Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                25  lye2022
4
Mustafa Yapar, Türkiye’nin dört bir yanından kadınların yaşamöykülerini gün yüzüne çıkardı
berrin 
Hepsi birer kahraman 
Kara Deniz
ehmet Yapar, 1960 model kırmı-
Mehmet Yapar’ın yaşamı kırmızı 
zı bisikletiyle sokaklarda yıllardır 
pedal çeviriyor. Bu yolculukta fo- bisikletiyle karşılaşmasıyla değişiyor. 
toğraflar çekiyor, sosyal sorumlu-
Kırmızı bisikletse yaşamlarını çoktan 
Mluk projelerine destek veriyor ve 
karşılaştığı insanların ilginç öykülerini  “Kırmızı değiştirmiş kadınlarla karşılaşıyor 
Bisikletim” adlı sosyal medya hesabında paylaşı-
ve ortaya toplumda her geçen gün 
yor. Büyük ilgi gören bu öyküler “Kırmızı Bisik-
baskı ve şiddete maruz bırakılan 
letim – Yaşanmış Kadın Hikâyeleri” adıyla Müp-
tela Yayınları etiketiyle bir kitap oldu. 
kadınların gücüne yer veren 
Öykülerini paylaşanlar arasında yazar Bahar 
öykülerle dolu bir kitap çıkıyor.
Eriş, oğlu Oğuz Arda Sel’i Çorlu tren kazasın-
da kaybeden Mısra Öz, yazar Defne Ongun, ba-
le sanatçısı İlke Kodal gibi kamuoyunun tanı-
u Yaşamı anlamlandırmaya ça-
dığı isimlerin yanı sıra çeşitli kaygılarla ismi-
lışan ve bunun için esin kaynağı-
ni gizli tutan kadınların travmatik yaşanmışlıkla-
na gereksinim duyan insanlara 
rı da var. Öyküler farklı olsa da kadınların görüş-
leri ortak: “Yaşam muhteşem bir hediye. Umutsa neler söylemek istersiniz?
en zor günlerde ruhumuzun sığınağı…” Kırmızı Hayat anlardan ibarettir. Bir 
Mehmet 
Bisiklet’in esin dolu yolculuğunu Yapar’a sorduk. varız, bir yokuz. Boş laf de-
ayşe Kete 
Yapar
ğil, anı yaşamak çok önem- doğuştan en-
u Kitaba adını veren “kırmızı bisiklet”inizi 
gelli bir ka-
li. Anda varız, öncesini ve 
sormak istiyorum. Hangi hisle ve düşünceyle 
karşılaşmadık” diyenler, hikâye sahiplerinin yeri- dın. Hayatı-
sonrasını seçemiyoruz. Pa-
başladı yolculuğunuz? nı sokak hay-
ne kendini koyanlar, şükredenler, gurur duyanlar 
muk ipliğinde bir ha-
vanlarına 
Yıl 2015. Stresli bir hayatım vardı. Sorgulama-
oluyor. Hikâyelerde kendilerini bulanlar benim-
yat yaşıyoruz. Sevmek 
adamış birisi.
ya başlamıştım. Babalık nasıl bir duyguydu, ye-
le irtibata geçiyor. Konuşmak, bir şekilde rahatla-
en kutsal ve en değer-
ni yeni idrak ediyordum. Sorum-
mak istiyorlar. Gün geçtikçe de sayıla-
li şey. Mutluluk bu-
luluklarım artmıştı. Hepsi üst üs-
rı çoğalıyor.
laşıcıdır ve güçtür. 
te gelince nefes alamayacak hale 
Ne hikâyeler oku-
u Peki kitap çıkarma fikri nasıl 
gelmişim. Tam o zamanda kırmı-
dum, hepsinin ba-
ortaya çıktı? Yolculuğun en başında 
zı bisikletim ile yollarımız kesiş-
şarısının ana 
amaç bu değildi sanırım.
ti. Beraber pedallamaya başladık. 
maddesi sev-
2017’de başlayan serüvenimiz bo-
Yeni yerler ve insanlar kafamı da-
gi. Sevin ve 
yunca yüzlerce hikâye dinledim. 
ğıtmama yardımcı oldu. Şehir şe-
Mısra Öz, Çorlu tren kazasında oğ-
anı yaşa-
“Kırmızı bisikletim” ile çok yol kat 
hir gezdik. Sosyal sorumluluk pro-
lunu ve eşini kaybediyor. Oğlu için 
yın.
ettik. Her mola verişimde illa biri-
hukuk mücadelesi veren bir kadın.
jeleri yaptık, köy okullarını ağaç-
si geldi, bisiklet ile olan anılarıyla 
landırdık, pedallamaya devam edi-
başlayarak anlattığı hikâyeler oldu. 
yoruz...
Ve bir gün aklıma “Neden kitap çı-
u Bu yolculuk kadın öyküleri-
kartmayayım” fikri geldi. Tam o 
ne nasıl vardı?
zamanlarda yazar bir arkadaşımın 
Yılların birikimi olan yol 
“Kitap çıkarmayı düşünmez mi-
hikâyeleri beni çok etkiliyordu. Her 
sin” sorusuyla başladı. Güçlü ka-
yeni durağımda yeni hayatlarla kar-
dın hikâyelerini insanlarla buluş-
şılaşıyordum. Bir gün şans bayisi işleten yaşça 
turmam gerektiğini hissediyordum zaten. Zama-
büyük bir kadının hikâyesini dinledim. Tam bir 
nı gelmişti ve kitap çıktı.
Atatürk hanımefendisi, 80 küsur yaşlarında tır-
u Özellikle son dönemde kadınları sürekli 
nakları ojeli, saçları fönlü, konuşması ile beni et-
Anl A Ak 
Selcen Kankul 
baskılamaya çalışan bir zihniyetle karşı 
kilemişti. Rahmetli Zeki Müren ile arkadaşlığı 
küçük yaşta ge-
karşıyayız. Ancak her şeye karşın kendi 
varmış. Sonra kendisinden izin alarak hikâyesine 
çirdiği yüz felci 
Terapi 
yaşamlarını değiştiren güçlü kadınların 
yer verdim. Kadın hikâyelerini toplamaya böy-
sonrasında ha-
bir tiplemesini görüyoruz kitapta.
le başladım.
yata sımsıkı sarı-
Her hikâye beni olgunlaştırıyor. Ka-
lıp çocuk fizyo-
gibi 
bu kitabın sahibi onlar
dınların güçlü olduğunu biliyordum terapisti olan bir 
kadın.
ama zamanla daha da güçlü oldukla-
u Kitabınızın gerçek kahramanlarıyla nasıl 
rını gördükçe kadınlara olan saygım 
tanıştınız?
büyüdü. Eşinden şiddet görmüş, iş 
u Birine yaşamın dönüm noktalarını 
Kitabımın demiyorum çünkü bu kitap benim 
yerinde mobbinge uğramış, kü-
anlatma ya da dinleme süreci nasıl ilerliyor?
değil bütün kadınlarımızın ve onları başarı dolu 
çük yaşta akran zorbalığına uğ-
Önce bir tanışma süreci oluyordu. 
hikâyelerinin eseri. Ben aracı oldum. Kadınlarımı-
ramış... Liste uzar gider. Hepsi 
Hayattan konuşuyorduk. Karşılıklı 
zın bana özel mesaj yoluyla “Benim anlatacakla-
dimdik ayakta durmuş ve yo-
tanışmadan aldığımız elektrikten sonra 
rım var. Yer verebilir misiniz” demesiyle başlayıp 
luna devam etmiş ve hepsi 
kendilerini anlatmalarını istiyordum ve pür 
ilerledi. İstanbul’da olanlar ile yüz yüze oturup fo-
kendi içinde bir kahraman. 
dikkat dinliyordum. Onların da konuşarak 
toğraf çekilip sohbet ettik. Şehir dışında olanlar ile 
Bir yerde kadın mutluysa 
rahatlamak istedikleri anlar oluyordu, 
de telefonda tanıştık. Hepsinin güvenini kazanmak 
o yer cennet bahçesidir. 
gözlemliyordum. Sohbetin başı ve sonundaki 
benim için onur verici.
Kadının mutluluğu, gü-
kadın çok farklıydı. Terapiden çıkmış gibi 
u Okur tepkileri nasıl? Okudukça kendi cü etrafına ışık saçar. 
mutlu oluyorlardı. İlk defa tanıştıkları 
Sema hanım akdeniz anemi-
Tersi olursa dünya 
öykülerini de paylaşmak isteyenlerin sayısı 
insanlara hayatlarını anlatmak onlara daha 
si hastalığı yaşayan kızına ba-
yaşanılacak bir yer 
artıyor mu?
kabilmek için inşaat işçiliği basit geliyordu. Çünkü beklentisiz dinliyor 
olmaktan çıkar.
“Aaa nasıl bir kitap bu neden önceden sizinle 
yapan bir kadın.
insan. O da karşı tarafa güven veriyor.
       
Zamanında doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 50’sinde ve erken doğmuş bebeklerin yüzde 80’inde yaşamın ilk haftasında sarılık görülüyor
bebe101
Sarılığa karşı anne sütü
oğumdan sonra hastanede iki gün Zamanında doğan bebeklerin yakla- deriz?” dedik. Ebeveyn olmak akıl-
kalmak istemiştim. Çünkü yeni du- şık yüzde 50’sinde ve erken doğmuş cılığı arada bir katlayıp rafa kaldır-
rumumuza alışana kadar güven- bebeklerin yüzde 80’inde yaşamın ilk mak demekmiş. Hemen sarı tulum-
li alanda olmak iyi gelmişti. Ancak haftasında sarılık görülüyor. Tabii bu lar sipariş verdik. “Çırılçıplak soyup 
Dikinci günün sonunda “Bebeğimle rakamları doğumdan önce bilmiyor- pencere ardından (hava soğuk oldu-
evde baş başa sakin günler bizi bekler” diye düş- dum ve o cehaletle Uzay’ı sezaryenle ğu için) güneşlendirin.” Bu yöntem 
Dilşa D 
ler kurarken taburcu olduğumuzun ertesi günü er- erken doğurdum. Erken doğum, sütü- yine de biraz mantıklıydı, tedavisi 
Çelebi
kenden hastaneye çağırıldığımızı öğrenince yıkıl- mün de geç gelmesine sebep oldu ve fototerapi olduğuna göre güneş ışı-
dım. Uzay sarılık olmuştu. Her gün ölçüm yapı- aksi gibi sarılığın en iyi çözümü em- nı işe yarayabilirdi. Ama cam, güne-
lacaktı ve eğer kritik değer çıkarsa fototerapi al- zirmek. Neyse ki eşimle mükemmel şin UVB gibi çoğu faydalı ışınlarını 
ması gerekecekti. Hastanemiz anne dostu olduğu bir takım olmuştuk. Hastaneye geri yatma endişe- geçirmez. Geçirse bile sarılık tedavisi için güneş 
için tedavi süresince neyse ki Uzay’ı benden ayır- siyle tıpkı bir makine gibi iki saatte bir kalkıyor, ışığına maruz kalmayı destekleyecek yeterli ka-
mayacaklardı. Bunun yerine birlikte bir gece da- ne kadar emdiğini bilemediğimiz için içtiğinden nıt bulunamamış. Tabii o zamanlar bu araştırma-
ha hastanede kalacaktık. Uzay da fototerapiyi be- emin olmak endişesiyle hemen öncesinde sağdı- ları yapacak ne zamanım ne de aklım vardı. De-
nim yanımda görecekti. Oğlumdan ayrılmayaca- ğım sütü şırıngayla ağzına veriyorduk. Pompa sa- nize düşen yılana sarılır. Bize ne dedilerse dene-
ğım için mutluydum ama hastaneye dönme fikri yesinde sütüm de az da olsa gelir olmuştu. Sağ- dik. Bu yöntemlerin elbette hiçbir faydasını gör-
ve belirsizlik beni mahvetmişti. Bir de ameliyatın mak için ben biraz daha erken kalkıyordum. Pom- medik. Sonunda çözüm bol bol içtiği sütlerden 
yorgunluğunu üstümden atamamışken, zirvedeki paların her seferinde yıkanıp sterilize edilmesini geldi. Sarılığın geçmesi uzun sürdü ama netice-
hormonlarıma ilk haftanın şaşkınlığı da eklenince de eklersek ilk hafta adeta hiç uyumamıştım. de hastaneye yatmadan, bol bol anne sütü içe içe 
çok yıpratıcı günler yaşadık. atlatmış oldu.
bir günde dört kilo aldı
Bir hafta boyunca her sabah erkenden hasta- Özetle yeni doğan sarılığı ne yazık ki çok yay-
Ama değmişti. Sarılık korkusuna Uzay’ı öy-
neye taşındık ve “Acaba bu kez yatar mıyız?” gın ve benim yaptığımın aksine eğer şartlarınız 
le bir beslemiştik ki doktoru kilosuna inanama-
diye yanımızda hep valiz vardı. Tenden ölçü- uygunsa vaktinde ve normal doğum yapmak ona 
dı, bir günde ortalamanın dört katı kilo alıyor-
mü hep yüksek çıktığı için Uzay’ın topuğundan çalışmamıştım! Herkese şunu demek istiyor- karşı alabileceğiniz en büyük önlemlerden biri. 
du. Böylece sarılık için de daha az endişelenir ol-
kan alıyorlardı. Ve o kan alma anlarında bayı-
dum: “Beni neden daha önce uyarmadınız!”
muştuk. Yine de Uzay’ın sarılığı geçecek gibi de-
lacak gibi oluyordum. Ben öyle ayılıp bayılır-
Sıklıkla anne ve bebek arasındaki kan uyuş-
ğildi. Arada bir açtığı gözlerinden bembeyaz ol-
ken derdimi soranlar “Sarılık” cevabını aldı-
mazlığından kaynaklanan patolojik sarılığın aksi-
ması gereken sklera’yı (gözünün akı) sapsarı gör-
ğında ya kendi çocuklarında ya da yakınlarında ne Uzay’ın da dertli olduğu fizyolojik sarılık çok 
KAYNAKÇA
dükçe içimiz burkuluyordu. Doktor önerilerinin 
Johnston, R. V., Anderson, J. N., & Prentice, C. (2003). Is 
sarılığı deneyimlemiş olduklarını söylüyordu. 
yaygın ve pek de risk teşkil etmiyor. Karaciğerle-
sunlight an effective treatment for infants with jaundice?. Medi-
yanında çaresizlikten kocakarı yöntemleri de de-
Hatta tipik bir sezaryen bebeği olarak ben de ri henüz tam gelişmediği için kırmızı kan hücrele-
cal journal of Australia, 178(8), 403-403. 
niyorduk. “Sarı kıyafetler giyerse sarılık geçer.” 
sarılık olmuşum. Sarılık çok yaygındı ve ben 
rinin sarı pigmenti olan billirubin’in işlenemeyip 
Kumar RK. Neonatal jaundice. An update for family physici-
İşe yaramayacağını biliyorduk ama “Ne kaybe-
nasıl olup da doğumdan önce bu konuyu hiç yenidoğanların kanında birikmesiyle oluşuyor. ans.. Aust Fam Physician. 1999;28:679-82.
oluyor
tm
lü
            
    
