Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 lye2022
3
Genç Cumhuriyet her alanda getirdiği yenilikleri sanatta da gerçekleştirdi
Basın
civan canova
dilini mi yuttu?
naz İf E
g Üngö R
anısına: Atatürk’ün
Yazılı ve görsel basında dil kullanımında
büyük yanlışlar yapılıyor.
u yazıda ne tehdit altında- rıyla, yalnızca konuşma dilinde de-
sanat devrimi
ğil, yazı dilinde de sıklıkla karşılaşı-
ki düşünce özgürlüğünden
ne de sınırları giderek da- yoruz. Bu yanlışları gazetecilerin ya-
ı ni kalem ustalarının sıklıkla yapması
ralan basın özgürlüğünden
Yeni kurulmuş olan
Bsöz etmeyeceğim. Bura- ise şaşırtıcı.
Anadilinde yazamayan, konuşa-
da basının dil kullanım yetersizliğine
Türkiye yokluklara karşın
vurgu yapmak istiyorum. Eskiden, en mayan gazeteci, medya profesyoneli
geri kalmışlığı bitirmek
olur mu? Gazetecinin asıl işi toplum-
azından 20-30 yıl öncesine kadar di-
ö
lin kullanımı açısından basın topluma da, ülkede olup bitenleri izlemek, an-
ve halkı sanatla
lamak ve anlatmaktır, yani yazmak
örnek oluşturacak yeterlikteydi. Ga-
buluşturmak için tüm
zetelerde bir tek gramer hatası ya da ve konuşmaktır. Kendi anadilini hata-
sız kullanamayan bir gazetecinin bü-
olanaklarını seferber yanlış kullanımlı sözcük göremezdi-
Şaduman Ha Lcıı
niz. Yalnızca gazete köşe yazıları de- tün bunları layıkıyla yapmasını bekle-
etmişti.
sadumankaragozhalici@gmail.com
mek boşunadır.
ğil, haber metinlerinde de kusursuz
bir Türkçe yazım ve anlatım görmek Anlayabilmenin ve anlatabilmenin
Ağustos’tan beri yazmak istiyordum bu ya- şından bir uz-
en temel koşullarından biri entelek-
olanaklıydı.
zıyı… Civan Canova’yı kaybettiğimiz o man getirilme-
Aynı kalite sözlü basın için de söz tüel olmaktır. Anadilinde anlatmak-
üzücü gün beni yine tarihte yolculuğa çı- sine karar veri-
ta yetersiz kalan biri yeterli entelektü-
konusuydu. İyi yazabilmek ve konu-
20karmıştı. Konservatuvarın ne büyük yok - lir. (Cumhuriyet, 26
şabilmek için basın/medya hepimiz el birikime sahip değil demektir. Gü-
sunluklarla kurulduğu günlere götürmüştü. Türk vatanı- Kasım 1934).
m ahir c anova için model oluş-
nın emperyalistlerden kurtuluş coşkusu içinde hemen ya- Eğitim Bakanı Abidin
turuyordu. Haber
zamadım. Oysa o günler aynı zamanda Türk Devrimi’nin Özmen’in davetiyle Prof. Pa-
spikerlerinin di-
de başlangıcıydı. ul Hindemith, 6 Nisan 1935’te
li kullanma biçim-
Hedef bir daha emperyalizm çemberine alınmamak için Türkiye’ye gelir. Onun çalışmaları ile orkestra ve müzik
leri, konuşma tarz-
dünyadaki çağdaş gelişmeleri yakalamaktı. Mustafa Ke- okulu hazırlıkları hız kazanır. 6-12 Mayıs 1936 tarihin-
ları onların karak-
mal Atatürk ve devrimci kadro; hukuk, ekonomi, eği- de gerçekleştirilen öğrenci kabul sınavlarının ardından da
terize edilmesini,
tim gibi alanlarda attığı devrim adımlarını sanata da ta- eğitime başlanır. Eğitim Bakanlığı müzik bölümüyle eşza-
farklılaşmalarını
şımak amacındaydı. Çağdaş sanatların genç Cumhuri- manlı tiyatro ve opera bölümlerine yönelik çalışmalarını
sağlıyordu. Gaze-
yetle kökleşmesi için atılan ilk adım da Musiki Muallim sürdürür. Bakan Abidin Özmen’in başkanlığında yapılan
tecilerin de kendi-
Mektebi’ydi. Bu adım Canova- toplantılara Reşat Nuri Günte-
lerine özgü yazım
ların yetiştiği Devlet Tiyatroları- kin, Hasan Âli Yücel, Muhsin
tarzları vardı. Ga-
na giden sürecin de ilk halkasıy- Ertuğrul ve İsmail Galip katı-
zete yazarlarının
dı. Nasıl mı? lır. Devlet Tiyatrosu’nun ope-
her biri birer ede-
1 Kasım 1924’te açılan Musi- ra, operet ve dram şubelerin-
biyatçı ustalığıyla
ki Muallim Mektebi 12 öğren- den oluşması kararlaştırılır.
yazıyordu.
ci ile öğretime başlar. 1935-36 Orkestra için yönetmen Dr.
Oysa şimdi ga-
ders yılında öğrenci sayısı 67’si Ernst Praetorius’un uzmanlı-
zetecilerin çoğunda dilin kullanımın- nümüz gazeteciliğinin en temel sorun-
kız olmak üzere 149’a çıkar. Öğ- ğına başvurulur. Tiyatro için
larından biri budur aslında. Entelektü-
da özensizlik dikkati çekiyor. En te-
retmen kadrosunu güçlendirmek de Prof. Carl Ebert ile ileti-
mel yazım kuralları ve noktalama işa- el birikimden yoksun olmak.
amacıyla 1926 yılından itibaren şim kurulur. (Nesrin K. Er-
retlerinin kullanımındaki beceriksiz-
Gazeteci bil Gi üretmeli
Avrupa’ya öğrenci de gönderilir. ten, Carl Ebert’ten Mektup-
lik karşısında hayrete düşmemek elde
Önce Halil Bedii (Yönetken) ve lar, s. 2).
Bir meslekte kaliteyi yakalayabil-
değil. Hatalarını gördükçe “Kasıtlı mı
Nurullah Şevket (Taşkıran), ar- Carl Ebert, Almanya’da ti- mek için o mesleğin, içerisinde bulun-
yapılıyor” diye sormadan yapamıyo-
dından Ulvi Cemal (Erkin), Cez- yatro okullarının kurulması-
duğu toplum içerisinde değer görmesi
rum. En temel noktalama işaretlerini
mi, Ekrem Zeki (Ün) beyler, şan na öncülük etmiş, Nazi bas- gerekir. Bugün gelinen noktada gaze-
kullanmaktan, gramer kurallarını uy-
için de Afife Hanım Avrupa’da kısı ile ülkesinden ayrılmış-
tecilik mesleği özellikle de bizim top-
gulamaktan bunca aciz olunabilir mi?
Mahir Canova, Melek Ökte ve diğerleri Carl Ebert’le
eğitime başlar. tır. Türkiye’de çalışma öne- lumumuzda önemli ölçüde bir değer
Örneğin, Türkçede soru ekleri (mi,
Maltepe’de, kampta. 1938
Sanatın koruyucusu cumhur- risini heyecanla kabul eder.
yitimiyle karşı karşıya. Gazetecinin
mı) ayrı yazılması gerekirken, bitişti-
başkanıdır. “Hayatta musiki la- 28 Şubat 1936’da Ankara’ya yalnızca enformasyon aktarıcısı de-
rilmesi hangi akla hizmet? Aynı şekil-
zım değildir; çünkü hayat musikidir” diyen gelir. Türk tiyatrosunu, sorunlarını ince-
ğil, bilgi üreten yanıyla da kabul edil-
de ayrı yazılması gereken dahi anla-
Atatürk, müziksiz devrim olamayacağını sa- ler. Raporlar sunar. Eğitim Bakanı Saf- mesi gerekir. Gazeteci düşünen, bilgi
mındaki “da/de”nin bitiştirilip bitişik
vunur. 1930 yılında Darülbedayi sanatçılarının fet Arıkan’ın girişimleriyle konservatuva-
üreten, bakış açısı geliştiren ve bunlar
yazılması gereken içinde anlamında-
Ankara’da verdikleri temsilin ardından: “Efen- rın o yılın sonbaharında açılması kararlaştı- üzerinden bilgi aktarımı yapan kişidir.
ki “de/da”nın ayrı yazılmasının man-
diler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabi- rılır. 5 Ekim’de Muhsin Ertuğrul, Lohmann
Bunun için de gazetecinin toplumun
tığı ne olabilir? Bitmedi. “Ya da” söz-
lirsiniz; hatta reisicumhur olabilirsiniz; fakat ve Markovitz’den oluşan kurul önünde gi- en entelektüel kesimi içerisinde yer
cüğünü “yada” yazıp, “veya” sözcü-
sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir riş sınavları yapılır. Devlet Konservatuva-
alması, bilgi birikimiyle, düşünsel ye-
ğünü neden “ve ya” yazıyorlar? Bağ-
sanata vakfeden bu çocukları sevelim…” der. rı Tiyatro Bölümü 30 Kasım 1936’da 23 tisiyle, yazma ve konuşma becerisiyle
laç anlamındaki “ki” ile “içinde an-
(Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşün- öğrenci ile eğitime başlar. (Turgut A. Ak-
topluma örnek olabilmesi gerekir.
lamındaki “ki” arasındaki fark neden
celeri, s 153-158). ter, Tiyatro’da Yaşam: Anılar - Mahir Ca- Diğer yandan gazetecinin, kendisini
anlaşılamıyor? Bunların yanında nok-
Tiyatroyu önemser. 1933’te Ankara Hal- nova, s 69).
nerede konumlandırdığı da önemlidir.
talı virgül ile virgül arasındaki farkın
kevi Temsil Kolu’nun Mesleki kalitenin öne çıkabilmesi için
öğrenilmemesi masum kalıyor doğru-
c arl Ebert
Gelişme kolay olmadı
sahnelediği oyunu iz-
öncelikle gazetecinin kendisine öz-
su. Öyle anlaşılıyor ki yazarlarımız bu
Başlar ama gelişmesi kolay olmayacak-
ler. Aralarında Nüzhet saygı duyması, kendisiyle toplumda-
tür küçük ayrıntıları pek de önemse-
tır. Ebert’in bakanlığa sunduğu raporlar da sanatta dev-
Şenbay’ın da bulunduğu gençlere
ki kişi, kurum ve özellikle güç çevre-
miyorlar, ama her bir yanlış kullanım,
rimin hangi yokluk ve yoksunlukları aşarak yapıldığının
tiyatronun yalnız bir eğlenme ara- leri arasına belli bir mesafe koyması,
tümcenin anlamını tamamen değiştiri-
belgesidir. Bu yoksunluklar Ebert’in tiyatronun devamı
cı olmadığını, bir milletin düşün-
toplum yanlısı bir bakış açısı edinme-
yor, unutmasınlar.
konusunda heyecanını kırmıştır. İşte iki örnek:
sel, toplumsal seviyesini yansıtan si, dolayısıyla da kendisini toplumun/
Bir de anlatım bozuklukları var. Ge-
Öğrencileri özel yaşamlarında gözlemleyen Ebert’in
büyük bir sanat olduğunu hatırla-
halkın sözcüsü olarak görmesi gere-
rek televizyon dizilerinin etkisi ge-
ilk kaygısı öğrencilerde belirlediği “adabı muaşe-
tır. O gün tiyatroya devletin gerekli kir. İşte o zaman anlamak ve anlatmak
rekse de sosyal medya kullanımının
ret” eksikliğidir. Raporuna şu notu düşer: “Genç sahne
önemi vereceğini, en yakın zaman-
konusunda çok daha özenli olur, ken-
yaygınlaşmasıyla dilimizi neredey-
sanatkârı, toplum hayatı gereklerini ilk defa olarak sah-
da Ankara’da bir “Müzik ve Temsil di anadilini kullanmakta da bu denli
se unutmaya başladık. “Yaptıydım”,
nüzhet Şenbay
nede öğrenemez.” İkincisi bayan öğrencilerin okula il-
Akademisi”nin açılacağını da müj-
yetersiz olmaz.
“söylediydim” gibi söyleme tarzla-
gi duymamasıdır. Bu ilgisizliği “yarım asır evvele kadar
deler. (Nüzhet Şenbay, Söz ve Dik-
her yerde hüküm süren zihiyet(e)” yani “aktör ve artistli-
siyon Sanatı, s. 64).
ği hakir görme(ye)” bağlasa da tiyatronun geleceğine dö-
Müjde hemen yaşama geçirilir. Münir Hayri Egeli, baş-
nük kaygısını korur.
ta Viyana’da tiyatro yönetmenliği yapan Max Reinhardt
Ebert’in başlangıçta kavrayamadığı Türk Devriminin
olmak üzere dünya tiyatro merkezlerindeki konservatu-
kararlılığı ve kadın-erkek Türk halkının ge-
var müdürleri ile görüşüp raporunu hazır-
lişmeye susamışlığıdır. Türkiye Cumhuriye-
lar. Atatürk, rapordaki görüşleri onaylar. Hat-
ti, “Cumhuriyetin şerefini artıracak olan dev-
ta Reinhardt’ın raporunu temel alarak yasa
let sanatkârlarının yetişmesini sabırsızlıkla
metnini bizzat kendi el yazısı ile kaleme alır.
beklemektedir”. (Ayın Tarihi, Sayı: 37, Aralık
(Millet, Sayı: 54, 13 Şubat 1947, s 12).
1936, s. 572).
25 Haziran 1934’te kabul edilen yasa ile
Onlarca yıl ihmal edilen Anadolu insanın ise
“Millî Musiki ve Temsil Akademisi” kurulur.
ruhu sanatçıdır. Ebert de kısa sürede bu gerçe-
(Düstur, III. Tertip, C. 15, s. s 1329-1332).
ği görür. Hatta yetenekli bulduğu öğrencileri-
Yasa ile Temsil Şubesi’nin tiyatro, opera,
nin yurtdışına gönderilmesi için gururla ara-
bale ve koro kısımlarından oluşması, eğitimin
cılık eder. İşte 1939 yılında gönderilen bu öğ-
parasız ve yatılı verilmesi öngörülür. Aynı yıl
rencilerden biri Ertuğrul İlgin diğeri de Civan
kasım ayında Musiki Muallim Mektebi’nin
Ertuğrul İlgin
Canova’nın babası Mahir Canova olacaktır.
konservatuvara dönüştürülmesine ve yurtdı-
Kemal Urgenç
OTOBÜSTEKİLER
İmtiyaz Sahibi:
Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof.
n Yayın Koordinatörü
25 EYLÜL 2022 SAYI: 1698
CUMHURİYET VAKFI adına Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74
DENİz ÜLKÜTEKİN
(20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: reklam@cumhuriyet.com.tr
ALEV COŞKUN
n Sayfa Tasarım
Genel Yayın Yönetmeni
EMİNE BİLGET Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş.
ARİF KIzILYALIN
Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul
n Reklam Genel Müdürü
Sorumlu Müdür
Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın
pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr
ESRA BOzOK
ÖzGÜR SOYER
K PRÜBaŞ
lü