Katalog

Hayalim Paris’te kürsü u spor kariyerinizde sıradaki hedeeriniz neler? Şu anda en büyük hedefim her profesyonel sporcu gibi 2024 Paris o limpiyatları’na katılarak madalya kazanmak. Bu en büyük hayalim. 2020 tokyo olimpiyatları’na katılan en genç sporcu olarak tarif edilemez tecrübeler edindiğim bir yarış geçirmiştim. Dolayısıyla Paris’in benim için daha farklı bir yarış olacağına inanıyorum. en özel anlar u Bugüne kadar kazandığınız en özel mada-l ya hangisiydi? katıldığım her yarış benim ayrı bir yere sa- hip ve hepsinde edindiğim tec- rübe birbirinden farklı. İlk ola- rak 2020 yılında kırdığım 1500 metre serbestteki Dünya Genç- ler rekoru’mu hiç unutama- yacağım. Yarışa girmeden ön- ce asla bu kadar iyi bir dere- ce yüzeceğimi tahmin etmi- yordum. Hatta bitirdiğimde re- kor kırdığımın farkında bile de- ğildim, sudan çıkıp antrenörle- rimin yanına geldiğimde öğren- miştim. Bu sezon yüzdüğüm yarışlardan söz edecek olur- sam en özel madalyam Avrupa Şampiyonası’nda 800 metre ser- bestte aldığım bronz madalyaydı.t ürk yüz- me tarihinde kadınlarda ilk Avrupa madalya- sını almak, ülkeme bu gururu yaşatmak çok mutluluk vericiydi. Bununla beraber Akdeniz oyunları’nda da yine 800 metre serbest yarı- şımda bir ilke imza atarak altın madalya alan ilk türk kadın sporcu olmak da çok özeldi. 25 lye2022 6 Dünya Gençler Şampiyonası’nda ay yıldızlı bayrağı göndere çektiren Merve Tuncel: fl Her şey altın için Daha küçük yaşlarda keşfedilen inanılmaz yeteneğinin üzerine büyük bir özveri eklemiş Merve Tuncel. Genç yüzücünün başarıya giden yolunda ailesi ve arkadaşları da kendilerini onun çalışma düzenine göre ayarlıyor. Sıradaki hedef ise 2024 Paris Olimpiyatları. üzme geleneksel olarak başarıla- jimi atabilmek ama- u Fedakârlık demiş- toplam 18 madalya getirdiniz. Ülkemize Dünya ra uzaktan baktığımız bir spor. Yıllar- cıyla yüzmeye baş- ken, çocukluktan beri Gençler Şampiyonası’nda 3 altın madalya dır olimpiyatlarda ve dünya şampiyo- lamışım. yüzmede başarı için kazandırdınız. Bu başarılar için kendinizi nasıl nalarında başarı öykülerini gıptayla iz- neleri feda ettiniz? hazırladınız? u Yeteneğiniz nasıl Yleyen Türk sporseverler için kısa sü- Her sporda olduğu gibi Sezonun son yarışı olan Dünya Gençler keşfedildi? re önce büyük bir umut ışığı doğdu. Umudun ismi, yüzme de çok fedakarlık is- Şampiyonası’nda da aynı Avrupa Gençler’de oldu- Başladıktan kısa sü- Merve Tuncel. Peru’da düzen- tiyor. Günde yaklaşık 5-6 saa- ğu gibi 400, 800 ve 1500 metre serbest yarışların- re sonra hemen suyun üze- lenen Dünya Şampiyonası’nda tim havuzda geçiyor. Bu gerçek- da birinci olarak ülkeme altın madalya getirdim. Bu rinde durmayı öğrenmişim. 800 Metre Serbest, 400 Met- ten çok yorucu bir tempo ama bir sü- yoğun sezon içerisinde yaptığım antrenmanları ken- Daha sonra Ankara Yenimahal- re Serbest ve 1500 Metre Ser- re sonra bu tempoya ayak uydurdum. Ayrı- dime hatırlatarak motive etmeye çalıştım. Bununla le Belediyesi’nde altyapı takımına se- best branşlarında toplam üç ca sosyal hayatım hiç olmuyor. En basit örnek, ar- beraber, yarışa girmeden önce aldığım destek me- çildim ve orada Erhan Bulut ile çalışmaya başla- altın madalya kazanarak şim- kadaşlarım okul sonrasında buluşmak, kahve içmek sajları da yalnız olmadığımı hissettirdi. dım. Altyapı takımında dört branşın hepsini tek- diden olimpiyat kürsüsü için istediğinde antrenmanım olduğu için onlara katıla- nik olarak öğrendim. u Yoğun çalışma temponuz içinde sosyal bize düş kurdurmaya başladı. mıyorum. Çok yakın olduğum arkadaşlarım ise be- yaşamınıza nasıl vakit ayırıyorsunuz? Neler Türk yüzme tarihine bu büyük nim antrenman programıma göre buluşma organize en öneml İsİ a İle desteğ İ yapmaktan hoşlanırsınız? başarıyı hediye eden Tuncel’i edip o şekilde bana yardımcı olmaya çalışıyorlar. İrem Boş vakitlerimde mümkün olduğunca sinema, tiyatro u Profesyonel kariyeriniz nasıl başladı? Aile- merak ettik ve kendisiyle bir u Başarıların ardından üzerinizde hiç baskı YAvuz ve konserlere gitmeyi çok seviyorum. Bu yoğun ant- nizin bu konuda size desteği oldu mu? araya geldik. Karşımıza ant- hissettiniz mi? renman temposu içerisinde böyle sosyal etkinliklere Profesyonel kariyerim tam olarak Gjon Shtyi renmanlara gitmekten arka- Tabii ki, başarı arttıkça insanların sizin üzerinizde- katılmak benim için çok keyifli ve rahatlatıcı oluyor. ile tanıştıktan sonra başladı. Gjon ile TOHM daşlarının kahve buluşmaları- ki beklentileri de daha farklı olmaya başlıyor. (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi) projesin- na bile katılamayan, disiplinli bir genç kız çıktı. Sö- u İlgilendiğiniz başka bir spor dalı var mı? de yollarımız kesişti ve 2015’ten bu yana beraber zü ona bırakalım... u Psikolojik zorlukların içinden nasıl çıkıyor- Yüzme dışında bazen okulda arkadaşlarımla vo- çalışmaya devam ediyoruz. Diğer sorunuza gele- sunuz? leybol oynuyorum. Bunun dışında atletizm müsaba- u Sizi daha iyi tanıyabilmemiz adına yüzmeye cek olursam, yüzmede her şeyden önemlisi aile- Kendime bu işe neden başladığımı ve hedefle- kalarını izlemeyi seviyorum. başlangıç hikâyenizi anlatabilir misiniz? nizin desteği. O destek olmasaydı kesinlikle bu rimi hatırlatarak psikolojik olarak motive olmaya Yüzmeye dört yaşında başladım. Küçükken suyu u Kendinize örnek aldığınız bir sporcu, sa- noktaya gelemezdim. En basitinden onlar da ha- odaklanıyorum. çok sevdiğim için annem yüzmeyi benim için uy- yatlarını benim antrenman programıma göre or- natçı, önemli bir kişilik var mı? u Bu yaza damga vuran bir performans gun bir spor olarak görmüş. Başlarken bu seviyeye ganize ediyorlar. Bu da büyük bir fedakârlık tabii İtalyan yüzücü Simona Quadarella. Hatta Avrupa sergilediniz. İki ayda beş uluslararası organi- geleceğim kendisinin aklının ucundan bile geçme- ki. Elbette Yüzme Federasyonu’nun desteklerini Şampiyonası’nda onunla aynı kürsüyü paylaşmak be- miş. Sadece yüzmeyi öğrenmek ve biraz olsun ener- de unutmamak lazım. zasyonda boy gösterdiniz ve 13’ü altın 5’i bronz nim için inanılmaz heyecan vericiydi. mını pazarda köle olarak satmaları, anlaşılması İnsanın varlığa ilişkin güç bir çelişkidir. Bu konuda çelişki çoktur; Ga- sorgulamaları içinde zap Üzümleri’nde büyük bir hümanist olarak gö- İnsan hayvan mı, emtia mı, züken Steinbeck Cennet’in Doğusu adlı roma- kendi türünün benliği nında, “Kızılderililere haksızlık ettik ama buna ve bilincine yönelik mecburduk” demişti. İnsanın dünyanın en değerli varlığı sayılması, merakı öne çıkar. eşrefi mahlukat mı? görünüşte iyidir ancak görünmeyen sıkıntı taşır. “Bu dünyadaki her şey benim içindir” mantığıyla yola çıkan insan, hemcinslerine zulmetmenin ya- nsanın ne olduğu konusunda pek çok tanım tersin, kemiksiz mi” der, baba “Ke- dı. Bu olay insanı hayvan yerine koymanın nı sıra hayvanlara eziyet etmiş, doğayı tahrip et- var. Bir de günlük yaşamda tanım yapmaksı- mikli ver” diye cevaplar. Aslın- tipik bir göstergesidir çünkü hayvan pazar- miştir. Bugünkü küresel ısınma felaketi, insanın zın insanların birbirlerini yerleştirdikleri ko- da eğitimin merkezi olması gere- larındaki alıcılar koyunların kabarık yünle- kendi kendine verdiği sınırsız iznin sonucudur. numlar var. Dünden bugüne insanlar birbir- ken çocuk, daha ilk günden toplum rine aldanmamak için elleriyle sırtlarını bas- İlerini, nesne, hayvan, kâr getiren emtia, na- tarafından yürüme, hissetme vas- tıra bastıra yoklarlar. a basıyanık’ın İnsanı diren de eşrefi mahlukat yerine koydular. fı olmayan bir nesne yerine konul- Bazı ırklar ve tüm köleler, bazıların- Eski İstanbul’da aydın kahvehanelerinde sanat- maktadır. ca tarih boyunca insan sayılmamıştır. Ün- çılar bazen münazara yaparlarmış, ikiye bölünen İnsan nesne m İdİr? lü bir general, “En iyi zenci ölü bir zenci- gruplar kura ile kendilerine verilen zıt görüşleri sa- Cumhuriyetten önce çocuklarını mahalle mek- İnsan Hayvan mıdır? dir” demişti. Ayrıca tüm sahipler köleleri- vunmaya çalışırlarmış. Bir gün soru, “Louvre ya- Prof. Dr. teplerine götüren babalar, “Hocam, eti senin ke- Yakın zamanlara kadar babala- ni dövme, öldürme ve onlara tecavüz etme nıyor, Mona Lisa tablosu, bir de çocuk var; ikisini miği benim” derlerdi. Sizce bu tür bir söylemde rın şunu söylediklerini sıklıkla du- Üst Ün hakkına sahip olmuşlardı. birden kurtarmanız imkânsız, hangisini kurtarırdı- baba çocuğunu farkında olmadan ne yerine ko- yardım: “Yahu benim oğlanın ye- Dökmen nız” şeklindeymiş. Bir grup tabloyu kurtaracakla- İnsan emt İa mı? yardı? Cevabınız büyük ihtimalle, “Hayvan ye- diği önünde, yemediği arkasında, rını, çünkü o tabloda gelecek nesillerin hakkı oldu- rine koyardı” şeklinde olacaktır. Bence bu cevap odası sıcak, ıhlamuru masasında; Ticari değeri olan altın, petrol, buğday ğunu savunmuş. Diğer grup ise çocuğu kurtaracak- yanlıştır. Çünkü bu söy- peki niçin notları bu kadar dü- benzeri mallara emtia denilir. Köle ticaretinin ya- larını, çünkü o çocuğun ilerde belki bir Leonardo, lemde vurgulanan şey ço- şük?” Kanımca burada bir be- pıldığı dönemlerde köleler, resmen birer emtia belki bir Pasteur olacağını, o yüzden kurtarılması cuğun eti ve kemiğidir, sici mantığı söz konusudur. Bir sayılmıştır. Artık zincirli köleler yok diye sevin- gerektiğini savunmuş. Tartışmayı, katılmadan iz- duyguları söz konusu edil- hayvan yetiştiricisi şöyle di- meyin, onların yerini kredi kartlı, kravatlı köleler leyen Sait Faik Abasıyanık’a “Sen olsan hangisi- memiştir. Baba bir anlam- yebilir: “Yahu bu mübarekle- almıştır. Bugün büyük şirketler ve bankalar için ni kurtarırdın” diye sormuşlar, o da “Ben olsaydım da, “Çocuğumun etini mo- re, şu kadar küspe, şu kadar sa- kişilerin kişilikleri değil, satın alma ve kredi kul- çocuğu kurtarırdım, fakat sadece insan olduğu için” rartabilirsin, yeter ki ke- man, arpa, şu kadar su veri- lanma potansiyelleri önemlidir. Reklamlar, fakiri diye cevap vermiş. Bir çocuğun değerinin, gelecek- miklerini kırma, bana sı- yorum. Bu beslemeye kıyas- değil, parası olanı hedef alır. te insanlara sağlayacağı faydayla ölçülmemesi ge- nıkçı masrafı çıkarma” de- la günde en az yirmi litre süt Ganimet için sefere çıkan imparatorlara, dikta- rektiğini ifade etmiş. mektedir. İyi de dayak yi- vermeleri gerekir. Bunlar ni- törlere göre kendileri için savaşacak erkekler sa- Çocukları, insanları, yararlanılacak, incelene- yen çocuk korkar, travma çin beş litre veriyorlar?” Yuka- dece zenginleşmelerine vesile olacak birer sayıy- cek bir nesne sayabiliriz ya da “sadece insan” geçirir. Baba çocuğunun rıdaki baba da bu hayvan ye- dı, onların isimleri veya hayalleri önemli değildi; yerine koyabiliriz. Patch Adams filminde vizit sı- duygularıyla ilgili değildir. Oysa hayvanların bi- tiştiricisi gibi düşünmekte, çocuğunun duyguları- kadınların ise sayılmaları bile gereksizdi. (Cum- rasında bir tıp profesörü hastasına “Merhaba” de- le duyguları vardır, korkarlar, sevinirler; bu yüz- nı, motivasyonunu dikkate almamakta, müfreda- huriyete kadar ülkemizde nüfus sayımlarında sa- meden, yalnızca elindeki tahlil sonuçlarına odak- den hayvanları dövmek insanlık dışı bir şeydir. tın merak uyandırıcı olup olmadığına bakmamak- dece erkekler sayılmıştı.) lanıp çevresindeki hekim adaylarına bilgi verir ve Kanımca buradaki baba, çocuğunu hayvan yerine tadır. Araştırmalara göre sağma işlemi sırasında eşref İ ma HlUkat değil, bir nesne yerine koymaktadır. Çünkü yürü- kaliteli müzik dinletilen ineklerin bile süt verim- onlara bir soruları olup olmadığını sorar. Patch, bir sorusu olduğunu söyleyip hastaya adını sorar. yen koyun duyguları olan bir hayvandır; bu ko- leri artmaktaymış. Geleneksek kültürümüzde eşref-i mahlûkat, yunu kesip cendek halinde kasap vitrinine astığı- Güçlü insanların güçsüzleri ötekileştirip hayvan yaratılmışların en şereflisi anlamına gelmek- Profesör çok şaşırır, hasta ise yüzü gözü aydın- nızda, hayvanlık vasfı kaybolur, nesneye dönü- yerine koymalarına tarihte çok rastlandı. Örneğin teydi. İslam dünyasında resmen, Batı kültürün- lanmış bir şekilde başını yastıktan kaldırıp “Do- rothy” diye cevaplar. Patch da ona, “Nasılsın Do- şür. Eski babaların söz konusu teslimiyet cümle- esir pazarları vardı. Bu pazarlarda alıcılar, kadın ve- de adı açıkça konmadan insan, kuramsal olarak leri bana kasap ile müşteri arasındaki şu diyaloğu ya erkek esirlerin çıplak vücutlarını, ur olup olma- dünyanın en değerli varlığı sayılmıştı. İyi; ancak rothy?” der. Artık Dorothy, tıbbın bir nesnesi de- hatırlatmaktadır: Kasap, “Beyim, kemikli mi is- dığını anlamak için elleriyle uzun uzun yoklarlar- o günün insanlarının eşrefi mahlukatın bir kıs- ğil, bir insandır. Fotoğraflar: Necati Savaş lü