Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 lye2022
2
eDitörDen
erhangi bir alan-
da yaptığınız ça-
lışmanın başarı-
lı olup olmadığı-
H
nı nasıl anlarsı-
nız? En yalın yanıt, “çevreniz-
den geri dönüşlerden” olur sa-
nırım. Doğaldır, insan kendisi-
ni benzerleriyle karşılaştırma-
ya ve bu karşılaştırma sonu-
cunda amaçlar edinmeye eği-
limlidir. Bunun en açık örne-
ğini, bireysel spor yarışmala-
rında görürüz. Bireysel başarı
Hindistan’ın
hedef noktasına en önce var-
mak, en yükseğe sıçramak, en
Meghalaya
uzağa atlamak üzerinden de-
Eyaleti’ndeki
ğerlendirildiğinde ortada son
Daseeir L
derece açık bir yarışma vardır.
kök köprüler
FLaor
Ancak yaşamın getirdikleri şe-
kadim
killendikçe, üretimler farklı-
laştıkça çekişme de göreli du-
kültürden gelen
ruma gelir. İşin içine artistik
doğa ve insan
kaygıların da girdiği bazı spor
dallarında da görebileceğiniz arasındaki
jürinin işlevi de göreli başarıyı
işbirliğinin
derecelendirmektir.
en canlı
HHH
Ça
Ancak yaratım, üretim ve bi-
kanıtlarından.
c La N
reyselleşip dışavurum öznel
bir duruma dönüştüğünde bir-
kaç kişiden oluşan bir jüri de
yetersiz kalır. Kitleye sunula-
nın değerini, kitle belirler. Bu-
Biz kentleri betonla doldururken doğa gereksinimlerimiz için sürdürülebilir çözümler sunuyor
rada da karşımıza çıkan ikilem
şudur: Çoğunluğun beğenisiy-
le yaratıcının anlatımı arasın-
da bir bağlantısızlık oluşur. Bu
bağlantısızlık da kültürel, sos-
yoekonomik durumlar ve eği-
insanlığı yaşama
tim seviyesiyle açıklanır ge-
nelde. Yine de söz konusu ya-
ratım için bir şans hâlâ var-
dır: nitelikli tüketim! Herhan-
gi bir yarışmada göremeyece-
ğimiz türden bir kazanım ken-
disini gösterir. Nitelikli tüketi-
bağlayan köprüler
ciyi etkilemekle, kalabalığı et-
kilemek arasındaki fark, yara-
tıcı üretimin yönünü de belir-
er şeyin yenisi istiyoruz. lan yolculuklarda köprüler olmalı. “Köp- rın köklerinden yapılan köprüleri bulabi- çe ve doğa bereketini paylaştıkça büyü-
ler. Bireyden ortak belleğe ak-
Evin, arabanın, telefonun, rü hepimize lazım” diyebilirsiniz. Yaka- lirsiniz. UNESCO Dünya Mirası Geçici yen köprüler 50 kişiye kadar taşıma ka-
tarılan her mesajın bir karşılığı
giysinin, sevgilinin ve nicesi- ları birbirine bağlamak, sosyo-kültürel Listesi’ne giren yaşayan köprülerin öz- pasitesine sahip.
vardır. Bu mesajı almak, alma-
nin yenisi bir tık uzağımızda gün ismi Jingkieng Jri ve varlığını yerel
ve ekonomik alışverişi sürdürmek adı-
mak veya bilinçüstü bir yolla
eski bir k Ült ÜrÜn izi
Hgibi sunuluyor. Dijital dün- halk Khasi söylencesinden alıyor. Yara-
na köprüler dünyanın her yerinde bulu-
edinerek açık bir mesajın için-
UNESCO’nun sitesinde yer alan bir
ya birçok yeni bilgi vaat ediyor. Evet ba- tılış mitlerine göre ulu yaratıcı, insan ır-
nur. Bir bölümü bol ışıklı gece siluetle-
de içselleştirmek de kitlenin al-
açıklama ise doğa ve insan ortak yapı-
zı şeyler görece yeni olabilir. Öte yandan kını 16 göksel aileye dağıtmış. Bunla-
ri oluşturuyor. Şehir ışıklarına düşkün-
gısal bir seçimidir.
mı bu köprülerin elverişli yapısını orta-
eskilerin kadim bilgisini gündelik yaşamı- rın dokuzu cennette -yukarıda-, yedi-
lüğümüzün nedeni üzerine de ayrıca dü-
HHH
ya koyuyor. “Yerli Khasi kabile toplu-
mızda deneyimlemeyi de daha fazla insan si yeryüzünde yaşamaya başlamış. Bir-
şünmek lazım elbet! Geçtiğimiz yıl ma-
Başarı kimi zaman görelidir,
lukları tarafından yetiştirilen bu yapısal
seçenekleri arasına sokmalı. ABD’de iklim birleri ile iletişimlerini göksel bir köp-
yıs ayında NASA’nın İstanbul paylaşımı
kimi zaman da kesin. Ancak
ekosistemler, yüzyıllar boyunca aşırı ik-
krizine karşı mücadelede yerel topluluk- rü ile sağlayan insanlar, büyük bir yan-
sosyal medyada gündem olmuştu. “Hey
hedef noktasına en önce var-
lim koşullarında performans gösterdi ve
ların kılavuzluğuna daha sık rastlanıyor, lış yapıp bir ağacı kesmişler ve böylece
İstanbul, parlıyorsun!” cümlesinin eşlik
mak, en yükseğe sıçramak, en
insan ile doğa arasında derin bir uyumu
Japonya seksenlerden beri teknolojik ge- merdiveni de yok etmişler. Sonuç olarak
ettiği parıltılı ışıklar bir yandan büyülü
uzağa atlamak bile kimi zaman
kapsıyor. Temel bilgi-beceri nesiller bo-
lişmelerin yarattığı stresin azalması adına yeryüzündekilerin cennete erişimleri ke-
öte yandan da bu ışıklar için kentin do-
insanları etkilemeyebilir. Bel-
yunca gelişti ve ender bulunan değeri ile
orman banyosuna başvuruyor, Türkiye’de silmiş. Bu söylence ağaçların ne derece
ğasının nasıl katledildiğinin de gösterge-
ki de işin sırrı içerdiği öyküde
uygunluğunu teyit ederek bugün uygu-
birçok insan Anadolu’nun kadim bilgisine kutsal ve yaşamın taşıyıcısı oldukları-
si gibi düşünmüştüm. Bazen devasa kent
gizlidir. Öyküsü olmayan bir
lanmaya devam ediyor. Dünyanın en ya-
dokunma arzusunda. nı vurguluyor. Tüm insanlık için önem-
İstanbul’a bakıyorum da “betondan dola-
başarı anlatılabilir mi? Belki
ğışlı bölgesinde ve yakınında 75’ten faz-
Hindistan’ın Meghalaya Eyaleti’nde li bana kalırsa. Örneğin, gereksinimi-
yı bırakın doğaya, insana bile yer kalma-
de bu yüzden en başarılı spor-
la uzak köyde bağlantı ve afet direncini
ise büyüklerden gelen kadim bilgilerin miz olmayan bir kanal için ağaç dostla-
mış” diyorum. İnsan bazen kendi eliyle
cuların bile performanslarının
kolaylaştıran yaşayan kök köprüler, or-
bir bölümü yaşayan kök köprülere dönü- rımızı kesmemeliyiz. Günümüzde Khasi
ne derece yıkıcı olabiliyor.
yanında öykülerini de bilmek
tak işbirliği ve karşılıklılığın yaşamın te-
şüyor. Meghalaya doğası gereği dik ya- toplulukları tarafından yapılan kayıt al-
istiyoruz. Veya çok satmayan
mel yapı taşları olduğu eski bir kültü-
maçlar, sık ormanlar, büyük nehirler- tında yüzün üzerinde yaşayan kök köp-
Unesc O listesin De
bir roman, çok az izlenen bir
rün olağanüstü yaratıcılığını ve direncini
le, şelalelerle bezenen bir bölge. Durum rü var. Haliyle yaşayan bir köprü olunca
Meghalaya’ya dönecek olursam, bu-
film bile tüm yaşantımızı et-
doğrular.”
böyle olunca da yerel halkın yaşamsal ilk yıllarda biraz daha güçsüz olan yapı-
rada adeta masalları hatırlatan ve basit-
kileyebiliyor. Kim bilir belki
gereksinimlerini sürdürmesi için yapı- lar 15-20 kişi taşıyabiliyor, yıllar geçtik-
çe söylemem gerekirse yaşayan ağaçla-
dünyayı da öyküler değiştire-
ayca_ceylan
cek. Hepinize iyi pazarlar.
Deniz Ülk Ütekin
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
İki farklı dünya: Hacı Bektaş ve Mevlana
Anadolu’da,
Hayranlık duymamak rızalık ile bunlar yerine gelir/ Ye-
. yüzyıldan bugüne
**
mümkün değil. Yüce bir rine getirebileceksen gel.”
öğretileriyle
isimlerinden söz et-
insan, gönlünün tüm ka-
13tiren iki özne: Hacı
geçmişten
malını bırakıp gel!
pılarını sonuna kadar aç-
Galeati Yayıncılık
Bektaş ve Mevlana…
Hünkâr’ın seslendiği dünya belli
mış ve insanlığı her ha-
bugüne
Kimilerine göre yakın arka-
ki herkese açık bir dünya değildir.
liyle gönül mabedine da-
daştılar. Bazı kaynaklara gö-
sarsılmaz
“Gelenin malını, dönenin canını”
vet ediyor. Böyle biri-
reyse durum tam tersiydi. Fa-
ifadesi bize şunu söyler: Bu yola
lerinin yeryüzünde var ş ae arc
izler bırakan
kat her iki öznenin düşüncele-
girdiğinde şanın, şöhretin, cinsiye-
olduğunu bilmek insa-
rinden hareketle şunu söyleye-
iki özne olan
tin, maddi mülkiyetin tamamı mal-
na kendini güvende his-
biliriz: İki farklı dünyadan, iki
dır ve bu mallar yolun dışında bırakılmalı-
settiren bir şeydir. İyi ki varlar!
Hacı Bektaş ve
farklı dünyaya seslendiler.
dır. Bırakıp gelebilene “can” deriz. Lakin
Mevlana bir tür anne şefkatiyle
Toplumsal ve siyasal yönden
Mevlana’nın
verdiği sözden dönerse o kişi yoldan düş-
“Ben varım! Bu dünyayı hiç dert
birbirinden farklı olan bu iki
müş olur, ona artık “can” demeyiz.
anlayışları etmeyin, sevgimle sizi sarıp sar-
dünyadan biri köye diğeri ken-
Mevlana öğretisinin tüm sorumluluğunu
malarım” diyen kişidir. Bu şef-
te aittir. Mevlana, Konya’da
arasındaki
kendi üzerine alırken Hacı Bektaş sorum-
katin dünya insanı tarafından
yaşayan varlıklı aile çevrele-
KARGO DAHİL 125 ¨
luluğu yola girmek isteyene bırakmaktadır.
farklara gelin da duyulmuş olması şaşırtıcı ol-
rinin dikkatini çekerken; Hacı
Hünkâr, “Her ne ararsan kendinde ara!” di-
masa gerek. Dünyada herkesin
Bektaş köylerde, kasabalarda
bir bakalım.
yen kişidir. Mevlana’nın öğretisinde “Gel,
“Yüz kere tövbeni bozmuş ol-
oturan, konar-göçer, zor koşul-
ne olursan ol gel!” diyen bir özneye gerek-
san da yine gel!” diyen birileri-
lar içinde yaşayan batıni grup-
sinim varken Hacı Bektaş, kişinin kendi ey-
ne ihtiyacı vardır. Herkesin her-
ların dikkatini çekmiştir.
lemine muhtaç olduğunu söyler. Hünkâr’ın
kesi kolayca sevdiği ve kolayca aynı kişi-
“Gel” diyen var, “Gelme” diyen var
öğretisinde, J. P. Satre’ın ifadesiyle: “İn-
yi sevmekten vazgeçtiği bir dünyada ki-
Mevlana “Gel, ne olursan ol gel!” diye
san, kendi kendisini belirlemeye mecbur
şinin kendini değersiz hissetmesi olduk-
seslenirken Hacı Bektaş “Gelme, gelme,
bir varlıktır ve bu da demektir ki insan öz-
ça normal. Rumi’nin “Gel, ne olursan ol
dönme, dönme!” diye seslenen kişidir. İki
gürlüğe mahkûmdur.”
gel!” sözünün kalplere dokunmuş olma-
farklı dünyanın kendini göstermesi bura-
Mevlana, egzoteriktir; öğretisi dışa
sı bundandır.
da oldukça barizdir.
açıktır, “Gel” diye çağırır ve iyi ki öyle-
Mevlana “egzoterik” (dışa açık) bir öğ-
HÜnkâr’ın etik
dir. Böyle birilerinin olduğunu bilmek in-
retiyi dile getirirken Hacı Bektaş’ın öğ-
KARGO DAHİL 75 ¨
özneyi öncelemesi sana ana kucağı gibi güven verir.
retisi “ezoterik”tir (dışa kapalı). Egzote-
2 KİTAP, KARGO DAHİL 200 ¨ YERİNE
Hünkâr, ezoteriktir; öğretisi dışa kapalı-
Mevlana “Gel!” derken “72 milleti bir
rik ve ezoterik kavramlarını yerli yerine
dır ve “Gelme!” der. Çünkü insanın ken-
bil!” diyen Hünkâr Hacı Bektaş neden
oturtmak için “Gel!” ve “Gelme!” diyen
¨
dinden başka gidebileceği bir yer olmadı-
“Gelme!” demektedir?
175
ifadelere odaklanalım.
ğını söylemektedir.
“Gelme gelme, dönme dönme!/ Gelenin
“Gel, gel, ne olursan ol, yine gel/ İs-
*
malı, dönenin canını/ Öl ama ikrar ver-
ter kafir, ister mecusi/ İster puta tapan ol,
+90 539 669 60 69
me/ Öl ikrarından dönme/ Bu yol kıldan
yine gel/ Bizim dergâhımız, ümitsizlik
www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
* Söz vermek.
ince, kılıçtan keskindir/ Bu yol demirden
dergâhı değildir/ Yüz kere tövbeni boz-
** Alevi-Bektaşiler’in yola giriş ceminde (müsahiplik
leblebi, ateşten gömlektir/ Ancak teslimi
muş olsan da yine gel...” cemi) bu yemin edilir.
ay
ey
ay
lü