Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 AĞUSTOS 2022
2
eDitör Den
DAi REs EL
FLORA
oğru karar verme be-
cerisi günümüzde in-
sanların en ayırt edici
özelliklerinden biri-
Dsi olarak gösteriliyor.
Seçenekler arasından en uygunu-
na karar verebilmek, bireyin önü-
ne çıkan fırsatları ne kadar değer-
AYÇA
lendirebildiği ve olayları nasıl çö-
CEYLAN
zümleyebildiği ölçütlerine dayanı-
yor. Geçmişte iş dünyasına özgü
tartışmaların içinde yer alan karar
verme becerisi artık her yaştan, sı-
nıftan ve coğrafyadan insanın kar-
şısına çıkan ve aşılması gereken
bir engel.
HHH
Dünyaca ünlü Matrix serisi-
nin en kendine özgü karakterlerin-
den olan Merovingian’ın çok alın-
tılanan bir sözünü hatırlatayım si-
ze: “Seçim güçlüler ile güçsüzler
arasında yaratılmış bir illüzyon-
dur.” Çağdaş ve geleneksel felse-
fede çok sayıda karşılığı bulunan
bu söz, bizim günlük karar alma
ve seçim yapma zorunluluklarımı-
zı ortadan kaldırmıyor elbet. Öte
yandan gün sonunda seçimlerimi-
zin kendi açımızdan ne kadar de-
ğerli olduğunu ve buna bağlı ola-
Çevre felaketleri ve iklim krizi insanların psikolojisini etkiliyor
rak seçimlerimizle biçimlenen ya-
şamlarımızı ne kadar içselleştire-
bildiğimizi tartışmaya açıyor.
Ülkemizde, “karar” denilince
akla seçim sandığı geliyor doğal
olarak. İnsanların birbirinin ka-
rarlarını sorgulamasının belki en öfkeli, endişeli ve
somut örneği, seçim gecelerinde
hem bireysel hem kitlesel olarak
insanların verdikleri siyasi karar-
İklim krizinin doğal, ekonomik ve yaşamsal sonuçlarının
lar sonucunda eleştirilmesi. Bunun
yanında bir de kitleler üzerinde bıraktığı psikolojik hasar
nedeni de belki söylemeye gerek
bile yok ama bazılarının verdiği
var. Adına eko-anksiyete deniyor.
kararların başkalarını etkiliyor ol-
ması.
ükselen hava sıcaklıkları, ku- latmak mümkün. Yalnız ülkemizde de-
HHH
raklıklar, seller, orman yan- ğil dünyada da eko-anksiyete yükselen
Peki bu bağdaşıklığı siyasi
gınları, eriyen buzullar, aza- bir ivmeye sahip. Lancet’te (1823 yı-
odaktan çıkarıp alışverişteki, arka-
lan biyoçeşitlilik gibi birçok lından beri yayın hayatına devam eden,
daş seçimlerindeki, olağandışı ge-
Yolayın gözümüzün önünde
hakemli bir tıp dergisi) yer alan araştır-
lişmeler karşısındaki kararlarımıza
gerçekleştiğine tanık olduğumuz bir yüz- maya katılan 18-25 yaş aralığındaki 10
yönlendirirsek... O zaman bütün- yıldayız. Evet dünyamız ısınıyor ve dün-
bin gencin yarısından fazlası iklim kri-
cül davranış kalıpları ve sonuçları yada yaşayan tüm türlerle beraber insan
zi karşısında öfkeli, endişeli, çaresiz ve
da bunun yıkıcı etkilerini gündelik yaşa-
hakkında ilgi çekici fikirler edine- suçlu hissediyor. Geleceğin korkutucu
mında deneyimliyor. Yaşadığımız coğra-
bilir miyiz? olduğunu da söyleyen bireylerin gün-
Kriz karşısında duygu ortak
fi konuma göre etkilerin düzeyleri farklı delik yaşamları da bu olumsuzluklar-
Neden birileri hep belli bir siya-
eşik aralıklarında. Ancak hepimizin bil-
la inşa ediliyor. Eko-anksiyeteye daha
si partiye oy verirken başka biri-
2017 yılında Amerikan Psiko- olumsuz etkileyeceği yönünde
diği gibi dünya üzerinde yaşayan her tür
yakından bakacak olursak, çocukların,
leri hep aynı marka ayakkabıyı al-
loji Derneği tarafından tanım- de korku duyuyor. 2020’de 1004
birbirinin yaşam döngüsünde yaşamsal
gençlerin ve genç yetişkinlerin bu du-
mak ister? Bu soru bizi karar me-
laması yapılan eko-anksiyeteye yetişkinle yapılan bu çalışmada-
bir öneme sahip.
rumdan daha fazla etkilendiği uzmanlar
kanizmalarımızın sandığımız ka-
ilişkin yine aynı kurum tarafın- ki verileri karşılaştırmalı oku-
“Büyük Pasifik çöp alanındaki plas-
tarafından dile getiriliyor.
dar bireysel işlemediği sonucuna
dan yapılan bir anket çalışma- mak adına COVID-19’dan en-
tik atıklar, bize uzak” diyemeyeceği-
götürebilir. Neden ve nasıl sorula-
sındaki verilere bakacak olur- dişe duyanların oranının yüzde
ÇözÜm toplu eylem De
miz bir zamandayız. Bu yıl ilk defa
rının yanıtları sosyologların çalış-
sak; Amerikalıların yüzde 67’si 75 olduğunu bilmemiz iyi olur.
Peki eko-anksiyete yaşıyorsak ve
Antarktika’da yeni yağmış karda mik-
malarında araştırma şirketlerinin
iklim krizinin gezegen üzerinde- Evet tüm dünyada insanlar or-
çevremizde eko-anksiyete yaşayan
roplastiklere rastlandı, bu yıl ilk de-
anketlerinde ve sosyal medya al-
ki etkileri konusunda endişeli, taklaşa biçimde iklim krizinin
fa insan kanında mikroplastik bulundu bir tanıdığımız varsa ne yapmalı-
goritmalarının satır aralarında bu-
yüzde 55’i ise bu etkilerin kendi yıkıcı etkileri karşısında benzer
yız? İklim psikologlarının kurucu or-
ve bu yıl reddetmemizin mümkün ol-
lunabilir. Ancak bugün ve sonra-
zihinsel ve bedensel sağlıklarını duygular geliştiriyor.
madığı nice bilimsel araştırma bize teh- tağı Megan Kennedy Woodard, ger-
ki günlerde karar verirken kendi-
çek yaşamda ve/veya sosyal medya-
likenin boyutlarını olabildiğince açık
nize biraz daha dikkatli bakarsa-
da bu duygularınızı paylaşabileceği-
biçimde gösterdi. Durum böyle olun-
nız sizi nelerin tetikleyip güdüle-
ca “geleceğe umutla bağlı olma!” edi- niz ve beraberce içinde olabileceği- ni hatırlamalıyız. Topluluk olarak ik- rılmamız mümkün. Tabii ki eko-ank-
diğini fark edebilirsiniz. Hepinize
niz çözümler üretmenin yararlı ola-
nimi daha da sarsıntıya uğradı. İnsan- lim krizi ve sosyal adalet için hep be- siyetemiz için uzman bir terapistten
iyi pazarlar.
lar, dünyanın ve dünyadaki canlı çeşit- bileceğini dile getiriyor. Paylaşma- raber aksiyon almalıyız. Bu aksiyon- yardım almak da seçeneklerimiz ara-
liliğinin yaşamsal sürecine ilişkin endi- nın şifası, hep beraber onarım için ça- lar beraber sahil atıkları toplamaktan sında olmalı. Unutmadan sosyal med-
şeleri sıkça düşünür oldu. Eko-anksiye- balamanın gücü her yüzyılda insanla- bir ormanın restorasyonu için gönüllü yanın bir bölümünün korku tüneli gi-
Deniz Ülk Ütekin
te olarak tanımlanan duygu durumunu rın iyileşmesine hizmet eden bir ey- çalışmaya kadar birçok seçeneği ba- bi olduğunu kabul ediyorsak arada
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
lemdir. Kadim öğretilerde sıkça de- rındırıyor. Bu eylemlerle hem suçlu- detoks yapıp kendimize ait zamanlar
özetle çevresel felaketler karşısında sü-
rekli korku duyma durumu olarak an- ğinildiği gibi topluluk olma bilinci- luk hem çaresizlik duygularından sıy- da iyi hissetme anları da yaratabiliriz.
ayca_ceylan
15 yıl gizli gizli buluşarak aşklarını sürdüren Bedia ve Niko’nun öyküsü...
Bir Büyükada aşkı
EBRU
BOZCUK
arih, 11 Şubat 1929... miyor.” 25 Haziran
Beyoğlu’nda bir pastane. 1965, Lutraki...
Kalpleri yerinden fırlayacak-
Hep niko’yu bekle Di
mış gibi atan iki genç: Bedia
Sonrasında Bedia Atina’da vaftiz
Tve Niko. Büyükada’da süren
olur ve “Agapi” (sevgi) adını alır. Bir-
gizli bakışmalardan sonra ilk buluşma so-
kaç yıl sonra Niko’nun işleri bozulur ve
nunda gerçekleşir. Niko buluşmaya o gü-
bu yüzden 1967’de Büyükada’daki ko-
nün uğuruna inanarak 11 çiçekli bir buket-
nağı satmak zorunda kalırlar. Ada ile
le gelir. Bedia kışları İstanbul’da, yazları
son bağları da böylece biter. Bedia ada-
da Büyükada’da geçiren zengin bir ailenin
sını ve İstanbul’u hiç unutamaz ve eşi-
kızıdır. Niko ise Büyükada’da yaşayan İs-
ni kaybettikten sonra da uzun süre ken-
tanbullu bir Rum delikanlısıdır. Aşkların-
dine gelemez. Evlilikte çocukları da ol-
daki ilk engel Bedia’nın babası olur. Evli-
mamıştır. Kocasının ölümünden son-
liğe karşı çıkan babasını üzmemek için 15
ra her 11 Şubat’ta 11 çiçekli buketiyle
yıl ilişkilerine gizli buluşmalarla devam
Nikosu’nu bekler. Yaşamının sonu yal-
ederler. Babasının ölümünden iki yıl son-
nızlık içinde geçen Bedia son günlerin-
ra evlenirler. Bedia artık çok mutludur, Ni-
de, “Bir şey ister misiniz” diye soranla-
ko’suna kavuşmuştur. Ne var ki o kara gü-
konağı kapatıp Atina’ya gider. Her ne kadar
ra “Ölümü” diye cevap verir olmuştur.
ne kadar...
Niko’sunun yanında olduğu için mutlu ol-
Çünkü Niko’suz nefes bile alamaz du-
1964 yılında çıkan bir kararla, Yunan pa-
sa da İstanbul'u, adayı hep çok özler. 1965
rumdadır. Bir süre sonra sahip olduğu her
saportlu Türk vatandaşı Rumların, iki ay
yılının haziran ayında günlüğüne şu satırla-
şeyi bağışladığı huzurevinde yaşamını kay-
içinde, sınırlı birkaç eşya ile ülkeyi ter-
rı yazar:
beder. Geriye albümleri ve 65 yıl aralıksız
ketmesi istenir. Ve Niko da gitmek zo-
“Bu sabah uyanınca kendimi adada zan- tuttuğu günlükleri kalır. Ve bir de başucun-
runda kalır. Bedia, eşi Niko Cavuri’nin nettim. Deniz ve çam kokusu bana adadaki
daki kristal vazoya koyulmuş 11 çiçekli bu-
Türkiye’den apar topar gönderilmesinin ar- evimizin bahçesini hatırlattı. Sanırım ada- ket... Geriye söylenecek tek bir şey kalıyor:
dından çok sevdiği adasından da ayrılmak yı çok özledim. Kim bilir Niko da ne kadar Sevgi hep var olsun, aşk hep var olsun. Be-
dia ve Niko’ya selam olsun...
durumundadır. Üç ay sonra Büyükada’daki özlemini çekiyor bahçesinin. Fakat belli et-
çaresiz