05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 222/3 Ekim 2008 NKARA (Cumhuriyet Bürosu) N.J Crisp’in ilk kez 1987 yılında sahnelenen “Tehlikeli Saplantı” adlı oyunu, yeni sezonda, Erzurum Devlet Tiyatrosu (DT) oyuncularının yorumuyla başkentli izleyici ile buluşacak. Yönetmenliğini Ankara DT sanatçısı Akif Yeşilkaya’nın üstlendiği oyun, 712 Ekim tarihleri arasında Şinasi Sahnesi’nde sahnelenecek. “Çağdaş bir psikolojik gerilim” olarak tanımlanan oyun, Mark ve Sally’in, rutin biçimde sürdürdükleri ve temeli çıkar ilişkisine dayanan evliliklerini sorgulamalarını konu ediniyor. Çifti sorgulamaya iten neden ise, ansızın çıkagelen, beklenmedik konuk. Kendi geçmişiyle birlikte Sally ve Mark’ın da geçmişlerini sorgulamasına neden olan konuk, gömülmek istenen sırların açığa çıkmasına neden oluyor. Dürrin Tünç’un çevirisini yaptığı, Ahmet Burak Bacınoğlu’nun yönetmen yardımcılığı görevini üstlendiği oyunun, dekor tasarımı Hakan Dündar’a, ışık tasarımı Önder Arık’a, giysi tasarımı Funda Karasaç’a, müzikleri ise Can Atilla’ya ait. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere pek çok ülkede sahnelenen, birçok dile çevrilen oyunda, Fulya Koçak, Burak Altay ve Kuvvet Yurdakul rol alıyor. Oyunun yönetmeni Akif Yeşilkaya ile Erzurum DT’nin oyuncuları tarafından sahnelenecek “Tehlikeli Saplantı” adlı oyunu konuştuk: Bize oyun hakkında kısaca bilgi verir misiniz? ¦ Üç kişilik bir oyun “Tehlikeli Saplantı.” Aldatma, yüzleşme ve intikam üzerine kurulu. Oyunun vurgulamak istediği diğer bir kavram ise değersizleştirme. Eşini uzun süre aldatan bir erkeğin kurduğu yalan dünya, eve gelen bir başka erkekle alt üst oluyor. Her şey yolunda gibi görünen bir evlilik, eve gelen üçüncü kişiyle yıkılıyor. Yani oyun bir bakıma, karşıtlıkları ve çatışmaları anlatıyor. Bu bakımdan da önemli. Oyunun belli bir sonu da yok. Ucu açık. Oyunun finalinde izleyici karar verecek, oyunda sözü geçen iki kişinin nerede durduğunu. Son yıllarda sahnelenen oyunlar genellikle gündelik yaşam ve ilişkiler üzerine kurulu. Oysa 1950’li yılların Türkiye’sinde, A Akif Yeşilkaya daha politik söylemleri olan oyunlar sahneye taşınırdı. Bu değişim neden? ¦ Çünkü günümüzde teknoloji ve bilimdeki gelişmeler, hızla yaşamımıza giriyor. Biz de yaşamı artık koşar adımlarla sürdürüyoruz. Bu koşuşturma içinde de ilişkilere eskisi kadar zaman ayıramıyoruz. Bu durum da ilişkileri yüzeyselleştiriyor. Yüzeysellik ise başka sorunları beraberinde getiriyor. Yaşam bizi artık, ilişkileri ağırlıklı düşünmeye ve tartışmaya itiyor. Örneğin ben eskiden, evimin bulunduğu sokaktaki herkesi tanırdım. Selam vermeden geçmezdim o sokaktan. Şimdi oturduğum apartmandaki insanları dahi tanımıyorum. Değişim bu kadar hızlı. Bugün Anadolu’da sahnelenen oyunlar, ne yazık ki Ankara ve İstanbul’daki oyunların gölgesinde kalıyor... ¦ Aslına bakarsanız, DT yönetimi, bölgelerini çokça destekliyor. Bölgelerde sahnelenen oyunları bir şekilde, İstanbul ve Ankara izleyicisi ile buluşturuyor. Ancak, basının bu noktada biraz öz eleştiri yapması gerekir. Bölge oyunlarını da sayfalarına taşımalı gazeteler. Televizyonlar da bölge oyunlarını tanıtıcı programlar yapmalı. Çünkü bölgelerde de inanın çok yetenekli oyuncular var. Bir kent için üniversite neyse, tiyatro da o. Oyuncuların orada halkla birlikte yaşaması, birlikte alışveriş yapıyor olmaları, bölgedeki sosyal yaşam için çok önemli. Bölgelerde yaşayan oyuncuların da tek bir amacı var: Tiyatro yapmak. Enerjileri de çok yüksek. Bölgelerdeki izleyici durumu nasıl peki? Doğu bölgelerimizdeki yurttaşlarımızın tiyatroya bakışı nasıl? ¦ Erzurum DT’nin izleyici sıkıntısı yok. Çünkü neredeyse bütün oyunlarını kapalı gişe oynuyor. Bölgenin bir üniversitesi var ve öğrenciler kentte tiyatroya, sinemaya gitmek istiyorlar haliyle. Bir de ben mutlaka izleyiciye güvenmek gerektiğine inanıyorum. Erzurum DT, bölgede 10. yılını doldurmuş. Bu on yıl da tiyatro bölgeyi yavaş yavaş dönüştürmeye başlamış. Bir nokta açılıyor yavaş yavaş yani. “Tehlikeli Saplantı” oyunu da yerini buldu diye düşünüyorum. Bölgede ilk kez böyle, psikolojik yönü ağır basan, bir oyun sahneleniyor diyebiliriz. Önceki yıllarda, bölgede daha çok komedi türü oyunlar sahneleniyordu. İzleyici böyle yapımları göremeye alışık değil pek. Ama yine de çok güzel tepkiler alıyoruz. Çekinceler yersiz. Tehlikeli Saplant ı Psikolojik gerilim Kuvvet Yurdakul ‘Ankaralıniceliğe değil,niteliğebakar’ Ankara’daki tiyatro izleyicisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Biraz daha farklı olduğu söylenir hep. ¦ Çok ciddi bir üniversite kenti Ankara. Aynı zamanda, memur, işçi kenti. Çalışan insanların kenti yani. Bu nedenle Ankaralı, her zaman yapılan işte niceliğe değil, niteliğe bakar. Ankara’daki tiyatro izleyicisi de içi boş bir topluluk olmaktan çok ötedir. Oyuncular için de özel bir kenttir. Bakın, sadece DT’nin burda 10’un üzerinde sahnesi var. Bu bile buranın ne kadar özel olduğunu gösterir. Oyunu sahneye taşırken teknik sorunlar yaşadınız mı? ¦ Hayır. Çünkü, tiyatro müdürlüğümüz bize çok destek oldu Erzurum’da. Oyun da aslında “meğer”lerle süslenmiş bir oyun. Yani izleyici bir sahne gördüğünde, “Meğer adam buymuş” diyor. Sahne biraz ilerliyor, “Bu değilmiş” diyor. Süprizlerle dolu bir oyun yani. Bu nedenle teknik birtakım ayrıntıları da içinde barındırıyor ama sorun yaşamadık. Fulya Koçak ve Burak Altay 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle