduğunu düşünüyoruz ama rakamlara baktığımızda bu hiç de öyle değil. Örneğin Brezilya’da tatlı su kaynağının kişi başına 45 bin 570 metre küp, Rusya’da 31 bin 600 metre küp, Kanada’da 91 bin 420 metre küp olduğunu, Türkiye’de ise kişi başına 2 bin 900 metreküp suyun düştüğünü gördüğümüzde aslında tam tersi su fakiri ülkeler arasında olduğumuz gerçeği ortaya çıkıyor” dedi. Çetin, Ankara’nın küresel ısınmadan fazlasıyla etkilendiği kaydederek, yağışların bu şekilde düzensiz ve az devam etmesi durumunda 2030 yılına gelindiğinde kuraklık ve çölleşme sorunu yaşanacağı öngörüsünde bulundu. Gerekli önlemlerin alınmaması durumunda tüm ülkenin çölleşme ve su fakiri olma tehlikesi ile karşı karşıya olacağını dile getireren Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle Ankara ve İç Anadolu Bölgesi’nde tarımla uğraşan çiftçilerimiz daha önceleri 50 metreden su çıkarırken, bu, Konya gibi bölgelerde 120 metreye kadar düştü. Hatta şöyle bir tehlike başgösterdi:Tuz Gölü çevresinde daha derinlere inilmesi sebebiyle gölü besleyen su kaynaklarının da çekilmesiyle Tuz Gölü kuru maya başladı. Göl şu anda 100 bin hektarlık bir küçülme ile karşı karşıya.” Kızılırmak suyuna da değinen Çetin, Ankara’nın Kızılırmak suyu ile susuzluğunun gidirilmeye çalışıldığını ancak Kızılırmak’ın çevresindeki ekolojik yaşamın dikkate alınmadığını aktardı. Ankaralı’nın Kızılırmak suyunu içtiğini ama bu suyun da sağlıklı olduğu konusunda tereddütler olduğunun altını çizen Çetin, “Birçok bilim kuruluşu bu suyun sağlıksız olduğu yönünde raporlar açıklıyor. Milyarlarca lira harcanıp getirilen bu su, küresel ısınmaya ve susluğa çare değil. Çare olarak sularımızı bizler tasarruflu kullanmalıyız. Tabii ki bu bireysel çözümler yeterli değil; yerel yönetimler ve yöneticilerin de alması gereken önlemler var: Su kaynaklarının kullanılabilir hale getirilmesi, kaçak kuyuların açılmasının önlenmesi. Bunun yanı sıra yağmur yeşile gelir; ağaçlandırma ve yeşillendirme çalışmalarına ağırlık verilmeli. Ve en önemlisi bir su yasasının çıkartılması gerekiyor” diye konuştu. Tarım alanları tehlikede Çetin, Ankara’nın tamamının çölleşme tehdidi altında olduğunu, güneyinin su fakiri konumuna geçtiğini yineleyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle Gölbaşı bölgesinde kurulan yatay binalar çok arttı ve her bina kendi kuyusunu açmaya başladı. Bu aşırı kuyu suyu kullanımı da arazilerin kuraklaşmasına, yeraltı sularının bitmesine neden oldu. Önümüzdeki yıllarda Ankara’nın tamamı küresel kuraklıkla boğuşacak. Tarım alanları üzerine konutlar yapılıyor, bu da bir anlamda çölleşmedir.” 16