Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                27 TEMMUZ 2025
3
Zorbalık 
‘Kültür 
ve ahlak
GÜVEN 
ayvanların İngiltere’de ve Sovyet 
BAYKAN
davranışlarına tarihinde çok rastlandığı 
bakarak üzere nice ülkede 
onlara diktatörler zorbalıkla, ülkenin 
H birtakım rakiplerini hapsederek veya 
insani özellikler atfederiz. öldürerek iktidarı ellerinde 
Örneğin bazı tutmuşlardır. Zorba 
hayvanların yöneticiler halktan 
sevecen, ağır vergiler alarak 
bazılarının sadık, ayakta kalmaya 
sigortasıdır’
bazılarının ise çalışmışlardır. 
kindar olduklarını Bir zamanlar bazı 
söyleriz. Avrupa ülkelerinde 
Hayvanlarda evine pencere 
unay Akın’ı okumak veya dinlemek, eski bir dostun 
neokorteks ve açanlardan pencere 
evine girmek gibidir. Kapıdan içeri girdiğinizde sizi 
insanlardaki PROF. DR. vergisi alınıyordu. 
kitap kokusu ve tarihin unutulmuş fısıltıları karşılar. 
kadar gelişmiş bir Güneş ışığı da 
ÜSTÜN 
Yeni kitabı “Koyu Mavi Memleket Kumaşı”, bu eşsiz 
bilinç olmadığı kralın tekelindeydi.     
DÖKMEN
S anlatıcının geçmişle bugün arasında kurduğu şiirli 
için onlara Tarihte 
köprünün yeni halkası. Unutulmuş kahramanları, sessiz hikâyeleri 
kişilik özellikleri İngiltere’de 
yalnızca kelimeler değil, yaşayan bir hafıza çıkıyor. Anlatının özü 
bugüne taşıyan bu yolculuk, sırf belleğimize değil kalbimize de 
yüklememiz anlamsızdır. en büyük suç krala 
de tam olarak bu bence: Anlatmak değil, yaşatmak.
dokunuyor.
Hayvanlarda iyilikseverlik, ihanetti. İspat edilemese 
GÜLCEMAL’İN KÖPÜKLERİ
zorbalık veya ahlak anlayışı bile krala ihanetle ve 
u “Cumhuriyet kültürdür” diyorsunuz... Yeni kitabınızda bu sözü 
yoktur, bütün bu bilişsel büyücülükle suçlanan taşıyan pek çok “gizli kahramanın” izini sürüyorsunuz.
u  Kitabınızda Yaşar Kemal ve Abidin Dino’nun Paris Garı’ndaki 
özellikler insana özgüdür. pek çok kişi hayatını Geçmişten bize kalan bilgi ancak onu doğru okuyabilirsek 
bekleyişi ya da Gülcemal vapurunun burnundaki köpükler gibi simgesel 
İnsan iyilik veya zorbalık kaybetmişti. Aslında bir 
geleceğimizi aydınlatır. Yeni kitabımda, geçmişin bilgisiyle 
anlara yer veriyorsunuz. Sizce bir memleketin geleceği böyle küçük 
yapan ve bunlar üzerinde kişi istese bile büyücülük 
geleceği şekillendiren insan hikâyelerine odaklanıyorum. Eğer 
ayrıntılarda nasıl gizlenir?
düşünebilen bir varlıktır.   yapamaz, büyücülük 
geçmişin merkezine sarayları değil insanı yerleştirirsek geleceğe 
Kitaplarımda dürüst kalmış, adalete inanan, hayatı 
farazi bir meslektir, sadece 
de daha insani bir dünya taşırız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 
güzelleştirmeye çalışan insanların izini sürüyorum. Yaşar 
TARİHTEN    
yapılabileceğine inanılır. 
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözündeki gibi. Ben 
Kemal, Abidin Dino, Nâzım Hikmet, Cemal Süreya... Hepsi bu 
GÜNÜMÜZE ZORBALIK
Yakın geçmişte bir futbol 
de kültürü, insanın doğayla, bilimle, sanatla kurduğu ilişki olarak 
memlekete ışık tutmuş, lekesiz insanlar. Onların hikâyelerini 
İnsanlar merhamet, 
takımımız sahasının 
görüyor ve bu ilişkiden ilham alarak geleceğe sesleniyorum.
anlatırken yalnızca birer biyografi sunmuyorum, aynı 
şefkat, zorbalık, kindarlık, 
kenarına tavuk kemiği 
zamanda bir müze kurguluyorum. Çünkü sahne sadece 
u “Koyu Mavi Memleket Kumaşı”nda anlattığınız öyküler, 
sadizm sergileyebilirler. Bu 
gömülerek kendisine büyü 
tiyatro salonunda değil, bir müze odasında da kurulabilir. 
tarihin görünmeyen yüzünde dolaşıyor. Sizce bir hikâyeyi 
duygular içinde yalnızca 
yapıldığını iddia etmişti. 
“gizli” olmaktan çıkarıp bizi etkileyen şey nedir? Tasarımcı Ayhan Doğan’la birlikte kurduğumuz her 
saldırganlığa yönelik 
Cehalet ve zorbalık birlikte 
Bence bir hikâyeyi etkileyici kılan şey, onu nasıl 
müze, bir tiyatro sahnesi gibi tasarlanıyor. Ziyaretçilerin 
duygularınız komşu ülkeyi 
yürür.   
kurguladığınızdır. Ben yazarken ilk bakışta alakasız gibi yalnızca bakmadığı, hikâyenin parçası olduğu 
istila etmenize, maddi 
görünen ayrıntıları bir araya getiriyorum. Şair kimliğimle alanlar yaratmaya çalışıyoruz. Gülcemal vapurunun 
SHAKESPEARE’DE 
zenginlik elde etmenize 
hareket ettiğim için düz yazılarımda da sözcüklerle şiir pruvasına çizilen köpükler mesela... Neredeyse 
ASİLLER
olanak sağlar. Zengin bir 
gibi örülü yapılar kuruyorum. Okurda merak duygusu unutulmuş bir hikâyeydi. Çanakkale Savaşı sırasında 
komşu ülkeyi merhametle, Shakespeare’in IV. Henry 
uyandırmayı, “Bunu hiç böyle düşünmemiştim” 
düşman denizaltıları vapurların hızını su üstündeki 
şefkatle zapt edemezsiniz. O adlı oyununda birkaç asil 
dedirtmeyi önemsiyorum. Bu kitapta da o şaşırtıcı ve 
dalga izlerinden hesaplayıp saldırıyordu. Ressamlar, 
ülkeye açıkça veya hileyle genç bir plan yaparlar. 
düşündürücü kurguyu daha da derinleştirdiğimi düşünüyorum. Gülcemal’in önüne köpük çizerek bu hesaplamayı yanıltmaya 
saldırabilirsiniz, zorbalıkla İçlerinden birisi “Ama 
çalıştı. İşte ben bu noktadan itibaren savaşı resim sanatının diliyle 
ele geçirebilirsiniz. bunu gerçekleştirirsek 
ANLATMAK DEĞİL, YAŞAMAK
anlatmaya başladım. Çünkü tarihi yalnızca hamasi söylemlerle 
Freud iki temel güdünün ahlak ilkelerine aykırı olur” 
değil, insanın, sanatın, bilimin ışığıyla anlatmalıyız.
cinsellik ve saldırganlık diye itiraz eder. Diğeri u Oyuncak Müzesi’ni kurarken “çocuklara değil, çocukluğumuza” 
olduğunu söylemişti. ise “Biz asiliz, bu ahlak dokunmak istediğinizi söylemiştiniz. Bugün müzede anlatılan 
u Yıllardır hem sahnede hem kitaplarınızda şu sözü yineliyorsunuz: 
Tarihteki birçok olay ilkelerini halk uysun diye hikâyelerle yeni kitabınız arasında nasıl bir bağ var?
“Kültür bir ülkenin sigortasıdır.” Sizce bugünün Türkiye’sinde bu 
maalesef bu öngörüyü koyduk, bizim uymamız Oyuncaklar çocuklar tarafından yapılmaz. Büyüklerin, kendi 
sigortayı korumak için en çok neye ihtiyacımız var?
doğrular. Eskilerde bir ordu gerekmez” diye karşılık dünyalarını çocuklara aktarma biçimidir aslında. Bu nedenle 
En çok adalete ihtiyacımız var. Çünkü adaletin olmadığı bir yerde 
bir kaleyi zapt etmekte verir. Büyük ustanın yazdığı oyuncaklar, masum nesneler değil, çoğu zaman ideolojik 
kültür ne kök salabilir ne de yeşerebilir. Bugün Türkiye’nin en 
zorlandığında padişah askere bu replikler hâlâ geçerlidir. objelerdir. Bir ülkede kız çocuklarına bebek, erkek çocuklarına 
yakıcı sorunlarından biri derin bir kültürel çözülme. Bu çözülme, 
yüksek sesle “Yağma üç gün Birleşmiş Milletler Güvenlik 
tabanca verilirse ileride biri diğerini vurabilir. Bu gerçeğin izleri 
bizi ortak değerleri zedelenmiş, kimliğini kaybetmiş, yalnızca çıkar 
kanundur” derdi. Bu izin Konseyi’ndeki beş ülke 
kitaplarımda da var. Çünkü çocukluk, sona eren bir dönem 
ilişkileriyle bir arada tutulan bir insanlar topluluğuna dönüştürüyor. 
galip tarafın üç gün kaledeki kendilerini dünyanın 
değil, merakın, öğrenmenin ve yaratıcılığın kaynağıdır. Ben hem 
Kültür, doğayla, insanla, yaşamla kurduğumuz derin bağdır. 
tüm zenginlikleri gasp asilleri kabul etmektedirler, 
kitaplarımda hem müzelerimde bu çocukluk duygusunun izini 
Zeytin ağaçlarını, dereleri, sokak hayvanlarını koruma iradesidir. 
edebileceği, karşı koyanları içlerinden birisinin veto 
sürüyorum. İstanbul Oyuncak Müzesi, Barış Manço Müzesi, Masal 
Bir evin cephesine iliştirilen kuş evi, bir toplumun zarafetle inşa 
öldürebileceği ve kadınlara etmesi bir kararın alınmasını 
Müzesi... Hepsi aynı hayale, aynı içsel çocuğa uzanıyor.
ettiği kültürel bilincin simgesidir. Osmanlı dönemindeki cami ve 
tecavüz edebileceği engellemektedir. 
saraylarda da vardı bu kuş evleri, Anıtkabir’de de... Emin Onat ve 
u Gösterilerinizde hem edebiyatı hem tarihi sahneye taşıyorsunuz. 
anlamına geliyordu. Yağma 
mimar arkadaşları Anıtkabir’in cephesine yapının minyatürünü 
Kitaplarınızla sahne arasında kurduğunuz bu köprüde, anlatının hangi 
ZORBALIĞA KARŞI 
ve tecavüz çok motive 
hali sizi daha çok özgürleştiriyor: Yazmak mı, anlatmak mı? kuş evi olarak kondurmuşlardır. Kültür, ayrıntıda gizlidir, hem 
AHLAK
ediciydi. İkinci Viyana 
Benim için her şeyin başlangıcı yazmak. Kalemle kurduğum yaşama saygıdır hem yaşatmaya irade. “Kentsel dönüşüm” adı 
Aslan geyiğin yavrusunu 
kuşatmasında Sadrazam 
dünya olmasa sahnede de olamazdım. Çünkü tiyatro, temelde bir altında yapılan onca binanın birinde bile böyle bir ayrıntı var mı? 
yediği zaman onu zorbalıkla 
Kara Mustafa Paşa yağmaya 
Üstelik bu sadece fiziksel yapılarla sınırlı değil. Aynı çürüme 
edebiyat metnidir. Yazarken kendimi daha derin, içten bir biçimde 
suçlayamayız. Çünkü 
ve tecavüze izin vermediği 
fikrin, hayalin, vicdanın yapısında da var. Örneğin Fikirtepe... 
ifade edebiliyorum. Sahne ise bu yazılı dünyanın sesle, jestle, 
aslanda ahlak anlayışı 
için kale zapt edilememişti. 
canlı anlatımla ete kemiğe bürünmesidir. Yeni kitabımdan adını Adı üstünde: “Fikir”in tepesi. O ismi ona Namık Kemal verdi. 
yoktur, vicdanıyla değil 
İkinci Dünya Savaşı’ndan 
alan oyunumda da sahneye bir meddah gibi çıkıyorum. Anlatıya, Arkadaşlarıyla orada toplanır, ülkenin geleceğini tartışırlardı. 
içgüdüleriyle hareket 
sonra Avrupa’da, 
yangın gözlemcisi Aşki Efendi’yi selamlayarak başlıyorum: “Size Bugün Fikirtepe’de ne var? Gökdelenler, düzensiz beton bloklar, 
etmektedir. Ancak insan 
Yugoslavya’daki iç savaşta 
bir hikâye anlatıcısıyla sesleniyorum çünkü ülkem bir yangın yeri.” gri ve sıkışık bir yaşam... İşte bu yüzden kültür sadece müze 
savaşta düşmanının 
Saraybosna’da çok sayıda 
kurmak ya da kitap yazmakla korunan bir şey değildir, bir vicdan 
Bu selam hem geçmişe bir gönderme hem de bugünün ruhunu 
çocuğunu öldürdüğünde 
kadına tecavüz edilmişti.
taşıyan bir cümle. Beyazıt Kulesi’nden yangını gözeten Aşki meselesidir. Eğer bu toplumsal vicdanı kaybedersek ne geçmişi 
vicdanını kullanmamakta, 
Kanımca Cengiz Han’ın 
Efendi gibi ben de sahnede hem tehlikeyi işaret ediyor hem de anlayabiliriz ne de geleceği inşa edebiliriz. En kötüsü de şudur: 
içgüdüleriyle hareket 
tüm seferleri, Haçlı 
belleğimizi canlandırıyorum. Çocukken açınca içinden üç boyutlu O zaman elimizde kalan, sigortası atmış bir ülke olur. Kültür, 
etmekte yani bir hayvan 
Seferleri, 100 Yıl, 30 
sahneler çıkan kitaplar vardı ya, işte ben de o hissi yaşatmak o sigortanın ta kendisidir. Onu korumak ancak adaletle, ortak 
gibi davranmaktadır. Savaş 
Yıl Savaşları, iki dünya 
istiyorum seyirciye. Yazmak ve anlatmak birleştiğinde, ortaya duyarlılıkla, birlikte kurduğumuz değerlerle mümkündür.
ortamı bazılarını çıldırtır 
savaşı, Hiroşima, Vietnam, 
fakat savaşa rağmen 
Kızılderililere, İnuitlere, 
   
çıldırmayanlar, ahlaki BERRIN KARADENZI
Afrikalılara yapılan 
v Ata Demirer Gazinosu 
değerlerini kaybetmeyenler 
soykırımlar ve benzerleri, 
berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr
Harbiye’de
de vardır. Kore’de düşman 
sonuçta tarihten günümüze 
ürk sanat müziğinden operaya, türkülerden 
çocuklarını evlat edinmeye 
yapılan tüm savaşlar birer 
Tpop müziğine, tavernadan arabeske kadar 
çalışan Türk askerleri 
zorbalıktır. Saldırgan ülke 
Kültür rotası
geniş bir repertuvar ve eğlenceli hikâyeleriyle 
olmuştu.  
her savaşı haklı gösterecek 
Yazın hareketli, renkli ve sıcak enerjisi 
Ata Demirer açıkhava sahnesinde sevenleriyle 
Bir psikiyatrist olan 
bir neden ortaya koyar, 
buluşacak. 30 Temmuz’da Harbiye Açıkhava 
sahnelere de yansımaya devam ediyor. 
Viktor Frankl, dört yıl 
tüm diktatörler ülkelerinde 
Sahnesi’nde yapılacak konserde usta müzisyen 
kaldığı Nazi kampından 
yaptıkları zorbalıkları Temmuz biterken ağustos ayı etkinlik 
Taşkın Sabah yönetimindeki orkestra Ata 
çıkmıştır, bir arkadaşıyla 
haklı gösterecek nedenler 
biletlerinizi almayı unutmayın.
Demirer’e eşlik edecek.
birlikte tarlalar arasında 
ileri sürerler. Bütün 
yürümektedir. Frankl 
bunlar sadece bir mantığa 
v Jennifer Lopez 
“Ekinlere basmayalım” 
v Festivalde
bürümedir. İşin ilginç yanı 
diyerek patikadan yürür. 
bir ülkede veya dünyada, 
İstanbul Festivali’nde
son gün
Arkadaşı ise “Bunca yıl 
zorbalıkları haklı göstermek 
ünyaca ünlü pop yıldızı 
kimse bize acımadı, ben oundscape 
için yapılan açıklamalara 
DJennifer Lopez, İstanbul 
başkasının ekinlerine niçin SFestival, Life 
inanan çok sayıda insan 
Festivali’nde İstanbullu 
acıyayım” cevabını verir, Park İstanbul’da 
ortaya çıkar.
dinleyiciyle buluşacak. Son olarak 
ekinlere basa basa yürür. bugün ikinci 
Machiavelli’in, “Amaç 
v Elgiz Müzesi teras 
“This Is Me... 
Her şeye rağmen ahlaki ve son günüyle 
aracı meşru kılar” sözü ve 
Now” albümünü 
sergileri sürüyor
değerleri kaybetmemek tamamlanıyor. 
Goebbels’in, “Bir yalanı 
müzikseverlerle 
gerçek insanlara özgü bir Kadebostany, 
ürkiye’nin ilk çağdaş sanat müzesi olan Elgiz 
yeterince tekrarlarsanız 
buluşturan 
davranıştır. Yaşamanın Kazy Lambist, 
TMüzesi’nin teras sergilerinin 17’ncisi “Teras’tan 
inanırlar” görüşü zorbalığın 
Lopez, 5 
bedeli yaşatmak olmalıdır. Sebastian Konrad ve 
Yansıyanlar” ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. 
temelini oluşturur.       
Ağustos’ta 
Valeron’un sahnede olacağı 
Önceki teras sergilerine katılan sanatçılar arasından 
Festival Park 
festivalde butik pazarlar, 
danışma kurulunun belirlediği 35 sanatçının yapıtlarının 
Yenikapı’da, 
 
İmtiyaz Sahibi: atölyeler, gurme lezzetler de 
 yer aldığı sergi, farklı malzeme ve tekniklerle yapılmış 
27 TEMMUZ 2025 SAYI: 1842
biletler satışta.
CUMHURİYET VAKFI adına 
yer alıyor.
heykellerden oluşan bir seçkiyi içeriyor.
n Yayın Koordinatörü 
ALEV COŞKUN
DENİZ ÜLKÜTEKİN
Genel Yayın Yönetmeni
n Reklam Genel Müdürü 
İş Sanat’ın “Herkes İçin Sanat: Anadolu Rahmi Eyüboğlu ve Yalçın Gökçebağ’ı bir 
MİNE ESEN
v Anadolu 
EVSUN SİNEM ALKAN
Sorumlu Müdür
Sergileri”nde yeni durağı, Muğla’nın Milas ilçesi. araya getiriyor. Sergi, sanatçıların Anadolu’yu 
pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr
BETÜL BERİŞE
Sergileri Bugün Türkiye İş Bankası Milas Şubesi’nde merkeze alan yaratıcı bakış açılarını izleyicilerle 
Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve 
Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık 
Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. 
AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul 
ziyarete açılacak sergi, Türk resim sanatının paylaşırken sanatın kuşaklar arasındaki 
No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım 
Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: 
Milas’ta
Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın önemli temsilcilerinden Turan Erol, Bedri sürekliliğine de ışık tutacak. 
reklam@cumhuriyet.com.tr Uets: 25999-15079-37611
Fotoğraf: Atilla Alp Bölükbaşı
            
    
