13 Haziran 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 HAZİRAN 2025 5 Baturay Özdemir, “Gerçekte daha sessizim, daha gözlemciyim” diyor. Sahnede ortaya çıkan ise iç sesinin dışa vurmuş hali. ‘Fark var yalan yok!’ Abartılmış olsa da gerçek bir hal. on yıllarda kitleyle buluşma mizahın ruhunu bozmadan kullanırsam değil. Biri önden tanıtım, diğeri gerçek temas. alanları giderek genişleyen ulaşamadığım insanlara da ulaşabiliyorum. Türkiye’de GEÇMİŞE SAYGI AMA... mizahın yeni kuşak SOSYAL MEDYA SEVGİLİ GİBİ OLDU temsilcileri içinde tüm bu mizah hem u Türkiye’de mizah konusu açıldığında sık sık geçmişe Smecraları en iyi kullanan bir vurgu ve övgü yapılıyor. Sizce geçmişin komedyenleri u Sosyal medya elbette görünür olmanıza katkı direniş hem isimlerden birisi Baturay Özdemir. sağladı ama aynı zamanda yordu mu? daha duyarlı ve nüktedan mıydı yoksa bu durum biraz da Sosyal medyada her platformun nostaljinin etkisi mi? Sosyal medya görünür olmamı sağladı mı? terapi dinamiklerine uygun üretimleriyle Geçmiş her zaman daha zarif görünür. Evet. Yordu mu? Evet ama filtreli. Çünkü DENIZ izleyiciyle buluşan komedyenin asıl Çünkü içindeki gürültüyü duymayız, sadece yoruluyorum ama sonra bakıyorum: “Bu u Türkiye’de komedyen mecrası ise hâlâ sahne. Çünkü o ÜLKÜTEKIN yankısını hatırlarız. Eskilerin bazıları gerçekten kadar insana ulaşmışım demek ki boşuna olmak nasıl bir yük? Mizahın mizahı, anlık bağ kurmak olarak çok güçlüydü, çok keskinlerdi ama bugünün değilmiş.” Ama şöyle bir gerçek var: Her bir direniş biçimi olduğunu tanımlıyor. Özdemir ile hem bugünün dünyasında o mizahlar bire bir yapılsa büyük gün bir şey paylaşmadığında sanki sistem düşünüyor musunuz? hallerini hem de kişisel yolculuğunun satır ihtimalle hem linç yerler hem de anlaşılmazlardı. seni unutacakmış gibi bir baskı var. Sosyal Türkiye’de komedyen başlarını konuştuk. O dönemlerin “nüktedanlığı”, bugünkü sosyal olmak bazen yük değil medya artık sevgili gibi oldu, ilgilenmeyince trip doğrudan yük vagonu medya çağında “düşük etkileşimli paylaşım” atıyor, fazla ilgilenince de tüketiyor. Ben de bu u 18 kentte 20 gösteri yaptığınız bir turneye çıktınız. gibi geliyor. Çünkü sadece olurdu muhtemelen. Biz bugün başka bir ilişkiyi biraz mesafeli ama medeni sürdürmeye Tam da gülmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, sahnede değil sokakta, şiddetle mücadele ediyoruz: Sürekli dikkat çalışıyorum. zamanlama manidar. sosyal medyada, aile çekme zorunluluğu. O yüzden geçmişi saygıyla Evet, zamanlama manidar ama komediye u YouTube ve Instagram’da paylaştıklarınızla toplantısında bile, “Haydi hatırlamak güzel ama bugünü küçümseyerek değil. olan ilginin bununla çok ilgisi olduğunu sahnedekiler aynı mı? Yoksa biri “doğal hal”, diğeri bi güldür bakalım” bakışına Biz de kendi zamanımızın zarafetini başka türlü düşünmüyorum. Çünkü her yıl ortalama 150’ye maruz kalıyorsun ama bir “prodüksiyon” mu? taşıyoruz. yakın gösteri yapıyorum. Zaten mizah hep yandan da şöyle bir güzelliği Bence ikisi de doğal ama biri küçük bir pencere var: Mizah, bu ülkede sadece zamanla yarışır gibi... Ne zaman fazla ciddi olsak diğeri bütün ev gibi. Sosyal medyada daha çok u Artık mizahımız daha mı filtreli? Bunun ne gülmek için yapılmaz. bir şeyler patlar içimizde, o da sahneye çıkar. Bu kadarı siyasi koşullardan, ne kadarı evrensel politik geçiş anları, hızlı şakalar, paylaşılır parçalar yer Bazen bir cümleyle bir turne biraz kendim için biraz da bu ülkenin ruh doğruculuktan kaynaklanıyor? alıyor ama sahne benim için tam alan. Düşüne haftalık gündemi çözersin. haline temas etmek için. 18 kente gitmek sadece Mizah artık sadece süzgeçten değil, süzgeçler düşüne kurduğum ama O yüzden ben mizahı hem gösteri yapmak değil ülkenin nabzını sahneden ordusundan geçiyor. Bir yanda ülkenin siyasi hâlâ doğaçlama direniş hem de terapi gibi dinlemek gibi. Her şehirde başka bir kahkaha, kırılganlıkları bir yanda küresel politik hissi taşıyan bir görüyorum. Direniyorsun başka bir sessizlik var. Ve evet, şu an en çok ihtiyaç doğruculuk dalgaları... Yani hem “Bunu bütünlük var ama kırmadan, anlatıyorsun duyduğumuz şeylerden biri birlikte gülmek. söyleyebilir miyim?” hem de “Bunu nasıl orada. Sosyal ama bastırmadan. Zaten bu Çünkü bazen gülmek, yaşadığımızı hatırlamanın söyleyebilirim?” sorusu hep aklında. Ancak işin medyada bir topraklarda gülmek başlı en kestirme yoludur. ilginç tarafı şu: Bu filtreler bazen daha yaratıcı başına bir cesaret hali. fikrin fragmanını anlatım biçimleri doğuruyor. Eskiden düz görüyorsun belki u Gösteriniz “Şeytan Çocuk” ismiyle dijital platforma cümleyle söylediğin bir şeyi ama esas film taşınıyor. İsmin kuşak çatışmasıyla ilgili olduğunu şimdi üç kat metaforla, sahnede. O yüzden söylemişsiniz. Peki şeytan bunun neresinde? ters köşeyle, daha ustaca Sahnede kriz biri prodüksiyon “Şeytan Çocuk” biraz bizim kuşağın üzerindeki söylüyorsun. Zor ama biri doğallık, yargılardan çıktı. Bir nesil için fazla sorgulayan, yönetimi geliştirici bir alan. Tabii fazla kırılgan, fazla düş kuran bir kuşaktık biz bu, her şeyi söyleyebilirsin ve genelde ya “şımarık” ya da “nankör” damgası u Kahkaha gelmediğinde anlamına gelmiyor. Bazen yedik. Ama ben sahnede bu yargılara “şeytanlıkla” kriz yönetimini nasıl “filtre” ile “öz sansür” değil içtenlikle yaklaşıyorum. O yüzden bu isim yapıyorsunuz? arasındaki sınır kayıyor. O anlar küçük kıyametler sadece provokatif değil, aynı zamanda ironik. Ben o dengeyi bulmaya gibi ama dışarıdan Yani gösterinin ismini duyunca birileri kaşlarını çalışıyorum: Ne susturulmuş bakıldığında çok normal çatıyorsa zaten anlatmak istediğim şeyin tam duruyor. Kendi içimde olayım, ne susturmuş olayım. üstüne basmışız demektir. “Ne oldu şimdi?” sorusu u Sahnede anlattığınız kişiyle u Komedyen olmak artık yalnızca sahneye çıkmakla dönmeye başlıyor ama gerçek Baturay arasında ne kadar fark var? sınırlı değil. Siz bu dönüşümü nasıl yaşadınız? dışarıdan hâlâ sakiniz tabii. Sahnedeki kişi de Baturay ama değil. Aslında komedyenlik artık bir meslek değil, (Gülüyor) Kriz yönetimi O, Baturay’ın iç sesinin dışa sızmış hali. dediğimiz şey aslında neredeyse bir “medya disiplini”. Eskiden sahnede Gerçekte daha sessizim, daha gözlemciyim. egoyu susturmak. Kahkaha iyiysen yeterdi. Şimdi sahnede iyisin ama Sahnede o gözlemlerin üstüne çıkıp hepsini gelmeyince “Şaka kötüydü” YouTube’da bir şey koymuş musun, Instagram’da mü diyorsun yoksa “Beni bir arada anlatan bir versiyonum Reels’in var mı, podcast’te ne anlamadılar” mı? Işte o var. Ama o kişi sahte değil anlatıyorsun, film-dizi arada kalınca batıyorsun. sadece biraz abartılmış, biraz işine bulaştın mı? Hepsi Ben genelde içimden keskinleştirilmiş. Yani fark var soruluyor. Bu dönüşüm “Tamam, bu sessizlik de ama yalan yok. başta beni yordu. benim” diyerek bir sonraki Çünkü ben mizahı şeye geçiyorum. Bazen de anlık bağ kurmakla doğrudan dalga geçiyorum: tanımlıyorum, “O şaka sizin için değildi, VIP’lere özeldi.” O anın algoritmayla değil. havasını bozmazsan, seyirci Ama sonra şunu fark sana geri dönüyor zaten. ettim: Eğer bu yeni alanları Gidecek başka ülkesi olmayanların hikâyesi AY’A SEYAHAT dayatmak isteyen” görüntü, bu belgeselde 2019 DUYMAZDAN GELİYORLAR “Bitmeye başladığımızda filme başladım…” belgeleyen Adra, İsrailli gazeteci yılında başladığı ve 2023 yılında son verdiğine “İçeride eşyalarımız var!” diye İsrail’in Batı Şeria’yı işgalinden sonra Yuval Abraham, Filistinli Hamdan serüveniyle inkâr edilemez bir gerçekliğe bağırıyor bir kadın ancak askerler 80’li yıllarda, askeri eğitim kampları kurma Ballal ve Rachel Szor ile birlikte resmiyet kazandırıyor. Başlangıçta birbirlerini duymazdan geliyor o insanları… gerekçesiyle bölgedeki köylerde yaşayan seslerini duyurabilmek ve “masum çok iyi tanımayan Adra ve Yuval’ın arkadaşlığı, Topraklarını, yıllardır yaşadıkları insanları “tahliye etme” işlemine girişmesi bir umutla” İsrail’e yönelik kamuoyu işgal sertleştikçe güçlenip kenetlenirken iki farklı yerleri “yaşanmaz” duruma yukarıdaki cümlelerin sahibi Basel Adra’nın, baskısı oluşturabilmek için kolektif kadere sahip gencin düş kırıklıklarını da ortak getirmek için her türlü yönteme biçimde bu belgeseli çekiyorlar. “No Other Land” belgeselini çekmesine neden hale getiriyor. başvuruyorlar. Evlerini başlarına oldu. Geçen yıl “Akademi Ödülleri”ni kazanan Ancak yaşananlar o kadar dehşet Çektikleri görüntülerle birilerine ulaşabilirler yıkmakla bırakmıyorlar sadece elektrik BAŞAK BIÇAK ancak dağıtımcı bulamadığı için pek çok yerde verici, şiddet ve adaletsizlik o denli mi, baskı oluşturabilirler mi, bir gün işgal biter direklerini söküyorlar, su borularını gösterime giremeyen film, işgalle birlikte korkunç boyutlardaki “No Other mi ya da bir gün onlar da evlenebilirler mi? kesiyorlar, okulları yerle bir ediyorlar, basakbicak “sessizliğe gömülmüş bir gerçekliği” kayda Land”, sırf Batı Şeria köylerinde Akıllarında onlarca soru, her gün ölüm tehdidiyle jeneratörlerini aldıkları insanları @gmail.com alarak bugün çok daha kötü durumda olan bir yapılan kötülüğün değil savaş burun buruna kalan ve atalarından işgal edilmiş direndikleri için vuruyorlar. Çoluk halkın, yıllardır yaşadıklarının izini sürüyor... suçlarının, yersiz yurtsuzlaştırılmanın bir toprak ile aktivizmi miras almak zorunda çocuk mağaralarda yaşamaya mahkûm Batı Şeria’nın, köylerin yer aldığı dağlık bir ve yerinden edilmenin lanetleyici bir kalmış ancak bu trajediyi, çocuklarına bırakmak edilen halk, geceleri gizlice evlerini inşa bölgesinde, Masafer Yatta’da doğup büyüyen belgesine dönüşüyor. Ailesinin, tanıdıklarının istemeyen nice gencin öyküsü “No Other Land”... ederlerse gelip yeniden yıkıyorlar ve dahası ve kendi gördüklerinin tanıklığıyla, Basel Adra, yaşananlara tanık olduğu için askeri eğitim bölgesinin halk tarafından işgal Dünyanın bir ucundaki Filistin’de veya öteki babası ve annesi gibi aktivist olarak büyüyen ve “tahliyenin” aslında bir istila olduğunu, edildiği yalanını söylüyorlar... ucundaki Ukrayna’da... Gidecek başka ülkeleri olanları, çocukluğunda filme almaya başlayan askeri amaçlarla kurulan bir kampın ise olmayan insanların çığlığı adeta, bugün bile Marc Ferro’nun yazdığı gibi “Siyasal bir genç... Amatör kayıtlarla, köylere yapılan yöredeki halkı bölgeden sürmek için her yerde duyuluyor. No Other Land’i, TV+’ta söylemden farklı bir şekilde, kendisini doğru sistematik yıkımları ve halka edilen zulmü kullanıldığını ortaya çıkarıyor. söylem olarak ‘Görüntü yalan söylemez’i izleyebilirsiniz. PUANIM: 9/10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle