Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 TEMMUZ 2008 CUMA Norma’nın Lezzetini Bastıran Acımsı Karmaşa Norma kadrosu selamda... Yansımalar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com ki istisna dışında onbeş yılda Aspendos’ta operabale festivallerinde her yıl en az birer yapıt izledim. Bu yıl, 7 Haziran 3 Temmuz arasında düzenlenen 15. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’nde bir temsil izlemek üzere davet aldığımda, dokuz etkinlik içinde seçimim tereddütsüz Bellini’nin Norma operası yönünde oldu. Bizde yıllık repertuvarlar hazırlanırken pek gözönüne alınmayan İtalyan operalarından biridir Norma... Pekçoğunda olduğu gibi içinde, iyisiylekötüsüyle yüzyıllardır değişmeyen “insanî” duyguları barındırır. Bir “lirik trajedi”dir. Aspendos’tan döndüğümüzde vakit geceyarısını çoktan geçmişti. Cumhuriyet’in kültür sayfası editörü, ozan Egemen Berköz ve sahne sanatları eleştirmeni Üstün Akmen’le birlikte, gece serinliğini havuz başında tatlı bir sanat sohbetiyle değerlendirdik. Sabah, dönüş hazırlığına geçmek üzereyken telefonum çalmaya başladı. Doğrusu bunun, eski senaryolarda olduğu gibi “üç kez acı acı çalış” olduğunu hiç düşünmemiştim. Ressam Gültekin Serbest’ti arayan; “Ağabey, Balbay’ı gözaltına almışlar” diyordu. Hemen, kafamı dinlemek amacıyla kapalı tuttuğum televizyonun kumandasına uzandım. Sonra hafta boyu defalarca izleyeceğimiz malum görüntüler, heyecanlı ses tonuyla verilen bilgiler... O güzelim “lirik trajedi” Norma temsilinden sonra, gerçek ve planlı bir “trajedi... ” Beynimde Norma’nın bıraktığı lezzetin yerini acımsı bir karmaşa aldı. Ankara’ya dönüş ve sonrasında da çocuk ve genç müzisyenlerin düzeyli yaz ça İ lışması yaptıkları Akademi Datça için yoldayken gözümkulağım hep televizyonlardaydı. Beklediğim haberi Marmaris otogarındaki bir büfenin televizyonundan aldım. Beş gün gözaltında tutulan Balbay, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Değerli meslekdaşıma “geçmiş olsun” diyorum ve Aspendos’a Norma’ya dönüyorum. Festivalin “uluslararası” niteliğini korumasını sağlayan “iki” etkinlikten biriydi İtalya’daki Reggio Calabria Belediyesi Francesco Cilea Tiyatrosu’nun Aspendos turnesi... Gerçekleştirme ekibi tümüyle İtalyandı, hayli genç, çoğunluğu otuzlu yaşlardaki müzisyenlerden oluşan orkestrayı Carlo Palleschi yönetiyordu. Yapıtı, son yıllarda ülkemizde de eser koymaya başlayan rejisör Flavio Norma’da iki iyi soprano Aspendos sahnesinde Norma Trevisan sahneye koymuştu. Norma hariç, öteki başlıca rolleri İtalyan şancılar paylaşıyordu. Norma’da ise Rus soprano Elena Ayusheeva vardı. Norma denilince benim kulağıma öncelikle rahmetli Leyla Gencer’in o güzelim yorumundan “Casta diva” aryası gelir. Bu yüksek bir çıtadır, onu aşmak pek kolay değildir. Rus soprano Ayusheeva, bu aryada en azından çıtaya doğru bir hamle yapmaya çalıştı, yapıt boyunca da başarılı bir performans gösterdi. Zaten solistlere bakınca “iki iyi soprano, bir kötü tenoru maskeledi” değerlendirmesini yapmak mümkündü. Ayusheeva ile Adalgisa’da Franceska Provvisionato, yapıtın parlak icrasını orkestrayla birlikte sağlayan isimler oldu. Reji belli ki İtalya’daki yerleşik operaevinin sahnesine göre hazırlanmıştı. Aspendos’un geniş ve derin sahnesinde biraz cılız ve durağan kaldı. Giysiler dönem dikkate alınarak tasarımlanmıştı, etkileyiciydi. Dekor ise yapılan eklemelerle sahneye uyarlanmaya çalışılmıştı. Arka fona yansıtılan görüntüler de algılanamadı, etkili olmadı. Ama sonuç olarak, Aspendos’ta Norma’yı izleyen çoğu yabancı yaklaşık üç bin kişi, ayaklarına kadar gelmiş ortalama bir İtalyan opera topluluğunu izledikleri için şanslıydı. Gidip gelirken, antik tiyatroya birkaç kilometre uzaklıkta, Anadolu AteşiMustafa Erdoğan tarafından yaptırılmakta olan, alternatif ve kısmen portatif açıkhava tiyatrosunun yükselen çelik iskeletini gördük. Bana sorarsanız, Aspendos’un restorasyonu boyunca ve sonrasında da “eğlence”ye dönük işlerin sahnelenmesi için iyi bir alternatif olduğu düşünülebilir. Aspendos tamamlandıktan sonra, sadece uluslararası festival ve klasik müzik etkinlikleri için kullanılarak yüksek ses ve aşırı dolaşımın yarattığı aşınmalardan korunur, eğlence ve popüler işler de bu alternatif sahnede sürdürülebilir. Sıra “altını kazalım, bakalım ne çıkacak” sorusuna yanıt aramaya geldiğinde de sökülüp bir başka alana taşınabilir. 18