Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Avrupa Yakası
beni kurtardı!
u Avrupa Yakası nedeniyle çok trajik
olabilecekken çok ilginç bir anıya
dönüşen bir yangından kurtulma
öykünüz var. Anlatabilir misiniz?
Şimdi olduğu gibi çocukken de
en sevdiğim dizi Avrupa Yakası’ydı.
dizi için geç saatlere kadar ayakta
kalmalıydım ama rahmetli dedemin
izin vermesi için bir plana ihtiyacım
vardı. Ben de acıktığımı söyledim.
dedem de beni kırmayıp, patates
kızarttı. O kanepede uyuyakalırken
birden mutfaktan alevlerin geldiğini
fark ettim. Ocağı açık unuttuğu
için kızartma yağı tutuşmuş, yangın
mutfaktan yayılmıştı. Panik içinde
dedemi uyandırdım ve sağ salim
kurtulduk. Beni o gece ayakta
tuttukları için Gülse Birsel ve
engin Günaydın’a teşekkür ederim.
Arkadaşlarım şaka yollu yangının dizi
yüzünden çıktığını söylüyor. kabul
etmiyorum. Avrupa Yakası’na laf
ettirmem!
Trakya şivesi mi,
Ege mi?
u Yeşil deniz Milenyum’de Gümüş’ün
benliğinizde konuk olması sizin için
nasıl bir anlam taşıyor?
90’larda türkiye’nin kırsalında
yaşayan bir kadın olarak kendisine
dayatılan sınırlamalara karşın
gösterdiği dirence hayranlık
duyuyorum. Hele hiç tanımadığı ama
radyodaki sesi dış dünyayla arasındaki
tek bağı olan ismail’e duyduğu naif
aşk gerçekliğinin sınırlarını aşıyor ve
alışılmadık şekillerde bile insanların
bağ kurmalarının gücünü simgeliyor.
u dizide ege şivesi konuşuluyor. Şive
konuşmak nasıl bir deneyim?
daha önce ne aksan ne de şive
tecrübem oldu. Ödemiş şivesi, ege
şivesi gibi değil tam. Sete çıkmadan
önce çalışırken yaptığım şive bana
trakya ağzı gibi geliyordu. trakyalı
erkek arkadaşıma göre ise kıbrıs
türkü gibi konuşuyordum. ne yazık
ki diğer oyuncular gibi lehçe koçuyla
çalışmak kısmet olmadı. Hem onlar
hem de oradaki teyzeler bana sabırla
yardım etti. Birkaç sahne sonra şivesi
Gümüş’ün ayrılmaz bir parçası oldu.
13 AĞUSTOS 2023
6
Başarılı oyuncu Yasemin Yazıcı antropoloji ve psikoloji eğitimini kamera önünde karakterlerine yansıtıyor
‘karakterin özünü arıyorum’
asemin Yazıcı, Yeşil Deniz
Milenyum dizisinde geçmişte ama
zamansız, gerçek ama düşsel bir aşk
yaşayan Gümüş’ü canlandırıyor.
YKarakterine saygı duyuyor,
“Gümüş’ün yolculuğu bende sadece geçmişin
yansıması değil ayrıca bulunduğumuz koşullar ne
olursa olsun içimizdeki gücün ve dayanıklılığın
da hatırlatıcısı” diyor. Sözü kendisine bırakalım.
u Küçükken bir sahne korkunuz varmış, aslında
bu korku da oyunculuğa ilgi duymanıza aracı olmuş
sanırım.
Gençken utangaçtım. Annem
utangaçlığımı yenmem için
tiyatro ve oyunculuk kurslarına
katılmaya teşvik etti. Tiyatro
bana kabuğumdan çıkma ve
başkalarıyla derin bağlantı
kurma cesareti verdi. Pera
Güzel Sanatlar Lisesi’nin hafta
sonu derslerinde bir menajer
deniz
tarafından keşfedildiğimde
ülkütekin
oyunculuğun hobiden daha
fazlası olabileceğini fark ettim.
Gençtim ve teklifi reddetmek gibi zor bir karar
verdim. Ancak kalbime
bir tohum ekilmişti.
Üniversitede tiyatro
sahnesinden kopmadım.
Sonrasında Gaye
Sökmen’le yollarımız
kesişti. O gün bugündür
Sökmen Talent ile yoluma
devam ediyorum.
u O kadar görkemli bir
eğitim yaşamınız var ki
gören, “Herhalde akademik
alanda ilerliyordur” der.
Ancak siz sahneleri ve
kamera önünü seçtiniz.
Ailenizi ikna etmek zor
olmuştur diye düşünüyorum.
Evet, başta çekinceleri
oluyor. Dahası antropolojinin beslediği empati çıktığını kabul etmeliyiz. Amaç katı bir kalıba
olan babamı ikna etmek zordu. Neyse
ve anlayış, oyunculuk sürecimin ayrılmaz bir sığdırmak değil her bireyi özgün kılan benzersiz
ki oyunculuğun gerçekten de bir meslek
parçası oldu. nitelikleri kutlamak olmalı.
olabileceğini görünce bakış açısı değişti.
Başından beri destekleyici olduğu için anneme
u Role girerken karakterin ruhunu anlayabilmek
istediğimizi yaparız
minnettarım. Akademik hayatımdan da
için yaptığınız bir pratik var mı?
u Günümüzde oyuncular belli estetik kalıplar içine
kopmadım. Şu anda psikoloji alanında yüksek
Eskiden aşırı analiz ederdim. Karakterin
sıkıştırılmaya çalışılıyor...
lisans yapıyorum. Oyunculuk ve psikolojinin
en sevdiği renk, kahvaltı ve daha neler neler
Oyunculuğun güzelliği, her biri kendi tarzında
birbirini çok güzel besleyebileceğine inanıyorum.
hakkında sorularım vardı, sayfalarca yazıp
benzersiz karakterleri canlandırmak. Çeşitlilik
çizerdim. Tecrübelendikçe içgüdülere açık
insanları anlamak için
ve özgünlük her sanat dalının merkezinde
olmayı deneyimledim. Karakterin özünü
olmalı ama oyuncular herkes gibi kişisel
bulduğumu hissettiğimde bana sorulan sorulara
u Bir de sosyal antropoloji eğitimi almışsınız.
güvensizliklerini gidermek için kozmetik
Mesleğinize artıları oldu mu? karaktermişim gibi yanıt veririm. Böylece
prosedürleri seçebilirler. Kime ne? Dış baskılara
Kesinlikle oldu. Sosyal antropolojiden karakterin ruhunun derinliklerine iniyorum.
veya gerçekçi olmayan güzellik standartlarına
öğrendiğim araştırma ve gözlem becerileri Hazırlık ve keşiflerin birleştiği ve kendimi
uymak için değil, gerçek kişisel gelişim arzuları
insanların benzersiz motivasyonlarını, akışa bıraktığım an sahne esnasında oluyor.
deneyimlerini ve bakış açılarını anlamaya için olsun. Bu seçim dozundaysa sadece saygı Kendimi artık diğer oyunculara daha uyumlu
çalışırken çeşitli geçmişlere sahip karakterlerin duyulabilir. Dış görünüşün önemli olduğu bu buluyorum ve karakterin tepkilerin doğallığında
çok yönlü tasvirlerini oluşturmama yardımcı sektörde güzelliğin çeşitli şekillerde ortaya canlanmasına izin veriyorum.
Türk rock müziğinin babası Erkin Koray’ın kızı Damla ile olan iletişimi farklı dönemlerde iki kez Cumhuriyet’in sayfalarında yer almıştı
Erkin Koray’ın babalığı...
eçen pazartesi kaybettiğimiz
Erkin Koray’la -yanlış
hatırlamıyorsam- iki kez
söyleşi yapmıştım. Biri kızı
GDamla Koray’ı bebeklikten
itibaren tek başına
büyütmesi, ikincisi de
kızını okula yollamayıp
evde eğitim vermesi
üzerineydi. 31 yıl
önce yaptığım bu
görüşmelerden nasıl
etkilenmişsem, bu çok
özel “baba-kız” ilişkisi
FiGen
nasıl zihnimde yer
AtAl AY
etmişse Erkin Koray’ın
pazar ekimizde Özlem Altunok imzasıyla
ölüm haberini duyduğum
baba-kızla yapılan bir başka röportaj
an 9 yaşındaki kısa saçlı, güleryüzlü,
çıkmış. Bu yazıdan da iki alıntı yapmak
sevimli kız ve ona büyük bir sevgiyle bakan
isterim. “Çocuk büyütmek, Türkiye’de
babası gözümün önüne geliverdi.
rock yapmaktan daha zormuş” diyen Erkin
Bekâr BaBa ve kızı
Koray, “Çocuksuz bir Erkin Koray nasıl
25 Aralık 1992 yılında çıkan haberin
olurdu” sorusuna şu yanıtı vermiş:
damla
başlığı “Bekâr baba çocuğa daha iyi
“Benim için önemli bir fonksiyonu
koray
bakar”dı. Ben mi atmışım sayfanın editörü
oldu Damla’nın. Haşarı olduğum için
erkin
mü hiç hatırlamıyorum.
beni toparladı. Hayatımda hiçbir şeyden
koray
Eşinin hayatlarından çıkmasından
korkmazdım, ölümden de. Damla
sonra iki yaşından beri kızıyla yaşayan
doğduktan sonra korktum. Bana bir şey
Erkin Koray birlikteliğin en zor yanının
olursa o ne yapar diye...”
gece çalışması nedeniyle kızını yanında
karşılıksız veren tek insan
işe, ötürmesi olduğunu söylemiş. Bir de kısmı habere almışım: güç ver’ diye dua ettiğim zamanlar oldu.
yaşadıkları tuvalet sorunu var! Kendisi “Çocuğun tek ebeveynle yetişmesinin Başardığımı sanıyorum.” Damla Koray da “baba tanımı” yapması
istendiğinde şunları söylemiş:
kadınlar tuvaletine giremiyor, kızını olumlu hiçbir tarafı yok. Ben bunu en
‘çocuk Büyütmek
“Bilmiyorum gerçekten. Arkadaş, dost,
erkekler tuvaletine götürmek istemiyor! alt düzeyde tutmaya çalışıyorum. Bunu
rock yapmaktan zor’
Damla’yı “Vermek istediklerini istekle ve başarmak büyük bir özveri, güç ve sabır yakın, uzak... Hiçbiri değil. Farklı bir
sevgiyle alan bir çocuk” olarak nitelendiren gerektiriyor. Camiye gidip dua etmiş Aradan 12 yıl geçmiş, Damla Koray 21 yeri var, karşılıksız veren tek insan, hiç
Erkin Koray’ın bana anlattıklarından şu değilim ama evde elimi açıp ‘Allah’ım yaşına gelmiş. 20 Haziran 2004 tarihli kimsenin yerini aratmayacak tek kişi.”
Fotoğraf: enes kahraman